"bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapıda. babası zabıtaydı.alkolik hasta bir adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan... bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bir şeyler.bir de zagor vardı.bizim eski evin kiracısının oğlu.babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik,arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini.ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte.ne bok varsa hep askerliği beklerdim.dört sene kaldı, üç sene kaldı... sonunda o da geldi gittik.bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bir dükkan verdi peder.dükkanda koltuk moltuk satardım. bir gün bu orospu çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim.böyle basma bir etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz,saçlar maçlar... pırlanta anlayacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün.tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bir soruşturma, dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagora kesikmiş. zagorda kaftiden içerde o sıra. bir gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine.tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılara; benim içimde bir sıkıntı. işi anladım tabii: zagoru ziyarete gidiyor. bir tuhaf oldum, piçi de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bir duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bir sene mi; kayıp.hep rüyalarıma girerdi orospu. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum.sonra bir daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis,ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna.arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagora,sonra komalık. ankarada oluyor bunlar. bizimki bir gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bir sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyor. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornavida yemiş gibi oldum. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bir surat... ama bu sefer başka güzel orospu. orhanın şarkıları gibi.kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı; dedi para lazım, çok para. zagora avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi.esnafız ya bizde, nasıl? diye sormuş bulunduk. orospuluk yaparım dedi, istersen metresin olurum içime bir şey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak! işte o gün bir inandım orospuya, tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagora müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki piç! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyor. orospu da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden... önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu durmuyor hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyor milletin altına. gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagora bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyor itin. ne yaptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbula. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bir keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile... beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyor. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyor başka bir şey demiyor. sinopta oluyor bulnar. ben de döndüm istanbula. doğumuna yakın, zagor bir isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyor gene; o haliyle kalk git sen diyarbakıra, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyor tabii. dönünce bir dayak buna: eşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyor. uzun zaman anlaşılmamış. ortaya çıkınca bir gece esrarı çekip takıyor herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakıra, zagorun peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyor da şikayet etmiyor. ben o ara istanbulda taksiden yolumu buluyorum. epey bir zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagorun diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra. bir gece bir büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bir ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyor. bir daha açtım, başımda bir çocuk, kalk abi, diyarbakıra geldik diyor. baktım, sahiden diyarbakırdayım. bir soruşturma... kale mahallesi vardır oranın, bir gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiçbir şey demedik. o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi..o gün bugün usul usul yürüyorum işte. "
yüzüklerin efendisi'n de gandaf'ın bilbo'nun evinde kafasını çarptığı sahne gerçek. öyle bir sahne olmamasına rağmen ian mckellen yanlışlıkla kafasını çarpıyor.
böyle bir gerçek var, güneşin çocukları, kuzeyin çocuklarından daha cesur oluyor, daha serseri, orta doğulu intihar komandoları gibiyiz, fiyakalıyız, göğüs kıllarımızı bohum, bohum.
Ülkenin yüzde doksanı savaş severmiş de yeni öğrendik, savaş lan bu bonpalar patlıyor insanlar ölüyor oyun değil, pubg'de ki gibi ölünce yeniden doğmuyorsun
yahudilerdir, bugün yeni kurulan israil devleti, onların geri kalmış bir millet olduğunu göstermez. yani devlet kurabilmek değildir gelişmişliğin anlamı. tonlarca kriter bir araya gelmeden kuramıyorsunuz devleti ne yazık ki. yoksa irlandalılar'ı, iskoçlar'ı nereye koyacağız.
paxil başlığında bile yok şöyle yan etki yaptı, yok böyle yan etki yaptı, paxil lan bu, paxil her tarafı yan etki olsa ne olur. biz antipsikotik kullananlar ne olacak aylardır akatizi illetiyle uğraşıyorum uyuyamıyorum acı çekiyorum amına koyim.
sana dün yüksek bir plazmadan baktım, istanbul
ananı sikmişlerdi, boş arsalarında koca gökdelenler vardı
çok pahalıydılar amına koyim
taşı toprağı harç olan istanbul, nede güzeldin doksanlarda.
"burjuva, kendi karısını salt bir üretim aracı olarak görüyor. dolayısıyla, üretim araçları ortaklaşa kullanılmalıdır, sözünü duyar duymaz, bu ortaklaşalık kaderinin aynı şekilde kadınları da kapsamasından başka bir şey düşünemiyo''