yaratıcısı yoshiyuki tomino'nun geçtiğimiz ay istanbul'u onurlandırdığı, kendi evrenini gerçek manada yaratabilmiş nadir eserler içinde özel bir yer sahibi "anlatılmaz yaşanır" eser. star wars'a japonların cevabı olarak da nitelendirilebilecek, otaku altkültürünün ve modern anime tarzının doğuşunu sağlayan inovatif yapım. akıllardan silinmeyecek yüzlerce sahnesi ile "savaş nedir?" ve "bu dünya niye ve ne yönde değişmelidir?" sorusunu yüzlerce farklı şekilde verebilmenizi sağlayacak efsane. doğan-büyüyen ve bir amaç uğrunda ölen unutulmaz karakterlere ev sahipliği yapan, ölmeden izlenesi destanlar dizisi ve bu yazdığım şeylerin çok daha ötesi. maalesef -yada iyi ki, herneyse- her gerçek başyapıt gibi ülkemizde aslında çoğu anime hayranı tarafından bile bilinmemekte, fakat japonya'da adına akademik araştırmalara konu olmaktadır.
29 yıllık hayatımda şu ana dek izlediğim en iyi dövüş temalı shounenmanga ve anime. star wars,gundam, dragonball gibi klasikler başta olmak üzere yüzlerce farklı ilham kaynağı olmasına rağmen inanılmaz derecede özgündür. çoğu shounen'de izleyiciye verilmeyen, verilemeyen karanlık taraf hissiyatı, bile bile gidilen yenilgiler, yüce amaçlar uğruna yapılan fedalar ve geçmiş kuşakların iradesinin ne pahasına olursa olsun devam ettirilmesi gibi mesajlar arkadaşlık, dostluk, sevgi kazanır hedehödö gibi mesajlar işleyen çoğu yapımda verilmeyen, verilemeyen biçimde işlenir.
tek eksisi maalesef anime-manga altkültürünü haketmeyen insanlarca weaboo'luk nesnesi haline gelmesi, fason animasyon stüdyolarının özellikle son bölümlerde animasyon kalitesini çok düşürmesidir. ama bu haliyle bile one piece'ye, fairy tail'e fersah fersah tercih ettiğim hikayedir. tek shounen izleyecekseniz bile izlemeniz gereken bir anlatıdır.
edit: ayrıca -gundam dışında- bir günde 30+ bölüm izlediğim tek anime.
Japonların sosyal geri çekilme sendromu için kullandıkları tabir olup aslen "kabuğuna çekilmek" tabirimizin bir benzeri fakat daha ileri halidir.
yaşayarak tecrübe etmiş, o süreçten geçmiş birisi olarak demem o ki özenilesi değildir. bilinçli bir seçim de değil, sadece bazı şeyleri üst üste yaşamanız sonucu olarak karşı karşıya gelebileceğiniz bir durumdur. aileye baskı uygulayacak noktaya gelinmiş bir formu vardır ki akılla, izanla açklanacak birşey değildir.
aslen çekirgem olan üye. yurtsever, uzakdoğu kültürü ve led zepplin hayranı, otaku'luk yolunda uygun adım ilerleyen, inandıklarından taviz vermeyen cesur insan. hem umutsuzluk kaynağı hem de espri çağlayanı olabilen ilginç arkadaş.
halk arasında çeşitli şekillerde (film, oyun vs) avcı-bombardıman uçağı gören tiplerin "hani biliyorum" ayaklarına yatmak için bu uçaklar için kulladıkları cehalet kokan tabir.
linkin park'ın nu metal'e getirdiği yorum visual kei esintilerinden doğmuştur. günümüzdeki visual kei tanımı 90'lardaki aşırı uçlardan çok uzaktır ve tür giderek mainstream nu metal'e doğru ilerlemektedir. bu ekolün halen aktif müzik yapan ağababaları gackt ve l'arc en ciel'dir.
ülkemizde maalesef daha ancak 2-3 anime bitirmiş veletlerin bile kendilerini tanımlamak için kullandıkları ego etiketi haline gelmiş, aslen gerçek örneklerinin sayısı batıda çok az olan altkültür fenomeni.
türkiye'nin en güzel yemeklerine ev sahipliği yapan, istanbul'un aksine susadıkça kola vs içmenize gerek duymayacağınız, bir ucundan bir ucuna yürüyerek gidebileceğiniz, sabah kalkarken dayak yemiş gibi uyanmayacağınız şehir. memleketim.
