saglam nevrotik bi hatun ve hayalleri temali bu filmi ispanyolca fetisi olan ya da "imdbde 5 ve ustu alan her filmi izleyecem " gibi takintilari olanlar izleyebilir.. bi de ostsi guzel..
daha da bi yorum yapmiyorum bu film icin.. koca sozlukte de tek izleyen benim sanirsam..
büdüt: erotik gerilim romantiz uclemesinde, cok da mehsur olmayan bi film izleyeyim de karizma yapiyim diye dusunenlere in the cuti oneririm.. en azindan ciplak bi meg ryan var..
sene 2007.. ders histoloji.. hoca pankreasi anlatirken lamelin ustunde mikroskopa yansiyan goruntuye bakip "bu cok guzel bi pankreas " demisti.. lan dedim bunlar manyak herhalde.. sonra yil 2010.. ders patoloji.. hocaya hak verdim..
lan dedim ne guzel bi pankreasmis o histodaki.. onumde hucrelerinden hucre cekirdeklerinden bi gariplik bi malignlik oldugu akan bi preparat.. yil 2011.. genel cerrahinin son demleri..
ameliyat masasinda disari cikarilmis bi pankreas gordum.. gordugum en igrenc seydi diyebilirim.. hastayla aramda steril mavi bi suru ortu.. hasta hasta degil, icinde kirmizi organlarla dolu bi tepsi sanki.. masaya degip bacaklarindan ekartoru tutsan hissediyosun sicakligi ama konduramiyosun onun da senin benim gibi biri oldugunu..
yil 2012.. gordugum onlarca ameliyat, okudugum onlarca malign hastaliklar.. hemen her sene yenilenen tnm klasifikasyonlari.. tek bi ct`nin hastanin operabl olmadigi icin olume terkedilecegini kanitlamasi..
tomografi odasinda, adini sanini bilmedigimiz hastanin , tomografisi cekilirken; ekranda korku filmi izler gibi metaztazlarini izlemek.. her cikan koyu renkli kutlede gozleri yummak..
ve nihayetinde bunlari dusunmeyi birakmak..
simdi ben buraya ne yazsam doktorlar kufur yiyecekler.. ben de ediyorum doktorlara kufur.. bi cok sinif arkadasima da anami kardesimi teslim etmem.. ve evet cogunun gotu kalkik..
ama su da bi gercek ki, bu adamlarin yaptigi is yikici bi is.. bu adamlar her gun hayatin ne kadar sikindirik bisi, insan dedigin canlinin ne kadar kirilgan ve bozulgan (? ) bi yaratik olduguna taniklik ediyolar..
bu adamlarin egolari da olmasa hepsi depresyonun bataginda surunecekler.. bu adamlar oturup her hastaya normal bi hasta yakini gibi uzulseler, kurtarilabilecek diger hastalara haksizlik olacak..
ya o tomografi odasinda gordugun her bi tumorde, aklina o hastanin ailesi colugu cocugu gelecek ve kahrolacaksin.. ya da hasta senin icin ahmet bey filan degil, hasta olacak ve sosyal anamnezine kafani takmayacaksin..
bu dunyada her gun binlerce adam oluyo.. hepsine oturup uzuluyo musunuz ? yooo.. doktorlar da ayni sekilde.. aciya da alisilir.. olume de.. bu adamlar kendi hallerinde zavalli adamlar.. gecirdikleri senelerini parayla kompanse etmeye calisan, her daim guclu ve bilirkisi olmasi beklenen yalniz zavallilar..
doktorlar ruhsuz degildir.. ruhlarina ayiracak vakitleri yoktur yalnizca..
aslinda her insan aynidir genetik olarak bile yuzde 99 nokta bilmem ne birbirimizle ayniyi.. ama iste sevgilinin bi ozelligi vardir , sadece onda olduguna inanilan.. yakinlik ve baglanmayi saglayan.. bu ozellikler de olmasa, iliski denen enerji tuketici seyi neden deli gibi arasin ki insanlar ? kendi kendilerine takilirlar..
herhalde bu sozlukte benden baska kimsenin izlemeyecegi bi online film izleme sitesi kiyagi..
dinazorlu bi film ohys dedim.. misir patlattim.. kolami aldim yorganin icine girdim.. ilk sahne, ofke nobeti geciren bi adam.. sakin sakin gidiyi gidiyo sonra cat arkasini donup allah ne verdiyse daliyo.. bi tane de hello kitty kivamli cocuk sahibi olamayan "i ll pray for you" ayakalarinda bi hatun..
ve asklari..
kadin guzel degil, adam cekici degil.. oyunculari tanimiyorum.. genc de degiller zaten.. filmin adiyla konusu ne alaka onu da cozemedik.. saat olmus 5.21 amk bi de onu mu dusunucem..
ama bisi var bu filmde.. adamin acisiyla bas edemeyip, olmus olan sevdiginin intikamini diger tum insanlardan almaya calismasi var.. herkesten bi anda delice nefret edenler, icinde surekli 2 3 bambaska cephede savasanlar , insanlarin kafasina siktiklari ve kan revan icinde kalmalari goruntuleriyle nefretini bi nebze yatistirabilenlerin yakin hissedecegi bi gerceklik var..
abudik gubidik filmler izlemeye merakli olanlar, bos zamani film izlemeye esit olanlar izleyebilirler..
pankreas kanserinde adi gecen genel cerrahinin en radikal ameliyatlarindan biri..
hangi organlarin cikarildigi geri kalanlarin nasi baglandigini sonuna "emi" eki gelen bi cok terimi es geciyorum.. bilen zaten kitaplardan acar bakar..
whipple operasyonununu yapan cerrah tasakli bi cerrahtir.. 8- 14 saat araliginda süren bu ameliyatin anestezisi post operatif bakimi yogun bakim hemsiresi osu busu, hepsi zor isler yaparlar.. kacirilacak en ufak bi detay zaten cok agir bi amelyiattan cikmis hastayi yipratir ve en kotu durumda oldurur..
pankreas kanseri malum.. her yerde ulasilabilecek bilgiler var..
erken tanisi cok nadir prognozu staging"e bagli olsa da kotu olan bi hastalik..
bunlari tekrar tekrar yazmicam.. ameliyatin 5 yillik sagkalim orani yuzde 20dir.. cogu kisi boyle bi riski goze alamaz ve ameliyati olmak yerine, kalan zamanini iyi degerlendirir.. cerrahlar icin de trde cok yogun olmasa da malpractice mevzuusu var.. o yuzden zaten her cerrah cesaret edemez butun batinin yeniden rekonstukte edilecegi bu ameliyata..
fakat nature paperlarinin pubmedin yazmadigi bisi var..
