çorap, cüzdan, telefon vb. eşyalarını nereye koyduklarını sürekli unutup biz bayanlara " şunu şunu gördün mü ya, nereye koymuştum ki acaba? " demeleri!
(bkz: dağınıklık)
olsun evet. hiçbirşeyeboşunaiçlenmeyenadam a destekçi olsun. yeni yeni hikayeler yazsın. bir de kadın ağzından dinleyelim macera yüklü hikayeleri. güzel olmaz mı?
dünyanın en zor işlerinden biridir. içinizde sürekli bir ağlama hissi vardır ama ağlayamazsınız etraftakiler hüznünüzü anlamasın diye! işte o zaman boğazınıza birşeyler düğümlenir sanki, yutkanamazsınız bile. gözleriniz hep nemlidir; hani dokunsan ağlarım hesabı. yine de tüm kuvvetinizi toplayıp saklamaya çalışırsınız bu halet- i ruhiyenizi. etrafa yalancı tebessümler sergilersiniz. en acı olanı da budur zaten. yalandan gülmek! bi zaman sonra dayanamaz banyoya koşarsınız; açarsınız suyu başlarsınız için için ağlamaya. kimse duymasın diye son noktaya kadar açarsınız musluğu. sonra elinizi yüzünüzü yıkarsınız, biraz rahatlamışınızdır. kurulanırsınız, kimse anlamsın diye bir müddet daha beklersinizi banyoda. gözlerinizdeki kırmızılık geçince çıkarsınız. ve takrar başlarsınız o sözde mutlu rolünü oynamaya!
güven, hepimizin kanayan yarası... kazanması ne zor, kaybetmesi ne kolaymış. insanın yüreğine şüphe düşmeye görsün, yangın yerine çiçek dikebiliyormuş. kış güneşine kanat açabiliyormuş. geçmem dediği sevdalardan geçebiliyormuş. insanın yüreğine şüphe düşmeye görsün, gönlüne söz geçirebiliyor; yalancı zaferlerle avunabiliyormuş. bu kış ağır geçti, hepimiz birbirimizi büyüttük, belki de ilk defa göze aldık kaybetmeyi. bu bahar, kendi seçimlerimizi yaşayacağız hepimiz. vazgeçtiklerimizden geri kalanla yetinmeyi öğreneceğiz. kendi başımıza yağan karları, kendimiz eriteceğiz bu bahar. ve, herkesten önce kendimize güveneceğiz, herkesten önce, kendimize...
" Demokratlar evet demeli "
CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem, "Anayasa paketi bu haliyle yeterli değil ama 12 Eylül'ün izlerini silme adına, 35 yıllık bir CHP'li olarak darbe anayasasının değişmesine açıkça " evet " diyorum" dedi.
özellikle misafirliğe gelen insanlara yapar bunu bu çocuklar. merak duyguları doruk noktasındadır. tuvalete giren masum misafir olacaklardan habersizce işini hallederken bir ses duyar ve yavaşça eğilir.o da ne? evin yaramaz çocuğu tarafından izleniyormuş meğersem! utanılır, kızılır vs. çıkışta çocuk bir güzel azarlanır. annesine şikayet edilir ki çocuk bir daha bunu yapmasın. ama nafile. çocuk bu eylemlerine bütün hızıyla devam edecektir!
bilim adamları " neden bazı erkek ve kadınların aldatırken diğerlerinin daha sadık olduğunu " araştırıyordu. bu alanda yapılan çalışmalar nedeniyle doğan yeni bilim dalına " bağlılık bilimi "deniyordu.
bu dalda araştırma yapan uzmanlar, biyolojik faktörlerden psikolojik etkenlere kadar birçok alanda incelemede bulunuyordu. sonunda çalışmalar sonuç verdi.
isveç enstitüsü uzmanları, insanlarda bir " sadakat geni " bulunduğunu keşfetti. bu gen beyne bir tür bağlılık hormonu salgılıyor.
böylece o kişi eşine ya da sevgilisine sadık kalıyor. bu gene sahip olmayanlar ise bağlılık hissetmediği için aldatıyor.
şarkıyı bilmediği halde biliyomuş havalarına girip ağız oynatırlar karizma olsun diye. özellikle de yabancı şarkılarda. abi bilmiyosan niye yoruyosun o güzelim ağzını?
(bkz: bazen seni anlamakta güçlük çekiyorum tatlım)
altunizade' den 11 C ye binip üsküdar' a gitmek: 85 kr. üsküdar'dan eminönüne geçmek 21 kr.(aktarma ücreti). aktarma yaparak kendini karda hisstmek paha biçilemez!
not: eğer öğrenciyseniz tabi.
(bkz: küçük şeylerden mutlu olmak)
Susmadım ama keşkelerim kaldı
Doğru olduğuna inandığım bir şey varsa
Ya da aklıma bir şey takıldıysa
Bir şeye kızmışsam,
Ya da bir haksızlığa uğramışsam
Asla susmam.
Susamam.
Sadece duyacaklarım canımı acıtır diye korkarsam;
işte bir tek o zaman susarım ben,
Etrafıma kırgın bakmaya başlarım
Söylemediklerimi yükler ruhuma,
"Ya söyleseydim" le başlayan cümlelerimin soru işaretleri peşimdeyken;
Yaşamaya çalışırım.
Taa ki yüklendiğim ağırlıklar taşınmaz hale gelene kadar
Duyacaklarımın açacağı yaralardan korkarsam eğer;
işte o zaman yazmaya başlarım ben.
içimdeki isyan kelimelere dökülürken,
Kızgın ve kırgın gözyaşlarım onlara eşlik eder.
Ve gözyaşlarımın dağıttığı mürekkep kuruyana kadar;
Ya da esen bir rüzgarla isyanım yazılı kağıtlar uçana kadar...
izi kalır bende yaşananların.
Konuşulmayanların...
Konuşamadıklarımın...
Keşke...
Yıkandıkça temizlenecek bir leke olsaydın da
iz bırakmasaydın.
Kaybolsaydın!
Bizi başka alemlere alıp götüren, heyecanla sonunu merak ederek okuduğumuz iz bırakan kitaplardır.
- denizler altında 20.000 fersah
- ayşegül serisi
- pollyanna
- küçük kadınlar
- pal sokağı çocukları
- küçük prenses
çocuk akşam gizlice smackdownı izler. önce izlenilenleri yastıkta, ablada ya da kardeşte uygulamaya çalışır. istediği zevki elde edemeyen çocuk ertesi gün bunu yakın arkadaşlarında dener. şekilden şekile girer, arkadaşlarının gırtlağına çöker, hırpalar, tekmeler ve o arkadaş da gık dahi demez! artık bu bir oyun haline gelir: smackdowncılık oynamak!
(bkz: tv nin çocukları olumsuz yönde etkilemesi)
(bkz: kardeşimden biliyorum)
başa gelebilecek bir olaydır. vücutta meydana gelen hormonal değişiklikler etkisiyle vücut dengesi bozulur ve sonuç hüsran! dakka başı wc ye gitmekten hiçbirşey konuşulamaz. muhtemelen de son buluşma olur!