cahillerin de bir asalet vardır. yani, en azından bazen bir asaletleri vardır.
plastik kahramanların zamanında, içi boş şovlar yerine basit, yalın, gösterişsiz, dümdüz adamların peşinden gitmek bir gereklilik değil vazifedir.
insan olduğunu bilmek, had sahibi olmak, basit yaşamak, acziyetinin farkında olmak ama haksızlığa da sessiz kalmamak bana kalırsa onurlu yaşamanın izahıdır.
üşüyen çocukların olduğu bir dünyada sıcak tutan bir hırkayla geçinmek farzdır.
aşık olmak, güzel bir et yemeğine ağzın sulanması ayıp değildir. ayıp olan israftır. yemeği de kadını da hayatı da israf etmek.
dilerim basit ama mutlu yaşarsınız. her şey gönlünüze göre olsun çünkü fazlasıyla hak ediyorsunuz efendim. sizleri çok seviyorum.
büyüklerimizin üzerinde iyi çalışması gerek aftır.
ben, cahil bir adamım ama sadece birilerinin yerine koyuyorum kendimi.
oğluma uyuşturucu satan bir adamın affı ya da lehine ceza indirimi kusura bakmayın benim de rızamı gerektirir.
oğlumu koruyamamak devletin olduğu kadar benim de suçumdur ama burada en suçlu uyuşturucu satan kansızdır. kamu düzeni, asayiş falan tamam. ama suçun direkt mağduru benimi benim oğlum.
devlet faillerinkini olduğu kadar, mağdurların hukukunu da gözetecektir diye düşünüyorum.
hayatımda işten kovduğum tek adam, bu nedenle gitti.
arabanın kaputunda yakaladım. üstelik bekar adam evi de var. "nihat ağabey boşluğumuza geldi" dedi. ihtiyacı olup söylemeden hırsızlık yapanı bir de bunu affedemem. patron, haklı ihtiyaca rağmen destek olmuyorsa haklıdır parayı çalan. ama bunun hiçbir izahı yok ya. resmen fantezi yapmış adam bir de boşluğuma geldi diye savunma yapıyor.
özel hayatıdır, naptığı beni ilgilendirmez. beni ilgilendiren kısmı, dünyanın, bu tip konularda, en ilgisiz insanı bile olsanız bir şekilde karşınıza çıkıyor bu kadının hayatı.
ve yine bir şekilde, birileri role model alıyor kendisini. hadi abarttım diyelim, illa kolay para fikri işliyor içine.
sanırım geçtiğimiz haftaydı, bir türk gencini okudum.
hayallerinin peşinden gidip teslada çalışmaya başlamış. dünyanın enerji sorununu çözme potansiyeline sahip bir şeyler bulmuş.
kaçımız haberdarız bundan?
özel bir gayret göstermezsek önümüze geliyor mu?
adam kendi hikayesini yazıyor ve bu hikaye belki de tarihi değiştirecek ama neredeyse kimse tanımıyor. okuyup bir saniyeliğine bile olsa motive olmuyor.
şeyma'nın yedi ceddini ben bile biliyorum. görün işte halimizi.
şöyle bakıyorum da hakikaten merak iyi bir şey değil. sormadım sayın lütfen arkadaşlar, neler olmuş öyle yahu. git sudoku çöz nihat senin neyin peşindesin yahu!
üzerinden aylar geçmesine rağmen hala hatırlanan bir yazar.
ne oldu ne bitti, kim kime ne yaptı bilmiyorum. sözlük'te bir fırtına kopuyor sonra herkestapınak şövalyesine dönüşüyor. o an orda oldunuz oldunuz yoksa kimse ağzını açmıyor. yaş 62 olunca merak kediyi öldürüyor arkadaşlar.
çok eski değilim buralarda ama eminim halihazırda yazan arkadaşlarımız da pek kıymetliler diye düşünüyorum. o yüzden üzülmemek, pek kıymetli yazar arkadaşlarımızı bulup takip etmek gerekir. kendi adıma konuşursam, takip etmekte olduğum 4803 yazar arkadaşım sayesinde, öğreniyor ve eğleniyorum. iyi ki varsınız. sizleri çok seviyorum efendim.
başak değildir! başak burcu erkeği değildir en azında.
nihat başak oğlanıyla mıseviştin demeyin. kendim başağım. başak düzenlidir, işini düzgün yapar falan ama sevişemez arkadaşlar. sessiz, sakin, mıymıntı tipleriz biz. heyecan yok, tutku yok.
sevişirken uyuyakaldığımı biliyorum.
doruklara ulaşmak için başak burcu erkeğini tercih etmeyin. ben, siz üzülmeyeyin diye diyorum yoksa bu saatten sonra sevişmeydi, yalaşmaydı bizden geçmiş efendim.