5 yillik sagkalim lenf nodulu infiltrasyonu biyopsisi post op komplikasyonu osu busu.. bunlar iyi guzel de bi de moral var.. bi de su an fizyolojisini butun olarak aciklanmasa da, iyi hissetmenin vucut kimyasina yuzde yuz somut ve olumlu etkisi var.. bi de dualar var o var bu var..
o yuzden, anesteziden oturu bi sikintisi olmayan hastalar kendilerini koyvermesinler.. her yolu denemek adina bu ameliyata girsinler.. cunku her ne olursa olsun, o yuzde 20den , 5 kisiden biri siz olabilirsiniz..
ve dilerim olursunuz..
bu arada cerrahlara cok takintili olmam nedeniyle hep elestirilirim bana yer yer "napiyo amk onlar da insan neticede" diyenler olur.. fakat bu ameliyati bi izleseler, cerrahlarin gercekten tanrinin eli oldugunu gorurler..
semptomatik deyince ne kadar da masum duruyo degil mi ?
oysa avrupa ve abdde palyatif tedavi hatta "palyatif tip" , "sizin icin bisi yapamadik, hastaliginizi iyilestiremiyoruz.. ama izin verin de agrilarinizi acilarinizi giderelim bari" demektir..
terminal evre kanser geliyo ilk basta akla.. aids geliyo.. ve bazi kalp hastaliklari.. nitekim yuzde 95inden fazlasi kanser hastalaridir..
hastalar berbat durumdadirlar.. bi hsta ne zaman palyatif tedaviye baslar, palyatif tedavi sadece agri tedavisi midir ? vs vs. gibi sorular var.. fakat burasi bunlari aciklamak icin ne dogru yer, ne de parmaklarimizin yorulmasina degecek kadar sikleyen olacak..
yogun bakimin monitorleri hasta parmagini oynatsa not edecek olan hemsireleri yok bu istasyonda.. yataklarinin yanlarinda agri makinalari olan duzenli olarak opyat (genelde) enjekte eden hastalar ve koridorlarda hastanin kac gune olecegini tayin etmek icin degerlere bakan doktorlar var..
bu alanin her daim sorumlusu anestezistlerdir.. agri kesiciler de basrolde oynar..
filanlari gecelim.. yigitce erkek erkege konusalim..
turkiyede yasiyoruz.. amsalak olmakla zengin olmak (ama doymak) gibi 2 sansimiz var.. iki grup da yoruma mahal vermeyecek kadar radikal.. biri omur boyu elini sikip, anasinin bulduguyla evleniyo bi digeri sikiyo sikiyo sonunda sikilip ibne oluyo..
bi de arada kalan orta ust sinif ustu sonradan gorme burjuvalar var.. universitede sarhos ortam asmalimescit, sozlukten feysten hatun dusurup sikenler ya da sikecek kivama getirenler..
ben bunu yazarken sadece bi nick olarak yaziyorum.. olabilecek maksimum sey nedir ? eksi alirim.. modun biri ibnedir bana inattir siler.. olan o olur..
oysa; orda burda asi kiz ayaklarinda takilip, universitede buyuk sehre gidip kabak cicegi gibi acilip, ne biliyim aslinda anasi babasi bunu duysa kendini evlatliktan reddedecek kadar tutucu olsalar bile feysbukta kucuk iskenderlerin , gazina gelip kendini gossip gorl zannedenlerin kaybedecekleri sey bekaretleri oluyo..
bi kadinsaniz.. ortalama bi bolum bitirmisseniz.. yurtdisi sansiniz yoksa.. etrafinizdakilere kanmayin.. simdi cok bakire kiz kezbandir abiiii diyenlerin hepsi, sizin arkanizdan en ufak firsatta evlenecegi kadini buldu mu bilhassa da "siktim attim nedir iste kari kendi verdi sikmese miydim ?" diye bahsedecek..
bu topraklarda, kadin olarak tek ederiniz bekaretiniz.. kimse salak degil.. kimse inanmiyo sizin sikindirik travmalariniza.. teoman sarkilarindan cikmis yarali satirlariniza..
erkekler ne hale geliyo cok sikistikten sonra anlatayim.. bosaliyosun.. yaninda bi kadin var.. vajinasinin ustundeki tuylerin o uclarindaki yesillik bile adami tiksindiriyo.. bi an kacip saklanasi geliyo.. siz onu issiz adam sanip iyice hirs yapiyosunuz.. bekaret de gitti elden.. tabii bekaretimi sana verdim beni terkedemezsin havyan denmiyo..
neden ? adam dicek ki "zorla mi aldik kizim ? "..
sonra gel burda ben bunu sana yazdim..
istersen anasina yaz.. bu adam senden alacagini almis..
yani bazen kadinlara o kadar uzuluyorum ki..
benim amcam dayim hatta babam ayni seyleri yapmis lan.. sikmisler.. statulerini kullanmislar.. sonra annem gibi masumiyet kokan, gunahlarini unutup, midelerindeki agirligi azaltacak kadinlar bulmuslar..
ben bi beyaz onlukle biliyorum ki alayini sikerim.. biraz zorlasan sana verecegini bildigin kadindan ne olur he ?
erkek nasi avlanma avci gudusunu tatmin etsin..
biliyorum simdi bu yazi bi sikimi degistirmeyecek.. en azindan erkekler biraz durust olsunlar..
sana veren kizi bile terk ediyosan olm.. o kiz sana veriyo ya da verecek, bunu bilmene ragmen terkediyosan o kizi.. hayattaki en ulvi gudune ragmen o kiz senin icin hayatin anlami degilse.. o kizi siktigin icin senin kalibina tukureyim..
sen kendini cok asik sanan kiz.. sen vermeyi, vermek olarak nitelendirenlere paso kizan, oysa bu kisilerin bu alemde en got olmayan gercekci ve dorba adamlar oldugunu bilmeyen salak ortalam turk kizi.. yasin maksimum 26yi gecti mi mature olucaksin..
