hazgen
92 (enerjik)
yedinci nesil yazar 2 takipçi 3.50 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    kıvırcık ali

    60.
  1. sazına değen sözünü, sözüne değen sesini unutmayacağız hiç. toprağın bol olsun kıvırcık ali...
    2 ...
  2. dolmuştan inme isteğini söyleme çeşitleri

    563.
  3. Yolculuk sonunda şoföre yöneltilen insem artık söyleminin çeşitleri.

    - müsait bir yerde lütfen
    - sizin için mi ? benim için mi ?
    0 ...
  4. mesajlara kısa cevaplar veren sevgili

    21.
  5. Mesaj yazmayı sevmeyen sevgili ile aynıdır.

    Ben sesini duymalıyım samimiyet önemlidir benim için hissetmeliyim mesajda neymiş kardeşim.
    0 ...
  6. bir kadına kış mevsiminde aşık olmak

    13.
  7. Isınmak için baş vurulan bir yoldur.

    Kış mevsimi insana hüzün verir çok alternatifi yoktur insanın hep bir boşluk vardır içinde ve bu boşluğu bu soğukluğu doldurmalıdır bir şekilde oda en kolay yolu seçer ki günümüzde aşk ayaklar altında; aşık olur yıpranır, yıpratır;duygularla, inançlarla oynar farkında olmadan. bilmiyordur karşısındaki hatunun ona aşık olma ihtimalini ve ihtimaller gerçek olur boşluktan başlamış ilişki bitmelidir ama hatun aşıktır biter. (bununla birlikte aşka inançta biter)
    0 ...
  8. sabahın üçünde içip içip entry girmek

    3.
  9. acıya gülümsemek

    13.
  10. Acıya karşı kaşarlanmakdır bir nevi.
    ve bir türkü vardır hakan yeşilyurt'a ait acıya gülmektir adı onu anımsadım nedense.

    --spoiler--
    öpüyorsam ayrılığı gözünden
    söküyorsam yüreğimi göğsümden
    geçiyorsam gözlerinin içinden
    sana olan sevdamdandır bilesin
    geçiyorsam bir çiçeğin özünden
    sana olan sevdamdandır bilesin

    meğer ne yalnızız insan olmuşsak
    yaprak gibi dalda sessiz solmuşsak
    yeri gelmiş acıya da gülmüşsek
    sana olan sevdamdandır bilesin
    yeri gelmiş ayrılığa gülmüşsek
    sana olan sevdamdandır bilesin

    biliyorum sen yine
    parmak uçlarında üşüyorsun.
    aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat, ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını,
    ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun.
    sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta
    ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda.
    apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel!
    bütün parmakların tıkır tıkır işliyor.
    iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk
    geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda
    delice bir yangın parmaklarının buzulunda
    ah şahrud,
    her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli!

    karşılıksız sevebilmekse sevda
    gerçek seven küle dönmüş her çağda
    elim kolum bağlanmışsa kıyında
    sana olan sevdamdandır bilesin
    seydunayım gebermişsem kıyında
    sana olan sevdamdandır bilesin
    --spoiler--
    0 ...
  11. aşk a dır

    2.
  12. Aşka söylenen söz yazılan yazıdır.

    Aşk a dır benim inançsızlığım.inançsızlığıma da inançsızlığım oluyor kimi zaman.Bazen düşüyorum bazen kalkıyorum,farkında değilim ama düşe kalka yürüyorum işte.Sarılırken boşluğa kucak açıyorum çünkü görünmez bende birliktelikler.Mutlu olamadım ancak yapabildiğim tek şey mutlu olmaya çalışmaktı.Aşka dair ne varsa inançsızım.Aşk bırakmaz tüm yanlışlıklarıma rağmen yüzümü çeviririm o bin adım gelir öteme. ne demişler kaçan kovalanırmış bu hayatta ben kaçtım aşk yakaladı,aşk yakaladı ben kaçtım.Dünyada tek başımayım ve ömrümü adayacak kimsem olamaz.Aşk uydurulmuş en güzel yalan ve kimse farkında değil.
    0 ...
  13. hazgen

    4.
  14. hazgen sevmektir anlamı ve hoş buldum.
    0 ...
  15. ayrılık

    493.
  16. Bir şeyden uzak kalmak bir daha bir araya gelememek.

