Ne dediğini bilmeyen, her konuda ahkam kesen, her işe burnunu sokan, yapmacık, içten pazarlıklı, yüzüne gülen arkandan atan Allah'ın belası insanlardır. Çirkeflikleri çamurlukları insana kafayı yedirtir.
Arada kan bağı dahi olsa "evim" diyemediğin bir evde yaşamaktır. Sinir bozucu, çileden çıkarıcı pek çok durumla karşı karşıya kalınması olasıdır. Gerçekten de insanın evi gibisi yoktur bu hayatta. Can dostum, abim, ablam vs. dediğiniz kişilerin evinde bir süre sonra bir fazlalık, sığıntı, huzur kaçırıcı pozisyonuna geçmeniz kaçınılmazdır. Dünya tatlısı da olsanız, en düşünceli, en rahatsızlık vermekten kaçınan insan da olsanız bu etiket er ya da geç size yakıştırılacaktır. En nihayetinde ev sizi bir yabancı cisim olarak algılayıp evden atmak için uğraşacaktır. Gururlu ve maddi imkanı olan bir kişi böyle bir durumda kaldığını hissettiğinde hoş bir vurguyla evi terkedebilir. Peki ya gururlu ama maddi imkanı olmayan, pek çok nedenle çaresizce o evde kalmaya devam etmek zorunda olan kişi? işte en zoru da bu.
--spoiler--
Simsiyah giyinmiş gene;
uzaklığına değmek için değil bu kez.
Koşuyor ama ardına bakmadan
ve melânkolik zamanların ardıdır...
Gözlerde sürme misali acı bir keder, henüz terk eder yeri. Ne olursa olsun peşi, ki tebessüm tadını anımsatır, gözün göze değişi ama ne bir tebessüm vardır ne de öncesi...
Ardı kesilmeyecekmiş gibi, tuhaf bir can-sıkıntısı mesken tutar içinde, aşılmaz bir yeri. Ne söylesen aklındakilere ters düşer ve ardından kalkar. Hiç kimseler görmemiş gibi üstünü başını sirkeler. Tozludur çünkü, kalbin, akla ters düşen yerleri. Misal; menekşe rengini aklın hatırlar, kokusunu yüreğin.
iç geçirdiğin anlar da olur, bıktığın zamanlar da. Maksat dengedir ya hani! Böyle sürer,,,, ortada bir yerde kalma isteği...
Canın orta yeri nerdedir peki?
Yani can, yürek acısını bilirde (çünkü yürek, bilinen bir yerdedir!) göz acısını teselli mi sayar, istenmeyen her görüşmede? içi yanar da insanın, tenine karlı kışlar mı basar?
Oysa kelebeğin ömrüdür asıl olan, bir de kanadına özgü tozdan değerler.
Simsiyah giyinmiş gene! Uzak olsun diye değil belki, ama yakıştığı için de değildir. Bir nebze umursadığı içindir. Belki de hepten, gözlerine sürme çekip gelecektir; ki bu umursamaktan öte bir şeydir.
ardı kesilmeyecekmiş gibi
ardı kesilmeyen bir şey var mı ki
bilmem-bilmek de istemem oysaki
gözün gözde kalmasıdır
nazar dedikleri
...ve devamında yazıya döner. Elin aklıyla konuşmasına benzer, bu becerikli uzaklık. Aslında pek izafî bir şey olmakla birlikte, uzaklık; elimin, elinle konuşmasına benzer ve neler neler söyler aslında. Beş parmağın beşi de ayrı yerde gizler.
Hâlsizliğimi maruz gör! Öyle bir haldeyim ki ne sebzesi var ne de meyvesi! Daha birçok bahar varmış gibi filesi boş ayrılırım girdiğim bütün hâllerden.
Hep, sonradan duyacağım seslerle oyalanırım. Her mevsimin kendi insansızlığında gizlenen bestelerini bulur Vivaldi, bense cd tadında duyarım. Duyduklarım yetmeyince küfrü basar, işte böyle icap etmeyen zamanlarda ağzımı bozarım. Oysa küfür kadar yalın olabilseydim, sessizliği duyardım... ya da sana mazeret olabilseydim, tüm gerçekliğimden cayardım...
Sen yine de bakma, sözlerimin böyle “sen” diye başladığına. Aslında senden başka ne varsa, örneğin “ben” mesela, ve aslında sadece böyle kalsa, senle başlayan ben mesela.... sana diye içinde bin bir hece ve uyak hafifliğinde tek bir cümle ve öylece kendi çirkin sesinde ve hâlinde, kurulamadığındandır; böyle gizli gizli sana ya da sen diye başlayan her cümle.
