70 yaşından büyük birine çok yakışan bir söze giriş cümlesi. Söyleyen 70 yaşından büyükse cümlenin devamını dikkatle dinleyin derim. Çok gençseniz bu sözü söylemeyin ve o gerçeğin gerçek olup olmadığını anlamak için zamana bırakın.
Babası Kenyalı bir Müslüman olan Hüseyin orta adlı bir siyahın Amerika Birleşik Devletlerine başkan olabilmesi kadar mümkün. Bush dindar sağcı bi Teksaslıydı. Bush'un başkanlığında Amerikan başı göğe mi erdi amk? Obama toparlamasa Amerika'yı batırmıştı.
Saygılıdır ve saygındır. Düşüncesine katılmıyorsa bile başka insanları dinlemeye açıktır. Monolog değil diyalog insanıdır. Soru sorulmasından korkmayan, zıt düşüncedeki gazetecilerin karşısına çıkmaktan korkmayan, hiçbir medya organına akredite uygulamayan iki siyasal liderden (diğer Selahattin Demirtaş) biridir. Severim. Başbakanlığa çok yakışır. Ülkeye nefes aldırır. Oyumu CHP'ye verme sebebimdir.
Ligleri bir bütün değil, konferans, division gibi alt lig ve gruplarda oynanır. Tamamında sezon, 'normal sezon' ve 'playoff sezonu' diye ikiye ayrılır. Hiçbirinde ligden düşme yoktur. Transfer politikaları küçük takımları korumak üzerine kuruludur. Büyük takımların tüm yıldızları toplaması söz konusu değildir. Hakemlik kavramları da bizimkinden farklıdır.
Faşizm denilince akla Hitler gelmesi doğru bir gelmedir. Ama 'sadece' Hitler gelmesi doğru bir gelme değildir. Çok televizyon seyredip az kitap okuduğunu gösterir.
''ABD’nin 20’nci yüzyıldaki en önemli yazarlarından biri olan James Baldwin’in dosyası tam 1884 sayfaydı. Richard Wright’ın dosyası 276 sayfa, Truman Capote’ninki 110 sayfaydı. Henry Miller’dan John Lennon’a kadar herkesin dosyası vardı. Bu edebiyatçı, oyuncu ve müzisyenlerin uzun uzadıya dosyasını tutan kurum bir edebiyat veya sanat enstitüsü değil FBI’dı.''
''Yazardan, aydından, sanatçıdan devlet düşmanı olmaz. Devletin en büyük düşmanı, kendi içindedir. Her zaman.''
Tam 41 milyon dolar harcayarak, doğup büyüdüğü Akron şehrinin yoksul mahallelerinden 1100 öğrenciye üniversite okutacakmış. Bizim bahtımıza da tek derdi fedarasyon başkanı olmak olan NBA'ciler düşüyor.
New York şehrinin halk kütüphanesi ağının adıymış. Şehir içine yayılan birkaç yüz şubesi var anladığım kadarıyla. Ama çok daha orijinal bir yönü varmış.
New York'ta, bir yılda stadyumlara(futbol, basketbol, beyzbol, buz hokeyi vs dahil), müzelere, konserlere, bahçe ve parklara giden herkesin toplamından fazlası bu kütüphane ağının kullanıcısıymış. Yılda 37 milyon kullanıcı. Oha! istanbul'da sadece Sarıyer Yusuf Ziya Öniş stadına giden sayısı, şehirdeki bütün kütüphanelere gidenlerin toplamından fazladır. http://amerikabulteni.com...erinin-gozdesi-kutuphane/
Kısa kumaş pantolon kadar saçma bir konsepttir. Memurlar için icat edilmiştir. Devletin tahammül sınırı dirseğe kadardır. Kısa kumaş pantolona kızar amirler. Buna kızmaz. Her halükarda üniformadır. Sivil adam işi değildir.
1977 Ecevit'inden beri merkez solun başına gelmiş en iyi şey. Bu seçimde değil bence CHP'de başlattığı değişim ve açılımda başarılı olursa siyasi haritayı değiştirir.
