devrim için yola çıkıp, daha sonra devirdiği adamlara evrilen artemio cruz'un ölüm döşeğindeyken geçmişinin muhasebesini yaptığı carlos fuentes romanı.
12.06.2012 tarihinde alınan siparişim hala depo aşamasında bekletiliyor. kullandığıma kullanacağıma bin sefer pişman oldum. bir daha kullanırsam iki olsun.
filipinler de 50 kilometrekare alana yayılmış koni şeklindeki tepeler. çikolata isminin verilmesinin nedeniyse, yeşil otlarla kaplı tepelerin kurak mevsimde kahverengine dönmesinden gelirmiş. gidip görülesi yerlerden.
burdada güzel bi resmi var; http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Choco_Hills.JPG
ilkokulda bizim böyle bir öğretmenimiz vardı. asabi bi adamdı. çocuklarıyla aynı sınıftaydık ama babaları yüzünden muhattap olmazdım onlarla. derste soru sorar bilemeyince sağlam bi tane patlatırdı. sessiz sakin kendi halinde biri olmama rağmen sınıfın haşarı öğrencilerden daha çok dayak yerdim. bir gün iddaa bayiinde gördüm bu hocayı. gidip elinin öpüp üç tane banko maç istiyecektim vazgeçtim, tanımamazlığa verdim. eminim koymuştur adama ama o tokatlarda bana çok koyuyodu be hocam.
dünya da hüküm sürmüş, yaşadığı çağı aşıp insanoğlunun hayatına bugün dahi etki eden hatta yön veren insanların azımsanmayacak bir kısmının çoban olduğu gerçeğidir. ilk matematikçi sürüsündeki hayvanları saymaya çalışan bir çoban oldu diye öğretildi bize. keza insanlığa hak ve hakikati öğretmek için gönderilmiş hz. muhammed (sav), hz. musa ve peygamberlerin ekseriyeti hayatlarının bir döneminde çobanlık yapmıştır. hun, göktürk, selçuklu, osmanlı gibi yaşadığı çağa damgasını vuran bu devletlerin temelide atlı çobanlıktan gelir. bugün dünyayı yöneten amerikanın temelindede sığır çobanlığı yapan kovboyların önemli bir yeri vardır. insanlığa yön verecek kişilere staj niyetine yaptırılıyo heralde bu iş. velhasılı kelam cihan hakimiyetine giden yol çobanlıktan geçer.
nasıl işlediğini, ne halta yaradığını, hangi amaca hizmet verdiğini hala çözemediğim sistem.an itibariyle daha bir çok öğrencinin bütünlemeleri açıklanmadan ders kaydını başlatıp, bütünlemesi açıklanmayan öğrencilere ders vermemektedir. hatta bazı öğrencilere heralde garezi var, bütün derslerinin harfleri belli olmuşken ders vermezken, bazılarına torpil geçip bütünlemesi dahi açıklanmamasına rağmen ders vermekte.
eyy otomasyon siseminden sorumlu kimseler; madem bütünlemesi açıklanmayan öğrenciye ders vermiyecektiniz neden ders kayıtlarını başlatıp seçimlik derslerin kontenjanlarını doldurdunuz? ne hakkınız var yüzlerce öğrenciyi mağdur etmeye?
finalde çok kolay soru sorucakmış ayağına yatan akademisyen tribidir. hadi geçme notunun alında kalan öğrencileride sen 60 a tamamlayıp geçirdin diyelim çan var işin ucunda. sen ne kadar uğraşmak istemesende muhakkak birileri kalıcak. ayrıca kolay sandığın sınavı öğrenciyken sen geçebilirmiydin merak ediyorum.
