o gün yine ankara da yagmur vardi. arabami park edip evime girecegim sirada evin onundeki parkta aglayan bir kadin gordum. kadin 30 yaslarindaydi. yanina dogru yurudum benden korktugu belliydi. elimdeki semsiyeyi yanina birakip evime gittim. aradan 15 dk gecmisti ki evimin zili caldi. gelen oydu. semsiyeyi geri vermek icin gelmisti. gir icerde biraz isin istersen dedim. ve kapiyi acik birakip bilgisayarimin basina gectim. urkerek iceri girdi kapiyi kapadi. banyoda havlu var kurulan istersen diye ekledim ve banyoyu elimle isaret ettim dogruca banyoya gitti islak elbiselerinin uzerine havlu almisti. yerimden tekrar kalktim banyodaki temiz bornozu uzattim ve icerideki odada rahatca kapiyi kilitleyerek kurulanabilecegini istedigi kadar kalabilecegini soyledim.odaya gitti ama kapiyi kilitledigini duymamistim. kendime yagmurun rehavetine karsi bir bardak cay koyup bilgisayarimin basina gectim tekrar. uzum sure calistim onun odadaki varligini bile unutmustum. bi sure sonra verdigim bornozla sessizce yanimda durdugunu farkettim. donup baktigimda gozgoze geldik. ne bicim adamsin sen ya dedi aglamakli. sasirmistim acaba ters bisey mi yaptim diye dusunurken başkasi olsa bunlari yapmazdi tanimadigi birine diye ekledi. yerimden kalktim bi fincan cay da ona verdim tekrar yerime gectim. o ise yan taraftaki tv yi acmis kanallari dolasiyordu. gozlerimin agirlasmasindan saatin hayli gec oldugunu farkettim. odama gectim henuz ismini bile bilmedigim kadina eski sevgililerimden kalma toplama biseyler ayarladim. diger odadaki yatakta uyuyabilecegini soyleyip odama gectim. tam uykuya dalacagim sirada kapinin hafifce acildigini farkettim ama umursamadim heralde odalari karistirdi diyerek devam ettim. sonra usulca yanima yaklasarak yatagin kenarina oturdu. uzerinde eski sevgilim esmanin saks mavisi geceligi vardi. bi an gozumde esma canlandi.
parasızken insanın aklı çok bişeye çalışmıyor çalışsa da para etmiyor,
para etse zaten parasız olmaz yani parasızken mantık alamazsın.
kadınlar mantıksız insanlardır aslında, mantık aranmaz, o yüzden aşk var
aşk mantığı olmayan kadın cinsine mantık yerine verilmiş bi eğlence
bence. bu yüzden azcık mantıklı olan erkeklere hemen bayılabiliyolar
ay inanamıyolaaar o yüzden mantıksız da aşk olmaz.
sonuç olarak para, mantık, aşk silsilesi geçerlidir.
Otobüs bekle,
Pide kuyruğunda bekle,
Tüp kuyruğu,
Gaz kuyruğu
Yağ kuyruğu
bekle şimdi de bu.
Siz bilmezsiniz böyle şeyleri acı zamanlardı
Bir hanımefendi elinde pembe şemsiyesi,
Yüzünde dudaklarını kapatan ama muhteşemden de harika gözlerini vurgulayan peçesi,
Üstünde vücut hatlarının belirsizliğine meftun eden elbisesi
Sadece bir çift göz beklerdik.
Elaymış, kahverengiymiş maviymiş yeşilmiş siyahmış yada ağlayınca gözleri yeşil olurmuş kime ne?
Meftun olduğun bir çift göz, bakışında mağrur bir eda,
Baktığı yerde esen merhamet yelleri
Aah o bir çift göz ömürden ömür çalan, ömre ömür katan, bin defa öldürüp bin defa dirilten gözler
Şehlaymış, düzgünmüş, gereğinden fazla şaşıymış önemli mi?
Baktığı her yeri güzelleştirme azmi doğuran ,
Baktığı her yerde olma arzusuyla yakan gözler
Gözlerin doğuyor gecelerime dizesini gerçekleştiren gözlerin.
Beklemeyi beklettiren, beklemeyi bile sevdiren, beklemeye aşık eden gözlerin.
Bekleriz bi mahallemiz, bi köyümüz, meskenimiz şehrimiz aidiyetimiz yok
Aidiyet duygusunu kirpiklerine hapseden gözlerin.
arkadaşları, eşi, dostu yazdığı kız profesyonel fotoğrafa merak salanların bilmesi gerekenlerdir.
evet, ergen ve ergin genç arkadaşlarım başlıyoruz.