Ardına bakmadan koşuyorsun! Hangi uzaklığa varacağını bilmeden başka yakınlara yad oluyorsun. Neden mi böyle söylüyorum? Bir yanıt bekliyorsan, boşuna bekleme ya da sen bilirsin, bekle yine de ama inan bilmiyorum. Elimden gelen sesler bunlar. O aklımla konuşuyor bense not alıyorum.
--spoiler--
Her geçen gün yükselirken güneş, ben sırt üstü gölgene uzanmış, bilgeliğinden gelen serinlikle ve daha yeni uyanmış çocuklar gibi etrafıma bakınıyorum. Gül bahçesine benziyor sağ tarafım, sol yanımda ise hep aynı şey, senden yâralarım. Bir ara yüzün dönüyorsun yüzüme, ben de sanki, o bahçadan kalma bir kederle ağlamaklı oluyorum. Ardından vakit kaybetmeden hıçkıra hıçkıra susuyorum... bir şeyi anladığım falan da yok! Anlamış gibi yapıyorum,,,,karşımda ne varsa artık, anlamış oluyorum.
Kar taneleri yağmura dönerken, neden birbirinin aynı oluyor sence? Ya da senden bir şey istesem, halt etmiş mi olurum sence? Sen gidişlerimi ve dönüşmelerimi biriktir, bakarsın bir vakit, dinlediğimiz ne varsa, kendini bizden esirgercesine sözlerini yitirir...
Masallar anlatır, göz kapaklarının yarım uyku dolu sabahları
ve ben de ardından aşka bir sabaha daha uyanırım. Dünyayı bütün kötülüklerden kurtarma hissiyle. Kahvemi yudumlar, önce aynaya bakarım.
--spoiler--
izlemesi urkutucu bir ameliyattır.*.karın bolgesinden adeta kurbanlık koyun yuzer gibi yuzup kesilerek alınan parcanın yarattıgı bosluk sonrasında ortaya gobek deligi cıkar.etrafı derisiz bir gobek deligi.ardından germe islemi gerceklestirilir ve gergin yeni karında yeni bir delik acılarak gobek deligi bir aparatla yeni yerine yerlestirilir.sıkı dikislerle tamamlanan ameliyat sonrası daha sıkı bir karına sahip olur kisi.ayrıca kesilip atılan doku sonrasında karında ic korse diye tabir edilen sıkılık saglayıcı ozel dikisler atılır. (bkz: tegelleme)hey gidi..
muhtemelen işten ayrılmanın hemen sonrasında sozlukte calısılan yerin acıklarının ve yapılan cakallıkların ortaya dokulmesiyle gıcık olunan patrona iş hayatında ufak da olsa bi tokezleme yasatmayı amaclamaktır.
not:elemana dikkat!sozluk yazarı olabilir.
muthiş bir redd şarkısıdır.içindeki aşkın nefrete,inancın güvensizliğe,tüm pozitif bakış açılarını aptallık gibi görmeye başlamış,kendine kalmış kişinin korkunç dönüşümüdür.ne kadar güçlü duygularla örülmüş bir karanlık olsa da aslında geçici bir dönemdir..geçmesi dileğiyle..
görsel efekt tasarımcısı.mümkün olduğunca çok üniversite gezerek seminerler veren,animasyon tutkunu insanlara ışık tutmayı ve destek olmayı görev edinmiş hafif çatlak animatör.takip eder,taktir ederiz..
özerkliğini ilan etmiş birinin sözü gibi dursa da aslında baglılık duygusuna ihtiyaç duyan sıkısmış bir ruhun itirafıdır.arafta kalmak gibidir.ne gidebilmiş ne kalabilmiştir.sadece beklemekte,zaman doldurmaktadır.uzanacak bir yardım eline hazırlıyordur kendini içten içe.kendisi için cabalayacak gucu kalmamıstır,bi super kahraman bekler.birgun o super kahraman gelip onu ait oldugu yere goturecektir,orada ait oldugu meslegi yapıp ait oldugu yasamı surecektir..ancak atladıgı kucucuk bir ayrıntı vardır;"uzulerek soylemek gerekir ki bu bir cizgi roman degil"dir..
ozellikle sevgilisinden ayrılmıs olanlara tavsiye edilebilir mor ve otesi sarkısıdır (bkz: daha mutlu olamam).rahatlatır,hafifletir..gunde bir kez sabahları,uyandıktan hemen sonra dinlenmesi halinde ruh halin yaratacagı olumlu degisim kacınılmazdır.*.
herkesin harcı degildir.cesaret ister,gozu karalık ister..dibe vurmayı,yalnızlıgı,vazgecmeyi,biseyleri geride bırakmayı goze almak gerek bunu yapabilmek için..en ozgur olunan an basıp gittiğin o andır.
basa bela askımdır.hayatımdaki cıkmaz sokak,kısır dongu,kapalı kutu..vazgecmeye calısıp her defasında geri dondugum tek askım.hayatımı alt ust eden,dengemi bozan,gozumu dolduran yasların en gercek sebeplerinden..vazgecmek istemediğim,vazgecemediğim.
