Türkiye'yi son yıllarda Avrupa kupalarında en iyi temsil eden, son futbolda yolsuzluk olaylarına adı karışıyor diye ve hiçbir belgesiyle ispatlanamayan garip bir davayla mağdur olan, avrupa maçlarına başlar başlamaz güzel bir başarı yakalayan takımdır. rakiplerinin aksine saçma sapan didişmelerin içine girmez, sadece takımını destekler. Türkiye'nin en büyük taraftar grubuna sahiptir ve taraftarları sürekli olarak sosyal sorumluluk projelerinde yer alır.
bunun dışında sözlükte liverpool maçı sonrası ciddi bir hazımsızlık olduğu da görülmekte. bu hoş bir davranış modeli değil. kişisel gelişimini tamamlayamamış, hala takdir etmesini beceremeyen tipik insan davranışı. fikret orman'ın galatasaray'ın 15 yıl önceki avrupa kupalarını görememesi nasıl bir mallıksa bu arkadaşların da liverpool'un elenmesini hiçe sayması aynı derecede aptalcadır. kendileri aptal olmasa da bu zat-ı muhteremler polemik yaratmak amacıyla beşiktaş'a saldırmayı görev edinirler.
bu arkadaşları yine istatistiklerle vurabiliriz. en az penaltı verilen takım: beşiktaş, en çok kırmızı kart gören takım: beşiktaş...
kısacası dostlar, biz hakem hatalarına, medya baskısına ve algı avcılığına rağmen ikinci sıradaysak bu yıl şampiyon oluruz. ancak ve ancak kendi içimizdeki ahenk bozulursa bu iş zora girer. beşiktaş'ın bu yıl şampiyon olması tabii ki dördüncü yıldız hayallerine dalmış holiganlar tarafından da hoş görülmeyecektir. varsın görmesinler. saygı duymasını bile bilmeyen bir insanın zaten ne gördüğünün de bir önemi yok. adam burada gelmiş türkiye'yi gururla temsil eden bir türk takımı için sikko sikko yorumlar yapıyor. bu yorumlarım hep holiganlara bu arada sayın okurlar. hiçbiri milli olaylarda duyarlılığı olan, türk takımı mantığını benimsemiş, ligde rekabet etmesini bilen okurlara yazılmamıştır.
son olarak takım bu yıl iyi gittiği için övülüyor. ancak kimse göklere çıkarılmıyor sayın yazar arkadaş. beşiktaş'ı türkiye karnesiyle eleştirmek ayrıca saçma. avrupa karnesine bakınız. her yıl muhakkak en fazla turu geçen takım beşiktaş. ayrıca bu yıl oynayan oyuncular işin ciddiyetindeler. en tehlikeli maçlar avrupa maçları öncesi ve sonrası. eminim ki beşiktaş bu akşam iyi bir futbol oynayacak ve zafere ulaşacaktır. es kaza bugün kazanamasa bile sezon sonu şampiyonluğu göğüsleyecektir.
insanın olduğu her yerde benzer sorunlar yaşandığı için gereksizdir. Dil öğrenmesi bir yana, iş bulma koşulları, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi, üçüncü sınıf vatandaşların alacağı işleri cüce çinlilerin düşük maaşlarla kapması gibi acınası durumları da göz ardı etmemek gerekir.
istanbul gibi büyük kentlerden kaçıp sahil köylerinden birine yerleşip çiftçilik yapmak daha güzel bir hayaldir.
senelerce kitap oku, okul oku, üniversite bitir, yüksek lisans yap ve kaderini ilkokul mezunu bir akpli versin. bunadır tepki. haklıdır da tepkisinde ama kalıp mücadele edeceğine kolayına kaçandır bunu yapan. bu yazar şahsı adına mevcut işinde belli bir başarı sağlayıp trakya'ya veya ege'ye kaçacaktır. ancak sırası değildir, çünkü türk ekonomisi ve türk ulusu için hedeflediği katkıyı henüz sağlayamamıştır.
kolaya kaçmamak gerekir, kalıp direnmek, direnenle beraber direnmek gerekir. direnişler sadece taşla, sopayla olmazlar. bazen parayla da direnilir, kararlarla direnilir, reddetmekle direnilir. önemli olan bunu bilmek ve ülkede beraber düşündüğü %70'lik kesim ile beraber kalıp mücadele etmelidir. ancak bu mücadelede kendi vazifesini tamamladıktan sonra tatili kazanacak ve güzel bir hayat yaşayacaktır.