    Bir şiir bu kadar güzel anlatır.
    --spoiler--
    ayrılık ne biliyor musun?
    ne araya yolların girmesi,
    ne kapanan kapılar,
    ne yıldız kayması gecede,
    ne ceplerde tren tarifesi,
    ne de turna katarı gökte.

    insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!

    ipi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini,
    birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine.
    ardında dünyalar ışıyan camlar dururken,
    duvarlara dalıp dalıp gitmesi.
    türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık.
    saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin.
    çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun.
    güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya.
    iki adımdan biri insanın, sevincin kundakçısı,
    hüznün arması ayrılık.

    o küçük ölüm!

    usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.

    ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından gidip ağzını yıkadığında başlamıştı.
    ben bulutları gösterirken,
    “bulmacanın beş harfli yemek sorusuna” yanıt aramanla halkalanmış,
    “aşkın şarabının ağzını açtım, yar yüzünden içti murt bende kaldı”
    türküsü tenimde düğümlenirken, odadan çıkışınla yolunu tutmuş,
    dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını bir kenara itip,
    “bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı? ”
    diye sorduğunda varacağı yere varmıştı çoktan.

    şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını,
    bir yaprağın düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu.
    bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını.
    boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdırmadığını yaz ortasında….

    ne mi yapacağım bundan sonra?

    ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yolları tersinden yürüyeceğim önce.
    şiir yazmayacağım bir süre,
    fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce sararsınlar diye.
    hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim.
    senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim.
    falcı kadınlara inanmayacağım artık.
    trafik polislerine adres sormayacağım,
    geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye….

    ne yapacağımı sanıyorsun ki?

    tenin tenime bu kadar sinmişken,
    ömrüm azala azala önümden akarken,
    gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken..
    senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime,
    bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım.
    --spoiler--
    1 ...
  17. ağlatan rüyalar

    2.
  18. nasıl cin çıkarılır

    5.
  19. elma dersem çık armut dersem çıkma.
    -elma
    1 ...
  20. lock un hala yetkili olduğu bir sözlükte yazmak

    18.
  21. özlemek

    469.
  22. özlemek; geçmişe ait değil, geleceğe ait bir eylemdir.
    artık yok diye üzülmez, bir daha olmayacak diye üzülür insan.
    Özlüyorum artık dört mevsim değil hayatım sadece sonbahar.
    2 ...
  23. hayatında hiç zirveye gitmemiş yazar

    4.
  24. Daha yazar bile olamamışken zirve senin neyine.
    (bkz: entry ve nick uyumu)
    1 ...
  25. aşk

    5491.
  26. varmış gibi yaklaşıp yokmuş gibi yaşadığımız hissiyat.
    2 ...
  27. facebook ta hayde klibi saçmalığı

    15.
  28. facebook fotoğraf yorumları

    30.
  29. tam bir komedi olabiliyor bazen.

    - woooowwwwwwww
    - oooooooooooooooo
    - uuuuuuuuuuu
    - bu ne güzel bişey ya
    - allahım özenmişde yaratmış
    - of yaa görmedim sen gibi
    - teşekkürler beğeniler için ama bu ben degilim *
    1 ...
  30. küçük bir anadolu şehrinde işsiz olmak

    20.
  31. Metropol de işsiz olmaktan iyidir.
    3 ...
  32. ayrıldıktan 3 ay sonra mesaj atan eski sevgili

    21.
  33. Ayrılmadan önce mesaj atmasıyla kıyaslanınca daha heyecan veren olay.
    1 ...
  34. zamanı unutturan şeyler

    5.
  35. ayrıldıktan 1 yıl sonra mesaj atan eski sevgili

    2.
  36. özlemin dile gelişidir.
    Ayrıldıktan sonra yaşanan ilişkilerin eski sevgiliyi aratır olması ve eski sevgiliye evet 1 yıl oldu ama aklımdasın hayatımda kimse yok imajını çizmek ya tutarsa diye beklemek yeni sevgiliyi postalamayı garantiye alma yoludur bence ; yada eskiye takılı kalmak gerçekten sevmek ve hatırlatmak oğlum sen ne halt yersen ye kime gidersen git ben burada bıraktığın gibi beklerim seni (olmayacak dua bence) demek yada düşündürtmek için yapılmış bir eylemdir.
    Bende derim ki eski sevgililerle yama yapamam kalbime bana yeni heyecanlar gerek ve denenmişi denememek de gerek.
    5 ...
  37. çok özledim