kampusun en karanlık ve konser alanına en yakın çimlerine kurdugu ozerklikte çantasından çıkardığı içkisini yudumlayıp sarkılara eslik eden gencliktir..agzıyla içmeyenlerin yaka paca atılması muhtemel oldugu gibi,ayarını bilen için senlik bambaska gececektir.her sarkıya daha guclu eslik edilecek,yer yer cimlere uzanılacak,ozgur,ozerk bir eglence alanı olusturulmus olacaktır.
kampusun en karanlık ve konser alanına en yakın cimlerine kurdugu ozerklikte cantasından cıkardıgı ickisini yudumlayıp sarkılara eslik eden gencliktir..agzıyla içmeyenlerin yaka paca atılması muhtemel oldugu gibi,ayarını bilen için senlik bambaska gececektir.her sarkıya daha guclu eslik edilecek,yer yer cimlere uzanılacak,ozgur,ozerk bir eglence alanı olusturulmus olacaktır.
nickini vermeyen bir arkadassa ve ne yazdıgını deli gibi merak ediyorsan samanlıkta igne aramaya baslamaya neden olacaktır."garanti bu baslıga yazmıstır ha" ile baslayan arama calısmaları nickini tahmin etmeye calısma zırvalıgıyla devam eder..halbuki bi tanıdıgın yazdıklarını okuyacagını bilmek yazılarda sansure neden olur.yazarlıgın butun gizemi,ozgurlugu bir an azalır..yapmayın etmeyin nickleri sormayın a dostlar!
kamikazenin cılgın savuruslarıyla dehsete dusen cıglık cıglıga bagırıp akıllarını yitirme noktasına gelecebilecek korkudan sararmıs bazen ceset kadar beyazlasmıs genclerin kafasını dagıtıp korkularını farkında olmadan emen kızdır.zira herkes yer yer etegi kafasına gecemekte olan kıza odaklanmıstır.korkuya yer yoktur,manzara yeterince rahatlatıcıdır.
nickini vermeyen bir arkadassa ve ne yazdıgını deli gibi merak ediyorsan samanlıkta igne aramaya baslamaya neden olacaktır."garanti bu baslıga yazmıstır ha" ile baslayan arama calısmaları nickini tahmin etmeye calısma zırvalıgıyla devam eder..halbuki bi tanıdıgın yazdıklarını okuyacagını bilmek yazılarda sansure neden olur.yazarlıgın butun gizemi,ozgurlugu bir an azalır..yapmayın etmeyin nickleri sormayın a dostlar!
yıpratıcı ilişkilerden sonra yapılması gereken bir eylemdir.en az 1-1.5 yıl kendini nadasa bırakmak insanın ilişkilere,aska,hayata,kendine bakısını cok degiştirir.asklarla kaybedilen mantıgın yerine gelmesini saglar,olgunlastırır,zihin acar.kişinin kendisine donmesini,kendisini geliştirmesini,yetistirmesini,kendisini kesfetmesini saglar..deneyiniz.
bu gercege ulasmak için ufak bi psikanaliz yapmak mumkundur....anneler kızlarını gelecegin annesi olarak yetiştirir;her işini kendi yaptıgı gibi babası,erkek kardesi vs karsı cinslerinin işlerini de hallederek buyur.erkekse annesinin ya da kız kardesinin onun yerine işlerini halletmesine alısarak buyur.yonlendirilmeye alisir.bu durum erkeklerin gudulmek isteyen bir yapıya sahip olmalarına neden olur.yetiskin bir erkek de olsalar kızların yonlendirmesine,sefkatine ihtiyacları vardır,olacaktır.dikkat edin,erkekler genelde masum,anac,işlerini halleden,guzel yemek yapan,sefkatli kızlardan hoslanır..erkeklere gore kızlar potansiyel annedir..onları avutacak,sakinlestircek,rahatlatacaktır..ozetle erkekler gudulmek ister.farkında olmasalar da istisnasız hepsi boyledir,ozlerinde muhtactırlar..
artık içinden cıkılmaz bi sorun yumagına donusmekte olan ilişkiyi kurtarmak için taraflardan birinin getirdiği oneridir.resetleme onerisi sudur:"gel ilişkimizi resetleyelim..bu aksam kırmızı parkta karsılasalım.ben tek basıma bir bankta oturmus sigara içerken sen yanıma gel,hic tanısmıyormusuz gibi..bi bahane bul tanıs benimle..yanıma otur..birbirimizi yavas yavas tanıyalım..belki zamanla sevgili de oluruz..".aslına bakarsanız gergin,ciddi,kavgalı bir konusmayla sorunları cozmeye calışmaktan daha eglenceli bir cozum onerisidir.karsı taraf kabul ederse sayet sonucu garantilidir..