trt de yayınlanan, evlenme çağındaki genç kızların * çeyizlerini ve maharetlerini sergiledikleri yarışma programı.
hastalık sebebiyle evde tv karşısında geçen bir öğleden sonranın kahkahayla devam etmesine sebep olan program.
enikonu dantel örtülerini serip mantı açıyor, bindallıyla oynuyorlar. seyirci sms leriyle puan kazanıyorlar.
program yapımcılarından korkulur arkadaş, çöş artık.
tonton insan diye adlandırılabilecek sevimli insanla birlikte film izleme eylemidir. filmi izlemekten çok açıklamakla geçen zamandır.
-o kim? elinde çiçek olan adam kim o öyle?
+anneanne kadının sevgilisi işte
-a aa... kadın evli değil miydi
+boşandı ya kocasından
-dul kadının sevgilisi mi olurmuş değildir o
+peki anneanne
-bu sakallı adam kim
+kadının eski kocası
-olur mu canım demin sakalı yoktu onun
+anneanne iki sene geçti o sahnenin üstünden
-on dakika önce gördüm ne senesi iyice bunak zannettin beni
+peki anneanne
yemek pişirilmez. aslında pişme işlemi olan sebze,et,tahıllardaki kimyasal değişim yemek yapmak olarak adlandırılır. çorba karıştırmak, fasülyeyi tıkırdatmak, börek açmak, eti kavurmak, kızartmak, haşlamak, helva dökmek... vs ama pişirmek değil.
yeni doğmuş, doğduğu gibi gözlerini açıp cin gibi bakan çocuk "bu bir başka bakıyor canım çok akıllı olacak" denir.
her anne baba çocuğunu minyatür deha zanneder. boyama kitaplarını taşırmadan boyayamıyor olsun resme kabiliyeti olmayabilir, legolar konusunda başarılı değil neyse pek yaratıcı değil demekki, hmm... el becerisi de zayıf, ama solak galiba evet evet solak bardağı hep sol eliyle tutuyor, solaklar zeki olur denir biliyordum zaten.
çocuk okula başlar okumayı ilk öğrenen öğrenci olamaz, okulu da sevmez zaten (anneeaaa ben okula gitmek istemiyoruuumm ühüüü... çizgi film seeretçeeaamm... ühühüböhüüü) panik yapmayalım canım einstein da ilkokulda başarısızdı. zaman ilerler ortaokul, lise... mükemmel potansiyelini göstereceği bir platform bulamamıştır bizim küçük deha, ama anne ümidini yitirmez şanssız benim yavrum diye düşünür. bahtsız evladım benim... matematik hocası iyi değil anlatamıyor, edebiyatçı taktı çocuğuma, ingilizce dersine beden öğretmeni giriyor çocuğum ne yapsın... vs vs...
üniversite sınavı yaklaşır, hayatı boyunca hiçbir sınavda başarılı olamamış çocuk doktor bilemedin mühendis olacaktır. sonuçlar açıklanınca küçük bir hayalkırıklığı yaşanır, sınavı kazanamamıştır bizimki ama heyecandandır elbette ne de olsa insanın hayatı üç saatlik bir sınava bağlı olmamalı.
okul yaşamında aradığını bulamayan çocuk iş hayatına atılır. bill gates de üniversite mezunu değil ama dünyanın en zengin adamı öyle değil mi?! dayıoğlunun yardımıyla bir şirkete alınır. başarının basamaklarını yavaş yavaş tırmanacak büyük adam olacaktır. ancak işler umduğu gibi gitmez. iş hayatının ayak oyunları onu içine aldığında bir bakmıştır bir eşi ve çocukları var ve başladığı noktadan sadece birkaç basamak ötede dahi çocuğunun okul masraflarını düşünüyor ve çocuğunun ileride ne kadar başarılı olacağını...
teyzelerin genç akraba, komşu, tanıdık çocuklarına maksat muhabbet başlıklı sorularından biridir. asıl söylenmek istenen "sevgilin var mı?" dır (teyzeler arkadaş yada konuştuğun çocuk/kız der) dersler nasıl gidiyor?, okul ne zaman bitiyor?, askerlik ne zaman?... türevi hazırlık sorularından sonra gelen eğlenceli kısımdır.