çevrenizdeki herhangi biri profesyonel fotoğrafçılığa merak saldı ve siz de bu konuda üç beş kelam edebilmek mi istiyosunuz o halde buyrun.
ilk önce başlayalım, x kişisi fotoğraf çekiceeem been çok güzeel gibi bi heves içinde hangi fotoğraf makinasını alsam acaba düşünürken, canon mu nikon mu alsam şeklindeki tereddüte hasıl olmuşken sakın ola ki "sony al ne de olsa dünya devi yeaa" şeklinde bir yorum yapmayın. bunun sonuçta x kişisinin iğrenme duygusu belirten surat ifadesine maruz kalabilir ve muhabbetin dışında kalabilirsiniz. bu yüzden hiç değilse canon 550d, 600d 1100d gibi evladiyelik birkaç model ismini hafızanızda barındırın ki bulunulan ortamın dışarısında kalmayınız.
bütün bu uğraşlar sonucu x kişisi makinayı alıp özelliklerini keşfetmeye çalışırken, sakın ola "bi fotoğrafımı çek bakıyım yakışıklı olsun" kabilinden salakça espriler yapıp iyice dibe batmayınız. hemen sokaklara koşup burnunda sümük üstü başı yırtık pislik içinde bir çocuk bulup, x kişisine çıkarın ki o hayallerindeki fotoğrafı çekerek size minnet duysun. (mümkünse çocuğu getirirken dövün ki hüzünlü baksın)
x kişisi işe ilk önce tarihi mekan çekimleriyle başlayacaktır bunu unutmayın, yörenizde bulunan tarihi mekanları iyi öğrenin, mümkünse daha önceden gidip keşif yapın üç beş tane hevesli fotoğrafçının hangi açılardan fotoğraf çektiğini takip edin ve x kişisine bu fotoğraf çekiminde eşlik ederken "bak bak bu açı on numara, ışığı da güzel" şeklinde yönlendirmelerde bulunun ki fotoğraf çekicisinin gönlünde taht kurabilesiniz.
daha sonraki hedef doğa fotoğraflarıdır. dua edin x kişisi doğa fotoğrafları çekme hevesine kış aylarında kapılmasın, yoksa götünüzün donacağı aşikardır. ilk bahar ayları bunun için ideal seçimdir. bol börtü böcek, birbirine çok sık bulunan uzun ağaçlar, çiçeklerle kaplı geniş alanlar, buğday-mısır-pamuk tarlaları ideal çekim alanlarıdır. bulunduğunuz yöre de su kaynaklı çevresel etmenelr varsa tadından yenmez. x kişisi yazdığınız manitaysa bu durumu fırsata çevirin ve şehrin dingilliğinden uzak başbaşa kalmanın keyfini çıkarın. öküzlük yapmayıp tripodunu taşımayı teklif edebilirsiniz.
ben bu kadar zahmetin.. şeklinde başlayan küfürlerinizi duyar gibiyim ama herşey x için. unutmayın bu heves geçici bi süreç. heves geçtikten sonra makinayı ikinci elden kaça okutabilirim planları yapabilirsiniz. hatta arkadaşınızdan çok hevesliymiş gibi görünüp ucuza kapatıp daha sonra fahiş fiyatlara alıcısına kitlemek suretiyle kazanç sağlayabilirsiniz.
neyse geldik işin paylaşım boyutuna...
x kişisi facebook, twitter, instagram ve bunun haricinde bilimum fotoğraf paylaşım sitelerinde paylaştığında yorum yapmanız elzem olacaktır. x kişisinin yine yazılan manita olduğunu varsayarsak cool bir tutum sergilemeniz hoş olacaktır. "kadraj, ışık, çalışma, derinlik, algı" gibi kelimeleri doğru yerlerde kullanarak cümle oluşturmayı öğrenmeniz hem işi bildiğinizi gösterip sizi yüceltir, hemde x kişisinin sanatsal bi bok yediğini sanıp götünü kaldırır ki iyidir iyi. bu konuda yapmamanız gereken ise "çok gzl çkmşşin cnm" şeklinde yorumlar olacaktır. bu sizin ne akdar sığ olduğunuzu gösterir yapmayın. he unutmadan yukardaki kelimelerden anlamlı cümle oluşturmayı başarırken fazla eleştirel olmamaya özen gösteriyoruz, zira fotoğraf hakkında entel tartışmanın içine girersenin yan basarsınız şimdiden söyleyeyim.
ssk değil de yeni sgk sürekli fon akışının mevcut olduğu kurumdur dolayısıyla bu fonları değerlendirip kar etmemek için baya bi uğraşmak gerekir. herhangi bir partizanlık gibi gerizekalı mantıkla yazmıyorum onu da belirteyim. ekonomik altyapısını anlatmıycam anlatsam anlayacağını düşünmüyorum bilahare keyfim isterse anlatırım belki.
bankalar, gün sonunda ellerinde kalan fazla parayı Merkez Bankası'na yatırır ya da gün sonunda hesapları açık kalmışsa o kadar parayı Merkez Bankası'ndan borç alırlar. Dün itibari ile TCMB bu işlemlerde kendisine borç verenlere yüzde 5 faiz veriyor, kendisinden borç alanlara ise yüzde 9 faiz uyguluyor. Buna "fonlama faizi" adı veriliyor. Sokak dilinde ise alt ve üst limitlerin bir koridor oluşturduğu görüşünden hareketle "koridor faizi" dendiği de oluyor.
