kız kafası işte. ben asla kız olmak istemem. ne ağda yapabilirim, ne de her ay kanamaya gelirim. ayrıca seksten zevk almadıktan sonra yaşamanın ne anlamı var ki?
kız olacağıma şey olurum, şey. yine erkek olurum. fazla mal göz mü çıkarır
ah keşkedir. bitiyorum bunların dünya sikime minare götüme rahatlıklarına.
gece yatmazlar, sabah kalkmazlar. eminim şu an bile tavernalarda tabak kırıp, dansözlerle karşılıklı zeybek oynuyorlardır.
savaş çıkmış, ülke batmış, kriz gelmiş, ne gam? zaten kriz mriz de uğramaz oralara. onların şirince si bile var. güya maya takvimine göre kıyamet vursaydı bir tek şirince kurtulacaktı. ulan bütün izmir şirince be. hatta izmirliler de şirine.
hadi gel seks yapalım deyince ayy o da neymiş, ben bilmem ki öyle şeyler diyen kızdır. kesin izmirli değildir. çünkü izmirli olsa kitabını yazmış olurdu.
şimdi sana nasıl tarif etsem bilmem ki? bak şimdi. bu parmak, bu da delik. sonra da uçak geliyor, geliyor..
şakasına yapılan komiklikli bir eylem. solucan olur, kurbağa olur, börtü böcek olur. gömleğinden içeri atıp, sonra da karşısına geçip kızın hoplamalarını, zıplamalarını seyredeceksin.
ak parti iktidara geleli tam 11 yıl olmuş ve bu hanım kızlarımız her sene tam 2-3 ay bikini giydikleri halde bu iktidar despot, yaşam tarzımıza müdahale ediyor diye feryadı figan etmektir.
hani nerde müdahale? müdahale olsaydı sen o bikiniyi zor giyerdin. halen bikini giyebildiğine şükredeceğin yerde yalan, iftira atıyorsun. ayıptır, günahtır.
yeter ki atamızı izin versin, atamızın izniyle her şey mümkün. küçük 1 tl, büyük rakı ise 2 tl. ne güzel değil mi? duyunca bile insanın ağzı sunalıyor.
ah be atam, gel de gör halimizi. akp iktidarı geldi geleli ağzımızın tadı, tuzu kalmadı. 40 yıllık rakımızı haram ilan ettiler. yok gece alma, yok gündüz içme. hadi ona da uydun, rakıma kimse karışamaz dedin ve almaya kalktın 70 lik rakı 70 lira olmuş, 35 lik 35 lira. ufak alsan kime de yetecek? tek başına da içilmez ki bu meret, muhabbet de ister. daha bunun haydarisi var, peyniri var, kavunu var, var oğlu var.
adam gibi doya doya rakı içmeye hasret gideceğiz, öteki tarafa. velhasıl atam, şikayetimiz sana değil. ama atam keşke zamanında ucuza rakı içme hakkımızı da anayasaya iliştireydin, olmayay dı halimiz böyle.
bir, iki karşı örnek üzerinden çürütülemeyecek total gerçek.
ya bu bayanlar saç kesinlikle bir tahrik aracı olamaz, olmamalı, dolayısıyla da başörtüsü gereksizdir görüşünü o kadar ileriye taşıdılar ki bakın işte, tüyse tüy. kılsa kıl. gördüğünüz gibi erkekleri tahrik etmediği gibi yaşama küstürüyor düsturunu kanıtlamaya çalışıyorlar;
ya da bunların aşırı hormon sorunları var ki bir türlü kadınlığı kabullenemiyorlar. kadın gibi düşünemiyorlar. yani aslında hepsi tedaviye muhtaç.
gazetelerin 3. sayfalarını dolduran birbirinden vahşi cinayetlerin ve en ahlaksız ilişkilerin keşisme noktaları incelendiğinde ortaya çıkan gerçek.
hepsinin ortak noktası nerdeyse tıpatıp aynı. evli erkekle, evli kadın bir internet sitesinde tanıştı ve yasak aşk yaşamaya başladılar. kuşkulanmaya başlayan koca da cinayeti işledikten sonra yine internet sitesinden mevlanadan alıntı yaptığı özlü sözler eşliğinde tüm arkadaşlarına duyurdu.
evet burdaki adı verilmeyen internet sitesi kesinlikle facebook. ne yani uludağ sözlük ya da twitter olacak değil ya? twitter i bilmem de uludağ sözlük e kurban olmuşsunuz siz. en azından katil değil, serseri değil.
