devam eden bir larp'ımız var ben oyunlardan birine son dakika yetiştim. makyajı yap kostümü giy derken oyun için bana verilen rapora çok dikkat edemedim.raporumda ise şöyle bir şey yazmaktaydı. " davalarla alakalı dosyalara göz atarken erkan tuna adında bir avukatın sami ve soydaşlara karşı girdiği davalardan sonuncusunu kazandığını ve kartal muhitinin ölen sahibinin mal varlığını aldığını fark ediyorsun." tabi ben bir telaş bir telaş. kim bu erkan kim bu erkan ben sami ve soydaşlarla baş edemiyorum bu adam nereden çıktı?
oyuna giriyoruz, rol esnasında birden bire herkesin içinde,
"tamam kabili kardeşlerim anlıyorum sizi ama onca dava sami ve soydaşlarınken birden bire ortaya erkan diye bir adamın çıkması ve aylardır araştırdığımız ölüm üzerine ölen muhit sahibinin mallarına el konulması ne demek? ben aylardır hatta aylardan da fazladır bu konuyla uğraşıyorum ve birden bire bir adam gelip davayı alıp gidiyor! ben bunun arkasında kurtuluş muhafızlarını ararım."
ben böyle konuşurken konuşurken oyunun ilerleyen safhalarında sevgili gm'lerimizden biri yanıma gelir ve erkan'ın benim tuttuğum avukat olduğunu ve kartal muhitinin tüm mallarının üzerime gçtiğini söyler. sevinsem mi üzülsem mi?! git sana davalarla alakalı olarak kendi tuttuğun avukatı kötüymüşcesine göster. avukatın adını unut. yaygara kopar tüm dikkatleri üzerine çek. sonra biri gelip kartal'ın malları sende ne arıyor dese gel de açıkla. neyse ki soran olmadı henüz...
Olmayacak olan konserdir.
Türkiye turne listesinden çıkartılmış.
En heves ettiğim iki üç konserden biriydi. hEVESiM KURSAĞIMDA KALDI RESMEN. oNCA SENE BOYUNCA HUGH LAURiE HASTASI OL. GELECEĞiNi DUYUNCA HAVALARA UÇ VE BiRDEN BiRE GELEMEYECEĞiNi ÖĞREN YERE ÇAKIL
AĞLAMAK iSTiYORUM SAYI SEYiRCiLER!
yıllar sonra tekrar birlikteyiz..
hepinizi tanıyorum.. hepiniz tanıdıksınız..
yüzleriniz, kıyafetleriniz, kızgınlığınız, hayal kırıklığınız..
hepsini hatırlıyorum..
belki sizlerle savaşmadım..
belki hiçbirinizin omzuna dokunmadım, ama bunun bir önemi yok..
çünkü bizle aynı hak edilen payların alındığı yer burasıdır. tabii yapılan taksim bazen adaletli olmayabilir. ama zaten meydanın adı sadece taksim'dir. adil taksim meydanı değil. ve rüyalarımız da aynı..
Geçen gün bir arkadaşımla oturduk konuşuyoruz. kadın erkek ilişkileri cinsellik vs açıldı konu. O kadar açık fikirlidir dediğim kızdan aldığım cevap şu oldu "ya erkek sonuçta yapar, her durumda kadınla erkek bir olmuyor ki."
evet her durumda kadınla erkek bir olmuyor sonuçta kadın erkek değil, hiç bir insan yaptığı şeyler olsun kabiliyetleri olsun eşit olamıyor. kadınla erkek olarak değil de insan olarak bakmak lazım. neyse demem o ki en açık fikirlidir dediğim insan bile kalkıp "ay erkek o yapar" diyorsa ve insan evladı erkek çocuğunu "erkeksin sen aslansın" diyip "kızına da bacak arana dikkat et" diye yetiştiriyorsa, tabi ki o adam gün gelr "ben erkeğim istediğimi yaparım ama benimle olacak kız bakire olacak!" diye tutturur.
Kalkıp bir kadın bile" erkek adam yapar" gibi cümleler sarfedip kendini yerlere düşürüyorsa, aferin o çocuğa. müstahak bu kafadaki insanlara.
Şirketteki en küçük kişi benim. insanlar bana küçük kız çocuğu muamelesi yapıyor. Arada gelip yanaklarımı sıkıyorlar vs. Normalde bu tarz muamele görmek çok rahatsız etmez, ama profesyonel gözükmem gereken bir ortamda bu muameleyi görünce sinir oluyoru.
Hapşırırken istemzsiz olarak pikaçu, piçu, piuu gibi sesler çıkarıyorum.