goz alti torbalarin gecer.. selulitlerini gel bana hallederim.. ama o gecmisin var ya.. hani askla travmalarinla justify etmeye calistigin seks hayatin var ya..
iste o hayatin boyunca bu topraklarda pesinden gelecek..
o yuzden, bi adami iyice deneyin.. dibine kadar deneyin.. her turlu boku yapin.. her turlu cadiligi.. her turlu siklememezligi.. ve o adam buna ragmen kaliyosa iste o zaman verin.. sevgiye acsiniz.. turk erkegi sevgisini gostermedi.. siz de baba sevgisini boyle kompanse etmeye calistiniz eyvallah..
ama su dunyada siktigimin tek hucrelisi olan bakteri bile verem yapip koca adamlari olduruyo lan.. biraz akilli olun.. sevilme ihtiyacini biraz bastirin.. yoksa size basanlar, bi donup baktiginizda size gram deger vermemis adamlar olucaklar..
onun derdiyle gene ayni adamlara gideceksiniz.. tekrar ve tekrar ve tekrar..
bekaret kafadadir dogru.. fakat bu amda olmadigi manasina gelmiyo..
hefeyle aci gerceklerden bildirdim.. demin bi arkadasim " madem evlenmicen ne diye cikiyosun olm?" sorusuna " napiyim olm bu kizlar sevgili muhabbeti olmadan vermiyolar" diye cevap verdi ondan yazdim..
bunu bılmek ve herkes olecek lan zaten demek, bunun yakın zamanda olacagı gercegınden bambaska bısı..
kımseye kendı olecek gıbı gelmez mesela.. bana ben olumsuzum gıbı gelıyo hatta her ne kadar umumıyette dıle getırmesem de..
ben mı olmek mı ? yok la ben olmem herhalde ohara olu olu toprak altında yatıcak halım yok dıyorum mısal..
esprı fılan degıl baya gercek hıslerım bunlar..
mısal herkes olucek bı gun.. ama o bı gundekı belırsızlık ısı surreal yapıyo..
orda bı koy var uzakta durumu yanı.. uzaktan davulun sesı bazen hıc gelmıyo..
bı de bazı anlar oluyo.. kımı ıcın kanser olmus bı yakını kımı ıcın termınal evre hastası olan bı doktor kımı ıcın bı hemsıre..
bı odaya gırıyo ınsan.. oda olum kokuyo.. yataktakı hasta ne durumda olursa olsun kı genelde guclu gorunmeye calısır cogu ınsan. acının verdıgı sarkastık tavır olur bole.. kendı olumuyle ılgılı muthıs esprıler patlatır..evet yataktakı adam ne durumda olursa olusn. ınsan bı bakar boyle.. olucek lan bu muhtemelen 2 3 haftada der.. lan belkı de olmez dusuncesı gelır akla ılk.. belkı hastalık bı anda yok olur.. ne bılıyım belkı bu amına koydugumun doktorları yanılıyodur.. hem kım bılebılır kı ne kadar yasanacagını ? bı kac kreatının degerı mı rontgenler mı ?! pehey.. umutlanır.. sonra yataktakı hastalık emaresını dısa vurur.. oksurur ya da mımıklerı acıya tekabul eder.. umutlar yıkılır..
evet olucek der ınsan kendı kendıne.. karsındakı en ezelı rakıbı bıle olsa bı acıma kaplar.. aynı zamanda hasta ınsanın karsındakı saglıklı ınsana verdıgı serefsızce bı huzur hıssedılır.. ıcgudusel bısı herhalde.. o olucek ama ben yasıyorum oh be evrım halkasının saglam yreıyım dusuncesının tezahuru..
acır acır.. aılesını dusunur sevenlerını.. yalnızsa mustakbel olu o zaten daha acı..
yaklasıp olmeyeceksın kurtarıcam senı demek ıster doktor olsun olmasın.. bısıler yapıcam senın ıcın ıyı olucaksın..
fakat tabıı gecer hepsı.. manasızca gelır..
odadan cıkarken tek bı hıs kalır gerıye : mıdeye oturan o sıkıntı.. otobanda durup arabaların seslerını dınlermıscesıne kulakları uguldar.. sebepsız bı huzun gelır coreklenır..
bu hıkayeyı her gun tekrar tekrar yasayanlar.. doktorlar hemsıreler yogun bakım teknık elemanları paramedıkler vs vs..
onlar ıste butun bu hıs yumagını bır bır cozerler.. butun hıkayelerı dınlerler.. kac cocuklu evlı mı ? cok mu calısmıs zamanında ? cocuklarıyla kus muymus ? gencecık mıymıs ? bu hastalık onu nası da bulmus ? ılk nası doktora gıtmıs..
butun bu hıkayeler dınlene dınlenetek bı gerceklıgı hatırlatır olum tanıklarına.. dunyada tek gercek olum.. ne torpılın gectıgı ne hakkın adaletı oldugu ne ustundekı kıyafetın ne tanıdıklarının ne paranın ne askının ne aılenın hıc bı seyın ıslemedıgı mutlak guc : olum..
olume yakın olanlar olume taparlar.. olumun katılıgına gerceklıgıne yanında her seyın manasız kalmasına.. ve en cok olumden korkarlar.. gerısı faso fısodur.. acısa da oldurmezdır..
soylemek istediklerini soyleyememekten farkli zira burda soylenilmis seyler var.. konusamamaksusmak degil yani olay.. aradaki nuans gunluk hayatta kendini "yanlis anlasilmak" olarak gosterse de, aslinda bu da tamamen egomuzun bize oynadigi bi oyun..
insanlar refleks olarak mesela "yanlis anlasildim ama" derler en kibarcasindan.. meali ise sudur, sen beni yanlis anladin.. oysa bi de donup kendine baksa insan "lan acaba yanlis mi anlattim ki" diye..
bazi insanlar korkakliktan, fedakarliktan, konusmanin bi ise yaramayacagindan vs vs, susarlar.. fakat kimse sabir tasi degil. eylemsizlik kanunu insanlarda gecerli olsun.. bi yerde patlarlar..
o patlama esnasinda ( ki illa bi sinir krizi olmasina gerek yok) iste agizdan cikan laflar o anlik sinirle, gecmis zamanin birikmisligiyle,beyin agiz mesafesinin ongorulebilir olmamasiyla ; aslinda gercegi yansitmaz..
