içinde bulunmadığım gruptur. buyursunlar bize, mercimek yemeği var güzel. Yanında salata, Bim'den alınmış lahmacun da ekleyebileceğim; misafirliğe gelebilecek olan insanlardır.
Nedir kardeşim alevilerin çektiği dedirten olay. "Ne yaptı size bu Aleviler de, nerede bir olay çıksa ilk vurulan, kırılan hep Aleviler oluyor. Aleviler şimdiye kadar hangi devlete baş kaldırmış, hangi gruplara karşı çatışmaya girmiş ki bu kadar nefret ediliyorlar, anlaması gerçekten zor" denmeli artık...
iş ne kadar tehlikeli ve stresli olursa, getirisi de o kadar büyük olacağından normal karşılanabilecek durum. Sonuçta bu dünya düzeninde çarkların işlemesi için yapılması gereken binbir türlü iş var, onları da yapacak insanların olması gönülleri rahatlatmalı, ve özellikle tehlikeli işlerde çalışan insanlar daha bir şevk ile teşvik edilmelidir.
"Kafası rahat" olmaktır. işe mi gidilecek? Trafik var. işe gidince müdürün derdini çekmek var. işten çıkınca yine trafik var. Eve gelince ne yesem/pişirsem derdi var. Haftasonu dışarı çıkılmalı, kafa biraz rahatlar diye, yine trafik, gittiğin yerde kalabalık var; hep bir curcuna var. Kafası, ruhu rahat olabilen insanlar işte bu yüzden takdir edilmeli, Türkiye'de zoru başardıkları için kıymetleri bilinmelidir.
"Hangi galaksiden geliyorsunuz", "Kaç ışık yılı uzakta", "Sizden başkaları da var mı uzayda" tarzı sorular dururken, yurdum insanın büyük ihtimalle "kaç basıyo abi sizin gemi" veya "uzayda ezan harbiden duyuluyor mu" konularında getireceği sorulardır. Uzaylı bizi ziyarete gelse, fizikle, bilimle, tarihle ilgili o kadar çok sorulacak soru var aslında. En can alıcı soru "bizim güneş sistemine gelebilmek için kullandığınız ulaşım sistemini nasıl icat ettiniz, ışık hızını alt etmeyi nasıl başardınız" olurdu herhalde.
Son bölümünü izledikten sonra ilk defa izlerkenki heyecanı hiçbir şekilde veremeyecektir. Ama daha önce izlememiş biri ile kafa kıyakken oturup başlanacaksa, sessiz kalıp spoiler vermeden izlenebilir. Belki zevk verebilir.
Türkiye'de senelerdir olmasına rağmen, hala insanların alışamadığı durumdur. Batıda olsa "N'olcak canım, ne güzel yakışmış işte" denirken; bizde nedense hala kötülenen, hala insanların gözüne batan bir olgudur.