şu içinde yaşadığımız güzel çağın adı. tarihçi ağzı ile 21. yy.'ın ilk çeyreği.
bu güzel çağda türkiye denen coğrafyada, atalarının izindeki milyonlar kant içip zevki sefa eder idiler. parklara, kavşaklara dikilen sayısız lale soğanı türlü çeşitli renklerle bezemişti dört bir yanı. ülkenin her yanında pek çok bina, sayılamayacak kadar katı ile arzı endam etmekte idi. en lüks araçlar, en sosyete kıyafetler doldurmuştu sokakları. çılgınlıklar havada uçarken halk, bu bahar havasını sürdürecek iktidarı yeniden seçmeye hazırlanıyordu heyecanla. gurur ve kıvanç dolu idiler.
lakin bu şımarıklık, bu küstahlık, bu aymazlık, bu densizlik hangi para ile idi? el alemin parası ile bunca zevk, bunca beton, bunca lale olur muydu? borçlu fakat mutlu halk, bu toplu milli-dini histeri içinde saadetini ne kadar sürdürebilir, dünyaya ne kadar kafa tutabilirdi?
o mutlu halk, o borçlu halk, bu saadetin faturasını neyle ödeyecektir?
bu güzel cumartesi gününde keyfimin içine etmiştir. an itibari ile hiçbir porno sitesine ulaşılamamakta ya da randıman alınamamaktadır. konu ile ilgili ne bir açıklama, ne bir sebep ne de bir entiri veya tivit görebildim. türkiyemizin içinde bulunduğu şu güzel ikinci lale devrinin ruhuna hiç yakıştıramadım. halbuki ben günah işlemek istiyorum ya beybi.
ha siz diyebilirsiniz "bana ne senin pornondan pis pornocu!". yarın kazık size girince ben de sigaramı tellendiririm uzaktan.
ingiltere doğumlu yazar, aktivist ve akademisyen. küresel mali sistemin ve genel anlamda kapitalizmin inanılmaz bir eleştirmeni. bugüne kadar bu konular hakkında düşünmeyi bu denli teşvik eden ve bu denli sağlıklı ve tutarlı bir bakış açısı sunan birini daha görmedim desem yalan olmaz. size ne sadece küfürden ve romantizmden ibaret bir karşı duruş ne de çözüm olarak bir ütopya, distopya veya mucize sunuyor. açık bir dille sistem nedir, nasıl çalışır, sorunları nedir ve neler yapılabilir konularını rasyonellikten sapmadan geniş bir perspektifle işliyor.
yayınlanmış olan "stuffed and starved: the hidden battle for the world food system" adlı kitabı yanında "the value of nothing" adlı ocak 2010'da çıkacak bir kitaba daha sahip. "the value of nothing" hakkında aynı ada sahip,london school of economics'te düzenlenen bir konferansına itunes u'dan ulaşılabiliyor. bir buçuk saat süren bu konferansı hiç sıkılmadan dinlemek mümkün zira epeyce de matrak bir adam. ama bu, gayet önemli bir konuyu sulandırmasına engel değil, bilakis insanların ilgisini ve bilgisini arttırmaya yarıyor besbelli. benim de tesadüfen -isminin çekiciliğe kapılarak- dinlediğim bu konferans, ilk paragrafı yazabilmek için gerekli her şeyi içinde barındırıyor.
günümüzde türkiye ve dünyada sürüp giden kısır ekonomi, demokrasi ve toplum tartışmaları yanında ilaç gibi geldi.
"nowadays people know the price of everything and the value of nothing" - oscar wilde
edit: başlık karakterlerinin türkçeleşmesinden -tam bir sene- önce bu başlığa yazdığım ilk entry, yukarıdaki ikinci entryi girmem ile silinmiştir. yani sözlük bozuktur!
neyse, kısaca yine tanımlayalım: zilyon tane bilgisayardan oluşan devasa bilgi deposu canımız ciğerimiz internetin, sinir sistemine benzer bir organizyon ile günün birinde bilinç kazanmasıdır.
istiyorum ben bunu. büyümeyen bebek istiyorum! misal gidip alsak 6 aylıkken, o hep 6 aylık kalsa. hiç yürüyemese, konuşamasa ama hep gülse, ben de hep oynasam onla. veya 9 aylıkken alsak, hep 9 aylık kalsa. hep agulasa, emeklese, ağlasa ve hiç büyümese. seneler geçse, o hep küçük, güzel, yumuk yumuk kalsa. ben onla hep oynasam, o hep uyusa. o bebek hep öyle kalsa.
işte benim kafamdaki büyümeyen bebek böyle bir şey.