PC sürümü D&R'da 59 TL'ye ön siparişte bulunan 2015'in en çok beklenen iki PC oyunundan biridir. Diğer oyun da Batman'dir. Steam'den almaya gerek yoktur kendisini. Bu arada distribütörü de Bilkom'dur.
Herşeyi bildiğini zannetmek, bir konu hakkında bilgi sahibi olmasa da konuşmaya devam etmek ve bunun sonucunda rezil olmaktır.
Ayrıca küçük dağları kendisinin yarattığını zannedip zoru görünce kaçmasıdır. Büyük iddialarda bulunur, başaramazsa da suçu kendinde değil başkasında arar.
işte Türk insanının en temel eksikleri bunlardır. Ancak Türk insanının artıları da vardır.
Kolay pes etmez, akıllıdır (aklını yanlış alanlarda kullanıp heba etmesi bunu eksi olarak da düşündürtebilir), misafirperverdir.
Türkiye'de olması pek mümkün olmayan bir sistemin halk içerisinde yanlış yorumlamasıdır. Şeriatın anlamı bakımından zaten bu fotoğrafta bir yozlaşma bulunmaktadır. Topluma zorla bir inanç aktarmak olsa olsa diktatörlükle açıklanır.
Örtünmek ise kişinin kendi tercihidir olsa olsa. Bundan 40 yıl önce kimse bunu sorun etmiyordu Türkiye'de. Aslında bu sorun Kenan Evren dönemiyle beraber başlayan bir süreçten ibarettir.
Bir de unutmamak gerekir. Kimi din alimlerine göre örtünmekten kasıt sadece mahrem bölgeleri örtmekten geçer. Kimine göre ise fotoğraflardaki gibi örtünmek gerekir. Kişinin burada mantığını kullanması gerekir eğer ibadet ediyorsa.
Bu cümlenin üzerine tabii islam'da mantığa yer yoktur diyenler olacaktır ama bu söyledikleri aslında kendileriyle çelişmelerine yol açar. Çünkü islam zaten mantık dinidir. Bazı yasaları insanlara uymayabilir, bunun temel nedeni döneminin 1.400 yılın üzerinde bir süredir devam etmesindendir. Bunu da akıl yoluyla, düşünerek zaten günümüze uyarlayabilen insanların bir sıkıntısı olmamalıdır.
Şeriat kelimesinin anlamı islam Hukuku kelimesiyle eşittir. Sanıldığının aksine hırsızlık yapınca çalan elin kesilmesi, adam asılması gibi çağ dışı yollarla değil, tam tersi hoşgörüyle ve adaletle çözülmesi gerektiği belirtilir.
Sadede gelecek olursak, şeriat adı altında bize pazarlanan şeyin adı diktatörlüktür ve bu diktatörlüğün en güzel fotoğrafıdır örnekte görülen. Ancak bunu gidip islamiyete bağlamak insanın kendisine küfretmesidir.
i. toraman g.zan gibi kazma ötesi futbolcular varken yargılanmaması gereken kaleci.önce onlar gönderilsin.zapotocny de yol yakınken hadi kardeşim güle güle densin ve yerlerine altyapıdan adamlar alınsın.sonra eleştirilsin hala gol yiyorsa.
