otobüsteyiz, sessizce uyuyor omzumda. sol elini tutmuşum sıkı sıkı. sağ eliyle koluma girmiş. omzumda nefesinin sıcaklığını hissediyorum. gözleri yeni kapandı. yüzündeki tebessüm uykuya dalmasıyla birlikte daha da masumlaşıyor, nefes alışverişi düzenli hale geliyor. ellerimi gevşetiyorum. yola bakıyorum ürkütmeden. tanrım inşallah aptal bir çukur bu büyüyü bozmaz. hafiften savruluyor otobüs. sımsıkı sarılıyorum. uyanmasın istiyorum. sonsuluğun derin mazisinde kaybolalım istiyorum.
gözlerini açıp mahmur mahmur bakıyor. nerde olduğunu anlamaya çalışıyor. bakıp gülümsüyor. yanağıma küçük bi öpücük konduruyor. yepyeni bir hayat başlıyor sanki o uykudan sonra.acaba diyorum kaç hayat daha eskidi bu masumiyetin ardında. kimler geçti o gözlerin derinliklerinde. kimler eskidi. kaçıyla evlenme hayali kurdu? çocuklarının ismini düşünmüşmüydü? nerde yaşıcaz demişmiydi? dediyse bize yerleşirsin mi demişti? yoksa evine bir başkası yerleşmişmiydi? nasıl onu sevdikten sonra bana böylesine hastalıklı şekilde aşık olmuştu? beni de unutacak bir başkasının omzunda?
yandaki çocuk sürekli bize bakıyordu. önce ilgilenmedim ama gözlerinde farklı bir anlam vardı. yoksa bu kızı başka bir erkekle mi görmüştü? şimdi senin kollarında ama zamanında bambaşka biriyle yiyişirken gördüm demek istiyordu bu godoş?
sevdiceği kenara koyuo çocuğun yanına gittim. bi sorun mu var bilader dedim. yok abi dicekti ki suratının ortasına vurdum. bayıltana kadar dövdüm otobüste. uyandığında hiçbişey hatırlamasın istedim. birgün biz de ayrılırsak bizi kimseler hatırlamasın, yeni sevgilisiyle rahat etsin istedim. bir sonraki durakta indik. hayatın bir sonraki durağında da ayrıldık.
haydar dümen'in anlatım diliyle şey ettirecek olursak, yemek önemlidir, ama onu servis etme şekli de önemlidir.. göz zevkine hitap eden bir yemek iştah açar.. yani birlikte olduğunuz kişi tabi ki en önemlisidir, ama değişik çamaşırlar, değişik renkte ışıklar falan olaya renk katar.. tabi renk katalım diye olayı abartıp çeşitli boyda dildolar alarak çiftlerin birbirini bıçaklarcasına sokuşturmasını, pipilerini mandallamasını tasvip etmiyoruz, sapık mısınız lan!?!.
takdir edilesi bir iradedir. insan kişiliğinin gelişmesinde son derece önemi olan bir iradedir. açıklayayım:
bir insan düşünün ki, kadın veya erkek farketmez, çişi gelir gelmez hemen bir tuvalete gidiyor ve hacetini görüp rahatlıyor. yani bu ne demek: beni rahatsız eden şeylere hiç katlanamıyorum, zora gelemiyorum, zorluklar karşısında yılıveriyorum, pısıyorum demek. açıkca görülüyor ki boyun eğen bir insan portresi...
şimdi bana söyler misiniz yurdun dört bir tarafı cehennem gibi kaynarken, düşmanlarımız dört koldan pusuya yatmışken, bizlere bu kadar rahat olmak yakışıyor mu? biraz olsun canımızı dişimize takamaz mıyız?bizler bu kadar pısırık ve yılgın insanlar mıyız? değiliz diye bağırdığınızı duyar gibiyim..
madem ki duyarlı birer vatandaşız ve zorluklar karşısında yılmayacağız, o zaman hepberaber çişimiz geldiği zaman çişimizi tutarak bunu kanıtlamaya başlamalıyız.
ufku gerçekten dar olan tiplemedir efendim, halbuki en azında 500 € luk paket turlardan biriyle 3 günlüğüne de olsa gitmelidir şöyle prag a veya kayak tutkunları takın ayağınıza burton ları hemen courchevel e değil mi? farklı kültürleri tanımak kısıtlı kalmamak lazım böyle olmaz ki ama..
genelde 50 üzeri yaşta olup cep telefonunu hayatının son demlerinde tanımış insanların özellikle teyze olanlarının yaptığı hadisedir. konuşulan kişi coğrafi olarak ne kadar uzak bir memlekette ise o kadar çok bağırırlar bunlar.
