yanlış cevaplanan sorudur. zaten ilk iletideki açıklamadan tatmin olunmamasının nedeni, allah ın basit mantık yürüttüğünü düşünmektir. o güçte o kudrette bir varlık gücünün farkına varmak için insanoğlu gibi aciz bir canlıyı mı yaratıyor ? verilen örnek sorular yerinde sorulardır. ronaldo gelsin bizimle halısaha maçına, adam gücünün farkına varmak, bilinmek istiyor. ama bilinmeye ihtiyacı yok aslında. allah dünyayı ve insanlığı yaratıyor, çünkü bilinmek, gücünün farkına varmak istiyor. ama buna ihtiyacı yok aslında.
öncelikle müslüman olduğumu belirtmek istiyorum.
cevabını aradığım sorudur. verilen cevaplardan biri de şudur :
''Allah kainatta tecelli ettiği cemal ve kemalini hem kendisi – kendine mahsus bir şekilde – görmek hem de başkalarının gözüyle görmek istiyor. Başkasının görmesi derken bunların başında insan gelmektedir. Bu hikmet de yine insanın yaratılmasını gerekli kılıyor. ''
Şimdi arkadaşlar, burda aklıma takılan şu :
Allah bilinmek istediği için yaratıldı deniyor. Ve de gücünün farkına varmak istiyormuş. Birşey dikkatimi çekti, sizce de bu çok insancıl bir hareket değil mi ? yani allah sonsuz gücü olan varlık. koskoca evreni yaratıcak güce sahip. onun katıyla bizim katımız çok farklı. onun zamana bakışıyla bizim zamana bakışımız çok farklı. ama bu davranış çok insancıl. şuna benziyo; cristiano ronaldo yeteneğinin farkına varmak için gidip de uludağsözlük halısaha zirvesine katılıyo, ya da ne biliyim, mike tyson gücünü tekrardan anlamak için gidip de senin benim gibi insanları dövüyo. buna benzemedi mi olay ?
Şimdi buraya kafamı kurcalayan şeyleri yazıcam.
ilk olarak ''allah'' sonsuz gücü olan kavramsa, herşeyi anında yaratabilicek ya da yok edebilecek güce sahipse, biz insanoğlunu neden yarattı ? Onun hiçbirşeye ihtiyacı yok ya hani, bizim ona kulluk etmemiz neden peki ?
Üçüncü olarak da : Madem hepimizin kaderi ezelden beri belli, eğer ben inanan biri olarak yaratıldıysam ne fazlam var da cennete gitmeye hak kazanmış olarak doğuyorum ? Allah bazılarımızı yaratırken(kaderlerimizi yazarken) şu cennete gidecek diyor, o insanın hayatta ne yapıcağı yazılıyor, çiziliyor, ve o cennete gidiyor. Bazılarının kaderini de bunun sonu cehennnem diye yazıyor. E onun suçu ne de sonu cehennem olacak şekilde yaratılıyor ?
Dördüncü olarak : Geçen ay Mısır da trenle otobüs çarpışmıştı, 50 tane ilkokul çağındaki çocuk ölmüştü. Günahları neydi ? Bu dünyadaki adaletsizlik niye ? Birisi afrikalı ayda 10 dolarla geçinmeye çalışan bir ailenin oğlu/kızı olarak doğuyor, birisi milyonlarca doları olan bir insanın oğlu/kızı olarak. Neden ? Sonuçta allah bizi yaratırken, şu bill gates in oğlu olucak, bu afrikada aç bir ailenin çocuğu olacak diyor, peki o afrikalı fakir bir ailenin oğlu/kızı olarak doğan kişi neden böyle bir ceza alıyor ?
Asıl aklımı kurcalayan noktaya gelirsek : Şimdi dünya sınav yeri deniyor, bir de kader diye bir kavram var. Bu ikisi çelişiyor. Nasıl mı ?
Kader dediğimiz şey, alın yazımızdır yani hayatta neler yapıcağımız önceden yazılmıştır, ben şuan bunları yazıyorsam, ben doğmadan önce şu saatte şu dakikada bunu yazıcağım önceden belliydi. Yani bu benim tercihim olmuyor o zaman. O zaman dünya sınav yeri de olmuyor. Sınav demek, sınava tabi tutulanın yorum hakkı olması demektir. Ama kader diye birşey var, benim ne yapıcağım belli önceden yani ben kendi irademle birşey yapmıyorum. O zaman şöyle bir sonuç çıkıyor ortaya; kitap göndermesinin bir önemi yok, zaten bizim inanıp inanmıycağımız belli önceden.Madem inanıp inanmıycağımız önceden belli, neden kitap gönderip bizi teste tabi tutuyorsun ? Biraz düşünün, bu bir paradoks. Dünya aslında, allah ın önceden çektiği bir filmin oynatıcısı, dvd player gibi.
Sorularımın cevaplarını gerçekten cevaplayabilicek mantıklı arkadaşlar varsa buyursun özel mesaj atsın. Ben elhamdülillah müslümanım. Ama kafamı bunlar kurcalıyor kardeşim. Biri bana bunları açıklasın.
