ne zaman cinsel kelimesini görsem bir yerde, hemen aklıma ilk o pamuk saçlı, pamuk yüzlü, pamuk helva gibi adam gelir. o yüzden hiç bir zaman kızlarla cinsel cinsel takılamıyorum. kendimi dine yöneltip, dinsel takılacağım ben de...
aslında başılk "öyle bir hacet gidermek ki, 5 dakika mütemadiyen gönderip yarısının içerde kalması" şeklinde olacaktı ama birazcık karakter limitini aşmışım. nyese... az önce başıma gelen durumdur. dün gece hacedimi giderdiğim halde az önce öyle bir geldi ki, hemen gittim tuvalete. çatur çutur 5 dakika kadar sıçtıktan sonra, ne yaptıysam, ne ettiysem gerisini çıkaramadım. yarısı içerde kaldı.
ilk belirlemelere göre 5 kişinin hayatını kaybettiği depremdir. söylentilere göre gemide kuran yakıp, içki içtikleri için deprem olmuş. ölenlere allah rahmet eylesin.
çok yakında gerçekleşmesi muhtemel savaş. Bir yanda para ve dolayısıyla parayla gelen imangücüspor, diğer yanda bayrak sevgisi ve haysiyet sahibi insanlar.
Saflar tutuldu.
Bakalım kazanan kim olacak? Beleşe kömürle ısınanlar mı, yoksa şerefiyle üşüyenler mi?
fenerbahçe teknik direktörü aykut kocaman'ın her puan ya da puanlar kaybedilen maçtan sonra ürettiği bahanelerdir. En son marseille maçı için bahanelerini bildirmiştir.
Artık bir an önce fenerbahçe'den gitmesini dilerim. Biraz da başka takımlar için bahane üretsin.
-ikisine de binilir.
-at daha güçlü ve asildir.
-yarış atı vardır ama yarış eşeği yoktur.
-eşeklerin gözleri daha güzeldir.
-attan inip eşeğe binmek atasözündeki baş karakterlerdir.
hayatta yapılacak en gereksiz işlerden birisidir. Pek çok yönden incelenebilir. Sanal ortamda itiraf yazan kişiler, genelde yaşamlarında söyleyemedikleri veya söylemeye çekindikleri şeyleri, yine sanal ortamda paylaşırlar.
itirafta bulunmak, itirafın muhattabının haberi olmadığı sürece, itiraf değildir. Daha da çok, itirafın muhattabı olacak kişiyi aldatmak ve bunu kitleleri duyurmaktır. Bugüne kadar ne bir itiraf okudum, ne de bir itiraf yazdım. Ne itirafçıların sahte dünyası beni ilgilendirir, ne de ben etmem gereken itirafı ilgili kişisine etmeyecek kadar küçülürüm. Gelin sizler de, ne pahasına olursa olsun, itirafınızın bir muhattabı varsa, ilgili kişiye bir özür ile birlikte izahatte bulunun. inanın hem ruhlarınız, hem de zihniniz rahatlar. 4 sene boyunca kendime bile itiraf edemediğim bir hatamı, en sonunda ilgili kişiye itiraf ettim ve inanılmaz bir rahatlama hissettim. Üzerimdeki manevi baskı resmen uçup gitti.
"bikini giyeceğim." diyenleri de gördü bu ülke. Bol keseden atıp tutması kolay ama aydınlar gibi bir milyardere 45 milyon euro koymaz. Başlığı görünce ilk anda yine bir ahmet çakar iddiası sandım.
müslümanlar'da genel bir kanı olan, aslında insanların istemeden nasıl da müşrikleştiğini gösteren, müslümanlar haricinde herkesin cehenneme gideceğini doğrulamayan ayet olması dolayısıyla; bilmeden, okumadan, araştırmadan islamiyet'i eleştiren insanları nacizane katkılarımla bilgilendirebileceğime inandığım ayet.
"şüphesiz iman edenler, yahudiler, hristiyanlar, nasraniler ve sabiiler'den her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve iyi iş yaparsa, elbette bunların rablerinin katında mükafatları vardır. Bunlara bir korku yoktur ve bunlar üzülmeyeceklerdir." (elmalılı hamdi yazır tefsiri)
bugün yayınlanan bir haberdir. Habere göre, 25 ocak 2012'de teslim olmuşlardır. Pişman olduklarını belirtmişlerdir. Davul zurnalarla karşılanmadılar belki ama, yeni bir kimlik ve iş verileceği kesin gibi.
