bikini giyen kızlar hakkında bi dünya küfür hakaret ederler.
şeriat hakkında kötü söz edersin anında eksi yağmuruna başlarlar.
sarıklı dedelerine laf söylersin basarlar eksiyi.
atatürk, laiklik dersin çökerler tepene eksi yağmuru
bu şakirt yobazlar sözlüğü ele geçirmiş durumda. buna izin veren herkes bunlarla iş birliği yapıyodur. evet.
allah'a şirk koşmaktır. dünya malı için allah evlerini önemsemeden ona koşmak, allah'ı umursamamaktır. adamlar ayasofya'ya kavuşmak için gidiyor, allah'a kavuşmak için değil.
insanlar bir anlık refleks yahut arzuyla yanlış kararlar verebilir. aldığı tepkilerle de kararının yanlış olduğunu idrak edip bu karardan cayabilir. sosyal medya ise bu cayma konusunu kendi insiyatifi eline alıyor. oysa karar kişinin kendisindedir. dilerse yayınlar, dilerse kaldırır. bunu sen belirleyemezsin. yahut bi başkası. sen de pişmanlık duyacağın bi şeyler elbet yapmış, yaşamışsındır fakat geriye almak istediğinde de bunu başarmak istersin. kimseye zararın yoksa bu senin hakkındır, kimseyi bağlamaz. kaldı ki bu görüş sağlıklı insanlar için geçerli olabilecekken ortada hasta bi kadının eylemleri söz konusu. yaptığı eylemden de pişman olup bunu silmiş hatta hesabını silmiş. tüm bunlara rağmen hala onun sildiği şeyleri kendi keyfince tutup yayınlamak neyin cürreti? sen kimsin?
rezaletin daniskasıdır. youtube videosu çekmişler. yeni akım medya nasıl kurtulur adında. dk 25 te falan yeni dünya düzeninden bahsediliyor. ben de bunun üzerine oturdum yorum yaptım. adamlar otu boku her şeyi yayınlıyor benim yorumumu yayınlatmamış. rezalet ötesi, baskıcı, köhne zihniyet leşşş.
yorumum şöyle idi.
25.48 de yeni dünya düzeninin özgürlükleri mi savunacağı yoksa tek sesin hakim olacağı bi ortamı mı getireceği konusuna değinilmiş ben bu konuda net yorumumu yapayım.
yeni dünya düzeni bugün ortaya çıkan bi kavram değil. novus ordo seclorum kelimesinden gelir kökleri. bu kelimeler ise amerikan doları üzerinde yer alan illüminati piramidi olarak tabir edilen piramidin altında yazar. yani şu an girmekte olduğumuz dönem, yüzyıllar önce kurgulanmış bir projenin ürünü. yine geçtiğimiz on yıllarda çekilen pek çok film ve dizide yeni dünya düzeni cümlesinin geçirildiğini kolay bi araştırma ile bulabilirsiniz.
ne diyor 1949 yılında bastığı 1984 isimli kitapta George Orwell? her şeyi gören bir göz var. her şeyi kontrol eden. herkesi gözetleyen. bunu neden o tarihte çıkıp anlatmış ve kitabın adını o tarihten yıllar sonrası şeklinde belirlemiş? çünkü belli ki 30-40 sene içerisinde öngördüğü şeylerin hayata geçeceğini düşünmüş. fakat sadece yıl bazlı yanılmış, öngörülerinden 30-40 yıl sonra gerçekleşmiş tüm bu olaylar.
all seeing eye diye bi kavram var. her şeyi gören göz. yine piramidin tepesindeki gözü ifade eder diğer bi adı ile ra'nın gözü.
ordo ab chao, all seeing eye, novus ordo seclorum ve daha pek çok tabir, ritüelist tabirlerdir. özellikle masonlar arasında çokça kullanılan tabirlerdendir.
yeni dünya düzeninin yani novus ordo seclorum un temeli de bu 2 basamağa oturtulmuştur. ordo ab chao, all seeing eye.
nedir ordo ab chao? kaostan doğan düzen anlamı taşır. yani bi yerde kendi nizamını oluşturmak istiyorsan önce orada kaos yaratır ardından kurtarıcı olarak öne çıkıp insanların senin peşinden gelmesini sağlarsın. bu; pek çok terör örgütünün bizzat devletler tarafından, kendi topraklarına saldırsın ve insanlar arası korkuyu, kaosu yaratsın diye oluşturulup finanse edilmesinin temel nedenidir örneğin. fakat bu işin biraz daha noktasal kısmı. işin geneline yani yeni dünya düzenine bu cümleyi uyarladığın zaman büyük savaşların, virüslerin, kitlesel hareket ve eylemlerin temel nedeni de bu olayları kurgulayanların kendi nizamlarını yaratmak istemesidir.
