myspacedeki kendi sayfasında kendi hakkında
--spoiler--
2002 de i̇stanbul'da başladığı müzik kariyerine son 7 senedir i̇zmir'de devam eden can i̇lhan,ilk bir kaç yıl tek başına akustik performans sergilediği rock barlarda daha zengin bi soundla yer almak için grup performansına yönelip cockpit grubunu kurdu.sözü ve müziği kendisine ait 200'den fazla bestesi bulunan can i̇lhan,sakın unutma,yaban ve kahpe dünya'dan oluşan 3 şarkılık ilk demosunu yayınlayıp dinleyicilerden müzik portallarında olumlu eleştiriler aldı.9 ay çalıştığı bu grupla bazı organizasyonlarda sahne aldıktan sonra grubun dağılmasıyla tarz değişikliğine gidip gunumuz ve geleceğin müziğini yakalamak adına elektronik rock,indie,alternatif rock soundunda çalışmalarını ilerletti.2009 yılı içinde kendi adıyla ''yafta!!!'' , ''sakın unutma'' ve "oyun bitti" parcalarına single yaparak calışmalarına ara vermeden dewam etti.can i̇lhan bu yıl 6. sı düzenlenen "mi̇ller musi̇c factory 2010 türki̇ye" yarışmasında "sakın unutma" ile 350 aday arasından ilk 10 finalist arasına girerek dikkat çekti.ayrıca aynı gün " yafta !!! " , " oyun bitti " ve " sakın unutma " parçaları ile bu kez "rock'n dark 2010" yarışmasında edirne'den bölge finalinde yarışma hakkını kazanarak,başarılarını pekiştirip,tesadüf olmadığını gösterdi.aynı yıl,2010 mayıs ayı itibariyle " uykusuz " ve " meşk " parçalarıyla " 15. roxy müzi̇k günleri̇ 2010 " yarışmasında adını 12 finalist arasına yazdırarak aynı yıl içerisinde 3. finalist derecesını alarak çok önemli bir başarıya imza attı.son olarak ise aynı gun,can i̇lhan bu yılki 4. final heyecanını " fantastage 2010 " yarışmasında " oyun bitti " isimli parçasıyla yarı finalist olarak yasadı.dolayısıyla bu yılki butun yarışmalarda müziği çok değerli jürilerce kabul görmüş ve bu vesileyle kendi tınılarını dinleyicilere ulaştıran tek isim olarak hedeflerine biraz daha yaklaşmış oldu.yukarıda şimdilik 6 bestesini dinleyebildiğiniz can i̇lhan,4 bestesini daha bu ara demolastırıp album oncesı son hazırlıklarını tamamlamakla meşgul.sizin için hazırladığı sıradakı kayıt sarkıları ise " beni boşver " ve " kahpe dünya ". o durmuyor,biz ise beklemeye devam ediyoruz.az kaldı biraz daha sabır,biraz daha.
--spoiler--
gibi bir yazı olan (ki bende tamamını okumadım ne yalan söyleyeyim). ancak güzel müzik yapan bir kardeşimizdir. çok sivrilen bir tarz olmamasına rağmen kulağı tırmalamayan bir havadadır. yafta şarkısı ve klibi oldukça başarılıdır. dinlenesi bir müzisyendir.
maçlarda muhakkak herkesin dikkatini çeken, golu atan oyuncunun şovunu engellemeye çalışan takım arkadaşıdır. golcü arkadaş taklalar atmaya, dans şovları yapmaya çalışır ve hatta izin verilse daha neler yapacatır ancak takımındaki sözüm ona dostları, hasetliklerini " yürü be koçum ne gol attın diyerek" ve sarılarak belli ederler. içten içe "lan adam ne gol attı, fena da parande atıyo başlamadan tutup yere yatırayım da nasıl olsa bizim sığırlar üzerime atlarlar" diyerek güzel bir gol sevinci sabote edilir bu kişiler tarafından.
tanım:
1234 yılında doğmuş olmaktır.
yorum:
eğer eğer şifre yaratıcılığı benim kadar kıtsa, internetteki hesapları, mail adresleri, kredi kartlarının şifreleri çok çabuk ele geçirilip, maddi manevi zararlara ugratılacak kişidir.
