Sosyal medya diye adlandırdığımız facebook, twitter vs. bilimum internet araç gereçlerini kullandığını sanan ama aslında kullanamayan kişidir.
Uludağ sözlüğe yamulmuyorsam 2008 gibi üye oldum. Geçen 4-5 senede girdiğim entry sayısı 188 bununla birlikte 189 yani ortalama haftada 1 adet entry girmişim. 9 tanesi aynı kişiden olmak üzere toplam 11 adet özel mesaj ve 6 adet nickaltı. (bkz: biradetbeyfendi) ile aynı dönemde bot bağlamışlığımız var devrem olur kendisi ama adam yürüdü gitti. "napıyon la toprağım diye" mesaj atsam "sen kimsin la yarrağım" der adam.
Antu'ya da 2006'dan beri üyeyim. Attığım post sayısı 279 yani yaklaşık 8 günde 1 post. 2011'de üye olan adam var 35000 post, 2012'de üye olan adam var 22000 post atmış. Hayır öyle meşgul bir adamda değilim lan üç sene öncesine kadar öğrenciydim ders yapıyorum ayağına internette takılıyodum şimdi de iş arıyorum ayağına internette takılıyom bir sikim yaptığım yok yani.
Facebook açmıştım tarihi hatırlamıyorum ilk çıktığı dönemler işte 2011'e kadar kullandım 30 tane arkadaşım vardı. Twitter'ı açalı da 1 sene kadar oldu attığım tweet sayısı 0 takipçi sayım 1 oda bir halı bayisi sanırım tam anlamadım ne bok olduğunu.
Cep telefonuma gelen son 221 mesajın sahipleri şöyle:
Garanti Bankası:2
Axess:1
Mudo:2
Finansbank:5
gnctrkcll:2
turkcell:6
mıslı.com:1
fbkart:2
polis:1
ttnet:1
geriye kalan 200 mesajda kız arkadaşımdan gelmiş. Şaşırdın di mi? evet kız arkadaşım var 7 senedir beraberim onu bile değiştirmeye üşeniyorum amına koyim.
Ha bir de bilgisayarımda bulunan oyunlar: FM2013, NBA 2K13, PES13, FiFA13 ama bir kere online oynamışlığım yok daha ne olsun.
Velhasıl kelam şu sosyal medya denen sikimsonik şeylerin hepsini kullanmama rağmen aslında hiçbirini kullanamadığımı farkettim lan bugün. Ve bunu da son beş senede sadece 188 kez kullandığım bu sözlük vasıtasıyla paylaşmam artık kendimi değiştirmem manasına gelmiyor tabi ki amına koyim ne zannettin. üşeniyom ben yazamam öle zırt pırt.
Son zamanlarda pek bi ayakları yere basmamaya başlayan topçu.
La ben bu adamın ilk Gaziantepspor'dan Fenere geldiği zamanı hatırlıyorum da baya baya uslu, efendi, mülayim, beş vakit namazında niyazında bir çocuktu. Yalnız son iki senede ne olduysa paşamda bi havalar sağa sola kızmalar, Volkan'a Gökhan'a atarlanmalar falan. Savunmadan bir top çıkartır artist artist söylenmeler. Ya arkadaş işin o senin defans yapmak birileri adamını kaçıracak sende müdahale edeceksin sana bunun için para veriyorlar lan.
Akıllı ol, kalıbının adamı ol, adamı hasta etme Bekir efendi. O bizim sevdiğimiz anadolu çoçuğu Bekir ol uyma Selçuğa falan yoksa oraya çıkartmasını bilenler indirmesini de bilir evelallah.
yer: darıca cevher dudayev parkı. bilmeyenler için söyleyelim kocaeli'nin istanbul sınırına yakın bir sahil beldesi.
kahramanımız: 9-10 yaşlarında bir erkek çocuğu, adının ozan olduğunu anladığımız 6-7 yaşlarında ki kardeşi ve annesi.
bilenler bilir böyle manzaraları yerlere belediyeler 1 tl ile çalışan dürbün koyarlar millet manzarayı izlesin hesabı. bizim ufaklık da cebinden 1 lirayı çıkarıp makineye attı ve etrafı seyretmeye başladı. beş on saniye sonra;
- ozaaann küçük bi ada görüyomm.
ozan annesine dönerek: aha şunu diyo onu bizde görüyoz olum.
bir on saniye sonra kahramanımızdan ikinci hamle geliyor;
- ozaaann istanbulu görüyom olumm.
bu sefer ozandan ses yok, gerçi arkadaşın gördüğü yer yalova ancak, istanbul da yakın olduğundan olabilitesi var enazından.
bir on beş saniye sonra ise kahramanımızdan sahilde çekirdek çitleyenlerin boğazına çekirdek kabuğunu kaçırtacak replik gelir;
daha fazla sayıda para. evet paranın miktarı önemli değil o yaşlarda sayısı önemli. mesela bir çocuğa 5 tane 10 kuruş verip 1 lirasını rahatlıkla alabilirsiniz.
silah tüccarı değilim ama yamulmuyorsam eyşan'ın elindeki silah seri atış yapamayan bir silah olsa gerek ama içerden gelen ses seri bir otomatik silah sesiydi. Bu durumda serdar yine paçayı yırtmış olabilir.