şu an dünyanın geneline bakın. kaos hakim mi? hakim.
novus ordo seclorum yani yeni dünya düzeni herkese duyuruluyor ve alışmaları sağlanıyor mu? sağlanıyor. bunu siz de şu an sağlıyor, aracılık ediyorsunuz bilerek ya da bilmeyerek.
all seeing eye kavramı hayat buldu mu?
işte. yeni dünya düzeninin özgürlük mü yoksa kitlesel kontrol operasyonu mu getirdiğinin yanıtı burada gizli.
all seeing eye, her şeyi gören göz hayat buldu. bu projenin adı internet di. herkesin evinde, cebinde, dibinde. her şeyin kayıt altında. internette yazdığın tek satır dahi kaybolmaz. internet sitesi kapanır gider ama o siteleri tarayan google vb. farklı sitelerde o bilgiler yine kayıtlı kalır, işlenir.
eskiden bu süreci yönetmek zordu. çünkü katrilyonlarca anlamsız veri, yığınlar halinde orada yer alıyor fakat kişilerle özdeşleştirilemiyor, anlamlandırılamıyordu. fakat sonrasında big data kavramı geliştirildi. SAP gibi kuruluşlar bu verilerin işlenmesi ve anlamlandırılması üzerine yoğun çalışmalar yaptı. sonuç olarak artificial intelligence, machine learning, deep learning, iot gibi kavramlar gelişmeye başladı. veriler anlamlandırılmak ve kişilerle özdeşleştirilmekle kalmayıp yapay zeka ile bu verilerden yeni sonuçlar, makine öğrenmesi ile bu verilerin üstüne yeni veriler, deep learning ile farklı farklı girişimler başlatıldı.
tüm bunlar ise sadece sana ait verilerin işlenmesi konusu. daha özel hayatından bahsetmedim bile. kullandığın telefon örneğin. her an kayıtta, sesini alıp bi yerlere ulaştırıyor. bunun ispatını şöyle yapayım. iphone da " hi siri " dediğinde telefon yanıt veriyorsa emin ol o mikrofon her daim seni dinliyordur. dinliyor, anlıyor ve yanıt verebiliyordur. sen bu " hi siri " sözünü söylemediğinde ise yanıt vermesine gerek yok, sadece dinlemesi yetiyor.
peki senin ruhun duymadan senin her şeyini duyan, kaydeden bi sistem sence görüntünü de gizliden kaydetmiyor mudur?
saf olma. elbette kaydediyor.
hiç bir özellikle iletişim alanında kullanılan teknoloji ürünü yoktur ki asıl üretim sebebi casusluk ve bilgi toplama olmasın. elimizdeki, evimizdeki tüm bu cihazların temel üretim ve geliştirilme nedeni hakkımızda olabildiğince bilgi toplamasıdır. görüntülerin kayıt altında, hani şu evde kimse yok bi asılayım diyip malum sitelere girdiğin anda terli terli girdiğin tüm şekillerin tümü. seslerin kayıt altında. hepsi bi yerlere iletiliyor yahut dilediklerinde iletmeleri sağlanıyor.
telefonuna indirdiklerin, konuştuğun, yazdığın şeyler, internette gezindiğin tüm siteler, kısacası aldığın her nefes ve attığın her adım bu cihazlar sayesinde kayıt altında.
işte. all seeing eye yani her şeyi gören göz dediğimi olay da bu sayede hayat bulmuş oluyor.
verilerin anlamlandırıldı, seninle ilişkilendirildi ve bi yerde saklanıyor. görüntülerin, seslerin, galerin, girdiğin siteler, yazdıkların, okudukların. tümü. hepsi bi yerlerde kayıtlı.