gerek öğrenci işleri gerek akademik kadrosuyla öğrenciye hayatı zehir etmeye yemin etmiş adamlarla dolu fakülte. lanet ediyorum burayı yazıp yerleştiğim güne. tam okulu bitiricez derken final notunu 60 a çıkardı insafsızlar. neymiş efendim 50 yi alan 60 ıda alırmış. babayı alır. alamıyoruz lan işte. geçme notu kırkbeşken 2 tane ders bıraktım alttan. o zaman bu adam 45 le geçemiyo, bunun geçme notunu 30 a düşürelim çandanda muaf tutalım dedinizmi? bunu yapmalarında ki amaçta kalitenin yükselmesiymiş. kalite geçme notunu yükselterek, öğrenciye hayatı zehir ederek yükselmiyor maalesef. yükselen tek şey bizim sinir katsayılarımız ve sizin kulak çınlamalarınız olur ancak.
biraz içimi dökmüşüm gibi oldu ama çok canımı sıktılar akşam akşam çook..
evet bu olay herhangi bir üniversitede değil türkiye nin güzide kurumlarından bir taneside, stratejik yönetim sınavında oldu. 25 soruluk test sınavının yanılmıyosam 16. sorusu ekonomi bakanımız kimdir sorusuydu. şıklarda cemil çiçek, mehmet şimşek, zafer çağlayan ve ali babacan dı.
sınavdan çıktığımda büyük çoğunluğun;
-kimdi lan ekonomi bakanı
-ben mehmet şimşek yaptım
-aynen aga bende mehmet şimşek yaptım
-cemil çiçek değilmiydi ya onun cevabı?
gibi muhabbetler döndü durdu. ve grubun büyük çoğunluğunun cevap olarak mehmet şimşek i işaretlediğine tanık oldum. cemil çiçek i bile işaretleyenler vardı. eh be kardeşim hadi bu kadar ilgisiz, alakasızsında işletme okuyan adam ekonomi bakanınıdamı bilmez. yazık..
hrant ölünce ermeni, papaz ölünce hristiyan olanlardan biri daha. bu tipler nedense müslüman bir türk ailesinin çocuğu daha 20 li yaşlarındayken o coğrafyada şehit olursa sesini çıkarmaz, nerde türk milletinin ve devletinin aleyhine bi olay olursa orda peydah olurlar. ciddiye almaya gerek yok.
hele de bu öğrenci aynı gün üç sınava girecekse, üçüde sayılsa, daha önceden bu üç derse hiç girmediye ve daha çalışmaya başlamadıysa hepten zavallıları oynuyodur.
bizans ve haçlı orduların da para karşılığı savaşan türk kökenli askerler. bunlar savaşta esir olarak ele geçirilirse milletine ihanet suçundan direk öldürülürdü.
bizim tarih hocasına göre gen havuzudur. zamanında ruslar o kadar çok milletin istilasına uğramış ki o yüzdende gen havuzları çok genişmiş. bunun aksi olarakta yahudileri gösterirdi. sürekli olarak kendi içlerinde evlendikleri için çirkin olurlarmış efendim.
1915 ve öncesinde eli silah tutan bütün müslüman erkekler cephedeyken, meydanı boş bulup rus desteğiyle doğu daki müslüman halka yapılandan haberi olmayan veya bile bile görmezden gelinerek açılan başlık. eh be kardeşim bi papaz öldü hristiyan oldunuz, bi hrant öldü ermeni oldunuz. sürekli bu insanlarla bi empati kurdunuz. peki hiç mi vicdanınız, insafınız yok? orda ki müslüman halk diri diri ateşe verilmişken, köyler basılıp akla hayale sığmıyacak zulümler yapılmışken neden orada ki zulme uğrayan müslüman halkla bi empati kuramıyosun aranda? neredeyse bin yıl boyunca yan yana yaşayıp dinine, diline, yaşamına karışmadığın adam bir gün gücü kendinde görünce sana zulmetmeye başlıyor. sen olsan ne yapardın? ananı, babanı diri diri yakıp, çocuklarını tavuk keser gibi kesen adamlarla hiç bir şey olmamış gibi yan yana yaşamaya devam edebilrimiydin? evet orada ermeniler öldü, yaşadıkları toraklardan sürüldü acı çekti. ama en az onlar kadar müslümanlarda acı çekti. kaldı ki kendi düşen ağlamaz.