kabullenmesi zor ruh hali. kıskanan kişinin başından çok şey geçmiş, bunlar da kişiyi karamsar yapmış, hayatı bir bakıma anladığını iddia edebilir konuma getirmiş olabilir. böylesi bir durumda bu kişi, bir şeyler bildiğinden yola çıkarak mutlu olunamayacağı kanısında olduğundan, aksini düşünenleri kıskanıyor olabilir, ya da ileride onların da anlayacağını umuyor olabilir.
ancak, bazıları da vardır ki, yaşadıklarından çok yaşamadıklarından pişmandır, boşluktadır, boştur, hatta duygusal karmaşanın tavan yaptığı iddia edilen ergenlik döneminde de değildir. yani, içinde bulunduğu ruh halinin geçerliliği ve kalıcılığı daha ciddi gibidir. mutsuzluklarını ne hormonlara, gelişme kaygısına, ne de yaşamadıkları kötü anılara, tecrübelere dayandırabilirler. işte bu kişiler de, içlerindeki çürümüşlüğün etkisiyle, mutlu insanları kıskanabilirler. bahsedildiği gibi, fazla da bahaneleri yoktur, işin acı kısmı da budur. "kıskanmak" erdemsizliği, tamamen kendi hatalarından, kendilerinden kaynaklanmaktadır. belki de son çarelerden birisi, "kişilik yapım bu"ya sığınarak kendini kandırmaktır. o da olmuyorsa, kalakalır, hayatını stand by modunda ya da kozasında mutsuz şekilde sürdürmeye devam eder.
not: mutlu olmanın zorluğu, mutlu görünüp öyle olmamak gibi derin mevzulara girmedim, daha çok yaşanmışlık, yaşamışlık olarak ele aldım konuyu.
son zamanlarda iyiden iyiye ayyuka çıkan eğilim, algı durumu. mevcut hükümet döneminde olsa gerek, toplumda var olup olmadığı belli olmayan, ama medya ve hükumet tarafından öyle yansıtılan bir çatışmanın, "dinci-laik" çatışmasının bir etkisi. belki de "dinci" yaftasına karşılık verme amacındaki bir hakaret arayışının sonucudur. ne var ki, bu sözcük, ya da sıfat, cumhuriyetimizin bir niteleyicisi, değişmez özelliğidir. sapla samanı bir araya getirmeye çalışan andavallara karşı bir önlemdir. "dinci" sıfatına zıt ama denk bir karşılık, alternatif, izdüşüm değildir.
edit: vurgulamaya çalıştığım sözlük anlamı değil. ayrıca, o anlamda da yanlış kullanılıyor. "laik" sözcüğünün bir insanı nitelemek için kullanılabileceğini ben değil başkaları yazıya döküyor.
ilk olarak a new hope'da duyulan star wars film müziği, john williams şaheseri. sinsi başlayıp giderek artan hüzünlü melodisiyle, yer yer patlamalarıyla o müthiş evreni ve onun görkemini azami ölçüde yansıtan yaratı.
şu an cumhuriyet'te çizen karikatürist. köşesinin adı iğneli fırça'dır. özellikle bugünkü eseriyle ilk bakışta yarmış, sonra da ülkenin durumu hakkında derin düşüncelere sevk etmiştir.
orphaned land'in mabool albümünden bir eser. soloya kadar kaliteli bir şarkı görünümünde olup, solosuyla yaran, destansılaşan şarkıdır. solodan sonra ise bu güzide yaratı, bariz bir şekilde dream theater'a bağlar. progresifleşen her şarkıyı dt tekelinde sayamayız tabi ki, ancak dinleyin göreceksiniz.