Atanamayan tüm öğretmen adayları ve diğer memur adayları; çıkın dağa, bir sene sonra gelin. işiniz hazır! 10 yıldır bekleyenler, 10 yıl önce dağa çıksalardı, şimdiye 9 yıllık memurdu...
ülkemizde sayıları çok fazla olan beyinlerdir. Futbol, seks, magazin programları, diziler, din, peygamber, atatürk, türban, laiklik, dokunulmazlık, terör vb. Gibi konular öne sürülerek, insanlar polemiğe yönlendiriliyorlar.
Eğer herkes bu konuları derinlemesine bilse, zaten gerekli tepkiyi koyabiliriz. Ancak; halkımız önce cahil bırakılıyor, sonra da hurafelere inandırılıyor. Düşünmek ne yazık ki yasak. Düşünen beyinlere ise ne yapıldığı ortada. 80 ihtilâli sırasında ne kadar da çok düşünen beyinin, uyuşturulan beyinler tarafından öldürüldüğü ortada. isimleri tarihe ancak istatistik olarak geçebilen bu gençler dışında da, abdi ipekçi, uğur mumcu, ahmet taner kışlalı gibi gazetecilere düzenlenen suikastlar örnek verilebilir.
Allah'ın bizlere verdiği en güzel hediye beyindir. Lütfen düşünmeyi unutmayalım. Ama düşünmeden önce de, okuyun. Okuyup araştırıp, öyle düşünün. Kulaktan dolma bilgilerle, sadece başkalarının fikrinin esiri olursunuz.
çok acı bir durumdur. Kimsenin durumun öneminin farkında olmaması, vurdumduymaz bir şekilde türk kızlarını aşağılama çabası, bekarete aşırı takık bir toplum olmak, futbolla yatıp futbolla kalkmak bunların bir göstergesidir. Futbol ve seksin türk insanının kafasını ne kadar meşgul ettiğini futbol ve seks başlığında belirtmiştim.
gelelim madalyonun öbür yüzüne. halkın iradesiyle seçilen akp, 3 dönemdir tek başına iktidara geliyor. Buraya kadar her şey normal. Anormal olan ise, yapılan icraatları denetleyebilecek bir koalisyon ortağının bulunmamasıdır.
Cumhuriyet tarihinde yapılan özelleştirmelerin %80'inden fazlasının akp iktidarında yapılması, fayda ve zarar konusunda insanları ikiye bölmektedir. Kimi, hizmet kalitesi arttı der, benimser. Kimi ise, ülke peşkeş çekiliyor der, karşı çıkar.
Bu özelleştirmeli, çok yakın bir geçmişte yaşanan, başka bir ülkedeki özelleştirmelerle açıklığa kavuşturayım ki, daha iyi anlaşılsın.
Bilindiği üzere yunanistan, tarihinin en buhranlı ekonomik savaşını veriyor. Geçen sene yunanistan başbakanı ve dışişleri bakanının ortak yürüttüğü ekonomik krizden çıkma formulü tasarısı, özelleştirme yapılması kararı ile sonuçlandı. Yunanistan, elektrik, su, doğalgaz, telekomunikasyon ve iletişim, bankacılık gibi sektörlerde özelleştirmeye gidilmesi yönünde karar aldı ve bu karar hayata geçirildi. düşünülen ise, kısa ve orta vadede yunanistan'a sıcak para akışı sağlamaktı.
Ülkemizde ekonomik kriz teğet geçer, ancak ne zaman teğet geçse özelleştirme yapılır. imf'ye borcumuz kalmadı denir, ancak milli kaynağımızı kalmadığı söylenmez.
Akdeniz bölgesindeki ve kazdağları'ndaki altın arama çalışmalarının, kimlere ihale edildiği gizlenir.
Terör olayları her geçen gün artarak devam eder ancak ne hikmetse her bir terör saldırısından sonra "terörün üstüne kararlılıkla gideceğiz." açıklaması yapılır. E yetti gari 10 seneden beri teröre bağlı ölümler, gidecekseniz gidin kararlılıkla da bizde rahat edelim.
Dağdan inenler, bakanlar tarafından davul zurnalarla karşılanır, kendilerine yeni bir kimlik ve devlet memurluğu verilir. Ancak ülkemiz profesörleri hapse atılır, mezun öğretmen adaylarına ise "herkes öğretmen olacak diye bir şart yok." denir.
Her seçim döneminde verilen dokunulmazlığın kaldırılması vaadi, bir türlü yerine getirilmez. Muhalefet partileri bu yönde imza topladığında bile işleme konmaz.
