moderasyonun bütün gün yattığının işaretidir.Atatürk'e hakaret edeni mi ararsın,laikçi laik gavat kelimelerini cümlelerinden eksik etmeyeni mi ararsın,salak troll ateistleri mi ararsın türlü türlü troll sözlükte cirit atıyor.
üslubunu düzeltmesini istediğim cumhurbaşkanıdır.Kendisine küfretmem,hakaret etmem ama sürekli kendisi bizi hedef göstermektedir,bize hakaret ve iftira etmektedir.
ülkeyi 14 yıldır yönettikleri halde hala suçluyu ya da suçu muhalefette gören akplidir.iyi bir şey oluyorsa bu akpdendir kötü bir şey olmuşsa muhalefetten bil zihniyetine sahiptir,tokatlanasıdır.
bir bildiğim kişinin iddiasıydı,burda mıdır bilemem ama cemaatin irtica unsuru olarak temizlendiğini sıranın akpye de geleceğini söyleyip duruyordu.içeri atılan bir iki subayın ses kayıtlarında 2 sene içinde rövanşı alacakları söyleniyordu,harbiden de 2 sene sonra 17-25 aralık patlak verdi.Bir sonraki adım acaba ne zaman gelecek diye merak ediyor insan.
Aydınlık gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar'ın iddiası.
Aydınlık gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, bugünkü “Daha ne bekliyorsunuz” başlıklı yazısında “Ankara'da art arda yaşanan katliamlar darbenin işaret fişeğidir” dedi.
“Darbeye davetiye!” diyen Önkibar köşesinde, “Tarih tekerrürden ibaret yani biz bu filmi daha önce gördük. Ankara'da art arda yaşanan katliamlar darbenin işaret fişeğidir. Mevcut yönetime karşı siyasi alternatif bulunamadığından Türkiye bir yerlere sürükleniyor ki ABD eski Ankara Büyükelçileri Edelman ile Abramowitz buna dair işaretleri üç gün vermişti” diye yazdı.
AKP’yi ABD’nin de Rusya’nın da istemediğini ifade eden Aydınlık yazarı Önkibar, “Endişem darbenin Kenan Evren misali Amerikancılar tarafından yapılması ve FETÖ'nün darbe sonrası gizli hükümranlık kurmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Oda tv aşağıdaki yazıda bu konu hakkında durmuştur:
Cemaat, Gülen'in 12 Eylül darbesinin arefesinde, yazdığı yazıyı gündeme getirdi
Cemaat'in Zaman gazetesi yazarı Abdullah Aymaz'ın köşesinde, Fethullah Gülen'in 12 Eylül darbesinin arefesinde, yazdığı yazıyı paylaşması tartışma konusu oldu.
Cemaat'in Zaman gazetesi yazarı Abdullah Aymaz'ın köşesinde, Fethullah Gülen'in 12 Eylül darbesinin arefesinde, Haziran 1980'de Sızıntı dergisinde yazdığı yazıyı paylaşıp, sonuna "Şimdi de 36 sene sonra, diyorum ki: Yusuflara müjdeler olsun!.." yazması tartışma konusu oldu. Zira yazının birçok yerinde askeri darbe imasında bulunuluyor.
KIŞLADA UYKUDAN UYANANLAR
Aymaz, 2 gün önce Fethullah Gülen'in Haziran 1980'de yazdığı "Nevbahar mesajı" başlıklı yazısını aynen köşesine taşıdı. Yazıda "Mabed, mekteb ve kışlada letaif, derinliğince bir uykudan uyananlar gibi gerine gerine, esneye esneye de olsa silkinip kendine gelmektedir. Sanki tozu dumana katarak gelen biri var, müjdesini sağa sola mesajlar halinde tebliğ edip geçiyor; bahar müjdesi kulağına üflenmiş bülbüllerin, cırcır böceklerinin mukaddes vazifelerini durup dinlenme bilinmez bir şevkle eda etmeleri gibi..." ifadeleri dikkat çekerken, "Kapısında duramadığımız kalelerin içinde nutukhanlarımızın sadasını işitiyoruz. Andeliblerimiz sanki maristanda şakıyor. Ayak basamadığımız dikenlikte güllerimiz gülümsemeye başladı" satırları yer alıyor.