nitekim insan psikolojisi kendimi insan olarak ele aldigimda ( ki olumsuz oldugumu dusunuyorum) bende soyle isliyo:
bi insanin bi huyuna bayadir sinir oluyosam fakat iste cesitli nedenlerden dolayi bunu bi turlu disari vuramiyosam, icimde bi balon gibi sisiyo.. gaz yapiyo sonra.. ruhum daraliyo.. nefes alamayacak gibi hissediyorum kendimi.. dayaniyorum dayaniyorum dayaniyorum.. ve sonra pat diye patliyorum.. patlamak genelde bi insanin o yonunu degil, tumden varligini lanetleyip ona saydirmak yoluyla oluyo.. buraya kadar hersey normal..
fakat sonrasinda bi pismanlik aliyo beni.. aman alalhim.. bi vicdan azabi.. lan bunu hatali soyledim telasi.. bunu boyle kastetmedim panigi.. ve insan o an hakli bile olsa aslinda. kendini sucluyo.. "bu kadar agir konusmamaliydim.. soylemek istediklerim bunlar degildi"
ve noluyo size soliyim.. sirf uslup hatasi yuzunden icerik dogruysa bile, insan deliler gibi ozur dilerken buluyo kendini.. affedilmek icin yalvarirken.. yok durum bu kadar trajedik degilse bile, incten ice karsi tarafa bi eziklik ve bi uzuntu besliyo.. vicdan mahkemesinde kendini yargiliyo ediyo..
bu yukarda afilli cumlelerle, hic bi somut ornek vermedigim sikik edebi metni de bu yuzden boyle uzun tuttum..
somut bi ornek vererek de bilimsel dunyama geri donuyorum.. edebiyat bana gore degilmis amk..
misal en basitinden sevgili.. sevgili degil basit olan, aradaki sorunlar.. kizin sinir oldugum bi huyu var.. o cocukla konusmasini istemiyorum.. herhangi bi sebepten oturu ama.. fakat beni aldattigini filan da dusunmuyorum.. zamane kiro sahiplenmeyi , tapusunu almak sanan hiyarlardan olmamak adina "onu sileceksin defterden" vs. gibi olaylara girmiyorum..
bekliyorum bekliyorum.. rahatsizligimi insan gibi dile getirince de, kaale alinmayi bekliyorum.. neticede ben ona bunlari soylettirmeden, onun sinir olacagi adamlari silmisim coktan.. fakat noluyo ? kesmiyo iliskiyi.. manyak bi paranoyak olmadigim icin ( gercekten degilim fakat keske olsaydim renkli bi hayatim olabilirdi) farkettigim seyler beni rahatsiz etmeye devam ediyo.. herif sana yaziyo yani kisaca allahin mali.. tabii hatunun da isine geliyo.. ilgi odagi olmak yedekte tutmak..
ve kavga ani geliyo.. en ufak bi tartisma oraya baglaniyo : mehmetle de iliskini kes dedimkesmedin.. napiyosun allasen yedekte adam mi tutuyosun hi ? sana insan gibi uyarmak yetmiyo mu ? illa sertten mi anliyosun ? illa kufur mu ediyim sana ?
aha.. iste bu noktan sonra ipler kopuyo.. vay efendim sen bana kasar mi dedin.. ben oyle bisi yapar miyim.. benden bekler misin.. bitti bitti bilmem ne..
bekler misin degil amina koydugum beklememek icin direndim ama baktim ki beklememekle hata etmisim..
bi nokta var sonra.. ya kiz boyle konusunca "kahpe siktir git ben bilmiyo muyum senin cigerini" diye dusunuyo insan.. ya da kizin o an cikan damarlarina sinirine ve kendisine inanmamaniza gosterdigi tepkiye tekrar asik olyuosunuz.. lan salak malak ama bu hatun beni seviyo ben de onu diyip, hemen sarilmak istiyosunuz..
tabii kavga esnasinda dudaklara yapismak kolay olmuyo ama gene de insan uzuluyo uzulmesine.. midesi karincalaniyo boyle..
iste o nokta ask indikatoru.. demir demirkanin kahpe sarkisi kulaklarda calinmaya baslamissa durum vahim.. bu hatunu aslinda sevmiyosunuz zira guvenmediginiz birini nah seversiniz affedersiniz..
oysa insan hatali laflar soylemese, soylemek istediklerini tam olarak dogru formulize etse; ne kavgalar kalicak ne yanlis anlasilmalar..
ama her yanlis anlasilma, dogru anlasilma yolunda atilmis bi adim..yanlislari eleyerek dogrulara gitmek gibi..
ve yer yer yanlis anlasilma bazi seyleri test etmek icin tek sansimiz..
lan kaç tane doktor evine girdiysem hepsinde bi koku bi ayrı bi tat var.. hmfffss hmfffss
az kullanılmış kaliteli eşyalar , ilaç isimleriyle dolu kupalar , portmantoda asılı önlükler ve hiç şaşmaz ph dengesi iyi ayarlanmış sabun ve kokusuz şampuanlarla dolu bi banyo , hediye olduğu belli olan incik boncuk..
başkasının evinde gibi yaşıyo adamlar.. şahsi eşyalar minimum düzeyde..
hele de bi de asistan ya da intern evi diye ayrı bi başlık açmak lazım.. brr brr
bıktım lan sizden.. hepinizin evi aynı amk yemeğe çağırıp komşudan fazla tabak istemek de mutfak hakkında yeterli bilgiyi verir sanırım..
bu hatunlar , tipik trakyalı olmakla kadın olmayı birleştirmiş ve ideale yakın bi kombinasyon tutturmuşlardır..
kadın = plancı hırslı en iyiyi arayan
trakyalı = siklemez keyfine düşkün ortalama olsun benim olsun mantığında..
trakyalı kadın gece dışar çıkar , anası babası tutucu değildir , ekseriyetle beyaz tenlidir , yer yer renkli gözlüdür , küfredebilir , içme konusunda tüm yerel yemekleri rakı mezesi olan ( şakşuka yoğurtlu biber ekşimik vs. ) bi bölgeden ne bekliyosanız odur , sabah kalkıp içmezler ama içtiler mi içerler.. depresif değildirler.. depresif olmadıkları gibi hayata dair iştahları hiç doymaz..