tabii.kimileri bilmez paranın zeka ve koşturmaca ile döndüğünü.zanneder ki çıkınlarına konan iki kuruşluk yemek,biraz kömür ülkeyi kurtarır.tayyip de çıkar anlatır istediği gibi.çoğu da inanır maalesef.çünkü inanmak zorundalar.okutulmazlarsa,çalıştırılmazlarsa bedava yemeği yakacağı kim veriyorsa onun dediklerine inanmak ve ona oy atmak zorundalar.maalesef bu bir gerçek.istenildiği kadar finans,iktisat,işletme okunsun boş.ülkenin %60'lık kısmı maalesef şu anda sadece ceplerine girene bakıyorlar ve ülke de ciddi bir krize doğru üçer basamak çıkarak ilerliyor.
vurdumduymaz insandır.lakin nasıl aşırı din olgusuna veya din fanatizmine olumsuz tepki verilmesi,şeriatın şiddetle reddedilmesi gerekiyorsa aynı şekilde ölüler için ve dini inançları ön planda olan insanlar için okunan ezana saygı duyulmalıdır.tabii ki gidip de tarikatçi olmamak gerekir ama en azından umursanmasa bile saygı duymak gerekir.
Zor olacak bir maçtır.Ancak bu maçı da Beşiktaş Holosko ve Nobre'nin formu sayesinde alma gücüne sahiptir.Takımın diğer oyuncuları da Rize maçında yaptıkları gibi yatmaz da destek olurlarsa kesinlikle galibiyetle döner Beşiktaş.
Açıkçası Fenerden ne kadar nefret edenler olsa da * dünkü maçta herkes sevinmiştir.Yani Türkiye'ye kazandırılmıştır dün.Ancak bu olayın lig maçında tekerrürü halinde pek nahoş olayların olacağı kesindir.Bir haber vardı.Fenerbahçeliler bağırıyordu Beşiktaş iskelesinde arabadan çıkıp hodri meydan gelsinler diye.Sonra geldiklerinde arabayla direkt gazlamışlardı.Kabul edilmesi gereken belirli semtlerde belirli hareketlerin affedilmeyeceğidir.Ancak dün Beşiktaşlıların çıkıp maçta sevinmesi olağan bir durumdur.Nasıl Galatasaray UEFA ve Süper Kupa'yı aldığında sevindiysek darısı Beşiktaş'ın başına diyip Fenerbahçe'ye de seviniriz biz Beşiktaşlılar.
steam ile anlaştıkları için yanlışlıkla netten çekip oyun yüklemeye kalkmayın.zira yapan insanların steam hesabının iptal edildiği görülmüştür. *
not:yanlış anlaşılma olmasın.netten çekmek derken korsan oyundan bahsetmiştim.bunun meşhur örnekleri var.half life 2'yi korsan olarak netten oynamaya çalışıp veya steam check esnasında ban yiyen birçok arkadaş var.o bağlamda söyledim.
zamanında örnek olan olay.günümüzde ise sadece vay adama bak be nasıl yapmış denilen olay.keşke bugün de haksızlıklara karşı ses çıkaran bir halk olsa.
konuyla ilgili herşeyin okunması gereken söz.ayrıca okumadan başkalarına okumasını komut etmek herhalde pek hoş bir durum değil.çamur at izi kalsın politikasının bir işlevi olmadığını elbette görmüştür ancak amacına zaten tepki alarak ulaşmıştır.bu tarz tahriklere cevap vermek gerekmediği gibi Atatürk'e dil uzatanların da elbette sonuçta bir ceza alacağı aşikardır.
Gheorge Hagi.Bunu tartışmak yersiz.Adam geldi Galatasaray'ı tek başına topladı.Hagi ne zaman gitti Galatasaray da o zaman bitti.Tabii bitti derken batmadı belki ama Avrupa'da yarı finaller,UEFA Kupaları gibi hevesler bitti.Umarım devam edebilirler ama Hagi gibi bir adam olmadan zor gözüküyor.Ortega sadece isimdi.Yani gerekli bir adam mıydı tartışılır.Çünkü sezon tamamlamadan kaçtı.Roberto Carlos biraz genç gelseydi tartışmasız en iyi adam olurdu ancak bitmiş okeye dönen bir vaziyette geldi.Kişisel favorim Pascal Nouma'dır.Çünkü gelen hiçbir kaliteli futbolcuda ondaki amatör ruh yoktur.O futbolcudan ziyade bir taraftardır.Tribüne adam toplar,taraftarın içinden geçeni bilir ve taraftarı memnun eder.Söz gelimi 6 gol yenilen Leeds maçında rakip futbolcu alay eder gibi bir tavırla hakemin yanında tartışınca Pascal'da tiger uppercut vurmak suretiyle kırmızı kart alırken istanbul'da alkışların yükselmesini sağlamıştır.Sonuç olarak iki tane büyük futbolcu gelmiştir.