Uzun bir süredir ayrılmayı düşündüğüm iş yerimden çıkışımı yaptım, marka olarak ve pozisyon olarak daha iyi olduğunu bildiğim bir yerde çalışmaya başlayacağım. Ama korkuyorum ve bir hüzün bastı engel olamıyorum.
nefret dolu bir adamınn, adamlarına verdiği emir ve bu emri bilinçsizce yerine getirenler tarafından öldürülen güzeller güzeli çocuk.
Aramızdan ayrıldı gün geçen bir dialoğu paylaşacağım.
projenin teslim günü ve ben yine haldır huldur telefonda doktorlarla görüşüyorum. bir ara doktorlardan biriyle şöyle bir dialog yaşadım.
- iyi günler dr. x ile görüşüyorum değil mi, ben y'den arıyorum. görüşmeyeli nasılsınız?
- ah merhaba kızım proje için aradın ama ben şu an hiç iyi değilim
- problem nedir doktor bey, bir sorun mu var?
- kızım ben bu gün doktor da değilim.
- anlayamadım. istifa mı ettiniz, hasta mısınız yoksa?
- yok kızım ben ali ismail korkmaz'ım
(dedi ve o ağlamaklı ses daha da hüzünlü çıktı. benim ise sabahtan beri takip ettiğim haberlerin üzerine bu ses allak bullak olmama sebep oldu.)
- ben de ali ismail korkmaz'ım...
dedikten sonra iyi günler vs diyip kapattık. normalde böyle bir konuşmaya şahit olsa bir yönetici kızabilirdi ama herkes o gün pür dikkat haberleri karıştırır haldeydi ve benim telefonda dediğim cümleyi ne kimse sorguladı ne de etti...
1 eylül 2012 tarihinde izmir'de düzenlenecek olan cosplay etkinliği tabi sadece cosplayle sınırla kalan bir convention olmayacak. figürler, konsol turnuvaları, dans gösterileri gibi aktiviteler de olacak.
yer altı kültürü adına düzenlenmiş en iyi etkinlikti diyebilirim. sponsorlarıyla ve etkinliğin düzenlenmesiyle gümbür gümbür geldi. Emeği geçen herkese teşekkürler.
asya yapımı dizilere karşı oluşmuş ön yargıyı kırmayı sağlayan dizilerden biri. öncelikle şuna değineyim. kore dizilerinden hiç hazzetmez ve gereksiz bulurdum. ta ki içlerinden belli güzel dizileri fark edene kadar ki bu da o dizilerden biri oldu.
buradan sonrasında küçüklü büyüklü spoilerlar görebilirsiniz aman dikkat.
gelelim dizinin türüne sadece fantastik dersem olmayacak sadece romatik komedi de değil. aslına bakarsak fantastik, romantik komedi ve biraz da dramı barındırıyor. insan psikolojisi bazı yerlerde çok güzel ele alınmış. kore tarihinde efsane olan gumiho günümüzle çok güzel bir uyum içinde gösterilmiş. dizideki bazı replikler ve söyleniş tarzları ağızlara atkılacak cinsten.
ost'lere gelirsek, bu diziyi izleyen herkes bir yerlerde "dubıdubıduraffa" demitir. ve karakter şarkıları gerçekten tam oturmuş. özellikle cin öğretmen ortaya çıktığında çalan müzik bir harika.
başka bir kadroyla bu dizi çekilseydi nasıl olurdu bilmiyorum ama oyuncular karakterlerle çok güzel uyum sağlamışlar.
diziyi izleyecekler için şunu da diyebilirim ki favro çiftlerinizden biri yönetmen ve hala olacak. yani çifte çift edineceksiniz dizide.
ha bir de bir de yine bir deniz kızı furyası daha göreceksiniz. deniz kızı deniz kızı olalı bu kadar diziye konu olmamıtır.
diğer deniz kızı temaları için ise
(bkz: flowrr boy and ramyun shop)
(bkz: secret garden)
(bkz: boys over flowers)
sedef: niye öyle bakıyorsun bana? bakmasana öyle. yani ben bir şey yapmadım ki. ben. tamam araba var. bir yerlere gideceğiz. kötü bir şey mi yaptım ben? ben seninle birlikte olmak için yaptım.
mecnun: ya, beraber olalım istedin. ha şirin de aynısını istemişti.
sedef: ama ben...
mecnun: anladım. tamam ya. eyvallah anladım çok iyi anladım. her şeyi anladım ben. ya en başından beri kocaman bir boşluğun içindeyim. didiniyorum çabalıyorum hiç bir şey olmuyor. didiniyorumçabalıyorum ne o boşluktan kurtulabiliyorum, ne o boşluğu doldurabiliyorum. hiç bir şey yapamıyorum. sürekli bu oyunlar, oyunlar şu. artık bu oyunu bozamam ki.
sedef: mecnun nereye?
mecnun: leyla'ya gidiyorum ben.
sedef: leyla benim.
mecnun: değilsin.
sezon finaliyle ekrandaydı. şimdi ise leyla ile mecnun belgeseli diye program var.
--- spoiler ---
hüzne boğdu resmen. evet güldürdü yine, göndermeleri de hak getire ama güldürdüğünden çok üzdü. herkesin adının başına ah getirilecek bir bölümdü adeta. mecnun bu sefer gerçekten mecnun oldu diyebilirim.
ezginin günlüğü'nü çok çok çok sevsem de bu gece eksik bir şey adlı parça ali atay'dan baya bir tatlı-sert geldi.
oldu tecavüze uğrayayım hamile kalayım. bir de tecavüze uğradığım adamla evlenip çocuğu doğurayım. sonra tecavüzcü herif bbalık devlet de analık yapsın. çocuk da büyüsün ve rte modeli bir canlı olsun.
oldu başka? öyle br şey olsa kendimi keserim daha iyi.
kontakt 2 yolda.
2. düzenlenen kontakt etkinliği bu sefer 30 haziran - 1 temmuz tarihlerinde yıldız teknik üniversitesi davutpaşa kampüsü kongre merkezi'nde gerçekleşecek.
bir çok etkinlik ve oyun oynananacak. çeşit çeşit cosplay, larp ve frp etkinlikleriyle epey kapsamlı bir etkinlik olacak.
bu 2. etkinlik için gelecek olan konuklardan biri de kenan yarar.
içimde azıcık da olsun "yok yapamam" kırıntısı vardı. bu fotoğrafı gördükten sonra o kırıntı da temizlendi sağolsun. kesin olmamakla birlikte önümüzdei etkinliğe hangi karakter olarak gidecğeim bu sayede belli oldu. aslıdna olayın bir de mini bir hikayesi var onu da bir gün cici cici anlatacağım. laylaylom.
the elder scrolls v skyrim'da başıma gelen diablo 3'te de başıma geliyor. son bir senedir kullandığım makinanın ileri derecede sorunlu olması bana zamanıdna skyrim'ı oynatmadı hatta oynayan arkadaşlar sağoslun kıskançlıktan çatladım. şimdi de aynısı diablo 3^te başıma gelecek. ben yine kös kös bakacağım yeni makina alana kadar. bir bana inadına gözüme sokar gibi anlatacaklar. geçen sefer cici durmuştum da bu sefer duramayabilirim.. yok sözüm oynayanlara değil, sadece oyunla ilgili tüm bilgileri yanımda anlatıp beni deli edenlere. "yapmayın etmeyin. sinirlendiğimde hiç şirin olmuyorum sayın arkadaşlarım!" diye buradan onlara sesleniyorum ama biliyorum ki duymayacaklar, duysalar da inadına yapacaklar. şaka maka bir gün kaldı oyunun dağıtımına.
yapamazlar tabi. kolay değil değil imkansız. belki abartı bir tepki gibi gözükse de aslında olması gereken de olan da bu. yani kutlayamamaları en olağanı. farklı bir kaç bakış açısıyla gelelim o zaman size. beşiktaş şampiyon oldu ve sizin semtleriniz de gözünüze sokarcasına kutlamayı yaptı. düdüğün anasını ağlattı, çığlıklar hak getire vs. ve bunu sizin semtinizde yapıyor. bu sıradan bir semt değil de sizin semtiniz olduğu için rahatsız olmaktan ziyade, gurur meselesi bile yaparsınız. bu açıdan bakıldığında da beşiktaş dışında bir takım hoplaya zıplaya küfürler ede ede şampiyonluk kutlamasına beşiktaş'a gelirse ağzının payını çarşıdan güzelce alır.
