çırpı bacak, rüzgarda uçarsın, ayy şunun bileklerine bak kırılacak, biraz yemek ye de et tut vs. vs. vs. ulen ben sana o koca götüne utanmadan nasıl tayt giyiyorsun, veya bacaklarının birbirine sürtünmesinden dolayı tutuşacaksın, az ye gergedan gibi oldun vs. vs. diyor muyum.. he bir de kadın dediğin etli butlu olacak diye kendilerini avutmazlar mı.. he bir de su içsem yarıyo yeaa diyorlar, yahu sen rami toptan hal'ini yidin bitirdin. ay neyse gerildim akşam akşam.
şu da içimde kalmasın, mağazada kıyafet dener bunlar, aynaya bakıp orasını burasını çekiştirip "oldu mu ?" diye sorar arkadaşına, öbür garibim de napsın "aa bak bu çok güzel oldu bik bik bik der" hee oldu nah oldu bok oldu kusmuk oldu. (oh be)
kısacası zayıfı ezmeyin, ezikletmeyin.
dün akşam büyük umutlarla bir tane içip yatağa yatıp uykumun gelmesini beklediğim ilaç. ilaç içmeden de o kadar bekleseydim değil uyku, saydığım koyunların çobanı bile gelirdi.
her bakışından, her sözünden anlam çıkarmaya çalışıp kendi kendine heyecanlanıp kendi kendine hayaller kurduğun-kuruduğun, sonrasında başkasının kolunda görünceye kadar sürüp giden "acaba" larının "keşke"ye dönüşmesi.
lafa gelince "oy miniş miniş, tatlış tatlış sevimliler " deseniz de, ortama 1.75 -1.80 lik alımlı hatun girince görüş alanınızın altında kalan hatunlardır.