müthiş acayip ve bir okadar da hazıra konmanın daniskası hatta ve hatta dikalasıdır. bunun temelinde kadınlarımızın kurbanlık koyun statülerini peşinen kabul etmeleri yatmaktadır. oysa kadınlar hemen yatmamalıdır. haklarını sonuna kadar savunmalı, harcırahlarını da aybaşı alabilmelidir. yani aybaşı makul bi zaman o bakımdan.. hatta yıpranma tazmini bile almalıdır ya. ah bi kadın olcaktım ki.. ne yani kardeşim? kız arkadaşını hemen bedavaya getirebiliyor musun? höö? ne höö? tamam ulan ayı, kıza parayı verip haklamıyosun ama para dışında bi götünü vermiyosun yani. vaadler, sözler, takılar, yedirme giydirme sıçırma paraları bunlar ne sandın goduğum? sıçma parasını bile biz veriyoruz. neden? umulur ki verir? kerhaneye gittin misal? beleşe mi getirecen? hey yavrum hey.. ben bile getiremedim ki.. neyse.. gelelim evliliğe. hah bastı imzayı, , şimdi yandın sen diyip teamülleri zamanında uygulamış atalarımız. iyi de kardeşim, , hayat müşterek, , parasız hiç bir şey olmuyor. karı meteliksiz olduğunu anladığı an basıyo götüne tekmeyi.. niye sevişme parası istemesin ya? bir yıl 365 gün. yeni evli bir çift sağlam 300 gün sevişse günü 20 kağıttan, 6 milyar eder yani. buna ekstraları kat 8 milyar..10 sene çalışsa bu hanımkızımız 80 milyar. abimizin performans düşüklüğünü düş hadi olsun 60 milyar.. böylece noluyo? işsiz kadınlarımız ekmek sahibi olarak ülke ekonomisini rahatlıyor. ekonomik bağımsızlıklarını kazanıyo.. ayrıca evli kadın bu işi meslek haline getirdiği için cinsellikte çok istekli oluyo.. ne kadar emek o kadar yemek... ama işte. sakalımız yok ki sözümüz geçsin.. sokayım öyle kadın haklarını savunanlara..
bir erkek etraftan uyarıcı bir etken olmadıkça seks düşünmez. yolda güzel bir kadın gördü mü ''offf ne kayarım ben buna'' diye düşünür ve geçer gider. hepsi budur...
oysa bir kız aynanın karşısında süslenirken, ''daha fazla boya sürmeliyim, daha seksi olmalıyım'' diye düşünür. yolda yürürken '' evet evet seksiyim ben, bütün erkeklerin bana bakmasını istiyorum'' diye düşünür. bir mağazanın önünden geçerken içerdeki eşyalara bakma kisvesi altında camekandan yansıyan görüntüsüne bakarak ''evet popom çok güzel. düşük bel pantolonumdan görünen göbeğim de çok seksi'' diye düşünür. akşam bara gittiğinde oğlan çocukları gitar sesleri eşliğinde kafa sallayıp bira içerek eğlenirken, kızlar ''otururken belimi biraz açıyım ki daha seksi görüniyim'' diye düşünür. erkekler sahnedeki grubun müziğini dinlerken, kızlar gitarcı çocukların ağzının içine düşecekmiş gibi onlarla gözgöze gelmeye çalışıp '' acaba bu çocuk seks yaparken de kol kaslarındaki damarlar böyle çıkıyor mudur'' diye gene seks düşünürler.
işte, kızların sürekli seks düşünmesinin sonucu olarak, dünyada yeteri kadar bilim kadını yoktur.
kınıyorum...
asla arkadaşlık edilmemesi gereken insanlardır. zira hayatı çekilmez kılarlar.
hemen birkaç misal vereyim. yolda yürürken yanınıza yaklaşan sakız satıcısı küçük kızın elindeki sakız kutusunu elinizle dürtüp sakızları yere saçtığınızda, hemen size şiddetle karşı çıkar ve ''neden yapıyosun böyle ya, yazık değil mi kızcağıza, sakız satıp para kazanmaya çalışıyo kızcaaz hayvan herif '' diye söylenirler..
veya ne bileyim, sokakta yürürken önünüzden geçen ufak bir kedi yavrusuna tekmeyi basıp karşı duvara yapıştırdığınızda '' sen tam bi hayvansın, acımasız vahşi'' diye sizi rencide edici sözler söylerler..
kısacası, bu tip insanlardan uzak durulmalıdır..hayattan zevk almanızı engeller böyle insanlar..
yeni doğmuş üç-beş aylık bebekleri kabız olan ve 2-3 günlük kabızlık süresinden sonra bebeklerinin bokunu görünce altın bulmuş gibi sevinen anne babalardır..