Sabahın ilk sıcak poğaçasını masanıza gelmiş sevimli bir kediyle paylaşmaktır. Paylaştığınız o poğaçanın üstüne çayınızı içerken, kedinin minnetini göstermek için kucağınıza oturarak kendisini sevdirmesidir. Elinizi hafif ısırışlarla oyun oynamasıdır mutluluk. Sırf o rahatsız olmasın diye cebindeki çakmağa uzanamamak ve sigara içememektir mutluluk. Gördüğünüz gibi bu mutluluk ne çok pahalı ne de çok can yakıcı. Yani diyeceğim o ki, mutlu olmak için ne canınızı sıkın ne de o mutluluğu satın almaya çalışın. Mesela bu paylaştığım anıyı okurken bile mutlu olmadınız mı? Saf bir mutlulukla dolmadı mı içiniz? Mutluluk fazla basit değil mi sizce de.
bizim üniversite hocasının yaklaşık 2 metre uzunluğunda sopası var. projektöre uzanmak için ve slaytlarda resimleri göstermek için kullanıyor. bu sopanın adı haydar. geçen gün birkaç çocuk geldi hocam mevzu var da haydar'ı alabilir miyiz dedi. hocada haydar'ı verdi çocuklara. bu da böyle bir anım.
Sevgilisi var abi. şimdi ben nasıl kıyarım üstteki entry'i silmeye. ulaşmasını istediğim yazıyı gösteremeden silmeye. yakın abi benim ciğerler yetmedi.
şizofren olmadığını görmek, garip bir mutluluk, herkesle paylaşma isteği, entry açıp bunu duyurmak ve yıllanmış yazarlar tarafından dalga geçilmek. En önemlisi de heyecanla hangi entry' yi paylaşsam diye düşünmek. Çaylaklıktan kurtulmuş yeni bir yazar olarak ilk görevim tamamlanmış bulunmakta.
Çok çılgın bir kafa. Akrabayla anlaşılamayacağı tüm aile fertleri tarafından bilinir lakin kimse pedere kafa tutamayacağı için mecburen kalınan bir kurumdur. Peder fazla para çıkarmamak için çabalarken sizin psikolojiniz gibilir.
Dersin başlamasına 2 dakika kalmış hoca geç geleni almıyor. Asansöre bineyim dedim. 4. katta esir kaldı asansör. Hangi hayvan tuttuysa kapıyı gelemedi bir türlü. Bende sinirlendim 3. kata kadar merdivenlerden çıktım. Her katta asansör çağırdım o asansörü indirmedi bende onu indirmedim. Bu da böyle bi anımdır.
Özenerek giyindiğiniz makyaj yaptığınız bir halde dışarı çıkıp gönülleri fethedeceğinize inandığınız ama gün sonunda sadece otobüs şoförüyle bakışmış olmanın verdiği dram imdb puanı 9.3.
iğrenç bir ilişkiden çıkalı 6 ay olmuş. geberiyorum acıdan. derken arkadaşımın doğum gününde karşılaştık onunla. önceden tanışıklığımız vardı ama o gözle hiç bakmamıştım. neyse işte içiyoruz, yanıma geldi konuştuk biraz. bir süre sonra dizime uzandı. vakit geçti, gitti. erkenden ayrıldı ve ayrılır ayrılmaz mesaj attı. konuşmaya başladık böylece. ilk dakikadan niyetini belli etmişti, umursamadım. derken zaman geçti ve hoşlanmaya başladım. en son dayanamayarak seni kendime alıcam dedim güldü al valla dedi. bundan günler sonra buluştuk. konuşuyoruz, eğleniyoruz ben espri yapıyorum falan. bir anda öptü beni. bir şey hissetmedim. yani öyle sandım. meğerse hissedemediğim onun sevgisiymiş. ben kafamı onun kalbinin üstüne koydum. tamam dedim içimden. bu sol taraf artık benim. bu arada o sol tarafın sahibi kimse/kim olacaksa iyi sahip çıksın abi. hasretim ben oraya. böyle geçti işte. bir buçuk gün sürdü. sebebi de buluşmak istemiştim tamam demiş ve benden kaçmıştı. cevabını bildiğim soruyu sordum bende dayanamayarak. bana bağlanmaktan mı korkuyorsun diye. senin bağlanmandan korkuyorum demişti. en büyük aptallığı işte bu noktada yaptım. acı çekmemek için içimde fırtınalar koparken sessizce bittiğini söyledim. sonra ne mi oldu? hemen bir kız buldu ve onun peşinden koştu. bense günlerce ağladım. içtim ve ağladım. uyuyunca da geçmedi. bir buçuk günlük acıyı kimseye anlatamıyordum. herkes boşver diyordu. boşveremiyordum.
gurur yaptım sonradan mesajda atamadım. karşılaştık birkaç kere. aynı masada kahkahalarla güldük. tek fark ben bedenimin heyecandan titreyişini saklamaya çalışırken o konuştuğu kızı saklamaya çalışıyordu. ben akşamına içip ağlarken o kıza yazıyordu. şimdiyse ben başka o başka bir şehirde ve hala ona mesaj atmak istesem de yüzüm yok.
diyeceğim o ki;
kaçmayın abi. mücadele edin o sevmese bile; elinize geçmişse fırsatını değerlendirin. keşke ve belkilerin sonuna asla nokta gelmiyor. benim gibi aşık olduğunuzu bile anlayamadan hayatınızın aşkını kaçırmayın. mücadele edin sonunda kaybetseniz bile bu kadar acıtmaz canınızı. denedim abi demenin verdiği mutluluk var bir kere. ve abi insanları kullanmayın. sırf intikam almak için başkalarının canını yakmayın. onlar suçsuz ve onların kalbi var ve kullanılmışlık hissi kadar can yakan başka bir şey yok.
ve sana gelince aşık olduğum adam;
bana demiştin ya hani lütfen beni kötü hatırlama diye. seni kötü hatırlayamadım. yapamadım. ama bir sorum var ulaşırsa sana diye beni hiç mi sevmedin?