    1.
  38. Uzun zamandır hasret kalınan ve yapmak istenen şeye duyulan duygu yoğunluğu.
    --spoiler--
    yağmur da var
    çok sevdiğim rüzgar da
    bugün pazar
    daha uyanmadı komşular
    damların üzerinde kuşlar
    daha rahatlar
    radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
    gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
    yağmur da var
    çok sevdiğim rüzgar da
    daha uyanmadı komşular
    bugün pazar
    ve ben seni çok özledim
    dışan çıkmak istiyor canım
    tek başına haytalık etmek
    islanmak pazar sabahında yağmurda
    boş caddelerde dolaşmak
    vitrinlerine bakmak mağazaların
    sinemaların afişlerine
    sokakların isimlerine
    telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
    bir merhaba demek sessizce
    sahilde martılara simit atmak
    otobüslerin ilk seferlerine binmek
    gitmek istiyor canım
    hayatın gittiği yere
    islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
    fırından taze ekmek alıp
    buğusunu çekmek içine
    ve ben seni çok özledim
    tam böyle bir şey
    çiçeğe su yürümesi
    bebeğin ağlaması
    toprağın uyanması
    yağmurun yağması
    ateşin sıcağı
    bu pazar sabahı
    tam böyle bir şey
    bir sabahçı kahvesine uğramak
    bir bardak çay
    taze dem kokusu
    hayatın atardamarlarında dolaşmak
    bölmeden şehrin uykusunu
    bir siir yazmak
    pazar bulmacasının boş karelerine
    şiirde tam da bunu anlatmak delice
    tam böyle bir şey
    hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
    bir şiir yazmak
    bir bardak çay içmek
    sokaklarda gezmek
    yağmurda ıslanmak
    ve ben seni çok özledim
    --spoiler--
    Evet ve bende seni çok özledim.
    2 ...
  39. aşk ı firar

    4.
  40. aşktan kaçmak aşkı terk etmek.
    Bir şeyi yaşarsın düşünmeden hesaplamadan üzerine anlamlar yüklemeden birde bakmışsın olmaması gereken her şey olmuş hep o ne yapmış diye takip ederken bulursun kendini,onu görmek için bahaneler üretirsin. aşk değildi başlangıçta aşk olmamalı kızım sadece yalnızlığın o senin açlığın anlamlar yükleme sen aşka inanmazsın hoppp dur kendine gel olamaz.başka bir adam olsaydın sen ben gibi sevseydim diyorum kendime ama ne sen başka bir adamsın nede ben seni başka türlü sevebiliyorum olacak iş değil firar zamanıdır şimdi yada kıyamet...
    2 ...
  41. devrimci şehit kubilay

    6.
  42. devrim şehidi kubilay
    --spoiler--
    atatürk, büyük nutuk’unun başlangıç sahifelerinde, samsun’a çıktığı gündeki ülkenin genel durumunu şöyle özetliyor:

    “düşman devletler, osmanlı devleti’ne saldırmışlar. onu yok etmeye ve paylaşmaya karar vermişler. padişah ve halife olan kişi, hayatını ve rahatını kurtarmaktan başka bir şey düşünmüyor. hükümet aynı durumda. başsız kalmış olan ulus, karanlık ve belirsizlik içinde olup bitecekleri bekliyor. komutan ve subaylar yorgun. yurdun parçalanmakta olduğunu görmekle yürekleri kan ağlıyor. kurtuluş yolu arayanlar, i̇ngiltere, fransa, i̇talya gibi büyük devletleri gücendirmemeyi düşünüyor. bu devletlerden yalnız biriyle başa çıkılamayacağı tüm kafalarda yer etmiş.”

    yine atatürk, daha 1923 yılında şunları söylemiştir:

