modern olandır. modernizmi bilmeyen, yaşamayan, atlayan toplumların, aydın ve birikimli * insanlarını vurur önce, sonra onların takipçilerini, sonra onların takipçisi olmamakla övünenleri. öyle bir yanılgıdır ki, sıradanlığı farklılık sandırır, ve tam tersi.
ilk Hollywood yönetmenidir. Şövendir kendisi, fakat sinemaya kattığı şeyler saymakla bitmez.Misal, filmik zaman ve filmik mekan kullanan ilk yönetmendir, ayrıca filmleri kurguya dayalıdır, belli başlı bir hikayesi vardır ve bu, Onu dönem belgeselcilerinden ayırır, çekim ölçeklerini ve kamera hareketlerini başarıyla kullanmıştır. *
1955 sivas doğumlu olan ve Başkent üniversitesinde basın danışmanlığı yapan şair ve yazardır.
Abartılar
Abarttığımı düşüneceksin gene sen diyorsun göl bu bense okyanus
Senle ben aynı şarkıyı dinleyip aynı yerde ağlıyoruz
Kim diyebilir ki kömür kara sana
Bir papatya gibi duruyorken kömürün yanında
Oluyorken ah incelik, ah kibarlık, sen bize neler ettin
Aşkımızı verdin kalabalıklara
Onu bir konuya indirdin
Öğüde çevirdin hayata dair
Kağıda geçirip susuz bıraktın serçeyi
Sana bakıyoruz ey çiçek sen bir garip gelensin
Büyüksün, içimizdekinden daha büyüksün
Annen desem değil, babaannen de değil
Ülkemiz kalmış prensesler gibi her saniye ağır gelensin
Var mı yokluğun adı, ben onu hiç görmedim
O şarkıyı da görmedim, yok biliyordum seni görene kadar
Zaten acıya kandım aldanıp yaşamak diye
Sefil oldum, eksik kaldım, üzüldüm
Boyuna uzanacak kadar büyümedim
Bununla geldim işte nasıl yorsam
Da tutsam bacaklarından aşkın eteğine saklansam
Herkes o yeri kalbinde arıyor oysa değil
Orası sürgün yeri
Kalbimiz kabalığa taşkın, dahası yanık süt gibi
Unuttuğumuz her şey dibini tutmuş ya da tuz buz
Elbet küseceğimiz gün de gelir
Unutkanlıktan ağlayamaz oluruz
Herkes unuttuğu yerden başlar kendine
Yeni bir sözcük olur belki bir nota
Her düğme düştüğü yerde bulunur
Her buluşma bir ayaklanmadır ezelden beri
Öfke ne güzel yakışır bakışlarına