Onunla, çok mutlu olunur yani gidipte sevdiğin erkeğin, eniyi kardeşim dediği kan kardeşiyle aldatarak deyil. Senin sevgilin evde seni düşünsün`Acaba buse ne yapıyor' diye siz orda burda, onun bunun serserisiyle gezip, tozun. Tamammı? Hiç o erkeklerle eğlenirken düşündünüzmü? "Geride beni canından çok seven biri varken, ne diye başkasının kollarındayım" diye.
Türk erkeği, karısına düşkündür, bir dediğini iki yamaz, bulaşığını yıkar, yemeğini yapar, masajını yapar, yemek pişince gerekirse yedirir, ütüsünü kendisi yapar, bulaşıkları yıkar, çocuklara bakar, uyur tekrar kalkıp işe gider. Şahsen ben, anneme yardım ediyorum, bunların hepsi benim özelliğim ve anneciğime yardım etmeyide çok severek yaptığım bir iştir. Gerekirse halısınıda yıkarım. Karısına kısmına gelince, büyüyüp, evlenip, eşim olursa eğer, onu el üstünde tutucam. Ben büyüklerimden öyle öğrendim öyle yapıcam. Bende onun üstüne düşücem, ne derse yapıcam, elini sıcak sudan soğuk suya geçirmiyeceğim. Onu çok ama çok seveceğim biz hep mutlu olucaz, mutlu ve şirin küçük aile tablomuzla.
Birde, onu ilkokul dan beri sevipte söyliyememek. O kadar acı bir durum yok. başka erkeklerle-
gezip, tozup, gün eğlendirdiğini görmek ise beni benden alıyor. Sanki canımı alıyorlar.
Lise 3e geçene kadar söyliyememek, sonra bir cesarete gelip söylersin. Bir ton laf yaparsın.
Yazarsın, yazarsın. Ama onun için sadece bir kelimeye bakar. Hayır ve dünyan yıkılır.
Sonra içten içten, ağlıyarak kendine iyibak dersin.