şimdi adamların ellerinde böyle ultra seviyede hayal dahi edilemeyecek bi güç varken. sence, seni özgür bırakırlar mı? buna gerçekten inanıyor musun?
ben sana bi şey söyleyeyim. elinde bu gücü barındıranlar bugün olmasa da 20 yıl sonra dilediğini başa getirir, dilediğini ordan indirir. sen tek dünya devletini, yeni dünya düzenini kabul etmezsin belki ama onlar tek noktadan tüm dünyayı parmağında bugünkü seviyenin en az 10 katı, daha rahat oynatacaklar.
ayrıca kaçma şansın olmayacak. çünkü parmak izin kayıtlı. yüzün gözün kayıtlı. sen verdin bu bilgileri onlara. dışardasın, internet erişimi olan herhangi bir kameranın açısına girdin. eğer onlar seni arıyorsa, 20 yıl sonraki yüz tanıma sistemli kameralar sayesinde anında yakalanacaksın. ne özgürlüğü? sende bu güç olsa özgür mü bırakırsın insanları yoksa dilediğin gibi yönetir, yönlendirir misin kendi isteklerin doğrultusunda?
adamlar bunu yüzlerce hatta binlerce yıl önce hayal etmiş, üzerine çalışmalara başlamış. sen naptın o sırada? koca bir hiç. bu adamlar kabala öğretilerinin takipçileri. devam nesli. kabala ise onlara dünyayı yöneteceklerini vaadeden bir öğreti. arz-ı mevud'a kavuşacaklarını, herkesi kontrol atlında tutacaklarını anlatan öğreti. çünkü firavun'un onlara yaptığı zulümlere kabala sayesinde direndiler, kabala sayesinde kurtuldular. bunlar şehir efsanesi mi sanıyorsun yoksa sen?
sanmaya devam et. çünkü senin böyle sanmanı isteyenler de onlar. bunlar deli saçması, şehir efsaneleri. sen mutlu hayatına geri dön *
çok güzel bi program hazırladım. elle 1-2 saatte halledeceğim işi 10 dakikada 2 tuşa basarak çözüyorum artık. elle günün 20 saati uğraşsam 10 tane hesap oluşturabilecekken artık 3-5 tuşla aynı hesabı kendi kendine bikaç saatte oluşturabiliyorum(hesap oluşturma süreci biraz uzun o yüzden). haliyle, mutluyum sözlük. ama ben dedim. öğrenecem, kafaya koydum dedim. yaptım, oldu.
kurtlar vadisi pusu dizisinde abdülhey'in cevat'ın karısıyla olması durumudur. bu konunun 2 tarafı var. 1 memati 2 abdülhey.
şimdi, cevat bu adamların yanında çalışan birisi. abdülhey hakan'ı öldürmek üzere polat tarafından adamın başına dikiliyor. çünkü intikamını alacak o da. ama bu enayi abdülhey napıyor? gidiyor erkeklik yapıcam diye adamı öldürmeyip elini kolunu çözüyor birebir kapışıyorlar. sonrasında adamı dövüyor falan ama o gün öldürmüyor gidiyor bağlıyor sandalyeye. başına da cevatı ve 1-2 kişiyi daha koyuyor. ertesi gün geldiğimizde bu adam kaybolmasın diyip. ama adamı bağladıkları ip gevşekmiş adam kurtuluyor ve cevatı da diğerlerini de öldürüyor.
ardından polatla beraber aileye haber vermek için evine gidiyolar orada karısıyla tanışıyolar. karısı tek kalmış. bunlar da insanlık edip karısına ofiste çaycılık işi veriyorlar. fakat bizim abdülhey napıyor? kadınla bakışmalara başlıyor. aradan zaman geçiyor, hoop bu abdülhey kadınla beraber olmuş polat esir düştüğü sırada geçen 40 günde.
bu durumu polata anlatıyor. yakınlaştık diyor. polat kızıyor tabi nasıl yaparsın böyle bi şeyi diye. ama gönül işine de karışmam diyor sen karar verceksin. sonra olay memati odaya giriyor. gel memati gel diyor polat ve oturtuyor.
memati bu ikisi arasında bi şeyler olduğundan kıllanıyordu zaten, bu defa karşısında " ne iş? " diye soruyor. abdülhey orada açıklıyor. ben sultan'ı seviyorum abi diyor. memati şaşırıyor ve sinirleniyor.
