bazen yapabileceğin en iyi şey..
-uyumaktır.
-cenin pozisyonunda yatıp ağlamaktır.
-kahve+pijama+filmdir.
-çok hızlı konuşup kafa karıştırmaktır.
-yada sevgiliyle vakit geçirmektir.
B- Ece nereye gitmek istersin, lunaparka gidelim mi?
Ece- Niden?
B- Bilmem tatlım canın sıkılmıştır belki diye söyledim, istersen başka bir yere gideriz.
Ece- Niden?
B- E tamam o zaman evde oturalım.
Ece- Niden?
B- Ece ne yapalım?
Ece- Bilmiyom ama sıkılmıştım ben, sen ne istiyon?
B- Fark etmez tatlım.
Ece- Niden?
B- Tamam ece kalk lunaparka gidelim
Ece- Ama şimdi ben güneşe çıkınca dotames gibi oluyorum ondan dea gitmeleyim, başka gidelim.
B- .. hı tamam nasıl istersen ablacım.
Geçen yıl tatile giderken ece yolculuktan sıkılmış olacak ki..
Ece- Ne zaman geldiiik
Yalan yok gayet hoş oluyorlar, e tabi hepsi yakışıklı olacak değil tabiki ama türk erkeklerinin rus kızların hepsi güzel olgusuyla eşdeğer işte düşüncelerimiz.
-Önce şu sınıfı geç beni deli etme. Sonra gez toz ne bok yiyorsan ye ama bak 1 hafta dayan, çalış.
-Sinirlerine hakim ol, geçecek.
-Bu kadar üzme kendini.
-Siktir et.
-He bide git bi sigara iç.
muhtemelen kitap çok sürükleyicidir, zaman buldukça okuduğu için elinde taşıyordur. Kuul olmakla bi alakası olduğunu zannetmiyorum onunla kuul olacağını zannediyorsa yüzyılın kezbanıdır gözümde.
Seni tanıdığım günü hatırlıyorum, daha doğrusu karşılaştığımız günü. Birbirimizden habersiz geçen ve eksikliğini hissetmediğimiz bir seneyi. Sonra asıl tanışmamızı hatırlıyorum, konuşmaya başlamamızı, buluşmamızı, birbirimizi tanımaya başlamamızı. Bazen geç kaldık diyorum hoş bazen de çok erken oldu bu diyorum, gelecekte tanısaydım diyorum. Mecburiyetler yüzünden önümüzdeki iki yıl ayrı kalacak olmamızı düşünüyorum. Sen mutsuzluğumun, terk edilmenin bende tavan yaptığı zamanların üstüne geldin iyi ki geldin, hoşgeldin. Hoşlanmak, sevmek ayrı bir yerde değer verip, güvenmek ayrı bir yerde sana dair. Bir insan böylesine hayalimdeki gibi olabilir mi allasen? Çok klasik olacak belki ama rüyada mıyım diye düşünmüyor değilim. Böylesine sahiplendiğim, endişe ettiğim biri daha olmamıştı. Moralim bozuk olduğunda saat umrunda olmadan gelip mutlu etmeye çalışmanı seviyorum, kavga edince çoğu zaman ordan burdan girip haklı çıkmanı anlayamasam da dayanamayıp git dediğimde gitmeyeceğini, blöf yaptığımdan adın gibi emin olduğun için seni seviyorum. Her şeyi bilmeni, bana öğretmeni, yemekleri hep senin yapmanı, 2 sigara yakıp birini bana vermeni,seninle kahkahalar atmayı, oturup erkek aklından tutta kötü alışkanlıklardan bilimsel teorilere kadar tartışmayı, gülerken yüzündeki tatlı mimikleri, burnun üstündeki beni, ekstra korumacı tavırlarını, (e birazda) tartışmalarımızın asıl sebebi kıskançlığını seviyorum. Hayal kurmak beni korkutuyor, seni de öyle biliyorum ama seninle hayal kurmayı da seviyorum. Hiç gitmeyeceğinden emin olabilmeyi dilerdim, yine de bilirsin biz kızlar başta bir şeyden pişman olmazsak zaman geçtikçe asla pişman olmayız işte bende hayatımda böyle yer etmenden hiç pişmanlık duymuyorum. Gelecekte başkalarıyla olmana asla kızamam değer verdiğim kadar hayatına da saygılıyım, sana ait çünkü. Ama istediğin her an yanında olacağımı da bilmelisin. Doğrusunu bilmek istersen eğer, düşüncem hiç gitmemenden yana tabi. Ben hep seninleyim işte..
insanın mutluluktan nefes almayı unuttuğu, kendini havalarda hissettiği, nasıl geçtiğini anlayamadığı zamandır su gibi akıp geçer. O süre boyunca ağzın kulaklarında gezersin. Kavga bile edilse orda olmaktan pişmanlık duyamazsın. O ara dünyandan soyutlanmış haldesindir, hele de çok sevdiğini ve aynı zamanda sevildiğini düşünüyorsan...
Anladığım: ben yoruldum söyle senin gücün var mı hayat? kaç yeni var ömür de allah aşkına?
Doğrusu: ben yoruldum söyle senin gücün var mı hala? kaç yenilgi var ömür de allah aşkına?
Biz kızların; -Lan yakışıklı çocukların yanında hep çirkin kızlar oluyor, o zaman benim neden yakışıklı bir sevgilim yok diye dalgasını geçtiğimiz. Ve hasetimizden çatladığımız olay.
Tek eşli yaşamak gerekir, aslında aynen hayvanlarda olduğu gibi erkeklerin türün devamı için birden fazla dişiyi döllemesi gerekir diye bir olay vardır. Ama bu günümüzde yanlış bi olaydır, ortaya duygular girdiğinde tek eşli yaşamak zorunluluktur.
işte o benim annem, hatta buradaki sayısız yazarın annesi. Klasik Türk kadınıdır o, candır. Kızgınlığını, laf sokmasını, ne bileyim efendim hoşlandığı, beğenmediği şeyleri ve bilimum duygularını gözlerinden mimiklerinden pat diye anlarsınız.
Zaten yerlerde olan Türkiye kalkınmasını batırmak, kişi başına düşen milli geliri azaltmak falan mı amaç?
Hayır anlamadığım her ailenin 3 çocuğa bakacak durumu mu var sanki. En azz 3 çocuk kafası ne yani. 1 en fazla 2 yeter. Bir de dün gittikleri bir düğünde evlenen çifte 3 çocuk sözü verdirtmiş, sanki kendi bakıyor afedersin.
Yüzyılın kezbanlığıdır bence. Kız her zaman karşıdan bekleyen taraftır, er kişi tarafından bir teklif alamayınca mecburiyet hissetmiş olması muhtemeldir. Aciz bir durum da denebilir, aceleci bir tavır sergilemenin manası yoktur seni isterse zaten gelir.
Ya çok tipsizleşmiştir, ben bununla mı birliyteydim dedirdir.
Ya da daha bi yakışıklı olmuştur, ben bunu mu kaybettim dedirtir.
Hoş genelde birincisi olur.