Küçükken bizden yaşça büyük insanların daha sorumlu, aklı başında insanlar olduklarını zannederdim. Oysa büyüdükçe yaşın bir kriter olmadığını anladım.
Palaestra'da deplasman taraftarı olarak izlediğim maçtır.
Ne pis bir şeymiş arkadaş deplasman taraftarı olmak.
10-15 Fb taraftarına karşı 5-6 bin Siena taraftarı. Baskıyı iliklerime kadar hissettim.
Şu an sınirlari icerisinde bulundugum, italya'nin Toscana bolgesinde bulunan guzide sehirdir. Kucuktur, sakindir, mutevazidir, yasanilasidir. Turistik bir koyu andirir. (bkz. La piazza del campo)
Şaka maka 3 yılımı doldurduğum fakültedir. Kantini tartışmasız üniversitenin en güzel kantinidir.
3 tane bölümü olması ve kalabalık olmamasından kelli fakülteye sükûnet hakimdir.
Son 2 dönemimi çok büyük bir heyecanla geçireceğimdir.
Bazı tip yavşakların çarpıttığı durumdur. K.Kılıçdaroğlu genel affın hangi koşullarda olabileceğini açıkça belirmiştir.
Terör örgütünün kayıtsız şartsız silah bırakması durumunda genel aftan bahsedilebileceğini söylemiştir. Bu durumda bile suçu sabit olan teröristler ve terörist başı genel aftan katiyyen yararlanamaz.
Komünizm sosyalizmin bir sonraki aşamasıdır. Sınıfsız ve eşit bir toplumu ifade eder.
Sosyalizm'in yayılma gibi bir amacı yoktur. Tek bir ülkeden uygulanabilir. Ama komünizm yayıldıkça hayat bulur.
itiraf ediyorum. Geçen ramazan kabataş'taki motor iskelesinden Üsküdar'a geçecektim. Akbilimi bastım, 21 kuruşluk aktarmamı yaptım ve üsküdar-kabataş yazan motora bindim. Baktım etrafımda bir sürü turist var. içimden dedim ki ''haaa bunlar topluca üsküdar'a geçiyorlar, gezecekler. Cami, türbe, ıvır zıvır falan...'' Motor hareket ettikten yaklaşık 5 saniye sonra hoparlörden ''welcome to bosphorus tour'' diye anons yapıldı. Hayır kardeşlerim, yanlış anons değildi! Bildiğin boğaz turu motoruna binmişim. içimden ''ananskiee, lan kaptana söylesem beni bıraksa iskeleye'' diye düşünürken Ramazan ayında olmamız, erken saatler olması ve iftara kadar yapacak pek bir aktivitem olmaması gibi etkenlerden dolayı hiç ses etmedim. Ve sizin anlayacağınız 1.5 saat boyunca 21 kuruşa boğaz turu yaptım. Hatta motorda görevli olan ve karadeniz'li olduğunu düşündüğüm bir çocuk turistlere çay servisi yapıyordu. Bana da tepsiyi uzattı ve ''tea?'' dedi. ben ise hiç istifimi bozmadan tam bir ingiliz aksanıyla ''no, thanks!'' dedim. Gezdik gezdik ve tekrar kabataş iskelesi'ne geldik. Tekrar akbilimi bastım ve bu sefer doğru motora bindim. Daha sonra eve gittim ve yattım. Hayatımın ilk boğaz turunu bu şekilde yapacağım hiç aklıma gelmezdi. Böyle de bir itiraftır işte. Dentur'a falan şikayet etmeyin lan beni e mi? (: