ustalardan her bölümü birbirinden bağımsız korku serisi. henüz tamamını izlememiş olmakla birlikte bir kaç bölümü için şöyle düşünmekteyim:
imprint adlı bölümündeki işkence sahnelerinin sansürlüsü dahi insanı tiksindiriyor. benim gerilim, korku veya kurgu anlayışıma hiç uymuyor.
jenifer adlı bölüm ise garip bir ürperti yaratıyor.
cigarette burns kısa metraj film tadında, oldukça başarılı.
pick me up klasik ama sıkılmadan izleniyor.
zeka farklı bir konudur, genelle yapmak mümkün değil. zamanında moskovaya hayran olmamışlardır en azından, kendi bayrağına kendi vatanınadır hayranlığı,ülkesini ve ülkesinde yaşayanları sever, bu başlığı açarak bile bölücü ruhu taşıdığının sinyallerini verenlere rağmen.
dün geceki programında memleketim gazinatep'ten yüz karası bir telefon bağlantısına sabırla katlanan insan. Ayrıca sevenleri olduğu kadar, acımadan fırlatılan eleştiri oklarının da hedefidir. Kimse mükemmel değil, okan da değil.Kendisi de bu çarkın içinde veya değil. Zaten tamamen izole olmuş olması beklenemez. En azından her programında bir kişinin aklında bir soru işareti bırakabiliyorsa, biraz olsun aydınlatabiliyorsa (ki bunu başarıyor bence) ne mutlu ona.
Okan Bayülgen'in kendisi gibi, başarılı programı. Bu sene farklı isimler ve formatlar altında 3 geceye yayilan, jenerik müziğinin çok başarılı olduğu, ve maalesef dün gece Yeşim Salkım'ın saçmaladığı program. Serdar Ortaç'ı çok sevmeme rağmen, Okan'ın ona laf atmasını fazla art niyetli bulmuyorum. Yeşim Salkım hanımefendinin Serdar'dan başka bir derdi olsa gerek.
enteresandır, belki de bazı hemcinslerimin fiziksel özelliklerini deşifre etmelerine olanak sağlayan başlıktır. öte yandan bu tarz mesajlardan şikayet etmek yerine facebook ayarlarını düzenlemek ve ulaşılmaz olmak mümkündür.
laf atmaması, atmayacağı anlamına gelmeyen, dilin ne söylediğinin değil, kalbinden geçenin ne olduğunun önemli olduğuna vurgu yapma isteği doğuran yazardır.yazarları tenzi ediyorum fakat başlık budur, elden bişey gelmemektedir.