makyaj yapıp bu makyajın yağmurdan, terden, sudan yada kalitesiz malzemeden dolayı sabit kalmayacağını akıp bulaşacağını akıl edemeyen kızın arada sırada aynaya bakıp makyajını takip etmesini öngören önermedir.
evin içinde konsolun önünden aynaya bakmadan geçemeyen, yolda yürürken arabaların camlarından yansımasına bakan, msn de webcam açınca ekranda kendine bakan insandır. nasıl göründüğümüz önemlidir tabi.
Her volvoks binlerce hücrenin (yazarın) sıralanmasıyla oluşur. Her hücre (yazar) bir diğerine eşittir. Her birisi yeni bir koloni (sözlük: eksisozluk, itusozluk, privatesozluk ... vb )yapmak üzere bölünebilir. Volvox kolonisi içinde bazı hücreler, üretim için özelleşmiştir (moderatör). Eşeysiz koloniler, üremeyen (Yazar alımımız şuan için kapalıdır!) , somatik ve otçul hücreler (entry giren yazarlar)ve üreyen gonidia (çaylaklar) içerir.
biricik sevgilisini arkadaşından kıskanan ve uzak tutmaya çalışan insandır, sanki dünyada onun sevgilisinden başka kız / erkek yoktur da en yakın arkadaşı bile onun sevgilisine sulanacaktır. en sefil duygunun insanıdır.
her öğün iskender kebapla beslendiği, kış sporlarında başarılı olduğu, evinde bıçak koleksiyonu bulundurduğu, banyo yerine hamamda yıkandığı sanılan insandır.
ecza dolapları hastane deposunu andıran her ilacın ismini ve ne işe yaradığını ezbere bilen ayrıca doktor kontrolüne ihtiyaç duymadan kullanan ve kullandıran teyzelerdir.
genellikle sıfır - altı yaşları arasındaki erkek çocuğunu anlamaz daha küçük nasıl olsa diyerek yanında kadınlar hamamına götüren kadındır. çocuğun pedagojik gelişimine nasıl etki ettiğini bu durumun çocuğun cinsel kimliğini nasıl etkileyebileceğini düşünmez. eğer çocuk altı yaşından büyükse hamamdaki diğer kadınlarca "hanıımm bu oğlan neredeyse askere gidecek , kocanı da getirseydin bari... " şeklinde değerlendirilir.
biraz evvel içinde aksiyonu ,macerayı ,aşkı hissettirirken birkaç dakika içinde yerini terk edilmiş koltuklara bırakan, jenerik müziğinin bitmesi ve son insanın salonu terk etmesiyle bütün büyünün bozulduğu kasvetli ortam.
Nümeroloji bilgilerinin gelecek veya gizli şeyler hakkında bilgi edinmeye yönelik olarak kullanılmasıyla ilgili alana aritmansi veya aritomansi denir nümerolojinin öncüsüdür.
Türk kültüründe sayılar çok önemli bir yere sahiptir. Türkler tarafından, ilk çağlardan bu yana "kırk" sayısının kutsallığına inanılmaktadır. islamiyette de Kur'an'dan bu yana önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. örneğin bebeğin kırkı çıkınca kırk uçurulur, bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır, kırk bin kere maşallah denir... vs.
sivilce, adet sancıları, aşırı stres... vs gibi durumlarda göze batıyor olsa da yirmili yaşlardaysanız her türlü sorununuza çözüm olarak nikah yüzüğünü öngeren teyze lafıdır.
ders çalışmaktan nefret eden öğrencilerin (ki genellikle nefret ederiz) ders çalışma alışkanlığını biyolojik olarak kazanmasını sağlayabilecek durumdur.
ataerkil toplumun yansıması olan çocuğa babanın ismini verme geleneğini sürdürüp , modern çağda yaşıyoruz ikinci ismide modern bir isim olsun insanlarının çocuklarına zulmüdür.