Devlete olan kredi borcunu sildirmek isteyen birey olabilir. Ya da her final büt arifesinde verilmiş kararlardan birisidir. Ya da lisanstan sonra bir şey olamayacağını düşündüğü içindir. Ya da zaten üniversiteye gelme amacı evlenmek olan kişidir.
Devlete olan kredi borcunu sildirmek isteyen birey olabilir. Ya da her final büt arifesinde verilmiş kararlardan birisidir. Ya da lisanstan sonra bir şey olamayacağını düşündüğü içindir. Ya da zaten üniversiteye gelme amacı evlenmek olan kişidir.
Devlete olan kredi borcunu sildirmek isteyen birey olabilir. Ya da her final büt arifesinde verilmiş kararlardan birisidir. Ya da lisanstan sonra bir şey olamayacağını düşündüğü içindir. Ya da zaten üniversiteye gelme amacı evlenmek olan kişidir.
Devlete olan kredi borcunu sildirmek isteyen birey olabilir. Ya da her final büt arifesinde verilmiş kararlardan birisidir. Ya da lisanstan sonra bir şey olamayacağını düşündüğü içindir. Ya da zaten üniversiteye gelme amacı evlenmek olan kişidir.
''Manda ve himaye kabul edilemez'' ilkesinin ne kadar doğru olduğunu önce 2003 Irak savaşından sonra, daha sonra 2011 Suriye iç savaşının başlamasıyla gördük. Nitekim 1918 ingiliz sisteminin kurulduğu ortadoğu coğrafyasında San Remo anlaşmasında sınırların su kuyularına kadar dikkate alınıp çizilmesi, bir yerin kaderini başka bir yere bağlaması(örnek:Irak-kuveyt, Suriye-Lübnan), sürekli bir savaş halinde birbirine düşürülmesi ve istikrarsız yönetimlerle ingilizlerin köprübaşlarını hep belirlemesi ve kullanması bu ilkenin gerekliliği hususuna delildir. Hindistan'da Gandhi, Pakistan'da Muhammed Ali Cinnah gibi isimlerin bu saçma başlığa karşılık ingilizlere karşı direnmesi ve kazanması da Atatürk ve silah arkadaşlarının ne kadar ileri görüşlü olduğunun göstergesidir. Sinirden elim ayağım titreri yazamadım. Kusura bakmayın.
«Kendi uydurduğun bir yalanı söylemek, başka bir ağızdan işitilip tekrarlanmış bir gerçeği söylemekten hemen hemen daha iyidir. Birinci ihtimalde sen bir insansın. ikincisindeyse, bir papağandan hiç farkın yoktur. Sen Kimsin? insan mı? Papağan mı?»
''Para'' güçtür arkadaşlar. Biz erkekler olarak biz öderiz, yok öyle şey olmaz, hoop lütfen demek yerine bazen müsaade etmeliyiz hesap konusunda. ilk buluşmada yine siz ödeyin ama ''bir sonrakine de sen ödersin'' diyip üstünlük kurma gibi bir çabanız olmadığını gösterin. Bu işin cinsiyeti yoktur.
Ömür, umuttan önce bitmeli.. Biz yaratılmış olanlar küçük şeylerle mutlu olmayı, şükretmeyi öğrenmeliyiz. dünyanın nice yerinde zulmedilen insanları ve çocukları gördükçe kendi dertlerimizin aslında çok da büyük olmadığını görmeliyiz. Ülkece kendimize gelmemiz lazım.
Tabi ki bir silahtan daha tehlikelidir. Fakat yanlış anlaşılan bir durumu düzeltmek istiyorum. Ülkemizde ihracat ile dolar girişi tamamen doları düşürmeye gideceği için faydalıdır. Yani dolarla alışveriş yapmakta, özellikle de ürünlerimizi ve hizmetlerimizi dolarla satmak ülke ekonomisi için daha faydalıdır. Cumhurbaşkanı dolarla iş yapmayın demiyor, elinizde dolar varsa onu ülke içinde Türk Lirasına çevirin ki milli para birimimizin değeri artsın. Bazı cenahlar dolar bozdurmanın doları düşüreceğine kesinlikle inansa da durum öyle değildir. iktisatçı ya da ekonomist bir yazar daha sağlıklı yorum yapabilir tabi.
Türkçe ismiyle ''çöl kartalı'' isimli tabanca. 7 cephane atma kapasitesine sahip olmakla beraber atış menzili diğer silahlara göre daha kısa, tahrip gücü yüksektir. Namlusunun üçgen şeklinde olmasının nedeni şekil olsun diye değil, ısınan namlunun daha çabuk soğuması için tasarlanmıştır.
Az okumak, sosyal medya bağımlılığı, kolay yoldan köşeyi dönme hayalleri, idealsizlik, popüler olmak adına yapılan saçma şeyler, komik olacağım diye şebek olmak vs vs. Neticesinde sistemin ''uygun'' ya da ''olması gereken'' kişi olarak öngördüğü kişi olmaya çalışmak da denilebilir. Kendimiz olmak yerine başkalarının beğeneceği kişiler olmaktan vazgeçmemiz lazım. Unutulmamalıdır ki, gelecek bizleriz.
siyasilerin en çok sevdiği insan tiplerindendir. Düşünmez ve sorgulamazlar, önüne konulan yemeği olduğu gibi yerler. Üstelik yemeğin ne ile yapıldığını sorgulamayı aşçıya hakaret olarak görürler. Unutmayın siz cahiller(tabi biliyorsanız) biz o yemeği daha iyi nasıl yapılır diye öğrenmek istiyoruz.
''Kendini beğenmişlik hakedilmelidir.'' cümlesinden de yola çıkacak olursak ''kendini övmek'' eylemi iticilik-sempatiklik arasında ince bir çizgiye sahiptir. içi dolu beğenmişlik sempatik gelirken, boş beğenmişlik oldukça iticidir.