hayat zor
0 (düz adam)
on birinci nesil yazar 0 takipçi 5.12 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    geldiği zaman huzur kaçıran şeyler

    15.
  1. 8 bin liraya ayakkabı

    3.
  2. kuran ı kerim

    1757.
  3. Her müslüman anlayarak okusa hayat bizim için daha kolay olacak..
    3 ...
  4. manastır

    20.
  5. Saint goll manastırı, ortaçağ manastırları için öncü bir plan şemasıdır.
    0 ...
  6. hoşlanılan kıza mesaj atma bahaneleri

    13.
  7. Her an onun yok olabileceğini düşünün ve o an ne yazmak istiyorsanız onu yazın. Bahane aramayın.
    1 ...
  8. günün fotoğrafı

    917.
  9. barış

    159.
  10. Ölen kimden diye sormadığımız zaman barış gelecek...
    (bir ihtimal)
    0 ...
  11. insan

    1006.
  12. insan ulaşamadığı her şeyin delisi, ulaştığı her şeyin nankörüdür.
    0 ...
  13. günün duvar yazısı

    124.
  14. "Ne güzel gülüyorsun Andre! Oysa çok gülenlerin yüreğinde keskin bir acı saklıdır."
    # Maksim Gorki #
    0 ...
  15. günün duvar yazısı

    123.
  16. iyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok...
    0 ...
  17. düşündüren sözler

    95.
  18. Çocukları ürkütülmüş bir dünyanın denizi mavi olsa ne yazar, olmasa ne yazar..!!
    0 ...
  19. kitap

    250.
  20. Sınırların ardındaki bilinmezliği anlatan bir çocuk kitabı: KUŞ OLSAM EViME UÇSAM

    “…Kaçıyorsunuz demek? Nereye giderseniz gidin savaşı da yanınızda götüreceksiniz. Kaçış yok! Anladınız mı, yok!”

    Yaklaşık iki ay önceydi. Bir çay bahçesinde oturuyordum. Çay kaşığının bardağa vuruşuna karışan ses öfkeli bir çocuğa aitti… Arapça konuşuyordu. Ne dediğini anlamasam da kendisini “yakalarsam canına okuyacağım” diyerek kovalayan yaşlı adama küfrettiği belliydi. Kaçıp gitti çocuk ve kafenin yol kenarındaki sandalyelerden birini fırlatıp attı geçerken… Arkasından bağırdı çay bahçesinin şef garsonu:

    “Allah belanı versin uğursuz… Çocuk değil bunlar Suriyeli canavarlar…”

    Şef garson, ardından atıp tuttuğu Suriyeli çocuğun az önce fırlattığı sandalyeyi söylenerek düzeltirken, aklımdan Güzin Öztürk’ün Kuş Olsam Evime Uçsam isimli romanı geçti. Göz dövmeli adam savaştan kaçmaya çalışan Beşir’in ailesine böyle sesleniyordu:

    “Nereye giderseniz gidin savaşı da yanınızda götüreceksiniz…”

    Üstelik haksız da değil. Savaş peşlerinden geliyor, kah çocuğuyla kaçmaya çalışana çelme takan kameraman, kah botla açılacaklara sahte can yeleği satan esnaf, kah savaştan kaçıp gelen bir çocuğun herhangi bir çocuk gibi davranmasını bekleyen şef garson olup onları takip ediyor. Oysa biraz olsun düşünebilsek… Bir insan, şehirler arası göç bile öylesine zorken, evini bırakıp başka bir ülkeye, üstelik hiçbir güvencesi olmadan, hatta ailesini tehlikeye atıp neden kaçar? Acaba o çay bahçesindeki sandalyeyi savuran çocuk hangi bombayla savruldu, ailesinden kimleri kaybetti ya da bütün o yaşadıklarından sonra hala çocuk mu gerçekten, yoksa erken büyümek zorunda kalmanın sancıları mı bunlar?