Türkiye'nin ütopyası insanların birbirini anladığı günün gelmesidir.Çünkü dört insanın bir anda konuşup hiçbirinin birbirini dinlemediği yer ancak Türkiye'de mevcuttur.Bunun gibi sonuçlar sonucunda bir ortak sonuca varamamak geçmişten beri var olan bir sorundur.En önemli çözüm noktası insanların biri konuşurken susmayı öğrenmesidir ancak bunu yapabilen adam toplumda parmakla gösterilmektedir.Dolayısıyla Türkiye'nin ütopyası dinlemek ve dinledikten sonra anlamaktır.
J.R.R. Tolkien Yüzüklerin Efendisi serisini 2.Dünya Savaşı sırasında oradaki olaylardan esinlenerek yazmıştır.Yani muhtemelen Sauron'u Adolf Hitler'e benzetmiştir ve sonunda Berlin'e giren tanklar Berlin'i yerle bir etmiştir.Buradaki durumlar benzerdir.J.R.R. Tolkien'in savaş sonrasında mı Mordor'un yok oluşunu yazdığı bilinmez ama bir gerçek vardır ki Sauron ve ordusu ayrıca diğer yardım eden güçlerle Almanya ve Almanya ile birlikte savaşan güçler arasında doğru bir orantı vardır.
Bu yazıyı son iki yorumda yanlış olduğunu düşündüğüm bazı noktalar doğrultusunda yazıyorum.Öncelikle islam dogmaları %100 yanlış diye bir terim ağzımdan çıkmadı,çıkmaz da.Kaldı ki din özgürlüğünü savunduğum için üniversitelere türban girmesin diyorum.Sonuçta polis devlet anlayışıyla özgürlük sağlayamazsınız.Türban takanı dışlayanı veya açık giyineni dışlayanı yaptırımla cezalandırırsanız halkı belli standartlara saplayıp bu standartları aşamamasını sağlarsınız.Evet öğretim üyeleri takmadığı için geçici bir süreliğine de olsa böyle bir sorunu görmezden gelebiliriz.Peki 20 sene sonra o öğretim üyeleri emekli olup yerlerine gelen öğretim üyelerinin din üzerine bir eğitim vermeyeceğini bana garanti edebilir misiniz?
Ayrıca ben dinine inanan insanların dogmalarla yaşadığını söylerken bunu aşırı kesim için söyledim.Zaten merak etmeyiniz dinini inancı doğrultusunda yaşayanlar üniversitelerin bu kuralına önceden beri saygı gösterip peruk takarak veya başı açık olarak giriyordu ve kimse bunu sorun etmiyordu.Kısacası bugün suni gündemler yaratılmak isteniyor.Siz burada yazdıklarımdan dinine inanan insanların sabit fikirli,gelişime açık olmayan insanlar olarak algılamayınız.Burada söylenmek istenen mevzu zaman içerisinde bu insanların manevi değerlerini bilimin üstünde tutabileceği riskidir.Ben çok basit birkaç örnek verdim.Kadın doktor erkek hastayı kurallardan dolayı muayene edemeyecek.Ülkede zaten az olan hastane sayısı nedeniyle de böyle bir uygulama sakıncalı.
