anlatacak hikayelerim bitmedi henüz
anlaşacak dostlarım tükenmedi
yorgunluk,kırgınlık hepsi gelir geçer
herşeye rağmen yaşamak güzel.
(candan erçetin-yaşıyorum)
-evine anahtarla girmek
-yağmurda yalnızca dolaşmak
-telefon numaranı bir tek operatörün hatırlaması
-omzunda ağlanacak birinin olmaması
-korku filmi izlerken sarılacak bir tek yastığının olması...
dün anılar, mutluluklar ama daha çok hüzün ve özlemdir. artık değiştiremeyeceğimiz iyisiyle kötüsüyle bizim kararlarımız, tecrübelerimiz vardır geçmişte. bugün sahip olduğumuz en değerli şeydir belki de. tek sahip olduğumuz ya da...değiştirmesi iyi yada kötü yapması bizim olan. gelecek ise daha çok hayal kurduğumuz, hep güzel olmasını dilediğimiz ama bugün olduğunda asla uygulamadığımız kararları aldığımız zaman dilimidir. ne geçmişin dikenlerine takılmalı ne de geleceğin sarmaşılarına uzanmalıyız. sadece bugünün çiçeğini koklamalıyız...
Söylenecek söz bulunmadığında maksat muhabbet olsun diye söylenen pembe bir yalan daha doğrusu bahane diyelim.tabi gerçekten yaşandığı da olur ama o zamanda ne kadar inandırıcı olur allah bilir.
Une belle histoire, anlamazdın, bana yalan söylediler gibi mıhteşem şarkılarar konukluk eden ancak beklediğimin altında bir düzeyde bir çağan ırmak filmi. Filmin ilk yarısı ile ikincisi arasında oldukça fark var. Gerçi filmdeki adamın düzeysizliğini göstermek için ilk bölümün verilmesi şarttı ya neyse.
Nev'in dediği gibi: "Suya yazı yazmak gibi sevmek".imkansız aşkları, hayal edilmesi güzel ama gerçekleşmesi bir o kadar güç olan şeyler için kullanılır.
Oyun oynayan çocuğunu tam da oyunun en heyecanlı yerinde çağırmayı becerebilen, terliğini son model silah gibi kullanabilen 24 saat temizlik yapsa yinede evin kirli olduğunu düşünebilen tuhaf insanlar...
Yemekteyiz gibi zaten seviyemizi düşüren ama oradaki ilginç insanlar sayesinde izleyenleri gülmekten kırıp geçiren gereksiz bir programın star tv'de yayınlanan çakma versiyonudur kendisi.
söylenince insanın aklına ilk olarak gazoz gelen nadide isim.bunun nedeni tabiki nuri alço ve Türk filmlerinden kaynaklanır. kız kısmının içerken dikkat etmesi gereken içecek türüdür:)
Tek sebep güven eksikliğidir.ya kendine güzelliğine, birikimine, hayata karşı olan duruşuna güvenmiyordur.bundan dolayı kıskanır. Ya da sevgilisine yahut kocasına güvenmiyordur. bu yüzden sürekli bir tedirginlik ve paranoyaklık içerisindedir.bu birazda bizim toplumumuzda kadının buz dağının görünmeyen kısmına itilmesinden kaynaklanır.yani sosyolojik sebeplerinde etkisi vardır. ama tabi en büyük sebep kadının kendisine, yapacaklarına olan inancına güvenmemesi, inanmamasıdır.
Aileleri ve sevdikleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan, cephede mermi köyünde çocuğunu taşır sırtında. En son kendisini düşünür. ya da düşünürdü diyelim.Artık batı meraklısı ve taklitçisi bir nesil var önümüzde. Sürekli onlara benzeme çabası.mesela: saçları sarıya boyamak, onlar gibi giyinmek, onlar gibi konuşmaya çalışmak, sözde modayı takip etmek. Oysa bizim öyle güzel bir kültürümüz var ki...Özgün ve folklorik
Bir çok yol olmasıyla birlikte en kolay yol kendini içkiye vurmakla başlar. Tabi bunun kısa süreli bir çözüm olduğunu anlayınca günübirlik ilişkiler başlar. Tabiki bu da çözüm değildir. Sonraki aşama zaten o böyleydi, şöyle huyları vardı gibisinden kötü yönleri öne sürülüp kendini avutmaya çalışırsın. Bu da olmayınca kendine işine adarsın. Günde 16 saat çalışırsın. Ama bu da seni manyak bir insana çevireceğinden dolayı sonunda zamana bırakmayı, acılarla yaşamayı, kabullenmeyi öğrenirsin. Ve dersin ki: "hayat devam ediyor." Yani carpe diem(anı yaşa). Ne geçmişe takıl ne de gelecekle kafayı yor. Sadece ve sadece anı yaşa.Unutma ki bugünde yarının geçmişi...
Sevgililer gününü saçma bulanlar ; ya sevgilisi olmayan yada sevgilisi olup da alacağı hediyeye karar veremeyen kişilerdir.Bir başka ihtimal ise hediye alacak parası olmamasıdır.Ama bilinmelidir ki önemli olan pahalı bir hediye değil, unutmadığını ve onu değerli bulduğunu anlatan küçük ama anlamlı bir hediye bulabilmek hatta yaratabilmektir.