kendini bir şey sanan sekizinci, yedinci, altıncı, beşinci, dördüncü, üçüncü, ikinci ve birinci nesil yazar isteği/söylemi. fakat böyle devrecilik olayına girerlerse hiçbir şey elde edemeyecekleri aşikâr. saygı hak edilir, zorla elde edemezsin.
hoş geldiniz dokuzuncu nesil yazar kardeşler. fake hesaplara da selam olsun!
beni kedere boğan durum. lake city'de (wabasha'ya bağlı) tek başıma sözlükte takılıp eğleniyorum fakat insanın canı tabi ki buradan tanıştığı insanlarla tanışmak, kaynaşmak istiyor haliyle... bunu gidermek için de zirve gerekli fakat sanırım zirve yapabilmek için yeterli yazar yok lake city'de.
işte bundan ötürü canımı sıkıyor minnesota'da hiç uludağ sözlük zirvesi yapılmaması.
an itibariyle oturup herhangi bir eski sevgilinize yazacağınız mektubu bu şekilde niteleyebiliriz.
mesela ben bunu eski sevgilimle geçirdiğimiz berbat anlara ithafen yazıyorum. 2007 yazında kuşadası'ndaki güzel başlayıp kötü devam eden o anıları yaad etmek için yazıyorum fakat şu anda o zamana göre gelecekte olduğum için meme. beyler çok yalnızım :(
hoşlanılan kızın saçını başını normalden farklı yapıp normalden farklı elbise giyindiğinde gözüne çirkin gelmesi sebebiyle hoşlanmama durumu. fakat yakından bakınca "aa hoşlandığım kızmış lan bu!" dediğinde kronik bir "hoşlanılmayan kızın hoşlanılan kız çıkması" sendromu yaşıyorsunuz demektir.
dün gece odamda uzanırken karanlıkta, hoşlandığımı sandığım kızın gölgesine benzettiğim nesnenin aslında sandalye çıkması durumudur. işte insanoğlu bu kadar da aciz... kalp gözüyle bakarsan işte o zaman hoşlandığın kızı görebilirsin ancak. ben bunu hayatımın default fon müziği olarak kaydettim. yok lan, hayatımın mottosu olarak farklı kaydettim.
reçelin turşu yapılmışı. özellikle çilek reçeliyle yapılanı çok lezzetli oluyor. ama tuzunu ve salamura süresini iyi ayarlamak gerek. bir litrelik kavanoza bastığın turşuyu 11 aydan fazla salamura etmeyeceksin, püf noktası bu.
turşunun reçel yapılmışı. özellikle hıyar turşusuyla yapılanı çok lezzetli oluyor. ama şekerini iyi ayarlamak gerek. bir litrelik kavanoza 1 kilo şekerden fazlasını koymayacaksın, püf noktası bu.
facebook'taki birçok konser, eylem, sanatsal-kültürel aktivite veya topluluk buluşmaları gibi etkinliklere daima katılmak isteyen ama etkinliğin yapılacağı tarihte o şehirde olmayan, dolayısıyla etkinliğe bir türlü gidemeyen insandır. etkinlik istanbul'daysa erzincan'dadır, tokat'taysa, muğla'dadır falan. bi denk getiremez.. yazık yavruma, oysa o kadar da sosyaldir ki.
göze inanılmaz hoş gelen çekicilik. nedendir bilmem gerçek kadınlar inanılmaz kötü görünürken, biraz değil bildiğin şişme kadınlar gözüme inanılmaz tatlı, inanılmaz seksi geliyor.. ne zaman bi şişme kadın görsem yumuşacık dokusunda kaybolmak istiyorum.. çok şişirdin diye dert etmesin artık, onların da alıcıları var.. bunu bilsinler... yelloz sex shop'tan ucuza alabilirsiniz.
kezbanlıkları tartışılamayacak kızlardan birçoğu. tabi bu arada tüm genellemelerin de canı cehenneme!
ama şuna bir bakın, erasmus ile almanya'ya gitmişsin. tek yaptığın yurtta diğer türk kız arkadaşlarınla bir araya gelip muziplikler yapmak, içinde birkaç "ayıp" kelime geçen sohbetler etmek mi?
taharet musluğunun göte kaçmasından bile daha büyük bir pişmanlık verir.
gözlüklerimin camı yağmurda epey ıslandığı için her yeri flu görmemin sonucu olarak sevgilime benzeyen bir deliyle "hazır yağmur da yağıyor, çok romantik olacak bu! haydi ya allah!" diyerek sevgili gibi öpüştüm. gerçeği öğrendiğimde çok geçti. şimdi evliyim, 2 deliliğim, bir delilim bir de deliğim var.
kanatır. üstelik bundan haftalarca kimselere bahsedemezsin de. ama avrupada adamlar bunu bile düşünmüş amk. taharet musluğu falan yok, kafaları rahat. zaten orda 18'den sonra ailesinden ayrılıyor tüm gençler, kafasına göre yaşıyor.