KIŞLADAKi DEFNEDEN HABER ALIYORUZ
"Siz hiç kış uykusundan kalkanları gördünüz mü?" sorusunu soran Gülen'in "Haberini kâh kırdaki bir çiçekten, kâh dehlizdeki bir çiğdemden, kâh kışladaki bir defneden, kâh mektebteki bir gülden bir nergizden kâh hastanedeki bir papatyadan alıyoruz" yanıtını vermesi dikkat çekiyor. Aymaz, Gülen'in yazısını yayınladıktan sonra "Şimdi de 36 sene sonra, diyorum ki: Yusuflara müjdeler olsun!.." mesajını yazdı.
36 YIL SONRA MESAJ MI
Söz konusu yazının yayınlanmasının ardından sosyal medyada bir tartışma başladı. Zira 12 Eylül arefesinde yazılan ve darbeyi adeta haber veren yazının bugün paylaşılması Erdoğan'a bir mesaj olarak algılandı.
giderek artmakta olduğunu düşündüğüm ihtimal.Özellikle bir uyanma var ki sık sık dillendirilmeye başlandı bazı gazetelerde.Kızılayda,Ankara'nın göbeğinde patlayan bombalar,doğuda yaşanan şehir savaşları,bitmiş muhalefet ve kendisini devlet olarak gören iktidar partisi...Bunlar da yetmiyor Zaman gazetesine kayyum atanmadan önce Abdullah Aymaz'ın Fethullah Gülen'in 12 eylül arefesi darbeyi ima eden ve tahmin eden yazısını tekrar gündeme getirip 36 yıl sonra gibi bir ifade kullanması..Btün bunlar bir pencereden acaba bir işaret olabilir mi?Bilemiyorum ama korkuyorum da.
Düşündüğümüzde bu düzenin size vereceği hiçbir şey yoktur,sizin de ona verebileceğiniz hiçbir şey yoktur.Bu düzen sizi insan olarak görmez,siz sadece çarkın bir dişlisisiniz,kanunlara uymakla görevli bir nesnesiniz.Varlıklı olmayı var olmak zannedersiniz,dışa dönüksünüz ve içinize ait hiçbir şey biriktirmiyorsunuz.Bir arabaya sahip olmak,bir eve sahip olmak,bir eşe bir sevgiliye sahip olmak gibi uzar gider bu liste.Hayat ile ölüm arasında kendi kendinizi kovalarsınız,hatta kendinizi kovaladığınız illüzyonuna düşersiniz,halbuki kovaladığınız bilimin kapitalist ambalajı teknolojinin ürettiği kültürdür.Başıboş savrulursunuz.
islam Devleti'ni incelediğimde onların modern kölelerden daha özgür ve bilinçli olduğunu gördüm,birşeye isyan ediyorlar ve birşeyin bilincindeler,yeni bir hayat vadediyorlar.Ölümün ya da hayatın bir anlamı yok ki onlar için,ölümden korkmuyorlar ve hayatı da sevmiyorlar.Bugün modern köleler hayatı seviyorlar ve ölümden korkuyorlar,ölümden korkarak da hayatı kendilerine dar ediyorlar.Hayat ve ölümün sınırlarının flulaştığı çizgide yürüyorlar,bir şeye bağlı değiller,bu yönden nihilist de diyebiliriz.Aslında bir dine bağımlılıkları da yok,islam onlar için tek gerçek,bu onlar için o kadar mutlaklaşmış ki başka kavramları da reddediyorlar,bunu tarif etmek zor aslında.Tarih bu hareketi her zaman hatırlayabilir,çok kısa bir zamanda türkiye kadar bir toprağı aldılar ve devlet gibi hareket ediyorlar.Tebrik edilir.
Zannımca Türk ateistlerinin ateizme geçişi doğrudan islam ile koptuktan sonra oluyor.Sonra yaşanılan bir kimlik ve kültür yabancılaşması üzerinden değerlere karşı bir saldırıya geçiliyor.Yani çoğu islam'a değil de içinde bulunulan değerlere karşılar.
bazen akla pek mantıksız gelmeyen istektir.O topraklara gidip yeni bir hayata başlamak, hiçliğe ulaşmak, ışıl ışıl sokaklarda maddenin büyüsüne kapılıp ruhları bir buhran içinde nefes alamayan insanları gördükçe,bazen çekici geliyor. Onlar için ölümün de hayatın da bir anlamı yok, insan hayatı sevdiğinden hayatını ölümden korkmakla geçiriyor, ölümden korktukça da hayatını yaşayamıyor. Mücahidler bunu çoktan halletmişler, ölümün ve hayatın sınırları flulaşmış, inancın uğrunda savaşmak, sadece var olduğun için mutlu olmak, mücahidlerin felsefesi bu işte, daha doğrusu felsefe değil yaşam.