yok insanı etkisi altına alıyormuş, yok huysuzlaştırıyormuş, neymiş efendim azdırıyormuş falan geçiniz lan bunları. dolunay evresinde daha fazla ışık vurduğu için suç işlemek kolaylaşıyor. yıldım amk sizden! sırf bu saçma teorilerin tersini ispatlamak için okudum, doktora yaptım, kafamda tel kalmadı lan! dürrükler. şimdi araştırmayı çıkarıp masaya vuruyorum alan alır almayan toteme devam eder!
aslına bakarsanız ne bu tercihe ne de tercihe binaen gösterilen tepkiye tamamen mantıksız diyemem.
ben, oğlumu sünnet ettirdim. ama bana kalsa ettirmezdim. çünkü sağlıklı olduğunu söyleyen kadar sağlıksız olduğunu da somut olarak ortaya koyanlar var.
toplum baskısı? arkadaşlar ne toplum baskısı, üçerli beşerli gruplar halinde mi bevlediyorsunuz?
benim en büyük tereddüdüm şuydu;
bir gün oğlum bir kızı sever ve bu yüzden ona kavuşamaz. ben, samimi söylüyorum, buna sebep olmadım. ondan gayrısı hiçbir sıkıntıya neden olmaz bana kalırsa.
bazı yanlışlara dikkat çekmesi çok hoş. ama keşke telafisi olan şeylerle gösterse tepkisini. mesela, o çamaşır suyunu dökünce içim cız etti. gitti ceketler, pantolonlar, takım elbiseler.
annesi babası okusun diye göndermiş ama bu hanım "mal"a zarar veriyor resmen.
bir de son olarak 62 yaşında olmanın yaşattığı performans sorunlarına rağmen birkaç görseli ilişikte dikkatinize arz etmek istiyorum efendim yüksek müsaadelerinizle;
cahilim. yanılıyor olabilirim. bugüne değin oha bunu da mekatronik mühendisi yapmış denilen bir şeye rastlamadım. ayrıca bence elektrik, bilgisayar, makine mühendisleri falan yeterli. mekatronik ismi insanda beklenti yaratıyor. olmayınca da övkeleniyorsun.
yaşlanınca hayat daha kolaylaşır dediler. düzenini kurarsın, çocuklar büyür, emekliliğin tadını çıkarırsın diye de eklediler. 62 yaşındayım 7 yaşından sonra kolay bir hayatımın olduğu bir dönemi hatırlamıyorum.
sözde her şeyi kolaylaştıracak diyorlardı. tasma oldu, herkesi esir aldı. galeride çocuklara iş yaptıramıyorum, evde çocuklarımla 2 çüft laf edemiyorum. hanım bile yemek tarifine gömülüyor. ondan sonra fakir nihat saat 8de tv karşısında uyudu oluyor.
sanırım bu konudaki hayal kırıklığım, ibrahim Müteferrika'nınki ile yarışır. hadi ben, yaşlıyım, cahilim. diğerlerine ne oluyor? neden kimse okumuyor? konuşarak, yalaşarak çözemediğimiz şeyleri okusak kesin çözerdik.
bu aralar gitmeyi düşünüyorum zaten. yine zorruma gitti, gözlerim doldu resmen. etliye sütlüye karışmadan, kendi halinde öğrenmeğe, eğlenmeğe çalışan fakir nihat'tan ne istediniz ki efendiler?
iki ay önce yine bu başlıkta belirtmiş olduğum tavırdan farklı değildir. hala nahoş yakıştırmalar yapıldığını görmek beni ziyadesiyle üzüyor efendim. gözlerim doluyor, zorruma gidiyor ya resmen.
şöyle bir göz gezdirdim. 62 yaşında, performans sorunları yaşayan biri olarak fiziğine dair bir yorum yapmam söz konusu değil.
gördüğüm fotoğrafların tamamına yakını evde ya da belki de yurtta. dışarıda birkaç pozu var onlar da bence ailecek köy, yayla gezisi falan.
belli ki muhafazakar, muhafazakar olmasa da standart bir türk ailesinin ferdi. öyle barlarda cafelerde fotoğrafı yok.
bu da demek oluyor ki bu fotoğraflardan ailesinin haberi yok. dilerim yakalanmaz. çok saçma bir yorum oldu ama ne bileyim yaşlı olunca insan bunları düşünüyor. hanım kızımız da açık saçık pozlar vermiyor gerçi. neyse gidip hırkamı giyeyim.
cahil bir esnafım. büyüklerimizden bu hususta tek bir istirhamım olur:
herkes, kazandığı kadar, cürmü kadar ödesin.
benim kıçı kırık galeriden ödediğim oranda, disiplinle takip edilip öderse zenginler de iş biter.
lüks yatına vergisiz mazot alan, vergisiz elmas alan adamlar da sisteme dahil edilsin. başka kaynağa gerek olmaz. ben, boğazımdan kesiyorum onlar da motor yatlarıyla mavi turu kısaltıversinler biraz.