333. kısa dönem er olarak askerliğimi yapmış olduğum asker ocağı.
malum bir iki gün içinde yeni kısa dönem arkadaşlar birliklerine teslim olacaklar bende naçizane bu güzide tugayımıza gidecek arkadaşlar için biraz bilgi veriyim.
öncelikle birçok yere göre gerçekten çok daha iyi bir yerde askerlik yapacaksınız. arada arızalar çıksa da rütbelilerin birçoğu gayet anlayışlı ve düzgün insanlar. yine diğer yerlere göre gelen kısa dönem asker sayısı az olduğu için kayıt, kantin vs gibi yerlerde çok fazla beklemiceksiniz. tabi ben her ne kadar çok fazla beklemiceksiniz desem de size yine çok uzun bir zaman gibi gelecek diğer kışlaları görmediğiniz için. aslında paraşütçü komandoların yetiştirildiği bir tugaydır ancak korkmayın kısa dönemler bu eğitimlere tabi değil.
giderken üstünüze pantolonunuzu kazağınızı giyin gidin hiçbir şey götürmeyin. donunuza, içliğinize, diş macununuza kadar her şeyi verecekler. he eksik kalanı da kantinden rahatlıkla temin edebilirsiniz.
acemilik bitip usta birliğine geçtiğinizde çok büyük bir kısmınız yine kayseride kalıcak diğerleride en fazla çevre illere dağılacak o yüzden oturup kara kara buradan doğuya gönderirler mi diye kafa yormayın.
emsallerinize göre çok daha rahat bir askerlik yapacaksınız bundan şüpheniz olmasın. şimdiden hayırlı tezkereler.
Not: kısa dönem erler için değerlendirilmiştir. uzun dönem kardeşlerimiz daha zor şartlarla karşılaşabilirler.
messi mi ronaldo mu tartışmalarına mesut'un son vermesini dilediğim maç. hangisi yener bilmem ama maçtan sonra kim kazanırsa kazansın gündemi yine morinho reyiz belirlicektir bunu bilir bunu söylerim.
yıllardır hayalleriyle yaşadığımız o billur sesli pelinlerin gamzelerin aslında küçük çaplı birer sumo güreşçisi kıvamında olduklarını görmemizi sağlayacak gelişme. milletin hayallerini yıkıcağınıza iki üç tane daha fazladan adam alın da saatlerce saçma bir müzük eşliğinde beklemekten kurtarın müşterilerinizi.
ergen beyinlerin mana verememesinin gayet doğal olduğu durum. bugün önüme gelene atlıyayım yok manavın kızını elliyeyim yok bakkalın kızını hoplatayım diyen bu ergenler acaba yarın öbür gün abi yada baba olunca, baba ben cemle yiyişmeye gidiyorum dediği zaman aman bu sefer doggy style yapmayı unutma kızım diyebilecekler mi çok merak ediyorum.
sözün özü "aile" kavramının manasını yitirmemesi için uygulanması gereken bir kuraldır.
not: büyüklerimden özür diliyorum terbiye sınırlarının içine sıçtık biraz ama bunlar bu dilden anlıyor efendim.
atatürk'ün cumhuriyeti emanet ettiği gençlerin durumunu gösteren vahim tablo.
bir tarafta onun getirdiği sisteme, ilkelere, inkilaplara riayet etmeyen yeri geldiğinde ona küfürler savuran bir grup. diğer tarafta halkçılıktan ve milliyetçilikten bihaber tamamen faşist düşüncelerin esiri olmuş, türk kültürüyle çelişen davranışlar içinde olan, kendi atasının fotoğrafı yerine bilmem nereli sigara tiryakisinin pozlarını üstünde taşıyan diğer bir grup.
türkiye'de neden hep bir ikilem var hiç düşündünüz mü? önce sağcı - solcu, sonra türk - kürt, şimdi de türbanlı - türbansız. neden hep bir kaos ortamında, neden hep bir ikilemde kalıyor bu ülke? millet bunlarla uğraşsın ki hükümetler rahatça yesin, millet bunlarla oyalansın ki abd bizi rahatça kullanabilsin. ve biz bu pilavı senelerdir yemekten bıkmadık görünen o ki bıkmıcazda.
