tabi ki neyi değiştiriyor olduğun önemli sonuçta onu öyle olduğu için sevmişsindir. fakat bazı şeyleri ortak olarak çok hoş şekillerde değiştirmekte elbette ki mümkün.
aslında birinin beni sevmiyor olması ben rahatsız etmez her şey karşılıklı sonuçta. aynı şekilde türk insanlarının da böyle düşündüğünü sanıyorum bunun için çok mühim bir mesele değil. ama neden sevilmiyor olarak düşünürsek de bence sevilmeyecek bir millet değiliz. belki ön yargılı bir yaklaşım belki de yanlışları olmuştur sevmelerini engellemişizdir.
yani bende korkuyorum . insanların bazı şeylerden korkuyor olduğu gerçeği var fakat bunu ben korkuyorum diyerekte sürekli bastırmamak gerek. insanar bir çok şeyde bilinçaltına mesajlar göndererek haraket ederler.
keser döner sap döner gün gelir hesap döner . tabi kadınların hiç bir şeyi unutmayıp en ufak bir kelimenin hesabını sormak için zamanını bekliyor olmaları göz ardı edilmemeli.
yani derler ki ikinci parmak baş parmaktan uzun olursa evlenince evde senin sözün geçer sen daha otoriter olursun. bunun için hep ikinci parmağıma daha uzun olması gözüyle bakmıştım ama eşit galiba. *
sevgili bilge;
bana bir mektup yazmış olsaydın bende sana cevap vermiş olsaydım ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve bir çok söz yarım kalsaydı, bir çok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak birbirini seven iki insan olarak kaçınılmaz olsaydı. sana durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.
oğuz Atay tehlikeli oyunlar
kaş yapayım derken göz çıkarmak olsa gerek . herkes her şeyi yapamayabilir bunu kabul ediyor olmak gerek öncelikle . başkasına bu denli zarar verebilecek bir eyleme dönüşecekse eğer yapılmıyor olması daha mantıklı daha uygun.
kitaplarım ve bana ait olan her şey değeridir ve önem taşır bunun için benim olan bir kitabı herkese veremem . o kitabı geçekten okumak istediğini gerçekten lazım olduğunu görürsem de ya hediye ederim ya da ona yenisini alırım.