bir başka bakış açısı, cuma akşamı beşiktaş maçındaydım üstümde de forma vardı. ancak bazı sebeplerdne dolayı, o forma bir gün sonrasında da üstümde kaldı. işlerimi halletmem için kadıköy'e gitmem gerek. ama üstümde forma var, deüiştirmem pek mümkün gözükmüyordu. indim kadıköy'e her yer tıklım tıklım fenerbahçe formalı insan kaynıyor. yanımdaki şal zar zor kapatıyor üstümü. ters ters bakanlar, laf atanlar, küfür edenler hak getire ...derken galatasaray formalı biri çıktı meydana da çoğunluğun dikkati ona yöneldi ben de kenardan kenardan koşa koşa gittim zaten. şimdi fenerliler bunu yapıyor, düşünüyorsun aslında adamlar haklı, dalga geçer gibi formayla dolanıyorsun yanlarında daha maç başlamadan hadi beşiktaşlıydım durumu kurtardım da galatasaraylı'nın haline acıdım bir an. normalde olsa şunu dersin" ya ne olacak ki git formayla geç içlerinden." yok işte o o kadar kolay değilmiş, o an onu anladım. nasıl fenerbahçeliler gözlerinin önünde kendi formalarının dışında bir formayı maç öncesi sonrası ve kutlamalarda görmek istemiyorsa, beşiktaşlılar da bunu istemez. galatasaray da eminim ki istemezdi. boşu boşuna bu durumdan dolayı ne çarşıya ne de beşiktaş'a laf atmanın anlamı yok. illa istikamet olarak burayı kullanacaksanız, saygı duyun öyle geçin, sonra nerede kutluyorsanız kutlayın.
"Yarın... Yine yarın... Yine yarın...
Sürüklenip gidiyor böyle bu boş yaşam,
Kayıtlı zamanın son hecesine kadar.
Dünlerimiz ise, onca budalaya ışık tutup,
Toprak altına giden yolu gösterdi, o kadar."
fi yapı inönü stadı'nda saat 20.00'da gerçekleşecek olan süper final maçı. pdfk'nın kararıyla seyircisiz oynanacak maç daha doğrusu kadınlar ve çocuklar taraftar olarak girebilecek. davetiyeleri ise bu sefer tüm kartal yuvalarına dağıtmayacaklar. sadece beşiktaş fi yapı inönü stadyumu'nun oradaki kartal yuvası'ndan gidip alabileceksiniz. davetiye dağıtımları yarın saat 11.00'de başlıyor. yalnız davetiyeyi almaya giderken yanınızda birer adet kimlik fotokopisi bulundurmanız gerek.
fenerbahçe'nin misler gibi yenildiği bir maçtı. çok sevindim hatta o kadar ki sevindim ki,sevinirken az daha tribünden uçuyordum arkadaş son anda kurtardı. bu sefer diğer cezalı maçlara göre kadınlar ve çocuklar daha coşkuluydu bu da sevindirici başka bir taraf. ha bir de, fenerbahçe afiyetle kurabiye yedi.
redd'in 5. stüdyo albümü. ilk defa bir düet parçalarını yayınlıyorlar albümde. düet yaptıklaır ünlü ise şebnem ferah. albüm yayınlanmaya başladı bile ve eski albümlerini aratmayacak bir tada sahip. internette parçaları bulabilirsiniz. 5 mayıs'ta da müzik marketlerde olacak.
bu arada internetten gördüğüm kadarıyla albümün kapağı ayrı bir güzel olmuş.
teyze anne yarısına denk düşer. ama teyzenin anne yarısına eşit olduğu anlamına gelmez bu. her denk olan her zaman eşit olan anlamına gelmez. Bu durumda iki teyze bir anneye denk düşse de anneye eşit değildir. bu mantık hatası da burada bitmiştir. kısacası altı tane teyzesi olan kişinin anneye denk düşecek ama eşit olmayacak üç annesi olur ama bir tane annesi sabit kalır.
nana: beni kafanda idealleştiriyorsun. beni gerçekten tanısaydın hayallerin yıkılırdı. ben çok kötü bir kadınım..
nobu: gel... yık hayallerimi o zaman. çünkü başka türlü senden asla vazgeçmeyeceğim.
hey, nana. nana huysuz ve vahşi bir kedi gibi. yüzeyde gururlu ve özgür görünüyor. ama içinde tedavi edilemez bir yara taşıyor, değil mi? benim gibi aptal bir kız bile, o tür bir nananın harika olduğunu düşündü. onun ne tür bir acı olduğu konusunda hiç bir fikrim yoktu.
- insan genelde çevresinde sıkça gördüğü şeylerden sıkılır. bu kız olsun erkek olsun, ister bir çiçek olsun ister duvar boyası olsun. nasılsa her an çevresindedir.
- kuyruk acısı ya da her hangi bir yaşanmışlıkta yola çıkılarak yapılan saçma bir genelleme sonucu.
- laf olsun torba dolsun diye sağa sola saldırmak.
ha bu maddeler bu tarz yorumlar yapan kişileri haklı mı çıkarır? Tabi ki çıkarmaz. ancak bakış açıları ya da yaptıkları örnekler için bir kaç açıklayıcı sebeptir o kadar.
ama bu tarz yorumlar üstüne gidip de yine bir türk kızı ile birlikte olurlarsa bu da durumu kabullenip tükürdüğünü yalamak olur.