sanki bodrum bir yere kaçıyor ha? ulan salak doldur ememkililiğini emekliliğinde kaçarsın. neymiş organik tarım yapacakmış. zeytin ya da şarap işine girecekmiş. bak. bak. bak. sanki ömrü hayatında bir çiçek sulamışlığı varmış gibi. ulan mal, ne anlarsın o işlerden. anlayanlara bir sor, bin ah işit.
mis gibi maaşı bırakıp, toprak, su, bitki peşinde koşan ama sonradan o maaşı çok arayacak olan beyaz yakalı salaktık.
benim gibi şiddetten yana olmayanlarca yakalanan gezi eylemcilerine uygulanacak en güzel cezadır. şiddet şiddeti doğurur. bunlara yaşasın vatan, yaşasın türkiye diye bağırttırıp, üstüne bir de yemin ettirip ailelerine teslim edeceksin.
son derece masum ve iyi niyetli bir şekilde " bak yanlış anlama da benim için çok önemli. mahsuru yoksa senden öğrenmek istiyorum. " şeklinde gayet kibarca bakire misin diye sorulan kızın aniden ve ortada hiç bir sebep yokken soğuması olayıdır.
bir insanı sadece sorduğu bir soru yüzüden önyargının esiri olarak kestirip atmak ne kadar mantıklı?
elinde bir tabak el yapımı göz, nuru mis gibi brownie ile kapıya dayanan mini şortlu komşu kızıdır. tam da ramazan günü iftara daha çok varken yapılır mı bu adama?
üç yapraklı yonca bulmak gibi şans işidir. aynı gün bir değil, iki değil tam üç tane birden.
birden dediysek bir anda birarada değil. farklı farlı anlarda. aynı anda oldu mu aynı etkiyi yaratmıyor. üç ana yemeğe birden girişmek gibi bir şey. hangisine odaklanacağını bilemiyorsun. güzellik yarışmalarındaki mayolu geçiş törenindeki gibi altla üst arasındaki bağlantıyı koparıp, devreleri yakma ihtimali var.
hele bir de birbirinden şahaneyse değmeyin keyfine.
kötü şanstır. lanet olsun dostum, ne aksi bir günmüş böyle eşliğinde ağız dolusu bir haaastir çektirir. tecavücüye de kızamazsınız. adam nerden bilsin sizin gününüzü, pms döngünüzü.
tamam. bir an için ön yargılı olmayalım, alabildiğince on numara geniş olalım. erkek değil de derviş gibi düşünelim. olmuş bir veya bir kaç hata. peki ne var bu çeyizde? bilgisayar mühendisliği mi, mesleki kariyer mi, entelektüel birikim mi? yoksa üç beş tencere tava ve beraberinde bekaret bacak arasında değil, beyinde taam mı kezbanlığı mı?
hani deveye sormuşlar boynun neden eğri, o da demiş yokuşu da sevmem inişi de.
kim olacak, tabi ki türk kızı zihniyetidir. lafa, giyim kuşama gelince süper avrupai ama iş icraata gelince eski tas eski hamam.
misal, lise biter, biri iş hayatına atılır. diğeri evde öss ye çalışır ya da ikisi de üniversiteye gider. okul biter. beyimiz iş hayatına atılır. bu sefer de kızımız evde kpss ye çalışır.
yani nerden baksan türk kızının durumu hep kebap. ev, araba, düğün işleri hep erkekten. ondan sonra da erkekler hep evlilikten kaçıyor. niye kaçmasın? kaçanın anası ağlamazmış. çeyiz mi dediniz? hepsi hepsi iki tencere, bir tava.
erkeğin götünden ter damlarken düğüne de misafir gibi gelir bunlar. eğer eğlenceden memnun kalmazlarsa erkeği itin götüne de sokmaktan geri kalmazlar. ulan ne kıymetli şeyiniz varmış. değer mi bu külfete? bari bir işin ucundan da siz tutun da çorbada bizim de tuzumuz var diyin.