1985'te ilk olarak "majezik" adıyla kurulan, ancak sonra adı "derin teati" olarak değiştirilen grup. temelleri, konservatuarda okuyan tatar asıllı can m. uyluk*, can petrolcü* ve mert portföy* isimli 3 genç müzisyen tarafından atılmıştır. ardından grup üyeleri, yanlarına portföy'ün hemşerisi kenan mor*'u ve çağrı hasdemirci'yi* katmışlar, ilk albümün kadrosunu oluşturmuşlardır.
kurucu kadro sabit kalsa da, grup zaman zaman eleman değişikliklerine tabi olmuştur.ilk albümden sonra ayrılan çağrı'nın yerine vokal arayışına giren grup, adanalı cengiz kadri'de karar kılar. cengiz, grubun şarkılarını bir kasede okuyup kaydetmiş ve yollamıştır. üveyik albümünden sonra gruptan ayrılan kenan mor'un yerine demet şenlihan*gelmiş, birlikte 2 albüm yapıldıktan sonra o da gruptan ayrılmıştır. onun yerine de usta kanuncu korhan lades gelmiştir.
virtüöz isimlerden oluşan ve çalgılarındaki ustalıklarını bazen abartmaları nedeniyle ruhsuz oldukları iddia edilen * grubun müzik bazında nerede konumlandığı pek açık değildir. türk musikisi ve türk halk müziği arasında bir yerde durdukları, ya da ikisini sentezledikleri öne sürülür. progresif makamında eserler icra ettikleri de kabul görmüş yaygın bir kanıdır.
fazla uzatmadan, grubun diskografisine geçelim;
*ben derim be hey hayat
*imleç ve dördüz
*üveyik
*cihangir sizin
*folklorik tutti frutti
*sinüs formülleri
*seksi gız takınır türban *
*trend tarot
*akvaryum
*sustum artık gazoz
gelelim albümler hakkındaki bazı notlara:
"imleç ve dördüz" albümündeki "mert polis", grup tarafından güvenliğimiz adına gece gündüz hayatlarını tehlikeye atan tüm polis teşkılatına ithaf edilmiştir. "sinüs formülleri" albümü ise tematik bir albümdür; gerçek hayattan kopuk, matematikle kafayı bozmuş bir profesörün rüyalarında kendini eski yunan'da pisagor olarak görmesi ve onun başından geçenleri birebir yaşaması üzerinedir. "trend tarot" ise, grubun toplumun yükseliş gösteren fal ve kadercilik eğilimini eleştirel bir bağlamda ele aldığı bir albümdür. bir röportajda vokal cengiz kadri'ye son albümün ilginç ismi sorulur; o ise imalı bir şekilde soruyu geçiştirmiş ve fiziken durgunlaşmıştır. cengiz'in eski sevgilisine "gazoz" ya da "gazozum" şeklinde hitap ettiği, dolayısıyla bunun bu ayrılığa bir dokundurma, bir gönderme niteliği taşıdığı spekülasyonları mevcuttur.
2001 yapımı son derece güzel bir animasyon filmi. oyun serisiyle hiç bir alakam vuku bulmamışsa da sanırım seriyle konu bazında ilgisi olmayan yapıt. yakın bir gelecekte dünyaya düşen bir meteor ve birlikte gelen yaşam formlarına karşı verilen mücadele işlenmektedir. dublajlar ve modellemeler harikadır.
exodus'un 2004 tarihli tempo of the damned albümünden inanılmaz gaz bir şarkı.bir uçak gemisinde çekilmiş klibinde vokalistin tripleri izlenip gülünebilir, ancak kendisi işini gayet düzgün yapmaktadır.
You put your faith in Chrstianity
I put mine in artillery
My M-16, my lord and savior
Christ never done me a motherfucking favor
[Chorus:]
Pay for all of those in pain
For those who died in vain
Scars from battle nevermore
Still we march off to
War
War
War
War is my sheppard
Hate it if we can't comprehend it *
Kill it if we don't understand it
Pray to god and your fate is sealed
As you die alone in the killing fields
[Repeat Chorus]
[Solo - G. Holt]
Farwell, Graham and Farahkahn
They need god, I need napalm
Praise the lord and pass the ammunition
My sermon is my demolition