Ey sevgili gençler. 1 günlük kemalistler. Şimdi diyceksiniz ki bu ne demek. Hemen açıklıyorum. 365 günün sadece 1 günü kemalist gibi görünenlere, atam dediği insanın istediği Türk genci modelinin yüzde biri bile olamayanlara,işi gücü ortam peşinde koşup orda burda sürtmek olanlara, ''aşık olmak istiyrm yaa!!'' dışında bildiği bir cümle olmayanlara, bırak üniversite okuyup düşünebilen bir insan olmayı, okuduğu son roman alaaddinin sihirli lambası olanlara, Atatürkün ilkelerini say desen sayamıycak olanlara, bırak memlekete hayırlı bir insan olmayı, kendine bile hayrı olmayanlara, ot gibi yaşayıp ot gibi ölecek olanlara, pardon burası tam olmadı, satılık bir mal gibi yaşayıp öyle ölücek olanlara, Atatürkün öldüğü günü bile reklam yapmak için kullananlara, bütün bunlara ''uff snne be slk.d'' dışında verecek bir cevabı olmayanlara, memleketi hakkında 2 cümle konuşamayanlara derim ben ''1 günlük kemalist''. Yazık lan size. Adamın kemikleri sızlıyordur sizi böyle görünce. Hukuk fakültesi öğrencisiyim, bunları söylemeye çok az da olsa bir hakkımın olduğunu düşünüyorum. Bu tip modelleri görmekten bıktım artık. Sizden küçük bir ricam var ''1 günlük kemalistler'' ; bugun facebook profil fotoğrafınıza koyucağınız Atatürk resimleri var ya, kaldırın onları. O adamın sizin gibi parazitlerle anılmaya ihtiyacı yok. Biz anarız onu.
99 depreminde de böyle olduğundan ciddiye alınması gereken durum. Gökyüzünün renginde değişiklik, yıldızların çokluğu ve parlaklığı önemlidir. Uyanın lan.
Genelde bedava sms i olanlardır.
+Vay be Ahmet. Elaleme kandil mesajları at, bize yok. Bu mudur bizim kardeşliğimiz ? Unutulduk...
-Aveasın be olum heryone sms yok.
+Hee tamam o zaman.
Rahatsız edici bir durumdur. Kürtler ile ilgili sürekli tartışmalar açılıyor. Sürekli genellemeler yapılıp hakaretler ediliyor. Yahu adamları bir rahat bırakın. Bakın, kürtleri rahat bırakın diyorum, pkklıları değil. Şu ayrımı yapamadık gitti millet olarak. Kürt insandır, pkklı hayvandır. Pkk ve kürt ayrı şeylerdir. Pkklıların belli bir habitatı vardır. Orada yaşamlarını sürdürürler, orada geçinirler. Dağlardır oralar. Parazit olarak yaşamlarını sürdürürler. Ama kürtler, ülkemizin dört bir yanında yaşayan insanlardır. Bizim kardeşlerimizdir.
Kadroludurlar. Bunlar yılda bir çalışırlar. Yerleri bellidir : Taksim Meydanı. Hilal taktiğine benzer bir taktikleri vardır. Önce uygun yerde soteye yatılır, hedef sessizce beklenir. Göze kestirilen hedef görüş alanına girdiği zaman, çembere alınıp imha edilir. Zafer nidaları şöyledir : varavaravaravara
Haklı kişidir. Pinti olucaksın abi. Bu devirde en değerli şey nedir ? Para.
Her kapıyı açan şey nedir ? Para.
Sana iyi bir gelecek sağlayan şey nedir ? Para.
Giremediğin ortamlara girmeni sağlayan şey nedir ? Para.
Düşüremediğin hatunu düşürmeni sağlayan şey nedir ? Para.
Parayla saadet olmaz diyenleri duyar gibiyim.
Oluyo be abi.
O bir yetenek. Ama malesef hala keşfedilmeyi bekliyor. Sözlük olarak, bu halk kahramanı, şaheser, sanatçı, eğitimci...( burayı atlıyorum saymakla bitmez ) kişiliğin keşfedilmesini sağlayabiliceğimizi düşünüyorum.
Şaka bir yana, adamı hangi sinirli anımda izlersem izliyim, yüzümdeki gergin bakışlar yerini kahkahalara bırakıyor. Severiz kendisini.
Bazı arkadaşlar efendim koskoca cumhurbaşkanı dandikten saat mi takacak diyorlar.Doğrudur, ülkemizin cumhurbaşkanının kullandıkları kaliteli ürünler olmalı.Fakat bu, ülkenin maddi sorunları aşıldıktan sonra olmalı.Ülkemizin şuan içinde bulunduğu durumda, cumhurbaşkanımızın bir saate 110.000 € vermesi mantıkla çelişen bir durum.110.000 € vermeyip 10.000 € verseydi, geri kalan 100.000 € yu eğitim için harcasaydı, iyi olmaz mıydı ?
Amerikada nike mağazasından aldığım bir şortta, 'made in china' ifadesini görmemle anladığım durum.ilginçtir, nike anavatanı olan Amerikadan alınan üründe bile bu ifade var.Nasıl bir ihracattır bu.