    “büyük devletler, şimdiye kadar bize şu veya bu sorunlarda gösterişli yardımlarda bulunuyor görünüyorlar. oysa, ekonomik tutsaklıkla bizi felce uğratıyorlardı. öteden beri, bize bazı şeyleri vermiş gibi, bizim bazı haklarımızı tanımış gibi bir durum alırlar. gerçekte, ekonomide elimizi kolumuzu bağlarlardı. bu tutsaklığa katlanan devlet ileri gelenleri hoşnuttu. çünkü görünüşte azametli bir istiklâl sağlamışlardı. fakat gerçekte ulusu manen yoksulluk çukuruna atmışlardı. bunlar ekonomik mahkûmiyeti kavrayamamış bedbahtlardı”.

    atatürk, sanki bugünleri anlatmış ve atatürk’ün “düşman devletler” olarak nitelendirdiği devletler, başka güçlü devletleri de arkalarına alarak lozan’ın öcünü almaya hazırlanıyorlar. siyasi nüfuzlarını kullanarak, ülkemizin her kesiminde ve kuruluşunda yerli işbirlikçilerini yarattılar. hükümet de atatürk’ün “düşman devletler” dediği ülkelere çanak tutmakla meşgul.

    gerektiğinde medyanın çok önemli bir kesimini, sözde aydınları ve bilim adamlarını, bazı dernek ve meslek kuruluşu yöneticilerini amaçları doğrultusunda kullanabiliyorlar. sindiremedikleri veya doğruyu düşünemez hale getiremedikleri aydın sayısı giderek azalıyor.

    artık siyasal islamcılarla, bölücüler cumhuriyetimize karşı el ele.

    neredeyse bize “ne mutlu türk’üm diyene!” demeyi yasaklayacaklar.

    bu ortamı yaratan güçler, bizi kaldıramayacağımız kadar ağır bir borç yükü altına sokarak, i̇nsan hakları mahkemesi’nin yanlı ve amaçlı kararlarıyla, “ancak dediklerimizi körü körüne yaparsanız ancak o zaman sizi avrupa birliğine alırız” tehditleriyle ülkemizi kuşatma altına almaya çalışıyorlar..

    bundan sonra olacaklar bellidir. “küreselleşiyoruz”, “devleti değil, bireyi ön plana çıkarıyoruz”, “demokrasinin önünü açıyoruz” gibi parlak ambalajlarla sararak hazırlattırdıkları yasa ve anayasa değişiklikleriyle, yaptırdıkları ekonomik uygulamalarla, ülkemizdeki gelir dağılımını daha da bozup, işsizliği artırdılar, köylüyü perişan hale getirdiler, terörü azdırıp turizmimizi baltaladılar, cumhuriyetimizi, şeriatçı ve bölücü akımlara karşı yasal yollardan savunulamaz duruma getirdiler, devletimize sadakatle hizmet eden atatürkçü kişileri görevlerinden uzaklaştırdılar, okullarımızı ve camilerimizi olabildiğince tarikatların kontrolüne sokmaya çalıştılar, üniversitelerimizi çağdaş medreseler haline getirme mücadelesindeler. türk ordusu’nu cumhuriyetimizi koruma ve kollama görevini lâyıkıyla yapamaz hale getirmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarından hiçbir kuşkunuz olmasın.

    bunları yapmakla amaçladıkları şey, “irtica” ve “bölücülüğün” önünü açmak ve böylece savunmasız kalan türkiye cumhuriyeti’ni paramparça etmektir.

    türkiye cumhuriyeti’nin laik yapısını, islamcı emellerinin önündeki en büyük engel olarak görüp bu düzeni bozmak amacıyla gözü dönmüş karanlık odaklara karşı direnen asteğmen kubilay’ın büyük bir vahşetle şehit edilişinin bugün 77’nci yıldönümüdür.