özellikle istanbul'da yenmemesi, görüldüğü yerde kaçınılması gereken kutsal yiyecek. zira iskenderun'un dışında yapılan iskenderun dönerlerinin orjinaliyle kesinlikle alakası yoktur.
electric light orchestra'nın aynı adlı rezalet filmle alakası olmayan, unutulmaz şarkısı
The visions dancing in my mind
The early dawn, the shades of time
Twilight crawling through my windowpane
Am I awake or do I dream?
The strangest pictures I have seen
Night is day and twilight's gone away
With your head held high and your scarlet lies
You came down to me from the open skies
It's either real or it's a dream
There's nothing that is in between...
Twilight, I only meant to stay awhile
Twilight, I gave you time to steal my mind
Away from me.
Across the night I saw your face
You disappeared without a trace
You brought me here, but can you take me back?
Inside the image of your light
That now is day and once was night
You lead me here and then you go away.
With your head held high and your scarlet lies
You came down to me from the open skies
Twilight, I only meant to stay awhile
Twilight, I only meant to stay awhile
Twilight, Twilight, Twilight, Twilight.
japon mangaka ishinomori shotaro'nun 1971'de yarattığı bilimkurgu dizisi, film serisi ve manga'sı. istisnalar haricinde her yıl biri bittiğinde diğeri başlar ve son 10 yıldır çıkan tüm seriler birbirinden bağımsız settinglere sahip olduklarından ayrı ayrı izlenebilirler ve 2000 öncesindekiler "showa", 2000 ve sonrasındakiler "heisei" kamen rider'ları olarak bilinirler. batıda bir yanlış önyargı olarak hep power rangers'le karıştırılır oysa dönüşebilen kahramanlar barındırması dışında bu konseptle -özellikle heisei serileri- neredeyse hiç alakası yoktur. bellibaşlı özellikleri :
-birden çok kahraman barındıranlarının ilk bölümde pat diye takım kurmamaları, aksine serinin sonuna dek bir yaratıklarla, bir kendileri ile savaşmalarıdır.
-her kahramanın diğer kahramanlarla çatışan bir amacı yada yönelimi vardır. iyi taraftaki bir karakter başrol karaktere ihanet edebilir yada kötü taraftaki bir karakter taraf değiştirebilir. illa bir örnek vermek gerekirse kamen rider faiz serisinde kaixa'nın kullanıcısı masato, kamen rider blade serisinde chalice'in kullanıcısı hajime, kabuto serisinde sasword'un kulanıcısı tsurugi veya kiva serisinde ixa'nın kullanıcısı nago'nun durumlarında olduğu gibi gelişen işlenişler fantastik rol yapma settinglerindeki alignment kavramını oldukça zorlarlar.
-gökdelen boyunda mecha'lar summon edilmez.
-neredeyse tüm seriler kadronun neredeyse yarısından fazlasının öldüğü trajedilerle biter. başrol karakterin de öldüğü/kendini feda ettiği anti klimatik finaller mevcuttur.
-sanıldığının aksine dövüş sahneleri bölüm sürelerinin çok azını kaplar.
-her seride en az tane 2 gravure idol geçmişi olan bayan oyuncu vardır. yaratık seslendirmeleri anime seiyuu'ları, dizi müzikleri popüler jrock ve jpop grupları tarafından tarafından yapılır. yani fanservice yönü iyidir.
-gerçekleşen her olaya öykünün kurgusu içinde mantıklı bir açıklama getirilmeye çalışılır. başlarda açıklanmadan geçilen bir olayın çoktan unutulup üzerinden 30 bölüm geçtiğinde finale doğru olan olaylarla bağlanıp açıklandığı olur. nadir de olsa öylesine konulup sonra internet efsanesi olmuş sahneleri de vardır.
-trajik, duygusal, çocuksu, kaotik, şiirsel, keyif verici olabilen çok yönlü dizilerdir. özellikle kamen rider faiz, kamen rider blade ve kamen rider kabuto adlı dizileri izlenesi, izletilesidir.