çağın kronik hastalığı olan yalnızlığın dibine vurmuş insan söylemi. "böyle anlatınca komik olmadı ama aslında çok komik" duygusundan tam tersi bir mesajı vardır aslında: "böyle söyleyince çok komik oldu ama aslında çok dramatik."
her genç kız ilkokuldan beş, ortaokuldan beş, liseden beş, mahalleden beş ve sokaktan da dört olmak üzere toplam yirmi dört erkeği slipten vazgeçmesi konusunda ikna ederse çözülecek sorundur.
aralığın ortasına gelmiş hatta geçiyor olmamıza rağmen sadece bir hafta olmak kaydıyla bize ancak burnunu göstermiş, tahmininde birtakım pürüzler bulunan kıştır.
haftanın her çarşamba günü bilumum ulaşım araçlarında, sokakta, parkta, ekmek sırasında, emekli kuyruğunda mete'nin performansından bahseden insan türleri üretmiş dizi.
zuhal topal hanımefendinin izdivaç programı için ilk akla gelen: seksen yaşındaki trabzonlu delikanlı(!)dır. kırdığı pot dillere destandır. herkesin adına (nâmına) bir hediyeyi mi kabul ediyor, teşekkür mü edecek nedir, öyle bir cümle kurdu ki, güzelim iki kelime ulama benzeri bir ses karmaşasına kurban gitti:
birkaç iyi repliğin dışında hoşuma gitmeyen oyun. yılmaz erdoğan'dan çok şey beklediğimden mi nedir, hayal kırıklığı yaşadım. güldüğüm sahne sayısı beş-altı sanırım. velhasıl vasattı diyorum. ayrıca yılmaz erdoğan'ın jest mimik ses ve vurgularını fena hâlde tolga çevik'e benzettim. daha doğrusu tolga'nınkileri ona. bir şey ima ediyorum, evet.
solistliği kesinlikle düşünmeyip, sadece müzisyen olmak isteyen zat idi başlarda. "ben gitarımı çalarım, söyleyen şarkısını söylesin ama o ben değilim." tribindeymiş kendisi. lakin sonra kendinden şahane bir ses çıktı o ayrı.
sıkıldım yerine ikame edilebilen sahte cümleleri kurmayı gerektirendir. örnek vermemiz gerekirse:
(bkz: sorun sende değil bende)
Peki ne demek bu sorun sende değil bende? Tam olarak şu demek: Seni yeterince renkli bulmuyorum demek bir kere. Her şey çok tekdüze gidiyor, tipik kız/erkek geyikleri yapıyorsun demek. hem zaten senden yeterince etkilenerek başlamamıştım bu ilişkiye, şimdi de soğuma belirtileri mevcut bünyemde demek. Ve şimdi seni terkediyorum da demek ayrıca. neden terkediyorum, çünkü sıkıldım. ama şimdi sana bunu diyemem demek. çünkü o kadar cesaretim yok. belki de o kadar merhametim var demek de olabilir, bilemiyorum. velhasıl ben bari böyle problemli, yer yer sebepsizce çekip giden bir ıssız olduğumu sana lanse edeyim ki, arkamdan çok da kötü bahsetme demek. yani kısaca sen seviyorsun ben sevmiyorum demek olur.
(bkz: nerden nereye)
saçmadır. "evlenmek bilinçaltında anneye duyulan cinsel arzunun bir çeşit dışavurumudur." diye giden mottolar silsilesi bir işe yaramadığı gibi, moral bozacaktır. analiz yapmak için önce bir ruha sahip olmak gerekir değil mi ama? ayrıca kamasutra diye de bir eser vardır, o gece için daha işe yarar gibidir sanki.
hedef olarak sarışın ve kızılları, kanı sıfır kan grubundan olmayanları, âdet dönemindeki kadınları, ayağı kokanları ve çok terleyenleri seçtiği söylenen canlı. ayda bir haftanın haricinde beni bulmayan canlı yani. bu başlık aracılığıyla kendisine teşekkürü borç bilirim. bir de etrafımda gezinmesen şahane olacak.