cat power'ın the covers record albümünden öldürmeyip süründüren bir şarkısı. (origin: sam coslow/arthur johnston)
i must be
one of the devil's daughters
they look at me with scorn
i'll never hear their horn
sometimes
it's like being in chains
sometimes i hang my head
in shame
when people see me
they scandalize my name
i'm going down
to the devil's water
i'm gonna drown
in that troubled water
it's coming 'round my soul
it's way beyond control
i must be one
i must be one
i must be
one of the devil's daughters
they look at me with scorn
i'll never hear their horn
sometimes it's like
being in chains
sometimes i hang my head
in shame
when people see me
they scandalize my name
i'm going down
to the devil's water
i'm gonna drown
in that troubled water
it's coming 'round my soul
it's way beyond control
i must be one
i must be one
i must be
bir national geographic channel belgeseli.
spirit ve oppurtunity adlı nasa robotlarının 2004 yılından beri mars'taki çalışmalarını anlatmakta. hikayeleri olağanüstü bence. kullanım ömürlerini sayısız kez aşmış bu iki robotun 5 yıllık serüveni bence bilimsel düşünceyi ve bilimin işleyişini anlamak için de çok önemli.
robotları kullanan ekiptekilerin onlardan bahsederken "ölmek" ve "yaşamak" yüklemlerini kullanmaları ayrıca hoşuma gitti.
sıkça alıntılanır. hayatın açıklamasına giriş cümlesidir. tamamına "seven ages of man" de denir.
"all the world's a stage,
and all the men and women merely players;
they have their exits and their entrances;
and one man in his time plays many parts,
his acts being seven ages. at first the infant,
mewling and puking in the nurse's arms;
and then the whining school-boy, with his satchel
and shining morning face, creeping like snail
unwillingly to school. and then the lover,
sighing like furnace, with a woeful ballad
made to his mistress' eyebrow. then a soldier,
full of strange oaths, and bearded like the pard,
jealous in honour, sudden and quick in quarrel,
seeking the bubble reputation
even in the cannon's mouth. and then the justice,
in fair round belly with good capon lin'd,
with eyes severe and beard of formal cut,
full of wise saws and modern instances;
and so he plays his part. the sixth age shifts
into the lean and slipper'd pantaloon,
with spectacles on nose and pouch on side;
his youthful hose, well sav'd, a world too wide
for his shrunk shank; and his big manly voice,
turning again toward childish treble, pipes
and whistles in his sound. last scene of all,
that ends this strange eventful history,
is second childishness and mere oblivion;
sans teeth, sans eyes, sans taste, sans everything."
çocuk psikiyatrisi olarak da bilinen tıp dalı (türkiye'de kullanılan isim budur). kısaca çrs diye anılır. çocukların ruhsal ve zihinsel gelişimi ve hastalıkları ile ilgilenir.
günümüz kitle iletişim araçlarının bağımlısı toplumların tümünü ifade eden.
sokakta insanlar görüyorum, dolmuşta insanlar. ama onlar toplum değil artık, onlar yalnız "insanlar". toplum, yarışma programı izleyen, haber bülteni izleyen, internete giren, gazete okuyanları ifade ediyor şimdi. ve bu sanal bir toplum. yayınlanan her haberi doğru kabul eden, savaşları televizyondan izleyen, tepkisini internet sitelerine yazan, televizyon ekranlarına küfreden ve tüm bu iletişim araçlarının egemenliğinde, onları çok seven ve isteyen toplum. etkisiz, sessiz, pasif, güdülen, zararsız ve tüketen. hep istenen. öldüğü televizyondan flaş haber olarak geçilmedikçe aslında ölü olduğunu farketmeyecek olan.
toplum yapısına dair ne kadar kuram varsa artık anlamsız. çünkü onlar gerçek, somut, bağıran, kızgın toplumlar içindi. başka sözüm yok.
inanılmaz özenli ders veren, farmakoloji yanında aynı güzellik ve çılgınlıkla sanat tarihi anlatabilen, entellektüel kapasitesi ve zekası inanılmaz, öğrenci dostu, kitsch eşya kolleksiyoncusu übermensch.
birleşmiş milletler'in "global teaching and learning project" kapsamında 1996 yılında faaliyete geçirdiği online eğitim birimi.
özellikle örgün öğretim için çok faydalı olabilecek, uluslararası meselelere odaklanan dersler içermekte. örneğin ırkçılıkla mücadele, açlık vs. bu konulardaki dersler özellikle öğretmenlerin uygulayabileceği bir program şeklinde hazırlanmış anladığım kadarı ile. ilgilenen öğretmenlerin ve eğitimcilerin bakmasında yarar var.