" ne demek lan seviyorum? " diye çıkışıyor. polat araya giriyor, " o nasıl laf memati? " diye. memati cevap veriyor. " usta, bu sultan kim? bizim rahmetli cevat'ın karısı değil mi? abdülhey nasıl cevat'ın karısını sever? "
polat : " bak sen söylüyorsun rahmetli diye memati. cevat öldü "
memati : " iyi o zaman. abdülhey, ölmemi bekleme gamze boşta. hadi git takıl " diyor. gamze de memati'nin yeni ayrıldığı kız arkadaşı.
bu söz üzerine abdülhey : " abi sen bana nasıl böyle bi şey dersin? " der.
memati : " sen nasıl böyle bi şey yaparsın? "
abdülhey : " seninle benim durumumla, cevat'ın durumu aynı mı? tanımam etmem. bi hukukum yok. adam yaşarken sultan'ı gördüğüm yok, beğendiğim yok, sevdiğim yok. böyle bi niyetle ofiste çalışmasını istediğim yok. "
memati : " var ya da yok! sen böyle bi şey yaparsan, ben burada çatışmaya girecek adam bulamam. millet demeyecek mi arkada bıraktıklarımıza böyle mi sahip çıkıyolar diye? "
polat araya giriyor : " onu diyecek ahlaktaki adamla çatışmaya gitme memati! "
memati : " bu alemde kol kırılır, yen içinde kalmaz usta. yanlış kaynar. bu hatayı kazım(mematinin sağ kolu) yapmış olsa ya kovarım ya da kafasına sıkarım! "
evet arkadaşlar olay basitçe bu şekilde. bu konuda kim haklı? ben mematinin haklı olduğunu düşünüyorum. ulan amına kodumun evladı bu cevat senin koruma olarak koyduğun yerde öldürmeyip bigün daha yaşattığın adam yüzünden öldü. öldüğü yetmedi gittin adamın karısına bastın. karısı da nasıl karıymış amınakoyim kocan ölmüş dur bi 40 ı çıksın lan adamın hemen gözü başkasına çevirdin. püüğğ amını siktiklerim.
bakın arkadaşlar. " faiz haramdır " sözü çoğu ülkenin düşmanıdır. neden biliyor musunuz? çünkü adam kendi parasını olduğu gibi bankaya koyduğu zaman o paranın eriyeceğini bilir. faizden de sakındığı için gider dolar alır, euro alır, altın alır alır da alır. hem faiz haramdır sözünden kendini korumuş olur hem parasının değerini korumuş belki zamanla artırmış bile olur.
peki bu neyi sağlıyor?
adam gidip dolar aldıkça doların değeri yükseliyor. senin ülken daha çok fakirleşiyor. senin ithalatın pahalılaşıyor, ihracatının getirisi azalıyor. doları 3 ten 7 e çıkaran unsurlar sadece dış güçler değil, bu tarz " haramdır " sözleridir aynı zamanda. çünkü adam parasını kendi has, milli parasıyla bankaya koymak ve eriyişini izlemek yerine gidip dolar, euro alıp bankaya koyuyor. faiz işine hiç girmeden olduğu gibi yatırıyor. ama noluyor? piyasadaki dolar miktarını satın alımlarla düşürdüğü için, az olan şeyin değeri de zamanla artacağı için doların değerini yükseltmiş oluyor. yine altının da euro nun da.
eee?
sen şimdi faiz haramdır diyince naptın peki? kendi ülkenin varlıklarını aldın yabancının parasına teslim ettin. yabancının parasının değerini ülkede daha da yükselttin, ülken daha çok fakirleşti. oysa para kendi has paran olarak bankada dursa ve değerini korumak için de üstüne faiz binse ülke insanı ne dolara ne altına hücum edecekti. böylece doların artışı bu kadar keskin olmayacak hatta bu kadar dilden dile dönmeyecek, belki önemsenmeyecekti bile. ama sen insanlara başka seçenek sunmadın. faiz haramdır dedin, kendi parasını bankasına olduğu gibi koymasına müsade etmedin. o da değerini korumak için döviz ya da altın vs aldı koydu. senin dolaşımdaki para miktarın yükseldi, bu da enflasyonu doğurmaya başladı. çünkü kimse senin paranı istemiyor, az olanı istiyor.