3d oynayamadığım için sevindiğim oyun. ulan forumlarda sözlüklerde kızılca kıyamet kopuyo yok kayarak koşmalar yok ayakla taç atmalar falan millet delirmiş ama benim kafa rahat hacı sahada 23 tane top var bi o tarafa bi bu tarafa koşturup duruyolar. ne şut atışlarını görüyorum ne taç kullanışlarını. ister geri geri koşarken şut atsın ister kafaya çıkarken takla atsın hiç ruhum bile duymuyo oyüzden mecburende olsa forever 2d arkadaş.
bünyede büyük hayal kırıklığı yaratan film. fazlasıyla basit bir senaryo yani kısa metraj bir film olsa eh işte diyebiliriz ama illa uzatıcam diye 15 gün 15 gece bir ailenin günlük hayatını bir el kamerasıyla izletmenin ne manası var çözemedim. hee öyle çok büyük bir film kurdu falan değilim varsa bu gereksiz uzatmalı sahnelerin bir manası bir hikmeti ona da birşey diyemem ama komedi dükkanına gülen, yaprak dökümüne ağlayan normal bir vatandaşsanız gidin o paraya iki dürüm yiyin mutlu olun. naçizane tavsiyem budur.
alman milli takımında oynama kararına saygı gösterdiğim ama o milli takımı seçme sebebini onaylamadığım futbolcu.
kendisi alman milli takımını seçme nedenini kendisini bir alman olarak hissetmesi olarak göstermiştir. bu sözleride biz duygusal ve milliyetçi türk insanın gönlünde tamir edilemeyecek bir hasara yol açmıştır.
oysa almanyayı seçme nedenini türkiye federasyonunun üstüne yeterince düşmemesi yada almanya milli takımında oynarsa daha iyi bir kariyer elde edebilecek olması olarak gösterseydi hem kendini hem de bizi daha az üzerdi.
hiç kuşkusuz ingiltere'ye atacağımız ilk gol. isterse boş kaleye olsun, isterse adamlar kendi kalelerine atsın. neolursa olsun o gol benim için en güzel gol olacak.
rubin kazanın futbola ihanet ettiği maç. bir takım hiç mi futbol oynamayı düşünmez. sanki kazan'ın basket takımını getirmişlerde ceza alanının önünde durun yeter demişler gibi 11 tane adam 10 metrekare yerde dolanıp durdular.
artık bu tip oynamayı değilde oynamamayı düşünen takımlara karşı güreş müsabakalarında olduğu gibi pasif oynayan tarafa önce ihtar ardından ceza verilmeli. mesela üç ihtar bir penaltı olmalı.
benim gibi kısa ve aynı zamanda sıska birini kayseri 1. komando tugayı'na göndermeyi başarmış olan sınav. yardımcı olabilecek dedelerimin gözlerinden, ellerinden hatta heryerinden öpüyorum rüştü.
açılımı "sosyal girişimci genç liderler akademisi" olan ve Türkiye'de sosyal girişimcilik konusunu ele alıp gençlere bu konuda konferanslar vererek onları bilinçlendirmeyi amaç edinmiş bir topluluktur.
sogla verdiği eğitimlerle gençlerin sorunlara yenilikçi çözümler getirerek toplumsal dönüşümü sağlamalarına destek olmayı amaçlar.
sogla'nın amaçları arasında sosyal girişimciliği gençler arasında yayarak genç sosyal girişimci sayısını arttırmak, gençlerin toplumun sorunlarına ve ihtiyaçlarına çözüm üretmesini sağlamak, bireylerin kişisel gelişimini üst seviyeye taşıyarak toplumsal gelişimi sağlamak gibi toplum için büyük önem taşıyan maddeler bulunmaktadır.
bu olayı gerçekleştiren teyzelerin ne kadar cahil, ne kadar tarihten ve olgulardan bihaber insanlar olduklarını gösteren eylemdir. tamam halifelikle çarşaf birbirine yakın olgular olabilir ancak hilafetin kaldırıldığı günün yıldönümünde çarşaf yakmak hangi gerizekalının aklına gelmiş gerçekten çok merak ediyorum. eğer böyle bir eylem yapacaksanız kılık kıyafet devrimi var bak 3 kasımda siz bilmezsiniz ben söyleyeyimde bari bir dahakine böyle bir mallık yapmayın.