ABD’de yaşayan bir adamın vücudunun kendi kendine bira ürettiği ortaya çıktı. 46 yaşındaki adam, bağırsaklarında bira üretiyormuş. Bilim adamları tarafından Bu hastalığın adı“ kendi kendine mayalanma sendromu” olarak belirtilmiş. Yani adamın yedikleri direkt alkole dönüşüyor ve adam sarhoş oluyor.
Bu haberi okuyunca aklıma gelenleri de içimde saklamayayım dedim. Türkiye’de böyle birşey yaşansa heralde devlet adamı vergiye bağlardı:) Türkler zaten bir yolunu bulur adamdan kaçak bira üretmeye başlardı. Adımız çıkmış dokuza inmez sekize ama:))
Nedir bu kişisel gelişimci furyası anlayamıyorum. Geneli çok uzun süre çalışan kesim işyerindeki görevlerinden ayrılarak etrafta kişisel gelişimci adı ile iş yapıyor. Şirket zorunluluğu nedeni ile bir iki eğitimlerine katılmış bulundum. Ancak ne yalan söyleyeyim çok da verim alamadım. Her yapılan işe aynı çerçeveden bakmak yerine yapılan işin niteliğine göre oluşacak problemlerin çözümleri konusunda onlarında bocaladığını gördüm. Ayrıca bu işi katılımcılara gaz yüklemesi olarak değerlendiriyorum. Özellikle sosyal medyaya baktığımızda herkesin kişisel gelişimci olduğunu görüyorum. Bunun bir de yaşam koçluğu olayı var. Bu yaşam koçluğunun da uzmanlık alanları var.( işletme koçluğu, nefes koçluğu, kariyer koçluğu gibi gibi)
Bence bu devirde kimseye bağlı olmadan para kazandıran meslekler içerisinde yerlerini almışlar. Ne yapsak işi gücü bırakıp bu meslekler ile mi uğraşsak bilemedim bak şimdi...
Taksiciler neden meraklıdır bir türlü anlayabilmiş değilimdir. Birine bindim ve yeri söyledim. Ne var ki orada diye sordu. Dedim konsere gidiyorum. Kimin konseri diye sordu? Evgeny Grinko’nun konseri desem anlar mıydı bilmiyorum ama rus bir piyanistin konseri diye cevap vererek konuyu kapattım.
Bugün gördüğüm manzara karşısında şok yaşıyorum. Nişantaşı’nda her yerde yığınla çöpler birikmiş durumda. Merak ettim ve birine sordum. Çöpçüler grev yapıyormuş. Rezillik diz boyu.
‘’doğru sözlü güzel yüzlüyseniz, doğruluğunuzun güzelliğinizle hiç bir alış verişi olmamalı.çünkü doğruluğun gücü güzelliği kendine benzetinceye kadar, güzelliğin gücü doğruluğu bir kahpeye çevirebilir. doğruluğu ne kadar aşılarsan aşıla çürük kökümüzde bizim.’’
hamlet’in sevdiği kadın olan ophella’ya söylediği sözlerdir.
Robotlar bir gün insanlar gibi sevecekmiş. Robotlara aşık olunabilecekmiş.Robotları birey olarak kabul ederek, onlarla evlenme imkanı da olabilecekmiş. Robot gelin ve damatlara şimdiden hazırlıklı olalım. Ben şimdiden çok programlı robot siparişi veriyorum:))
Biraz önce bu filmi izledim. yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını Faysal Soysal'ın üstlendiği sinema filmi. Bosna-Hersek'te yaşanan acı dolu savaş yıllarından kalanlarla insanların yaşadıklarına (travma , intihar vb)ayna tutan bir filmdir. Çok derin anlatımı ve sıradışı bir konusu var. Bir kez daha izlemeye değeceğini düşünüyorum.
Basit gibi görünen aslında yapımı en zor çorbalardan biri. Hastalık sebebi ile yapmaya kalkınca çok yoğun bir kıvam ile karşılaşmış bulunmaktayım. Bu çorbayı kıvamlı bir şekilde yapabilen varsa yeşillendirsin.genelde her denemede ya çok sulu ya da çok yoğun kıvam yapmayı başarmaktayım.
Bu nasıl bir zihniyet. Adam her ay 3.000 TL nafaka ödüyor. Dekonta okul masrafı yazdırdığı için icra geliyor. Okul masrafı nafaka yerine geçmez diye de danıştay karar alıyor. Herkes birbirinin üzerinden geçinme derdinde. Biz nasıl bu hale geldik.