önümüzdeki 40-50 yılda ortalığı kaplayacak sosyal, demokratik, laik huzurevi konseptidir. üremeyi reddeden, çocuğu bir külfet ve masraf kapısı olarak gören, ürese de en fazla numunelik bir çocuk yapan kemalistlerin ikinci baharları geçirebilecekleri nezih mekanlar olacaktır.
ya ne olacağıdı? bir çocuk anasına mı baksın yoksa babasına mı ya da işine gücüne mi? hayatını yaşamasa hiç olmaz. huzurevi tek seçenek. çalışanları da o hep günahlarına girdikleri şakirt nesiller olacak elbette. düştünüz mü şakirtlerin kucağına.
ayağı kırılan ya da ne bileyim aşırı derecede kilo almak ya da kansere yakalanmak gibi dermansız dertlere düşmüş, gözlerinin önünde günden güne eriyen sevgiliyi daha fazla ızdırap çekmesin diye tüm yalvarmalarına kulak tıkayarak bir insanın en zor kararlarından biridir. ama görevden de kaçılmaz. allah düşmanıma bile yaşatmasın.
osmanlıya dönüş sevdalısı bazı aklı evvellerin görmezden geldiği gerçek. evet, osmanlı büyüktü, güçlüydü ama sapına kadar faşistti. idaresi altındaki türk olsun, kürt olsun, hırıstiyan olsun tüm tebasına da kan kusturmaktan başka bir şey vermedi. zaten illegal yöntemlerle iş başına gelen padişahların da tek derdi gücüne güç katmak ve iktidarının devamını sağlamaktan ibaretti. halkı canı isteyince savaşa sokar, canı isteyince vergi, öşür adı altında malına mülküne el koyar, istediğini astırır, istediğini kestirirdi. bütün bu gerçekler ortadayken halen ille de osmanlı da osmanlı diyenlerin olması hayret vericidir. işte bunlar hep darbeci zihniyet.
kadınların ne denli iffetsiz, ne denli şarlatan, ne denli çifte standatlı olduğunun en temel göstergelerinden biridir.
sözde bunlar kadın erkek hepimiz eşitiz der ama iş uygulamaya geldi mi mutlaka ama mutlaka kendi sosyoekonomik durumlarından bir kaç kasamak yukarda koca adayı ararlar. diğerlerini ise bir kalemde çizip atarlar.
hani nerde eşitlik? lafa gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz ama bir müdürenin bir çalışanıyla, bir patroniçenin yanında çalıştırdığı garsonla evlilik düşündüğü nerde görülmüş? evlenmek için koca bakmaya köye giden, kerhaneden erkek çıkarıp kocalığa kabul eden kadın var mı dünyada?
hadi bunu geçtim, en azından haddinizi bilin. işte siz busunuz. en asil duyguların insanı olan erkeğin tırnağı bile olamazsınız.
kürtleri hala eskisi gibi vur ensesine al ekmeğini sanan sözde modern, avrupai ama kafa yapısı olarak çağın gerisinde kalmış milliyetçi, ulusalcı çevrelerdir.
ulan sadece içsel faktörler yüzünden değil, dışsal faktörler yüzünden kürtler artık geri dönülemez derecede siyasileşti. neyle kandıracan bunları? kart kurtla mı, türküm, doğruyumla mı? hay allah müstahakınızı versin e mi.
herkes kendi ahlakından sorumluymuş, her koyun kendi bacağından asılırmış. bu demektir ki bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demektir.
ben yalan söylemeyeyim, ben hırsızlık yapmayayım, herkesin hakkına saygı göstereyim ama isteyen istediği ahlaksızlığı yapsın. yok ya? yok öyle bir dünya. bizim başımız kel mi? biz bilmiyoruz mu ahlaksızlık yapmasını? ya çemberin içindesin ya dışında. ya bizdensin ya da değilsin. dolayısıyla ahlaksızlık bir virüs gibidir, görüldüğü yerde ezilmelidir. ahlaklı insanın birinci görevi ahlaklı olmaksa ikinci görevi de toplumu bu doğrultuda şekillendirmektir efendiler.
ahlaksız insanların amacı farklı mı sanıyorsunuz? bakın işte, onların da amacı herkesi kendileri gibi ahlaksız, ayyaş, çapulcu yapmaktır.
bence erkeksizliktir. başına vurmuşluktur. rabbim onlara da yardımcı olsun. inşallah olmayanlara kara kaşlı kara gözlü, olanlara da acil şifalar, mutluluklar nasib eylesin. amin.
niye derseniz? biz çocukken de böyleydi. nerde erkeksizlikten başına vurmuş, evli, dul var gelir bizlerden çıkarırdı hınçlarını. gidin topunuzu başka yerde oynayın, gürültü yapmayın. bıdı. bıdı.
bir insan tayyip erdoğan ı nasıl sevmez ya? başka türlüsünü aklım almıyor. adam canını dişine takmış memleket için çalışıyor sen allah güç versin, derman versin deyip, bir kuru teşekkür etmekten imtina ettiğin gibi üstüne de bıdı bıdı yapıyorsun. vallahi değmez, değmez bu millete.