bunun yanı sıra bi rahatlıkları vardır.. çok plan yapmazlar.. kafacıklarını yoramazlar o kdaar.. yakışıklı erkkleri severler.. bi trakyalı mantık evliliği nadiren yapar.. kimin sikinde trakyada amk mantık.. chplidir ezelden..
vs vs..
türkiyede kalp kırıklarının yüzde 80inin nedenidir..
ben yarı trakyalı bi adam olarak , trakyalı kızları sevin derim.. sevin ama gerçekçi olun.. kadını bilin gitti mi üzülmeyin gelip sizi kıskançlıktan delirtti mi sövmeyin.. siklememezlik yaptı mı arkasından orospu demeyin..
trakya topraklarında çünkü ne ısrar vardır ne kabadayılık ne zorbalık.. isteyen istedğini yapar amk.. kız kaçırmalar o kadar çoktur ki , ne zaman köye gitsem haberler şuı şekil olur "kızanım cananın kızan var ya kaçmış köyün delisine , osman da nuriyeyi kaçırmış çocukları olcakmış şimdi gari"
eheh anlatmakla olmaz.. yaşanması lazım..
trakyalı kızı nası tavlarsınız ? direkt hediyeyle allı pullu giysilerle.. söliyim ama pis flört ederler sora da tekmeyi basarlar.. o kız istiyosa sizi gelir alır yoksa zor..
daha yazardım da ellerim yoruldu.. benden bu kadar..
1.ya inanmıcaksın ve herkesin adi ve sana zarar verdiği bi dünyada yaşayacaksın..
2a.ya inanacaksın ve belki evet siki tutacaksın.. ve herkesin adi ve sana zarar verdiği bi dünyada yaşayacaksın..
2b.ya da inanacaksın ve inancını haklı çıkarak bi adam olacak..
gördüğünüz gibi ilk yolda mutluluk zaten yok.. ikinci yol denemeye değer.. tabii kör bi biçimde inanmamak kaydıyla.. ona zaten inanmak değil teslim olmak deniyo..
ve teslim olmak , savaşla alakası olan ikili ilişkilede kullanılması en paatolojik olan kelime..
inanın yani.. ayakları yere basan bi inanç , körü körüne ve sonu hüzünden başka bişi olmayan kötümserlikten iyidir..
mutluyken gözün kör olmasıdır.. üzgün olunca da haliyle o göz sike sike açılır..
başlığı çok fiyakalı yazdım ama.. başka bi esprisi yok aslında başlığın.
insan anlamak ve yorumlamak için acı çekmek zorunda yani.. acılar bizi güçlendirir mi , he güçlendirmek hissizleşmek olarak düzeltilirse evet , ama acılar bizi mutlaka ki bazı şeylere ayar.. o yüzdendir insanın yaşlandıkça verdiği kararların daha oturaklı olması.. çünkü insan acı çekmiştir.. analiz ve analitik düşünme yeteneğ itavandadır.. o yüzden acı çekmeyen adamlar hep biraz hayalperesttir hep biraz gerçekleri görmez.. o yüzden çocuklar kolay kolay depresyona girmez.. çünkü farkında değillerdir olan bitenin !
üzüntülüyken insan hayatı düşünür.. depresifken sorgular..
gerisi hep harala gürele yaşama..
peki insan farkında olduğu için mi üzgündür yoksa üzgünken mi farkına varır bazı şeylerin ?
ergenlikte bile aşırı asi ve kuuldum ben.. millet el ele tutuşur yürür mürür ben bunlara bakar , hemen elime o zamanlar takipçisi olduğum bilim ve ütopyayı alır yollarda "kerizler lan bunlar " diye yürürdüm..
sarılıp uyumak da şimdi modern zamanların sikişelimi oldu ya.. bu lafa da ergenlikten beri gıcıktım.. sarılıp uyuyalım ne lan ?
bak sana nolucak anlatıyım.. adam kıza en iyi ihtimalle sarılıcak boynunu öpücek yok nefesini vericek.. ellerini beline dolucak ayakları eli mahkum kızın ayaklarını sarıcak.. derkeeen derken işte , o el kalçalarda gezinicek yok bacak arasına gidicek kız dönücek öpüşücekler vs vs..
neyse böle tırt bi mevzuu.. biri bana bak senle sarılıp uyumak istiyorum diyince , yemin ederim adamın göğüs kafesini ikea bıçaklarıylaa açasım gelirdi.. geldi de yani.. bunu bana "ay kzıım aşık bana ama ya :( baksana sarılmak istiyo" diyerek anlatan çok kız arkadaşım gözümde direkt salak konumuna düşmüştür söliyim..
sora noldu ? gözlerimle tanık oldum sarılıp uyuma olayına..
adamın basbaya kendisine verecek kızı elinin tersiyle itip , o masadan kalkıp diğerine , kendisine vermeyeceği garanti olan bırak vermeyi maksimum yakınlaşma ihtimali masada karşılıklı oturma olacak olan kadına gitmesini izledim..
hani tamam şöyle olsa olur ; adam kızı siker ama diğerini gene sever.. ki benim gördüğüm budur.. siker sonra ayak yapar , yok işte nesrinle sarılmaya tercih ederdim filan.. he pardon demin kıza "sıcaklığını hissetmek istiyorum " diyip içine girip çıkarken nesrine sarılmak istiyodun eminim aslında..
fakat bu olay bambaşka.. adam çekti gitti ruhen gitti.. yoksa bizim masada da hala kzıın başka bi mekanda olduğunu duyunca bizden koptu gitti belli ki fiziken de gidicek içeceğini bitirip.. ben tabii , araıştırmacı gazeteci.. gittim yanına dedim , bak sen gidiyosun burda sana vericek kız var.. güzel çekici seni seviyo.. ten var lan burda sıcaklık var.. sen orda neye gidiyosun güzel arkadaşım ? bi kıza aylarca bakmışın bi bok olmamış da sen onla tanışıcan da konuya giricen de beraber olucan da , ki kız sana vermez.. anca öle arkadaş modunda devam edersin.. yapma yahu dedim..