    1925 yılında cumhuriyet rejimine karşı şeyh said isyanından sonra tanık olduğumuz önemli irtica olayı. 23 aralık 1930 günü, 77 yıl önce soğuk bir aralık sabahı, giritli mehmet ve beş arkadaşı, “müslümanım diyen sancağımızın altında toplansın...” nidalarıyla menemen’e ateş düşürdü. bu sahte mehdinin maskesini düşürmekle görevlendirilen genç asteğmen kubilay’ın kör bir testereyle kesilen başı ile yeşil sancak kana bulandı. sonu daha kanlı olacak bu isyan çok geçmeden bütün menemen’e yayıldı. ordu’nun müdahalesi ile açılan top ateşi sonucunda mehdi mehmet ve arkadaşları öldü. menemen’de açılan i̇stiklal mahkemesi’nde 144 kişi yargılandı. bunlardan 23 kişi ibret için menemen meydanında asıldı.

    sayın ismet inönü, “ben irticanın kokusuna o kadar hassasımdır ki, cumhuriyet’i kurduğumuz günden beri bilirim o kokuyu... katil, hırsız, komünist, faşist hepsi canından korkar. ama bu mürteci gerici öleceği zaman kendisinin hz. peygamberin yanına gömüleceğini sanır... bunlarda ölüm korkusu yoktur. her şeyi yaparlar” diyordu.

    sayın genelkurmay başkanı yaşar büyükanıt “bağrından çıktığı yüce türk ulusu’nun engin sevgi ve güvenine mazhar olan türk silahlı kuvvetleri, atatürkçü düşünce sistemi doğrultusunda aldığı eğitim ve sahip olduğu çağdaş donanımla, daha iyiye ulaşmak için var gücüyle çalışmasını sürdürecektir. türkiye cumhuriyeti’nin ulusal, laik ve üniter devlet yapısına kastedenler, türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan türk silahlı kuvvetleri ve ulusumuzun kararlı duruşu sayesinde emellerine ulaşamayacaklardır” diyor.

    hiçbir zaman unutmamamız gerekir ki, avrupa birliği ancak ve ancak batılı devletlerin çıkarları doğrultusunda yeni menemen olayları yaratabilirler, çankaya’ya da çıkabilirler, ülkeyi karışıklıkların içine de itebilirler. uyanık olmak zorundayız.

    yol haritasını da atatürk çizmişti zaten. başka bir devlet adamı bize daha çağdaş, daha batıya yönelik bir yol haritası önermedi. izlemeyi bile beceremiyoruz. bizi
    affet atam.
    --spoiler--
    2 ...
  43. türklerin çok kolay başarabileceği şeyler

    10.
  44. Koyun sürüsü gibi yaşamak ve kendilerine bir çoban arayışında olmak ve sonunda bulmak.
    (bkz: recep bey)
    2 ...
  45. kredi kartı kullanmayan insan

    56.
  46. Zamanında kredi kartına donunu bile vermiş yada donunu kaptırana şahit olmuş kişidir.
    --spoiler--
    kefen giyerek bankaları protesto etti
    burdur´un bucak ilçesi´nde, çeşitli bankalara ait 60 kredi kartı nedeniyle 400 bin tl borcu bulunan 54 yaşındaki hasan hüseyin yıldız, kefen giyerek borçlu olduğu bankaları protesto etti.

    35 yıldır nakliye işiyle uğraşan hasan hüseyin yıldız, 1990 yılında ilk kredi kartını aldıktan sonra diğer bankalardan da kredi kartı almaya başladı. en son 60 tane kredi kartı olan yıldız, bir süre sonra kartların borçlarını ödemekte zorlandı. bankalara olan yaklaşık 1 milyon tl'lik borcunun 600 bin tl'sini bazı mallarını satarak ödeyen yıldız, geriye kalan 400 bin tl'lik borcu yüzünden mahkemelik oldu.

    bankaların kendine sormadan gönderdiği kredi kartları yüzünden işini ve tüm mal varlığını kaybettiğini belirten yıldız, kaymakamlık parkı´nda üzerine giydiği kefenle bankaları protesto etti. bankaların kendisini kandırarak sürekli kredi kartı gönderdiğini öne süren yıldız, şöyle dedi:

    '10- 15 kredi kartım varken borçları düzenli olarak ödüyordum. daha sonra bankalar kredi kartlarımın limitlerini artırdı, sahip olduğum aynı banka 2-3 kredi kartı daha gönderdi. bu kartlar ve limitleri beni şımarttı. çok harcama yaptım. elimde bulunan 60 kredi kartımın borcunu ödeyemez duruma düştüğümde yaklaşık 1 milyon lira borcum oldu. bu borcumun 600 bin lirasını ödedim. şu anda 400 bin lira civarında borcum var. son olarak bugün elimde kalan son evim de satılacak.'