bu sicak zamanlarda insanliga, kendimize, toplu yasamaya olan saygimizdan dolayi kullandigimiz deordorantlarin tisortlerin koltuk altlarinin rengini attirmak suretiyle kullanilmaz hale getirmesidir. hele bir de pudralilari vardir ki, onlarin yaptigi rezillik daha buyuktur. stickleri saymiyorum bile. ***
kumandali aletler piyasaya ciktigindan beri yasanan durumdur. kumanda neyin kumandasi olursa olsun ister televizyon ister muzik seti hatta cogu zaman cep telefonlarinin bile. illa ki kumandanin ilk bozulan, zarar goren ya da kaybolan yeri pil kapaklaridir. hele evde 0-5 yas arasi cocuklar var ise. hayati yeni kesvetmeye calsian bu organizmalar saga sola saldirir malum. baslica hedeflerinden biride kumandalardir. kumandayi yere atmasiyla beraber piller bir yana kumanda bir yana kapagi bir yana gider. sonra bu uclu yeniden bir araya getirilmeye calisilir ama cabalar bosunadir. kapagi tutan o kucuk, narin, sirin parcacik kirilmistir. ve kapak yerinde durmayi reddeder. bundan sonra yapilacak iki sey vardir. ya kapagi bantlayip, kumandayi her eline aldiginda ellerinin yapis yapis olmasina tahammul etmek zorunda kalmak. ya da ikinici secenek olarak kapaksiz gunlere alismaya calismak. ikinci yol daha mesakkatlidir. zira artik ordan oraya atilan kumanda atilamaz. piller cogu zaman yerinde durmayi reddeder. sonuc olarak tv izlemek insani sinir eder hale gelir. en guzeli hayatina yeni bir kumandayla devam etmektir.
muzdarip oldugum gogus kafesi bozuklugudur. konuyla ilgili yazilari okuduktan sonra beni psikolojik yonden pek etkilemedeigine sevindigim hadisedir. hatta ben bir yasa kadar herkesin gogusu oyle saniyordum. tabi bunda annemle babamin hakkini yememek lazim. artik bana nasil bir oz guven asiladilarsa, pek ezikliginini yasamadim bu durumun. tedavisi oldugunu yeni ogrendim. (cunku ilk defa arastirdirim. psikolojik acidan etkilemedigi de burdan cikiyor sanirim.) ama gerek duymuyorum. benim icin bi kayip degil. saglik acisindan bir sikinti vermedigi surece tedavisine de gerek duymayacagim.
aslinda baslik "sinirlenilen kisinin yuzune degilde yere bakarak konusmak" diye acilacakti fakat malumunuz 50 karaker siniri.
neyse alis konumuz anlasildi bu sayede. mutlaka dikkat etmissinizdir boyle kisilere. sinirlendiklerinde yuzunuze bakmazlar. size dogru bakarlar. kafasinin yonu size dogrudur ancak gozleri yere bakar, ya da havaya. agresyonun bir sebebi midir yoksa korkunun da biraz payi var midir? ama benim dikkat ettigim kadariyla korkunun pek bir payi yok sanirim. aslinda karsindakileri kirmak istemezler. o an cikar o sozler agzindan, ama beyinden agiza giden yol goze gidenden daha kisa oldugundan olsa gerek * gozerini kacirirlar sizden. laf agizdan cikacaktir, donusu yoktur. ama tek cikar yolu bu yukari ya da yere bakmaktir. bu sayede en azindan agresyonu tetikleyecek olan ters bakislardan kacinirlar. e iyide ederler.
tam uykuya dalmak uzereyken basinin hangi tarafa dogru, ayaklarinin hangi tarafa dogru oldugunu cikaramama durumudur. halbuki yatagin 10 yildir ayni yone bakmaktadir. ama sen yinede 'lan odanin kapisi nerdeydi', 'bakkal hangi tarafa dogru kaliyo' diye sorarsin kendine. ve sirf bu adi merak yuzunden, uykuya dalmak uzreyken karanlik oda da kafani kaldirir kapinin ve bakkalin yerini tespit eder oyle koyarsin kafani tekrar yastiga.
numarali gozluk kullananlarin fotograf cekilirken gozluklerini cikarmasi durumudur. cocuklugumdan beri merak etmisimdir. neden cikar o gozlukler fotograf cekilirken. kendinden utanma belirtisi ya da ben zaten cok kullanmiyorum, ara ara gozlerin dinlensin diye takiyorum demek midir bu anlayamiyorum. ama gorudugum kisilerin oogunun gozleri ileri derecede bozuk. kuzenimden yola cikarsam 25 26 yasina geldi ve hala ayni seyi yapiyor. takintilarla yasamak midir durumun gercek adi ya da ne oldugunu inkar etmek mi? ayrica o fotolarda ne kadar kotu gorunduklerinin farkinda da degiller sanirim. gozlerinin bozuk olmasindan dolayi objektife yan yan bakmalar, bir gozun objektife diger gozun baska bir yere bakmasi, gozeleri duzeltmeye calisirken acilan agiz vs vs... kuzenime ve ayni seyi yapanlara sesleniyorum. yapmayin nolur bunu. siz gozluklerle guzelsiniz. sirf guzel gorunmek adina guzlukler cikiginda komiksiniz.