Üniversite bir eğitim kurumu değil. Eğitim lise ile biter. Üniversite bir uzmanlık kurumudur. 100 yaşında bile başlayabilirsiniz. 100 yaşında başlarsanız 4 yılda bitirmeye bakın. Zaman dar.
Duygun Yarsuvat ve Abdurrahim Albayrak\'ın siyasilerle karanlıkta kalan mide bulandırıcı ilişkilerden sonra bu şekilde kazanacağı şampiyonluğun, üç beş fanatik dışında kendi taraftarını bile tam tatmin etmeyeceğini ağızlarının tadı olmadan kerhen kutlayacaklarını düşünüyorum. Gelgelelim böylesi bir şampiyonluğa en az itiraz hakkı olan Fenerbahçe taraftarıdır. Şike iddialarına muhatap olanları kutsallaştırıp, vatan millet kahramanı, çağdaşlık mücahidi haline getiren bir taraftarın bugün temiz futbol iddiası tam bir kepazeliktir. Bir Beşiktaşlı olarak çuvaldızı da kendi takımıma batırayım. Rıza Zarraf ile mali sorunlarını çözmeyi savunabilen pespaye bir yönetimimiz var. Takımımın kazanacağı her şampiyonluk haram olsun.
Fenerlisi, Cimbomlusu, Beşiktaşlısı hepimiz için tek bir amaç var: Kazanmak. Ne pahasına olursa olsun, nasıl olursa olsun kazandık mı alkışlıyoruz. Spor ve spor ahlakı tek birimizin bile umurunda değil. Kulüplerimizi ise hayatındaki tek ölçü para olan, karanlık ve şaibeli ilişkileri olan, silah tüccarları, müteahhitler, parayı nasıl kazandığını bile çoğumuzun bilmediği tipler yönetiyor.
Olan bitene \'futbol\' demeyi bırakalım lütfen. Türkiye\'nin sokağından en tepesindeki adama kadar hakim hırsız, vurdumduymaz, menfaatçi, kazanayım da nasıl kazanırsam kazanayım kültürü futbol adı altındaki bu soytarılığa da hakim olmuş durumda.
Amerikan medyası, kendi Kabataş'ının üzerine havuz medyasından biraz farklı gitmiş. Kabataş'a benzeyen bir yalan toplu tecavüz haberi, olması gerektiği gibi sonuçlanmış. ismet Berkan'lar Elif Çakır'lar var dünyada bir de gerçek gazeteciler:
- alıntı -
"Bir başka el ağzını kapatmaya çalışınca Jackie eli ısırdı. Ve o el bir yumruğa dönüşüp yüzünde patladı. Kızcağız o anda birinin, "lanet bacaklarını tut" dediğini duydu. Jackienin tecavüze uğrayacağını anladığı andı bu. Yedi erkeğin sırayla tecavüz ettiğini söylediği, sonraki 3 saatlik acının her anını ıstırapla hatırlıyor."
Bu satırlar, gazeteci Sabrina Erdelynin, Rolling Stone dergisinin 2014 Aralık sayısında yer alan ve yol açtığı skandal ile şimdiden gazetecilik tarihine geçen A Rape on Campus (Kampüste Tecavüz) başlıklı özel haberinden.
- alıntı -
Adil bir seçim değil. Bi tarafta trt'si, aa'sı, tmsf'den cukkalanmış medyası, valileri, kaymakamları, bakanlıkları ve diğer bütün imkanlarıyla 'devlet' var. Halkın en az yüzde 40'ı muhalefeti duymayacak bile. Halk iradesi, milletin dediği olacak diyenler, işi millete bırakmamaya kararlı. Delikanlı adam, rakipleriyle eşit şartlarda yarışmaktan korkmaz. Bunlar korkuyor.
dolayısıyla bi halt olmayacak. bir tiyatro izleyecez. sonra balkon gösterileriyle final sahnesi.
Coğrafya dersini geçememiş yazarlardır. Coğrafya bilgisinde zayıflık ile Brezilyaca dilinde başarı doğru orantılı. Yoksa ters orantılı mı demeliydim? Biraz matematik de şart.