Çankaya köşkü noter gibi çalışır.
işsizlik oranı, son yılların rekorunu kırar, satın alma gücü azalır. Ancak ne hikmetse her sene ülkemiz %10 civarı bir büyüme gösterir ve enflasyon daima bu büyüme oranının altındadır.
Şehide kelle derler, teröriste tazminat öderler.
Kadrılaşmanın dibine vururlar.
gözünün üstünde kaşın var vergisi alırlar, bir allah'ın kulu da ses çıkarmaz. Ses çıkaranlar, dava açanlar hapse atılır.
aslında ülkemiz şu anda, demokrasi adı altında monarşi ile yönetilmektedir. Osmanlı'dan tek farkı, idam cezasının olmaması. Onu da zaten bir şekilde masum insanları tutuklayıp hapishanede öldürmek suretiyle hallediyorlar.
Ele geçirilen teröristler jet hızıyla yargılanıp, genellikle serbest bırakılırken, profesörler, gazeteciler ve generaller bir türlü yargılanmazlar.
Ekonomi çürümüş, yargı kokuşmuş, sağlık sektörü desen, hak getire...
Şimdi sağlık sektörü ile ilgili itirazı olacaklar olabilir. Bakınız, bu yeni gelen sosyal güvenlik yasası, soygundan başka bir şey değildir. Devletin sunduğu Sağlık hizmetlerinden yararlanmak istemeyen insanlardan da zorla para alınması, soygundan başka bir şey değildir. Hanginiz gittiğiniz bir lokantada yemediğiniz ürün için para ödemek istersiniz? lokantacı size, "yahu kardesim o yemek tezgahta vardı, yeseydin." dese tepkiniz ne olur?
Elektrik faturalarında bizlerden kesilen "kaçak elektrik payı" niçin bizlerden alınır? Niçin kaçak elektrikle mücadele etmek yerine, vergilerini düzenli ödeyen, terör estirmeyen, vatandaşlık görevlerini yerine getirenlerin cepleri boşaltılır?
Daha yazacak pek çok konu var aslında ama bir kısmını da sizlere bırakayım.
Ben şahsım adına, durumdan çok rahatsızım. 2 senede bir yıkıp tekrar yol yapmakla ülke yönetilmez.
Mesela, ben 3.5 yaşındaki yeğenime grimm brotherstan kırmızı başlıklı kız masalını anlatırken yaptım bunu. kırmızı başlıklı kız ve kurtun evlendiğini, mutlu mesut yaşadını, ve hatta çocukları olduğunu söyledim.
Nihayetinde kimse benden 3.5 yaşındaki kıza, kurtun katledildiğini anlatmamı bekleyemezdi.
resmi siteden futbolcu transfer haberleri duyurup, taraftarını oyalayan kulüplerdir. Bu kulüpler için, her gün 1 nisan gibidir. Taraftarlarına heyecan yaşatmayı severler.
bazı insanların limona karşı gösterdiği olağandışı tepkilerdir.
Lisede okurken vardı böyle bir kız. Bir de yazın bir müşterimizde vardı. Ama müşteri çok garipti. Hem limon lâfını duymaktan hazetmiyor, hem görmek istemiyor, hem de yemeklerini limonlu istiyordu... Tabii limonu biz sıkıyorduk.
yeter artık ulan! Demek istediğim bir haberdir. Nerede bir yolsuzluk var, sahtekârlık var, ortaya çıkaranı yakıyorlar valla. Uganda'da olmaz lan böyle iş...
Uyumaya devam türk milleti!!! Deniz feneri davası'nı yürüten savcılar ne zaman görevden alındı bilen var mı aranızda? 3 temmuz'da!!! Arşivleri tarayın bakalım 3 temmuz'da neler olmuş ülkemizde...
lutfi arıboğan'ın, 2. Ve 3. Lig ekiplerinin delegelerine yapmış olduğu tekliftir. 58. Maddenin değişmesi yönünde oy kullanmaları karşılığında o kulüplere para vaat etmiştir.
Ancak bu kulüp başkanları, teklifi tereddütsüz reddederek onurlu bir duruş sergilemişlerdir.
Tabi alıştılar makarna için, kömür için oy satan insanlara, o yüzden bu kadar arsızca ahlâksız teklifte bulunabiliyorlar.
Bunların baş müsebbibi sensin ey seçmen! Bu adamlar halktan destek bulmasa nasıl cüret edebilirler böyle bir ahlaksızlığa?