Bir de alevi meselesi var.Dikkat ederseniz ben iran'ın din rejiminden bahsetmiyorum.Bugün iran'da kadınla evlenmeden ilişkiye girdi diye adam idam ediliyor.Aynı şekilde kadın onların ideolojisine uymuyor diye kuma gömülüp taşlanıyor.Ben giyimden de bahsettim belki ama buna da değindim.Bugün hangi ülkede bilime önem veriliyorsa o ülkede rahat bir yaşam oluyor.Bugün yurtdışına bakın.Orada göreceksiniz çok az bir kesimin bu konularla uğraştığını.Yunanistan'da yangın çıktı adamın teki haçla ateşin üstüne doğru yürüdü mesela.Bunu ne kadar mantıklı bulursunuz?
Benim esas çıkış noktam şu.Bölücülüğü özel olarak bize pazarlıyorlar.Çünkü Türk halkı birbirine güvenmeyi öğrense, destek olsa ve sorun yaratmaktansa çözüm üretmeye yönelse Türkiye dünyada bir numara olur.Lütfen yorumları yapmaya devam edelim.Ancak yorumları beni sözde aydınlıkla suçlayarak yapmayın.Ben bilmediğim hiçbir terimi yazılarımda kullanmadım.Üslubumu ayrıca eleştirecekseniz de özel mesaj atınız.
Son olarak sözlük bir bilgi platformudur.Bilgi de çözümü getirir.Olan durumu felaket tellalı gibi tekrar tekrar anlatmaktan ziyade sizce bu sorun nasıl çözülürdü veya sorun yoksa neden yok gibi açıklamalar getirirseniz hem belki doğru bir tarafı ortaya çıkacaktır; hem de insanlar burada değişik düşünmeye başlayacaklardır.Saygılar.
Türban bugün önümüze konulan bir engeldir.Başka da birşey değildir.Bugün özgürlük kisvesi altında türban kabul ettirilmeye çalışılıyor.Peki nedir bu özgürlük?Bunun açılımını biliyorlar aslında.Özgürlük herkesin eşit olduğu, kimsenin başkalarının hakkını gasp edemediği bir sistemdir.Türban ise siyasi bir simgedir.
Bugün türban olayını en iyi şekilde anlatmak gerekirse ideolojik baskı diyebiliriz.1974 yılına kadar iran gerçekten örnek alınacak bir ülkeydi(Bununla ilgili videoyu youtube'dan bulup izleyebilirsiniz).insanları düzgün giyinir, iyi eğitim verilirdi.1974 sonrasında devrim ile birlikte ise insanlar kara çarşaflara büründüler ve eğitim yozlaştı.Bir nev-i medrese eğitimine dönüldü.Medrese eğitimi Türk insanı için Osmanlı'nın yok oluşuyla beraber son bulmuştur.Bugün bu zihniyeti geri getirmenin bir manası yoktur.
Ayrıca üniversitelerde türban deniyor.Peki neden?Türban takmak siyasi bir olgudur.Bunun dışında üniversiteye dar görüşlü insanların geliş sebebidir.Burada amacım hakaret etmek değil.Açıklayayım:Din dogmadır.Yani rasyoneldir.Hiçbir şekilde tartışamazsınız.Gerçekler orada tektir.Tarih içerisinde insanoğlu bilimle çoğu dogmayı çürütmüş olsa bile bazı kesimler tarafından yine de kabul görür.Peki nedir üniversitelere girmemesi gerekmesini düşünmemin sebebi?Onu da söyleyeyim.Öncelikle iki sebebi var:
Birinci sebebi insanların bilimde kesinlikle dogma diye birşey kabul etmemesi.Yani sürekli daha iyisini, daha doğrusunu araştırması.Hayatını dogmalara adayan bir insan nasıl gelip bize fizik teorilerini anlatacak?Veya nasıl hastalıklara çare üretecek?O şöyle diyecek:Aman bunun çözümü olmaz.Yani kesin konuşacak.
ikinci sebebim ise dinin onlara göre olan ve bana uygun olmayan kuralları ile ilgili.Bir hastaneye gireceksiniz.Diyelim hipertansiyon hastasısınız ve o sırada kadın hemşire sizinle ilgilenmeyecek.Niye?Çünkü dinde kadın ve erkek el teması sağlayamaz onlara göre.Peki hadi bu örnek diyelim mantıklı gelmedi.Bir kadın devlet dairesine girdiği vakit adam onunla konuşmayacak.Bu niye?Çünkü yine yasak.