arkadaşlar. faiz haramdır sözü ülkelerin düşmanıdır. özellikle bizim gibi parası dünyada kullanılmayan ülkelerin. benden size söylemesi. büyük oyunlar çevriliyor.
kürdün kürdistan hayali vs yahudinin büyük israil hayali. yahudinin hayali daha ağır basıyor gibi. adamlar taa firavundan beri acı çekiyor. son 500-600 yıldır egemenler. diğerleri ne bok yemiş belli değil.
2 farklı kızda yaşadım bunu. biri yüzüne sürekli bitcoin efekti olan bi filtre koyup story atıyodu diğer kız da koltukta oturmuş kendini çektirdiği bi fotiyi atmış. yakın arkadaşlara eklendiğinde story yeşil görülür bilirsiniz. neyse bunlar bu postları atıyo ben izleyip geçiyorum sadece. daha sonra bi daha o tarz yeşil daireli story gelmedi bunlardan d:
bizim lise zamanlarında boş sms diye bi muhabbet vardı. bu da onun gibi bi olay sanırım. boş sms atana da dönüş yapmıyordum o ara " aklımdasın " mesajı olduğunu bilmediğimden bu niye boş sms atmış amq der geçerdim. sanırım yeni neslin boş sms i bu tip olaylar artık. siklemediğiniz zaman da bi daha atmıyolar.
ev dekorasyonuyla ilgili oluşturduğum sub'ı inşa etmek için kullanmaya çalışacağım eklenti. hazır temaları direkt giydirebilirdim ama hem düzgün tema bulması zor hem sayfa yapıları çok karmaşık. onun yerine sade, kullanışlı bi şeyle çalışmak istiyorum. header da sayfa isimleri olcak, içinde de yan yana 4 erli listelenen konular. konulara girildiğinde de sade, şık bi görünüm. bu kadar. bakalım becerebilcek miyiz yoksa hazır temaya mı döncez.
edit. vazgeçtim uğraşamam hazır tema candır. sadece düzgününü bulmam gerek.
şehirde anormallikler başladığı zaman uluslararası para babaları hemen sermayelerini çekecek. yahudiler yani. insanlar işsiz kalacak. yunanistan halkı açlıktan ölecek. işte bu durumda türkler tarafından provakasyonlar başlayacak.
bizi ne bekliyor? elder joseph of vatopedi + 1st july 2009 ad+
özetle. ruslar, türkiye'yi işgal edecek.
türkiye'nin yunanistan'a saldırmasına tepki olarak.
ruslar kazanacak fakat istanbul ve boğazın kendilerinde kalmalarını isteyecek.
fakat sonra..
rusya bunları elinde tutmak isteyecek ama bu mümkün değil. tüm bunlar yaklaşık 2-3 ay sürecek.
rusya buraya yerleşmek ve boğazlara hakim olmak isteyecek. fakat yahudilik amerikanlar ile hareket edecek.
bunların hepsi önce bizans bölgesine hareket edecek ve toplanacak. çünkü bizans, vatikan'dan koptu ve türklere teslim edildi.
bu nedenle şimdi atalarının avrupalı denilen utanç verici torunları yüzünden tanrının adaleti bizans bölgesinde toplanacak.
ve kimse ne olduğunu sormak için geri dönmeyecek.
bu savaşta 3 gün sürecek katliamda 700 milyon insan ölecek. kadınlar ve çocuklar değil, erkekler.
anladın mı?
tüm bu karmaşıklıklar başlayınca olacak olan bu.
tüm istanbul yok edilecek. eskiye dair. sadece ayasofya kalacak.
bundan sonra yenileme süreci başlayacak. biz kendi bölgelerimize tekrar dönmüş olacağız.
hellas çok yoksul olabilir ama hareket edecek. biz burada kalmayacağız. biz bize ait olan yere yine döneceğiz.