adam baktı baktı hafif acımtrak bi gülümsemeyle bana döndü "ben o kızla sarılıp uyusam bile bana yeter" dedi.. karşımda 20 yaşında sivilceli bi ergen de yok.. 30una merdiven dayamış taş gibi mesleği olan bi adam var.. vay be dedim.. demek ki hakikaten var böle bi fenomen.. demek ki yani herkes birbirini delice sikmek istemiyo.. ve demek ki , sarılıp uyumak götü dönüp yorgana sarılıp sabahki o iğrenç kokulu pörtlek gözlü halden öte bi yakınlık emaresi..
bu zamana kadar bu lafı söyleyenlere duyup inananlara çektiğim küçümser muamele için herkesten özür dilerim.. harbiden..
gerçek gerçek denen şey zaten , senin sandığın şeylerin bütünü.. yoksa kim arı gerçeği bulmuş ya da biliyo ? senin belli bi zaman zarfında , ki bu ister bi saniyelik olur , ister bi ömürlük olur ; sandığın şeyler senin gerçeklerin..
seni sevdiğimi zannetmiştimin , seni seviyodumdan farkı nedir ? yok.. edebi laflar hepsi.. edebiyatı da hiç sevmem he..
ben genel olarak , tabii almanlarla 10 senedir haşır neşir oluyorum , onların okullarında okudum , onları benimsedim , onlardan öğrendim ya herşeyi , hayat boktan abi yaae demeye meyilli bi adamım.. insanların alayının salak olduğuna inanırım ve hayatın adaletsiz olduğuna , sevgilimin beni her an aldatabileceğine , gerçek sevginin bi tek ailemde varolduğuna filan filan..
klasik korumacı , mantıklı , orta halli insan psikolojisi işte..
sonra bugün çok garip bişi oldu.. evde mevlüt olduğu için bütün akrabalar , konu komşu , bana yardım etmek için gelen çok yakın arkadaşlar hepsi bizde.. kadınlar oturuyo gülüyo eğleniyo klasik şeyler..
annem hastaneye gitmemiş izinli.. ben ayağımda kırmızı taşlı haminne ev terlikleri ve bi uzantım olmuş olan çay tepsisi millete hal hatır soruyorum..
mutfaktan bi çığlık geldi..hiiiiiiiiiii koş koş lavabo tıkandı.. yarım akıllı kardeşim bütün çayın demini lavaboya boşaltmış..
o feryatla koştum mutfağa.. hemen temizlik profesörlerinden tezler geldi.. porçöz al mr. muscle lavabo aç al , biri kimyager teyzelerden utanmasa git sülfirik asit al dicek..
ben de ayağımda babetler yollandım dükkanlara.. bu civarda tek temizlik eşyacı vardır o kadın da benim bebekliğimi bilir , ayyy annenler sana bez parası yetiştiremezdi beline kadar sıçarmışın ehehe diye garip ve leş gibi bi samimiyetle beni sever..ona gittim.. bendeki iyi değil , sen en iyisi bilmem nereye git dedi..
orası da baya uzak.. neyse yürüdüm bi 15 dakika.. elimde sadece 10 tl para var.. telefon melefon almadım.. az gittim uz gittim.. derken o gittiğim yerde kredi kartı geçmiyomuş ve tabii ki büyük bi alışveriş marketi olduğu için , isim vermiyim * kıza ay sonra vericem nolur diyemedim.. toplam 13 tl tuttu.. gittim oralarda oturan arkadaşın evine.. naber nasılsın ay nolur bana 3 milyon ver ya gel bikonuşalım seni özledim kızım filan derken.. zaman mekan mefhumunu yitirdim.. bi anda kendimi asistan doktor olmanın zorlukları gibi bi konuşmaya kaptırdım gittim.. sonra çocuk saati gösterdi de allahtan dedim siktiir kaçıyorum ben..
koştur koştur gittim aldım.. eve yürüyorum hızlıca.. fakat sokağın girişinde yaklaşık 40 adam var.. noluyoruz lan ? kalabalığın baktığı yere bakmamla beraber gördüğüm manzara , şu an sadece boş boş kelime yığınları gibi gelecek olsa da 3. bi adam için , beni belki de tüm bi sene içinde en çok sarsan şey oldu: hayatımı kendisine binerek geçirdiğim kadıköy minibüslerinden biri , üstünde benimle aynı siyah tshirtü giymiş olan ben yaşlarda bi kıza çarpmış.. ambulans sesi , insanların soruları , minibüs şöforünü teselliye uğraşan esnaf derken ,
karşıda 5-10 adam gördüm.. terlikleriyle dışarı fırlamış annem , onu zor tutan akrabalar , yüzleri kireç gibi atmış komşular , sevgilisinden ayrıldığı için hayatının belki de en zorlu dönemini yaşayan en yakın arkadaşım , hepsi bana bakıyolar..
bu entrynin okunma süresinin , (ki gene çok uzun yazdım sonuna kadar okuyanlar mesaj atsın hediyem var) 10da birinde gerçekleşen olaylar silsilesi..
kendi cenazeme tanıklık ettim bugün.. saat 14.30 sularında , rherkesin aklına hayatında illa ki bi kere gelmiş olan "lan ben ölsem kim napar" sorusunun cevabını aldım..
ağlayarak sarılmalar , nerdesin sen diye omzuma vurulan eller , arkadaşların duyup olayı araması , iyi misin sen bi bakıyım diye yaşadığıma inanmayıp gelen komşular , acile giden ve doktorun ellerine kalan bi yaşam ve bütün bu olayların sonunda , sevildiğine tatmin olan ben..