Peki bir de siyasi tarafından bakalım olaya.Belli ki insanlar bunu görüyor.Üniversitelerden sonra sıra yavaş yavaş meclisteki ve diğer yerlerdeki kadınlara gelecek.Bugün Merve Kavakçı bunu yapmaya kalkıştı ve olmadı.Yeminini türbanla edemedi.Orada ona desteği Nazlı Ilıcak verdi.Şimdi diyor sınırlı kalacak.Siz inanır mısınız?Bu bölümü de Sayın Fatih Altaylı köşesinde yazmıştı.Oradan aldığım bir bilgidir.
Laiklik ilkesi direkt tehdit altına girecek.Nedir bu tehdit?Dini bir yönetim anlayışının gelmesi.Nasıl gelecek?Tabii ki aşağıdan insanlar yetiştirilecek.Siyasi bilimlerde, tıp fakültelerinde yani kısacası insan hayatı için kritik olan her yerde.Peki laiklik nedir?En basit açılımıyla din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasıdır.Neden laiklik vardır?Ülkenin geleceğini güvence altına almak ve insanların özgürce inançlarını gerçekleştirmesini sağlamak için.
Peki neden ülkenin geleceğini laiklik güvence altına alır?O da gayet açık.Tarih sayfalarını biraz karıştırdığımızda Osmanlı imparatorluğu'nun duraklama dönemi (Fetret Dönemi değil) halifeliğin alınmasından çok kısa bir süre sonra başlar.Bilim ile ilgilenilmemeye başlanır.Hatta portre çizdirmek bile günah olur.Yani sanatın bile hiçe sayıldığı bir dönemdir.Sadece dogmalar ve din mevcuttur.Sonuç nedir?Avrupa'nın tam da istediğidir.Zayıflamış olan Osmanlı'yı böl, parçala ve yönet üçlüsü içerisinde bitirirler.Türk halkı son gayretiyle bir efsaneyi ölümden döndürür.
Peki bugün yaptıklarımızla o gün yaptıklarımız arasında şu anda bir fark var mıdır?Hayır bence yoktur.Hala Kürt-Türk, Ermeni Soykırımı-Kıbrıs Kuşatması, Laik-Şeriatçı, Solcu-Sağcı gibi bölünmelerle ülkemizi kendimiz bölmekteyiz.Kendi ideolojimize karşı olanla rahatça tekme tokat kavga edebilmekte hatta cinayet işleyebilmekteyiz.işte dış güçlerin isteği de budur.Bugün türban üniversitelere girmemeli.Tıpkı mini eteğin girmemesi gerektiği gibi.Ancak sokakta insanların giydiklerine benim fikrimce saygı duyulmalı.Ülke içerisinde bir bütün olmayı öğrenmeliyiz ki yarın bir sıkıntıyla karşılaştığımız zaman mücadele edecek gücü bulalım.Yani futbol takımı tutar gibi parti tutmayalım.Ülkenin hayrına ne olacaksa o çıkmalı.Eğer hepsi kötüyse halk kendi içerisinden kahramanlarını çıkarmalıdır ve kendi partisini kurup buradaki insanlarla sürekli etkileşim halinde olmak üzere onları iktidara getirmelidir.
Umarım yazım kimseyi sıkmamıştır ve sonuna kadar okuyabilmişsinizdir ve umarım burada herkes benimle ortak bir noktada buluşmuştur ve umarım bu okuduklarımız bizi biraz olsun aydınlatmıştır.Saygılar.
orta okul ve lisede ingilizce ders görmekten türkçeyi unutan insandır. ayrıca başka örnekleri de vardır. örneğin yapıyorum yerine ypyrm yazan vardır. selam naber? yerine slm nbr yazan vardır. bu hem tembellik hem de türkçeye sahip çıkmamanın sonucudur. halbuki türkçe kadar zengin bir dil yoktur. hatta bir köşe yazarı bu durumu çok güzel cümle örnekleriyle özetlemiştir. bunlara birkaç örnek vereyim :
airplane out of the fart say hi to that sweetheart. (osuruktan tayyare selam söyle o yare)
leave the door december. (kapıyı aralık bırak.)
man doesn't become from you. (senden adam olmaz.)
görüldüğü gibi bütün bu yazılarda ingilizceler anlamsızken türkçe'de bütün hepsinin anlamı vardır. hem de kendi anlamlarıyla kullanılır. mesela leave the door open dersiniz fakat bunu aralık bırakmak için bir cümle yoktur. en çok leave the door open a bit diyebilirsiniz fakat bu da tam olarak istediğinizi anlatmaya yetmez. kısacası çözümü ingilizce'de aramak yerine türkçe'de bilmediğimiz birçok kelimeyi öğrenmeye çalışırsak kendi yaşadığımız topraklarda dilimize daha hakim olabilir ve msnde de insanların vay bee şiir gibi konuştu adam iltifatlarına maruz kalabiliriz.
ülkemiz insanlarının dışa vuramadıkları iç dünyalarını internet ortamında "ne de olsa beni kimse görmüyor. " gibi düşünerek aklınca yazmaları. bu yazıları yazanlar acaba gerçek hayatta bir bayan yazar tarafından bulunsa ne hissederlerdi? sorusunu akla getiren durum. ayrıca bugün yayınlanan bir habere göre Türk insanının bel altı muhabbeti çok yaptığı ve buna rağmen %37 oranında ciddi bir iktidarsızlık sorunu olduğu söylenmektedir.
Gidişat böyle olursa TSK'nın israil'den aşağı kalmayacağı açıkça bellidir. Kaybolan 8 asker için TSK değil Kuzey Irak, Güney Irak'ı bile vurur.Sonuçta terör örgütü askerleri Irak topraklarında kaçırmıştır ve Irak bu konuda hiçbirşey yapmamaktadır.Dolayısıyla Irak'a ne yapılsa azdır.
2004 yılında ilk kez somut olarak duyulan ve yaklaşık 20 ile 30 sene arasında dünyaya çarpma olasılığı %3 olan meteorun parçalanması için düşünülen iki alternatif olduğu konuşuluyor. Bir tanesi ayna yöntemiyle güneş ışınlarını direkt meteor üzerine yönlendirerek meteorun sıcaklığını yükselterek patlatmak. Bir diğer yöntem de füze yollama yöntemi. Bu yöntem Hollywood filmlerinde o kadar çok işlendi ki artık 10 yaşındaki çocuk bile nasıl yapılacağını biliyor. Bütün bu telaşlar bir tarafa 30 yıl sonra o ihtimalin %3 ile kalmayacağı oldukça açık. Bilinçli önlemler alınmazsa şayet dinozorlar gibi insan ırkı da yok olabilir.
Başbakan bu söz ona hatırlatıldığı vakit artık herhalde kendinden utanır. Oğlunu askere göndermeyen, halka saygı duymayan, sadece cebini doldurmaya bakan bir adamın haddine düşmemiş askeri eleştirmek. Bugün(Evet tam bugün) 12 askerimiz şehit oldu, 16 askerimizin 2 tanesinin durumu meçhul olmak üzere yaralı olduğunu izliyorsa bence bu sözleri söylediğine pişman olmuştur. Ayrıca esas meclis binası ve köşk yan gelip yatma yeri değildir. Acaba başbakanın geçen günlerde Amerikan askerlerinin vurarak öldürdüğü Türk şoföründen haberi var mıdır? Bütün bunların cevabını aslında halk olarak biliyoruz ama eşitlik ilkelerinin hepsi çiğnendiği için açıkça dile getiremiyoruz.