meybuz alabilmek için anneye dil döküp bozukluk kopartmak. akabinde kankalarla bakkala koşulur;
- neli alcan?
+ sen neli alcan?
- mor olandan alcam ben
+ ben de mordan alcam
- ne kıskanç bebesin la
+ ne kıskanması olum ben zaten mor alacaktım
- iyi ben sarı alcam
+ ben de sarı alacaktım ya
yarayı kaşımaktır. çünkü çok büyük ihtimalle eski sevgili eski sıfatından memnundur ama işte bazen de ferman dinlemiyor gönül.. kendinizle çeliştiğiniz anlarda vuku bulur genellikle, şizofren diyaloglara sebebiyet verir;
-ama özledim.. (iç çeker..)
-aman ya o özlesin nedir yani! (kibirli bir de..)
-ama özlediğimi ona değil de kime söylicem.. (hüzün keder karışmıştır, ses titrer..)
-o seni özlemedi belli ki! o kaybetti... (kaybettiğini itiraf edemez, özlemişsin işte daha ne!)
-arayım ya ne olacaksa olsun, yüzleşirsem daha kolay vazgeçerim.. (nah! bi de gururundan olacan haberin yok!)
neticede arama yapılır, sonra bir şizofren diyalog daha...
-iyi mi oldu şimdi? umursamadı işte.. (ben demiştim tripleri... kime söylüyosa! )
-aman napim aklımı kurcalayacaktı (içimde kalacağına kusayım diyor..)
-havalara girdi bi de hasbam, aramayacaktık olum (şizofreni zirve yapar)
-ee napim daha da aramam (arayacak...)
osuran versiyonları kadar tepki toplamayan kadın. en fazla yüzünüzü eğip hoşnutsuz bir ıyy dersiniz bunları gördüğünüzde ancak osuranı güldürür de öldürür.
yiğit özgür ün hoş bir karikatürle betimlediği olay.
- siz türkler çok..eeem..ee..nasıl diyorsunuz?
+ misafirperver?
- evet evet.. nasıl diyorsunuz?
+ neyi nasıl.. dedik ya işte, misafirperver..
- nası nası.. bi daha..
+ misafirperver..
- ağız çok komik oluyo sizin, onu diyince..
+ la yürü git..
- hahahah!!..löyörögöt!
+ go home
- ooo...
ingilizce sınavı boşluk doldurma sorusu: hoca yazmış cümleyi boşluktan sonra parantez içinde modal yazmış. uygun modal verb i bulup uygun tense de çeker akıllı kişi ama yook... uygun tense i bulup modal i çekiyor kimisi.
i ..... (modal) sth... (cümle devam ediyor anımsayamadm)
işitmesi güzel olan dildir. öyle ki italyan aksanıyla türkçe bile güzel. bir seferinde tv de bir yemek programında denk gelmiştim italyan bir ahçı konuk olarak gelmiş sanırım bir yandan makarna yapıyor bir yandan anlatıyor "makaarrrnalaarıııı koyuyoruuz..." diye. ahenkli lisan yapacak bişey yok.
mayın dediğin yağmurlu havada yerinden oynamış, altında pis su birikmiş kaldırım taşlarıdır. sağ ayağınızla basarsınız ve sol paçanız rezil olur. pantolon kirlendiği gibi soğuk soğuk bacağınıza değip üşütür de aynı zamanda, sinir bozukluğu cabası.
bir de yağmurlu havada yoldan geçen araçların su sıçratması var ama konuya dahil değil.
bazen insanı utandırabilen durumlardır. hemen örnek gelsin; sevgilinin yanından geliniyordur, arkadaş laf olsun diye sorar:
-e ne yaptınız, nasıl gidiyor?
+iyi işte..
cevabı duyduktan sonra bi afalladı, sustu. ben bişey anlamadım tabi saf saf gülüyorum yüzüne. düşüncelere daldı bir an sonra gülmeye başladı "iyi işte"yi "yiyiştik" diye anlayıp "neden benimle böyle bir detayı paylaşma gereği duydu ki" diye düşünmüş geri zeki arkadaşım daha sonra ben sanki suçluymuşum gibi utandım kendimden.
alışveris süsü verilerek yalnızım mesajı vermektir. çünkü asla süslenmeden alışverişe çıkılmaz, o topuklular olmadan avm koridorlarında yürünmez, güneş gözlükleri kafada olmazsa olmaz... masum bir alışveriş değil bu ey halkım kandırılıyoruz, yanımızdan geçerken duyumsadğımız o parfüm kokusunda saflıktan çok ötesi yatıyor, uyanın.