Hala eylemin sonuçlarına odaklanılan karşılaştırma. Kamu güvenliği sağlanacak, hizmet sağlanacak falan filan da a) bunlar zaten karşılıklı rıza esasına dayalı serbest piyasada karşılanabilecek hizmetler. Devlet bu hizmetleri sağlamayı üstlenirken kime sordu? Ben bir toplumsal sözleşme imzaladığımı hatırlamıyorum. B) bu eylemi hırsızlık olmaktan çıkarmaz.
Paranın sorgulanıp sorgulanamamasının en ufak bir önem ihtiva etmediği fark. Burada mantığını aradığımız şey eylemin kendisi, sonuçları veya sonrası değil.
Var olmayan fark. Sanırım. Senin özel mülkiyetini (burada söz konusu mülkiyet para) senin iznin olmadan alıp kullanma durumu söz konusu. Bunu bir insan yaptığında kanuna karşı gelmekken devlet yaptığında kanunun kendisi oluyor. Absürd ama kabullenilmiş ve sorgulanmayan bir durum.
Kapitalizmi cazip kılacak bir şey söylemem istenmiş. Hay hay, sayalım:
-kapitalist sistemde, bir birey olarak sen tüm üretime ve şirketlere hükmedersin. Elinde parası olan ve hangi hizmeti hangi firmadan alacağına karar veren sensin. Kapitalizm, "üreticilerin her saniye bir oylamaya tabi tutulduğu bir ekonomik demokrasidir." üreticiler, sana ürünlerini en iyi kalitede ve en ucuza satmak için rekabet ederler. Diyelim a firması bir malı 10 liraya üretip 15 liraya satıyor. B firması o ürünü 13 liraya sattığı an müşteriler o firmaya geçiş yapacak ve kaybedecek olan pahalı satan firma olacaktır. Merkez-planlamacı ve üretimin devletin tekelinde olduğu sistemlerde bu hizmetler bu kadar kaliteli sağlanamaz. Rekabet kaliteyi artırır.
-kapitalizmde senin üretkenliğine ve zekana göre çabucak yükselebilme şansın vardır. Tam anlamıyla sıfırdan başlayıp zengin olan james hill bunun güzel bir örneği. Hill babasını 14 yaşındayken kaybediyor ve bir manavda aylığı dört dolara çalışıp annesine ve kardeşlerine bakıyor. Bu arada parasından arta kalanları biriktiriyor ve çeşitli yerlerde işe girip çıkarak piyasayı öğreniyor. Biriktirdiklerini kullanarak iş kuruyor ve gittikçe zenginleşiyor. Ve pasifik demiryollarını - hiçbir devlet yardımı almadan- kurmaya başlıyor. Hem devletten daha hızlı bir şekilde tamamlıyor yolun yapımını hem daha ucuza ulaşım sağlıyor. Bu sırada yolun geçtiği yerlerdeki çiftçilere bedava gübre ve çeşitli tohumlar vererek üretimde çeşitliliği ve ticaretin artışını ve sonucunda refahın artışını sağlıyor.(bu "devlet olmasa yolları kim yapacak"a da cevap olsun) Başka bir örnek de tesla, edison vb mucitlerin icat yapıp patentlerini şirketlere satarak milyoner olmaları. Müthiş!
-kapitalizm, refahı artırır. Öyle aşırı uç bir örneğe gerek yok. Batı vs doğu almanya, abd vs sscb, kuzey vs güney kore diyeyim. Serbest ve adil bir ticaretin olduğu her yerde büyüme ve refah artar.
-kapitalizm, sana bugün yüzbinlerce farklı ürünü sunuyor. Ve hizmetleri beğenmediğin an sen hizmet sağlayıcı olabiliyorsun. Eğer senin hizmetin beğenilirse de cebin para görüp rahatlıyor.
-kapitalizmde her şey karşılıklı gönüllülük esasına dayalı. Bu yüzden iktisadi olarak senin özgürlüğünü en çok savunan sistem.
Postmodernizm adlı akıl tutulmasına, islam'a ve ekonomik regülasyonlara ve devlete savaş açmış yazarlardan oluşan birlik. Aklı ve mantığı şiar edinmiş, fukoculuktan, delöz'den, lakan'dan, derrida'dan nefret eden, marksizme ve keynezyenliğe ve her türlü merkez-planlamacı fikre karşı, islam'ın getirdiklerinin farkında olan bireylerdir. Başta tabii ki hadi len ordan
Genelde kapitalizm hakkında ciddi bir bilgisi veya fikri olmayanların, serbest piyasa sistemini/kapitalizmi her kötülükten sorumlu bir canavar gibi resmetmesi hareketidir. Kapitalizmi antropomorfizasyonla bir insana dönüştürüp özünde tüketicinin efendi olduğu bu sisteme logical fallacyler voltranıyla ve akıl-mantık ikiliğini dışarda bırakıp saf goygoy ve duygusal tepkilerle saldırarak anti-kapitalist tribünlere şov yapan ve kendine ego pompalayan insancıklar bu işin öznesidir.
silahlı örgüt kurmak için banka soymuş olan, fikirleri için insan öldürmekten çekinmeyecek hırsız ve terörist. komünizm gibi boş bir akımın peşinden koşmuştur.
serdar ortaç'a söven dumancıların ses çıkarmadığı cover. şunu başka bi' grup yapsaydı sayfalarca entry olurdu altında:
edit: fazlasıyla iyi olan cover diyenlerin another brick in the wall dinlediklerinden şüpheliyim. o baştaki "ğhüüöö donninno ecıkeyşın" kısmı bile laf söylemeye yeter.
3 ağustos 2013 saat 03:57 itibariyle geçerliliğini halen koruyn iddia. dracula'yı, efendime söyliyim o eski filmlerdeki tabutta yatan vampirleri görseler altlarına sıçarlar da bir ay konuşamazlar. edvırt pıtvırt falan hikaye. onlar vampir değil bile amk.
çok büyük bir ihanet. biz lance ile iş yapmıştık, ahbap olmuştuk, diaz'ı soymuştuk, onu diaz'ın elinden kurtarmıştık ama o gitti ne yaptı? sonny'e sattı! sırf para için. çok üzülmüştüm oyunu ilk bitirdiğimde buna. unutmayacağımız bir ihanet.
iznik konsülünün ne olduğundan habersizlerce "iznik konsülü var yeaa değiştirilmiş işte" diyerek savunulan yalan. iznik konsülünün konusu isa'nın kutsallığıydı.
oruç tutanlarla bir derdi olmayan yazar. sözlükte bi' "patates çatalla yenir mi" kavgası var başlıklar ona istinaden. bana ne amk oruç tutandan tutmayandan.