29 mart 2009 yerel seçimlerinde trakyanın bir kez daha akpye sans tanımamasıdır. geçen yerel seçimlerde kaybedilen tekirdağ'da dersini almıştır ve chpye donmüştür. ve son olarak anlaşılması dileğiyle,
trakya kalesi düşmeyecektir!
leman dergisinin italyan barış gelini Giuseppina Pasqualino di Marineonun Turkiyede tecavüz edilerek oldürülmesinden sonra yaptıgı kapaktaki başlık. ne kadar da dogru bir başlık. böyle bir çag başlamış mıdır? e taksim olayı, ardından bu olay ve emin olalım daha kulagımıza gelmeyen nicesi... nasıl bir millet oluyoruz biz? nerdir türkiyenin bu hasta ruhlardan çektiği!!!
rahatlamak, kendilerine itaf edilen sozlerin en azıdan bir kısmından kurtulmak ya da kendi gibi duşunmeyen bazı insanları da zorla yanına çekmek adına yapılan eylemdir. son zamanlarda sozlukte sık sık gorudugum " sadece din yobazlıgı olmaz" sozü gülünçtür. Yobazın sözluk anlamından bir haber olan arkadasların soylemidir.
bir çok şehirde özellikle istanbulda belediye otobusu soforlerinin dolmuslarla veya minibuslerle yarışıp, durak geldiğinde de ani bir frenle onlarca kisinin otobus içinde düşmesine sebep olan durumdur. Hatta son zamanlarda istanbulda metrobuslerde bile bu soforlere rastlanabilir. Trafigin olmamasında mutevellit son gaz giderler ancak, 100m ilerdeki durakta duracakları son 10m de akıllarına geldiği için, tum ayaktaki yolcuların otobus içinde savrulmalarına hatta düsmelerine sebep olurlar.
yeni çağ gazetesinin, AKPye açılan kapatma davasında AKPyi savunan Alman başbakanı Schrödere itafen 18.03.2008 tarihinde attığı manşet.
Not:
Alman Başbakanı Schröder "Bu sadece yukardan gelen bir darbe girişimi değil, aynı zamanda Türk halkının iradesine karşı yapılan onursuz bir girişimdir. Türk halkı Erdoğan hükümetini büyük bir çoğunlukla seçti. Uluslararası arenada büyük bir saygınlık gören Cumhurbaşkanı da demokratik olarak seçildi...” demiştir konu hakkında.
bu alemde ingilizce bilmeyenlerin, nese tam yırttık derken tamamiyle hayal kırıklıgı yaşayacağı varsayım.
example:
-selamınaleyküm kardeş. biz cennete gidecekmişiz. burası mıdır?
-yes. conguralations. Welcome to paradise. here your identity cards. ramadan akbıyık
-he ben ben. tenk yu.
-cemalettin uzun
-o da ben.
-please come in. enjoy your time
-ben dedim olum en azından bi anadalu lisesi okuyacaktık. naapcaz simdi sozsuza kadar.
-kac tane türk vardir burda? milyarlarca insan.off offf içim sıkılmaya başaldı valla
alkolün etkisiyle çılgınlar gibi, sağa sola çarpa çarpa, kan ter içinde kalmış bir dans eden itici kız modelidir. ileri derecede iticidirler. hele bu kızla gönül bağınız varsa, bağları koparma vaktinin geldiği zamandır.
Eskiden büyüklerimiz duyduğumuzda garipsediğimiz " ne var bunda anlamayacak?" dedirten cümle. Ancak zamanla alıştığımız ve de kullanmaya başladığımız söz.
örn:
89lu genç (ya da daha küçük genç arkadaş):
-Abi bi aydır level kasıyorum. Şu itemleride aldımı, klanın kralı olurum
Ağabey:
-Ya ya.Devam devam lak lak yapma. (ne diyorsun bi de anlasam. bu gençlerin dilinden hiç anlamıyorum)