    bir ara kredi kartı borcunu taksitlendirdiğini, ancak taksitlerin yüksek olmasından dolayı ödeyemediğini kaydeden yıldız, 'taksitlendirilen 150 bin liralık borcum üç taksit ödeyemediğim için tekrar 400 bin liraya çıktı. bu haksızlık değil mi? çıkarılan yasa kredi kartı mağdurlarının yüzünü güldürmedi. aksine daha da borç batağına itti' diye konuştu.

    eşiyle borçlari yüzünden ayrilmiş

    bankalara olan borçları yüzünden biri antalya'da 4 ev, bir arsa ve kamyonunu sattığını ve borçları yüzünden eşinden de ayrıldığını iddia eden yıldız, şöyle devam etti:

    'hayata ilkokul birinci sınıfa giden 7 yaşındaki kızım için devam ediyorum. yasal olmamasına rağmen emeklilik maaşıma da el konuldu. annesinin yanında duran kızım parasızlık nedeniyle mağdur durumda. zaten hayatım bitmiş. eğer emeklilik maaşıma el koyan banka maaşımı ödemezse geriye tek çare kalıyor. intihar etmek.'

    protestosu sırasında bankaların verdiği kredi kartlarını omzuna atarak borçlu bulunduğu bankalara girmeye çalışan yıldız'ı, güvenlik görevlileri içeriye sokmadı.

    halim akça /bucak (burdur), (dha)
    --spoiler--
    Be adam almışsın onca kredi kartı harca harca doymamış sın bide eylem yapıyorsun bu ne perhiz bu ne lahana turşusu oldu tam bu iş.
    1 ...
  47. yanlış adres tarif edilen kişiye rastlamak

    12.
  48. her zaman yanlış tarif edenler bulunur.
    ankara'ya ilk gittiğim zaman kızılayda bir yer arıyoruz arkadaşlarla dedik taksi duragında duralım onlar bilir ve onca insanın yaşadığı ankara'da kekeme bir taksici rastladı bize.
    - Abi kolay gelsin
    - sssssssaaaaaaaagggoooolll (3 dk)
    - abi kızılayı arıyoruz nasıl gideriz
    - eeeeeeeeee sağğğdannn dönnnnn gööbeeeeeeeeeekkkk varrrrrrrrrrr ordaaaaannnnnnn geriiiiiiii döööööööööönnn diiiiiiiirrrrrrrrrreeeeeeeeeeekkkkkkk devammmmmmmmmm etttttttttt illlllllllkkkk ışşşşşşşşşşşııııııııııktaaaaaaaaaaannnnn sonnnnnnnnnnnnnnnraaaaaaaaa köpppppppppppprrrrrrrrrüüüüüüüüüü gööööööööööööörreeeeeeeeeeccccccccceeeeeeeeeeekkkkkkkkkkssssssssssiiiiiin orrrrrrrrrrddddddaaaaaannnnnnnnn dddddddeeeeeeeeeevvvvvvvvaaaaaaaaaaammmm eeeeettttttttt .... ( ortalama yarım saat bu arada abinin gözler kapalı *
    - tamam abi çok sağol
    hazgen - ya olaya bak hahahahaha
    arkadaş - hay ben bu şansın .....
    hazgen - ay bide gidiyoruz adamın dediği gibi
    arkadaş- o kadar uğraştı doğrudur
    hazgen - al işte nah doğrudur aynı yere döndük
    hahahahahahahah
    2 ...
  49. en güzel erkek isimleri

    653.
  50. Erkeğe her isim yakışır.
    Erkek ismine yakışır mı?
    2 ...
  51. acılara tutunmak

    33.
  52. mazoşist insanlar olduğumuzu gözümüzün beynimizin içine sokan şarkıdır.
    Neyin var geçmiş sancılarım acılarımdan başka.
    3 ...
  53. komünizmin yıkılması

    5.
  54. Yıkılan komünizm değildir. tam aksine, ekonomik krizlere, işsizliği, yoksulluğa ve de savaşlara yol açan kapitalist topluma karşı tek çıkar yol hala komünizmdir.
    (bkz: Küba)
    3 ...
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük