zaten bizim insanımız için bir olayın ahlaki-etik zararından ziyade, kişisel-sağlıksal zararı önemlidir. hayvan yemek ahlak dışı demek ile, hayvan yemek kanser yapar arasında ciddi bir fark var türk milleti açısından. gönül hoca çıkıp etik değil deseydi hiç sansasyon yaratmayacaktı.
Başlığı görünce bir araştırayım bakayım bu marka nedir dedim. Çünkü bu aralar sıklıkla duyuyorum kendilerini. Geçen haberlerde yurtdışı firmalarından yatırım almayı başaran ilk firma olduklarını öğrendim. Bizin ülkede yansıtılan profile baktığımızda, tesettür giyim markası nasıl yurt dışında fark edildi ve yatırım almayı başardı deriz. Ama bunların hepsi önyargılardan geliyor işte. Biraz araştırınca fark ettim bende. Adamlar 2011 yılında kurulmuş ve gerçekten önemli bir açığı tespit etmişler. Eee Türkiye nüfusunda ki kapalı oranını düşündüğünüzde ve bir de sektörde sizden başka seçenek olmadığında başarı biraz kendiliğinden geliyor. Gerçi 1 sene sonra hemen rakipleri türemeye başlamış orası ayrı, malum Türk esnafı bir şeyin tuttuğunu görmesin. neyse 3 ortak sadece Türkiye’de kalmak istememiş 5 farklı kıtaya açılmışlar. Farklı dilde yayınlar, uluslararası ürün gönderimi sağlama, defileler düzenleme vs çok koşturmuşlar ve kendilerini fark ettirmek için çok çalışmışlar. Bence güzelce başarmışlarda. Hem yatırım almışlar hem de dolaylı olarak Türkiye ekonomisine katkı sağlamışlar. Bu aralar başarıya, umut etmeye ihtiyacımız var. Bu fırsatı iyi değerlendirelim arkadaşlar.
b. ergin borobey'in kaleme aldığı tarihi roman. 2017 ekim'de turdav isimli yayınevinden çıkmıştır.
özetle; sultan abdülaziz’in hayatı ve gizli kalmış bazı günlüklerinin yer aldığı önemli bir eser. kitaptan verilen bilgilerden yola çıkarak bu günlüklerin 140 yıllık olduğu söyleniyor.
kısaca; sultan abdülaziz hakkında doğumu öncesi, doğumu, çocukluğu, gençliği, padişahlığı, darbe ile tahttan indirilişi ve ölümüne kadar olan süreçler dikkatle yazılmış. bir roman tadında olması ise içeriğine ayrı bir hava katmış.
cumhuriyet tarihi boyunca sultan abdülaziz hakkında bu denli bir eserin yazılması bir ilk diyebiliriz.
eski sevgili diye bir şey yok. mesela eski sigara, eski kola şişesi, eski futbol topu, eski kumanda? eski kelimesi başta duruyorsa o artık sevgili değildir. sevgililer eskir ama sevgiler eskimez.
uzun süren sessizliğinin ardından sultanın gözyaşları isimli bir romanla nihayet geri döndü. kendisinden hiç beklenmeyen bir şekilde beklenmeyen bir alanda hemde! özellikle metropol rüyaları'ndan sonra böyle bir çalışma ile geri dönmesi şaşırtıcı oldu.
şöyleki; kitap sultan abdülaziz’in hayatı ve saray içi bazı gizli günlükleri kapsıyormuş. yani tarihi bir roman. şu meşhur fransız imparatoru napolyon'un eşi imparatoriçe eugenie ve o döneme ait entrikalar ile alakalı 140 yıllık gizli günlükler.
geçenlerde bunlardan biri ile sözlükte karşılaştım, bir an elinde keleş var sandım meğer klavyeymiş! işte ülkemdeki insanların psikolojik durumu bu. dışarı çıkarken korkmak bir yana içeride bile korkar olduk. ha onlardan değil? korkum acaba kimin sevdiklerine zarar verecekler, kimin canına kıyacaklar. bu ben olmuşum başkası olmuş fark eder mi? kardeşiz biz kardeş be...
Şubat 2015'te reklamlarına güvenerek kitap bastırdım. Grafik gibi hizmetleri için 400 TL'yi 4 taksitte ödemem için anlaştık. Fakat kredi kartımdan bu paranın tek seferde çekildiğini öğrendim. Defalarca mail atmama rağmen cevap yazmaya tenezzül bile etmediler. Bu, etiklik, ahlaki kaygı değil.
Sitelerinde onlarca kitabın başlığı olduğu halde benim kitabın başlığından ve her yazara verdiklerini söyledikleri "Yazar Girişi" şifresinden eser bile yok. Kısaca kitap bastırma hayali kuranları maniple edip onları yanıltıyorlar. Parayı aldıktan (hem de 4 taksitte ödemeniz gereken meblağı tek seferde çekerek) ortadan toz oluyorlar. Kısacası, kendilerine güvenip asla kredi kartı bilgilerinizi vermeyin.
bu "kütüphaneavcisi" denilen zat para karşılığı bu kitabın reklamı için buraya entry giriyor. arada bir belli olmasın diye de kullanıcı adını değiştiriyor dikkat edin bu tiplere. anladık evlat anladık para kazanıyorsun. ne onursuz insanlarsınız siz. ulan kitabın neresi güzel, edebiyatla ne alakası var vicdansız herif. gelip ikide bir kitabı övmesi yok mu? milleti mal mı sanıyorsun sen?
sözlük dostlarımıza not: "kutuphanavcisi" isimli kullanıcı hikmet anıl öztekin denen vatandaşın para karşılığı reklamını yapan kişidir. entry lerine lütfen itibar etmeyiniz. para karşılığı atılan entry lerdir.
kitapherif kullanıcı adını "kutuphaneavcisi" yaparak sıyrılamazsın bu işten. para alarak bu adamın reklamını yapmana eyvallah da gelip de buraya da entry girmenin ayıbı ile yaşa sen. sizin gibiler yüzünden bu ülkede hikmet anıl gibi kalem cahilleri parsayı toplarken, gerçek yazarlar kaybolup gidiyor. çok para kazan ama onursuz olmasın hiçbir şey. onursuzca yaşayın siz!
bu yayınevi ile ilgili tespit ettiğimiz bir diğer rezalet ise editöryal çalışma yapmıyor olmaları. çıkardıkları kitapların neredeyse tamamında imla hataları dizgi hataları mevcut. ücretsiz kitap basma neymiş ya? yazmak bu kadar ayağa mı düştü. bu yayınevinin kitaplarını büyük mağazalar raflara koymaz. koyup da rezil mi olsunlar! ha o da sorun değil zaten yayınevinin tek amacı kitabı basıp yazarın çevresine satmak. yazarları da saf olmalı bu dümeni anlayamamışlar.
kitapherif senin kim olduğunu biliyorum arkadaşım. sosyal medya hesaplarından bu adamın reklamını yapıyorsun. para karşılığı reklam yap anlarım da para karşılığı entry atmak ne demek ya? ya sizde biraz utanma arlanma yok mu? ticaret uğruna para kazanma uğruna kirletmediğiniz değer kalmadı. utanmadan sıkılmadan diyor ki bu çakma yazarın eyvallah kitabı güzelmiş. şimdi o kitaptan iki satır yazıcam herkes okusun rezilliği görsün.
bir ara gözlerin vardı şehrimde
sen gittin,
yeşili ondan gitti istanbulun.
aynen böyle yazıyor kitapta. hikmet anıl denen şey kişisi resmen bizimle dalga geçiyor. her şeyi geçtim bu kitapherif gibi yanaşmacılar da bu tip kağıt israfı adamların kuyusuna su taşıyor. yazık gerçekten yazık. edebiyat dünyası bu tipler sayesinde ayak oldu ya başka bir şey demiyorum. ne diyeyim ki?
bu entriyi giren arkadaşımız bu yayınevine kitap bastırmış mı? hayır. bir dakika duralım. şimdi burada arkadaşlar demiş ki ücretsiz kitap basıyorlar üstüne para veriyorlar? yalan. adam iyi tezgah kurmuş, grafik ve kapak parası vs adıyla para alıyor. ayrıca telif filan verdiği de yok. yazarla iyi geçinip parayı cebine atıyor. ne kadar çok kitap basarsa ucuzdan o kadar satıp para kazanıyor. biz de bu dolandırıcıları alkışlıyoruz. piyasada tanınmış bir yazarın kitabını bastı bu yayınevi. yazar telif parasını istemiş, aldığı cevap; biz daha baskı parasını karşılayamadık olmuş. ben sonradan bu yayınevi ile kavgalı iki yazardan da aynı şeyi duydum.
şimdi tezgah şu;
a şahsı bu yayınevine kitap mı bastırdı? tamam. şimdi bu adam ücretsiz basıyor kitapları ve bu a şahsın çevresine satıyor mu satıyor? yazarın çevresini kullanarak para kazanıyor mu? kazanıyor. peki kendi gücüyle satabiliyor mu? hayır satamıyor deneyin görün. çünkü iş dağıtıma gelince fos? kendi bildiği tanıdığı anadolu kitapçılarına bırakıyor. büyük mağazalarda bu adamların kitaplarını bulmak zor. okur kitap soruyor bulamıyor.
ücretsiz kitap basıyor filan hikayesi işin şeker kısmı. zaten ortalık yazardan kaynıyor. eğer bir yazar gerçekten iyi bir kitap yazmışsa büyük yayınevleri alır bunu ücretsiz basar arkadaşım. ama eğer kıytırık bir eser ise basmaz niye bassın? kısacası dolandıran bir yayınevi. benden bir dost entry'si, sakın emeklerinizi bu adamlara teslim etmeyin. yazık olur hüsrana uğrarsınız. ama illa da denemek mi istiyorsunuz, gidin verin eserinizi kendiniz görün.