şunu dicem.. bu olayın 24 saatten az bi süre öncesinde , ben de şimdi bi çoğumuzun hep yaptığı gibi boktan bi vaziyette normal varoluş sancıları ( manitasızlık arkadaşların bitip tükenmeyen dertleri 10 gün içinde gene ve yeniden ülkeden gidicek olmam kotumun dar gelmiş olması neticesinde götüm hakkında derin düşüncelere dalmam feysbukta aşırı eğlendiğini gösterenlere karşı kıskançlıkla nefret arası bişiler hissetme vs.) çekip , evden bakınca görülen binlerce dairedeki onbinlerce adamdan hiç bi farkım olmadan bok gibi yaşadığımı düşünüyodum..
sonra düşündüm.. yalnızım lan ben derken ne kadar yalnızız ? en kötü komşu teyzeler var lan.. en depresifen kayıp en yalnız olanımızın bile komşusu var , onu görünce annene selam söyle diyen.. ve akla gelmeyen bi dolu adam.. köyden möyden sizin ailenizi tanıyıp hala sizin okulunuzu soranlar..
insan işte bazen böyle hayatın birine yaptığı adilikten nemalanıyo.. ve kimse sevilmiyo değil.. sadece kimileri sevildiğinin farkında olmuyo ya da sevgi beğenmeyecek kadar mal..
bugünkü tavuk suyuna çorba hikayemizin sonuna geldik.. yarın ekt yapılan bi hastayı anlatıp , seviyorum demeyi asla ertelemememiz geerektiğini öğütlücem..
insanın en deriniyle karşılaştığı o iğrenç anlar.. mesela , dalış yapmak gibi kendi içine , özüne.. ne sülfür gazları var orda ne mavi yeşil alglar.. varsa yoksa hırs kotülük riyakarlık kıskançlık..
ve karşımda beni sevenler , içimde hiç bi kötülük barındırmadığıma emin bi biçimde..
insan , en yakın arkadaşıyla sevişme raddesine gelince tanıyamaz kendini.. libidonun kattığı o yakıcı hava.. bi anda kabak çiçeği gibi açılmalar , lan bu ses benden mi çıktı denilen iniltiler nidalar..
sonra en yakın arkadaş iyi bi işe girince ve sen hala sürünüyosan , içindeki o kişi ortaya çıkar olanca kıskançlığıyla.. lan sen değil miydin bu insanı sözde çok seven ? hani noldu senden iyi olmasını kabullenemedin dimi..
ya da çok sinirlenince , seni doğuran insanlardan bile nefret ettiğini hisseden kim ? hani bunlar senin yaşama sebebindi.. nası oldu da içindeki o iğrenç adam , of nefret ediyorum bu adamdan / kadından demeye başladı ?
seviştiğin adamla bile ego yarışına giren , kıskandırmalarla , laf sokmalarla , sen sevmezsen ben hiç sevmem güzelim ayaklarıyla bildiğin bi düşmanı alt eder gibi savaşır gibi taktik uygulayan kim ?
işte böyleyiz hepimiz..
biz herkesten üstün oldukça , bizden "dilendikçe" iyilik yapıyoruz kendimizi iyi hissetmek için.. yoksa iyilik iyi olma fedakarlık yalan..
masumiyet de bana sorarsanız , bekaret zarından daha ince.. hayat ucunu 1 cm. bile soksa yırtılıp gidiyor.. perdenin gerisi , vicdanınla içindeki canavar arasındaki tiyatro..
hissedememek gibi.. mesela ki birisi gelmiş bütün sinirlerimi uyuşturmuş gibi.. hissedememekten farkı şu , üzülememek sadece eleme karşı duyulan bi özlem..
ben mesela bi senedir beri filan üzülemiyorum.. artık noldu ne bitti harikalar diyarı bilinçaltımda bilemem.. fakat üzülemiyorum..
insan bi ara kendinden ve insanlığından şüphe duyuyo.. mesela ki somalideki açlık , şehit haberleri , seller felaketler , komşumuzun sarhoş ve kendini döven kocası.. yani hiç biri üzemiyo beni.. lan diyorum üzül.. empati kur mesela.. ya senin başına gelseydi filan feşmekan.. fakat noluyo ? üzülemiyorum.. onun yerine bi enerjisizlik geliyo başıma..
yani mide ağrısı vericek kadar bi üzüntü değil sadece böyle cam açık uyumuşum sabah kalktığımda her yanım tutulmuş gibi bi ruh hali oluyo..
geçen gün sırf sinirim bozulsun diye , emre aydını cd çalara takıp gazetelerdeki bütün sinir bozucu haberleri okudum.. fakat netice : gülme tuttu..
yani şimdi geyik yaptığım sanılıcak ama ben üzülme yetimi kaybettim.. bi herşeye "aamaaan olucağına varır" deme hali , bi kendi hislerini tayin edememe.. her günüm , lan acaba bu olaya ne tepki vericem diye geçiyo..
en son delice üzüldüğüm zamanı anlatıyım , bu delilik tablosu iyice tamamlansın.. gece kardeşimin üstünü örtmeye gittim.. çoraplarından birisi biraz çıkar gibi olmuş.. böyle çorabın o ayağından hafif çıkmış hali bi masum geldi bana.. oturdum ağladım..
aman deli bu diyip geçmeyin.. sizin de başınıza gelebilir.. ne sevdiğiniz adamın başkasıyla çıkması ne ülkede ne için öldüğü belli olmayan şehitler ne bilmem nerdeki açlık ne konu komşu..hiç bişi sizi etkilemeyecek kadar hissizleşebilirisiniz..
tabii olay bu kadar değil.. vatan millet sakarya din min gibi şeyler de tatsız geliyo.. içim şişiyo bunları duyunca..
sonum ya hissizlikten olucak ya da linç edilicem bu gidişle :/
yani bilinçaltına atılmış bişi orda kalır.. üzüntü vermez.. sadece o ana tekrar gidilirse , o olayın rekasiyonu gözlenir.. o yüzden diğer yüzeysel acılar gibi aşılamaz.. bu durumdan bakarsak , benim bütün acılarım bilinçaltıma gitmiş..
o may gad :/
büdüt : hala daha içimden bi ses "normal bi insan olsan buna üzülmen gerekirdi" diyosa bence umut vardır :/ umutluyum kendimden.. ben de üzülücem bi gün..
tanrı kompleksi ; şizofreni , bipolar kişilik bozukluğu efendime söliyim narsisizm filan gibi populer kültürün oyuncağı haline gelmiş ve manasını kaybetmiş terimlerden biri.. dikkat edin terim dedim.. niye ? çünkü freud'un kitaplarında filan omnipotens diye geçer..
yani ukala bi doktor görünce , ehehe tanrı kompleksi var bunda da amk denecek kadar basit bişi değil..
kompleks zaten başlı başına bu memlekette yanlış anlaşılmış bi mefhum.. aynen kolej kelimesi gibi , anlamının dışına çıkmış bi çok kelimeden biri..