the pontus, asia minor, cappadocia, bithynia. tüm bu yerler bize ait. atalarımızın kökleri buralardadır.
sana kısaca neler olacağını anlattım.
sadece bunlar değil. dahası var. ama sana söylediğim şeyler resmin geneli.
kız soruyor : katliam ilk kaosta mı başlayacak?
hayır. ilk kaos sadece anormallikleri başlatacak.
ilk kaos anında rusya buraya ilerlemeye başlayacak.
amerikalılar bunu tolere etmicek. ve yahudiler onları geri itmek isteyecek.
tam bu karmaşalar esnasında gökten melekler görünecek. ve onları geri dönmeleri için sakinleştirecek.
orda toplananlar da paralı askerler getirecek. amerikalılar japonlarla beraber pek çok paralı asker getirecek.
çünkü yahudiliğin asıl meselesi hristiyanlığı bu dünyadan kaldırmak, yok etmek.
yani ne zaman hareket edecekler, gökyüzündeki melekler görünüp rusları geri çekilmeye zorladığı zaman. ve onlar akıllarını kaybedecek. delirmeyecekler ama amansız bir nefretleri oluşacak.
herkesi öldürmek isteyecekler.
ve söylediğim gibi. kaos başladığı zaman 3 gün boyunca katliamlar yaşanacak.
ve melekler gökyüzünden sakinliği sağlayacak sesi verecekler. dur. bu kadar intikam yeter. sakin durun.
sonra kalan birkaç kişi uyanacak.
uyanıp şunu soracak. neden buraya geldik?
neden herkesi öldürüyoruz?
ardından bu birkaç kişi avrupalarına geri dönecekler.
o zaman melek insanların önünde mantıklı bi şekilde dirilecek.
bizanslı uyuyanlar. siyasiler ve dini liderler.
tekrar uyanacak. melek işaret edecek. tekrar yönetimi ele alın.
işte bu yeni jenerasyon hayatını başlatacak.
efesteki 7 uyuyanı hatırlamıyor musun?
onlar uzun zamandır uyuyorlar ( 309 yıl )
şimdi uyuyanlardan politik lider. biz kim olduğunu bilmiyoruz. her neyse, o tanrının arkadaşı.
o bir aziz. yine de o bir politik lider.
tanrının emrinde liderliği ele geçirecek olan melek.
o mucizevi.
dünya hazinelerini gösterecek.
fakir, zengin olacak.
tanrı, insanlarla yaşayacak.
çok büyük huzur gelecek. büyük barış. büyük mutluluk.
3-4 yıl boyunca.
bu yüzden hristiyanlar iyi organize olacaklar.
tüm bunlardan sonra deccal(antichrist) gelecek dünyanın sonu için.
kız soruyor : yani tüm bunlar bizim jenerasyonumuzda, biz hayattayken mi yaşanacak?
şimdi değil, sanmıyorum.
şu an gelecek sıkıntıları tadacağız.
o zaman, sana söylediğim barış gelecek.
o zamana kadar etrafta olmayacağız.
kız : belki bunu bizim çocuklarımız yaşayacak?
muhtemelen o zamanlarda yaşanır.
kız : onlara ilahi güç vermeliyiz.
o zaman dünyanın sonu olacak.
tanrı için dünyayı yeniden oluşturma vakti gelecek.
o yaratılışı yenileyecektir.
kız : elder, tüm bunlara yakınız diyorsun. ne kadar yakınız?
kızım, tanrı hiç bi zaman tam olarak zamanı göstermez.
fakat bazı işaretler bize bu zamanı anlatır.
ve atalarımızın çeşitli kehanetleri.
sana söylüyorum.
şehirlerde anormallikler yaşanacak.
bu anormallikler başladığında, kapital yani para sahipleri anında geri çekilecek. uluslararası ve yahudi olanlar.
bu başladığı zaman herkes işsiz kalmaya başlayacak.
--
elder joseph of vatopedi 1 temmuz 2009 senesinde yüzünde bi gülümsemeyle uyudu.
itü'nün izin vermemesiyle gerçekleşmeyen durumdur. prof dr. celal şengör - zor sorular! adlı youtube videosunun 25. dakikasında öğrendiğimiz gerçek. nedense hiç şaşırtmadı.