    Günden güne karanlığa gömülen dünyamızda bir umudumuz edebiyatta. Güzin Öztürk, küçük kahramanı Beşir’in ağzından anlattığı romanında bize savaşın gerçekliğini incelikli bir dille aktarıyor. Çocuk, savaşın içinde de olsa çocuk; aklı kırmızı arabada. Bombalara rağmen Beşir’le beraber oyun peşine düşüyoruz. Ağbimizin eve dönüşünü bekliyoruz, rüyalar görüyoruz, kamyona binip sınır kapısına doğru yola çıkıyoruz. Acaba Beşir savaştan kaçabilecek mi sorusu kitap boyunca okurun aklını kurcalıyor.

    Yazar Güzin Öztürk’ün çocuk dilini kullanmadaki başarısı okurunu kendisine hayran bırakıyor. Öyle ki, insan Beşir’in gözünden dünyayı bir kez görünce, sıcak evinde oturduğu koltuktan utanıyor, elleri üşüyor sayfaları çevirirken. Dünya tarihi savaşlarla ve incinmiş çocuklarla dolu. Beşir kendi öyküsünün içinde bizi önce Zehra’yla tanıştırıyor, ona dil oluyor, ses oluyor; sonra Halep’ten Hiroşima’ya doğru çıkardığı yolculukta Sadako Sasaki ile buluşturuyor. Kitabın sayfaları arasından 644 turna kuşu uçup aklımıza üşüşüyor, sakız kokusu geliyor burnumuza biraz da…

    Güzin Öztürk kelimelerle adeta yüreğimize dokunuyor.

    Son sayfa çevrildiğinde ince bir sızı kalıyor içimizde. Çocukların bu yaşadıklarına gözlerini yumanlar, sınır kapılarına kilit vuranlar, kameraman, esnaf, şef garson… Ah diyor insan, belki Beşir’in hikÂyesini okusa, başka türlü bakar mıydı Suriyeli çocuklara? Yoksa gerçekten kaçış yok mu savaştan?


    # Gaia Dergi'den alıntı #
    1 ...
  21. hatalardan çıkarılan sonuçlar

    28.
  22. "Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz."
    # Heraklitos #
    0 ...
  23. bilgi içeren entry girelim hadi

    1.
  24. Ebru, kitreli su üzerine serpilen boyalarla bezenmiş kâğıt ve bunu hazırlama sanatıdır.
    0 ...
  25. üzgün

    5.
  26. Üzgünsün diye, ağlaman gerekmiyor.
    # Şeker Portakalı #
    0 ...
  27. şimdi benim size 2 sorum olacak

    4.
  28. 1. Gerçek sevgi nedir?
    2. Sonumuz ne olacak ?
    0 ...
  29. mutlu olmak için yapılması gerekenler

    16777215.
  30. ..............#Şükretmeli#..............
    0 ...
  31. tesettür

    113.
  32. "Sanma ki tesettür sadece kadınlara farzdır. Erkeğin tesettürü göz kapaklarındadır."
    # Hz. Ali #
    5 ...
  33. halep

    226.
  34. Yaşananlar insanlık adına utanç verici...
    0 ...
  35. bir probleminden bahset

    5.
  36. Düşüncelerim karışık...
    Kendimi toplamam lazım...
    0 ...
  37. kuran ı kerim

    1756.
  38. # Yasin Sûresi # 83.ayet #
    Her şeyin hükümranlığı elinde olan ve sizin de kendisine döneceğiniz Allah, çok yücedir.
    0 ...
  39. nejat işler

    1116.
  40. Seni bir kere yüzüstü bırakan bir kere daha bırakacaktır. Seni bir kere satan yine satacaktır. Seni bir kere aldatan bir kere daha aldatır. Bir kere seni kıran, seni defalarca kıracaktır. Affetme ! …
    0 ...
  41. nejat işler

    1115.
  42. Yalnız kalmakla ilgili bir sorunum yok. Sadece nefesini sevdiğim birinin yakınlarda olması beni rahatlatır…
    0 ...
  43. simyacı

    69.
  44. Okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu izlemek için şafak vakti uyanmaya benzer.
    # kitap #
    0 ...
  45. © 2025 uludağ sözlük