kompleks kelimesini analitik psikiyatride kullanan ( psikoloji demedim dikkat ! ) ilk adam jung.. jung'u bilen bilir , kendisinin eşzamanlılık , mistik bi takım olaylara inanma , haberci rüyalar gördüğünü iddia etme gibi pozitif bilimlerden zaklaşmış bi dolu teorisi var.. hatta aynştaynla bile kavga etmiş görelilik kuramı hususnda.. o yüzden jung'un teorileri , genelde hafif deli bi doktorun söyledikleri olarak kalmış.. aralarından çağrışım testi , kompleks kavramı ve kollektif bilinçaltı gibi bi kaç teorisi kabul görüp uygulanır olmuş..
jung'un tanımına göre , kompleks , sıkışmış enerjiden fazlası değil.. freud'un fiksasyonuna alternatif yani bana kalırsa.. jung'un kompleks tanımı tek bi düşünceden ortaya çıkıyo : herşey zıttıyla var olur.. ying yang hikayesi.. hatta anima animus da bunun tezahürü zaten..
jung'a göre siyah olmadan beyaz , kötü olmadan iyi olmaz.. istisnasız her insanın içinde , en iyi duygudan en hayvani duyguya kadar hepsi var.. kimi bunu bastırıyo kimi bastırmıyo.. hadi lan benim içimde bi şiddet eğilimli sübyancı yok dediğinizi duyar gibi oluyorum.. ki aslında bende de yok.. işte zaten o yüzden jung şöyle açıklamış teorisini , duygular ve arzular tatmin edildikleri sürece tehlike olmaktan çıkarlar.. şayet edilmezlerse , kompleks yaratırlar..
hepimizin aslında başına gelen olaylar , misal bi kuşu elimize aldığımızda çoğumuz ürpeririz.. o sıcaklık ve miniciklik.. bi an korku yaratır bünyede.. işte junga göre bu insanın , kendi mutlak gücünden korkması.. hepimiz saniyelik bile olsa , o minicik kuşu elimizle biraz sıkıp katlediceğimizi biliriz.. bunu hissederiz bilmekten ziyade.. ve bundan dolayı tedirginlik duyarız.. ki tedirginlik duymamız iyi bişi.. ama bunu okuyup , hiiiiç öle bişi hissetmem ben minicik kuşcular oy oy oy canlarım diyen insan büyük ihtimalle , bu enerjiyi reddettiği için rüyasında kuşları katlettiğini görecek.. işte kompleks bu.. inkar edilen duyguların başa bela olması..
küçükken hepimizin başına gelen sevdiğimiz çocuk için "yöööö ben ondan nefret ediyorum bi kere :(( " dememiz , birinin bizim onu sevdiğimizi anlayınca onu hemen geri çevirme çabamız , küçük çocuklarla muhattap olan kişilerin bi süre sonra daha dominant hale gelmesi ( ki aslında tam tersi beklenirdi ) vs. bunların hepsi minik komplekscikler..
bi de tanrı kompleksi var.. gördüğünüz gibi kompleksin gerçek manasıyla alakası yok.. laf olsun torba dolsun diye , ukalalığa verilmiş 2. bi isim.. oysa gerçekten ukala davranan kişilerde , aşağlık kompleksi vardır.. kendilerinin içten içe değersiz olduklarını düşünürler ve bunu baskılamak için ukalaca davranırlar..
tanrı kompleksi , doktorlara bok atmak için bulunmuş başka bi yöntemdir.. malice filminde sorulmuş bi soruyu size ben soruyorum :
aortu yırtılmış bi sevdiğiniz ameliyata alındığında , dua ettiğiniz kişi kim ? doktor mu allah mı ? yoksa allaha doktora işini daha iyi yapsın diye mi dua ediyosunuz ?
öfke çok samimi bi duygu.. geçen gün gene sinir krizi geçirirken farkettim.. şimdi önce yavaş yavaş sinirleniyo insan.. o sırada kafasında kendini sakinleştirme çabalarına başlıyo.. lan diyo değmez bırak.. diğer taraf da iyice hırslanıyo , ama bi amına koyucam artık heeaa diye takılıyo.. artık ilki galip gelirse insan , tey allam ya diyip oturuyo fakat şayet 2. taraf galip gelirse var ya allah..
dakikada alıp verilen nefes sayısı artıyo ,
nabız desen keza öle ,
boyun damaları şişiyo ,
el yumruk moduna geçiyo ,
ayaklar yavaştan tepinmeye hazır ,
el bazen yumruk modundan avuç içi öfkenilen adamı gösterilecek biçimde açılıyo "bak sana koyucam şimdi" demek bu
insan bi terliyo bi daralıyo cam pencere açası , alıp başını koşası geliyo..
o sırada bişi oluyo.. insanın senelerdir sakladığı özene bezene gizlediği ne varsa birbir ağızdan dökülüyo..
2 insan şöyle okkalı bi bağrışsınlar bi içlerini döksünler var ya o ilişkide reset yemiş gibi olurlar..
işte buna öfkenin samimiyeti diyoruz..
sıfır oto kontrol..
zaten romantik komedilerde , hatun kişi sinirlenir "seni sevioruuuuuuum şapşal şey böhühühü bi türlü anlayamadın " diyerekten adamın pektoral kaslarına küçük yumruklarla vurmak suretiyle adamın dudaklarına yapışır..
şimdi benim sinirlenmem tepinip saçlarımı çekmek suretiyle olduğu için o biçim holivudluklar bana ters.. bilen anlatsın.. ama neticede öfke samimi bi duygu..
dün gece taksimde , etrafımda minili kızlar şortlu hatunlar yürüyo.. kendimden utandım o derece bi güzellik hakim istiklalde.. herşeyi bi kenara bırak , hatunlar genç bakımlı ve şıklar.. elbiseler açık ayakkabılar filan..
sonra noldu "ohara amma güzel kızlar var hihihi" modunda etrafı keserken ,
hatun arkadaşlardan biri : ayy oralarını buralarını açmışlar
bi dieri : e tabii ben açsam ben de öyle olurum
öteki : makyajı da kat kızııııaaam
ehehe hatunlardan birinin yerli fiona ebatlarında diğerinin de filli boya reklamları modunda olması muhabbete güzellik kattı..
bunlar bok atarken ben tabii cnm hihi diyerek akdeniz , sanat , şahika kadınlarını izledim roman havası eşliğinde..
lan varlar :/ bu memlekette güzel seksi hatunlar varlar.. ve giyinmeyi biliyolar..
