değişik bir duygusu olan şarkı. hem ölesiye can acıtan, hem de müthiş bir çoşkuyu içinde barındıran nadir güzelliklerden. naçizane şahsımın en sevdiği şarkı bir yandan. şunu güzel söyleyebilecek kadar sesim güzel olaydı ne güzel olurdu.
'bu akşam ümitlerimi meze yapıp içiyorum'
bu nasıl güzel bir sözdür ya.
allah önce aşkı yarattı sonra da 'bu çok ağır oldu' diye takdir edip müziği yarattı kanımca.
yoksa müzik olmadan nasıl kaldırırdık bu yükü, nasıl çekerdik bu kadar sıkıntıyı?
şimdiye kadar hiç yükselen burcum ne merak etmemiştim. daha yeni baktım ikizlermiş. başak üstü ikizlerim yani. sözlüklerde hakkında en fazla olumsuz yorum yapılan, en sevilmeyen iki burç. ben de diyorum beni niye kimse istemiyii niye kimse sevmiyii. niye sevsinler ki la? hem ikizler hem başak oha. bildiğin ağzına kürekle vurulası bir tür.bildiğin alien.
neyse sonuçta artık iki kat daha uyuzum. hehe.
bazen elinizdeki montu giyememenize bile sebep olabilir.
benim öyle olurdu mesela. adamın yanından atraksiyonsuz geçemezdim. ya bir yerlere çarpardım, ya birşeyler devirirdim. bir kere de bana baktığını bildiğim bir sırada montumu giymeye çalıştım. olmadı. sol kolumu sokamadım nedense. bildiğin mont nasıl giyilir unuttum ya la.
ertesi günde acıyıp sevgilim olur musun dedi zaten. hehe.
yaklaşık iki buçuk saat boyunca sırasıyla yarın ne giysem, sevdicek, yarın ilk iş nereye uğrayım, sevdicek,bu gün o gerizekalı bana niye öyle laf soktu yeaa, sevdicek, keşke çiğköfteyi fazla kaçırmasaydım, sevdicek, lan o adamda ne yakışıklıydı öyle, sevdicek, drogbanın gelişi iyi oldu iyi, sevdicek, o değil de o gerizekalı bana iyi laf soktu hee, sevdicek, yarın ben de ona laf sokayım, sevdicek, vs. vs. vs, sevdicek, üç kulhü bir elham, sevdicek, istiklal marşı, kapanış...rüyada sevdicek.
komşunun altı yaşındaki velediyle animasyon izlenmektedir. derken karakterler öpüşmeye başlarlar:
- onlar niye öpüşüyorlar?
+ aşık olmuşlar birbirine.
- ne oluyor ki aşık olunca?
+ ne bileyim böyle onu görünce çok heyecanlanıyorsun, kalbin hızlı hızlı atıyor, karnına sancılar giriyor falan.
veledimiz şöyle bir durur düşünmeye başlar:
- bu durumda ben de sana aşığım.
+ hehe o niye ki len?
- ben de heyecanlanıyorum, benim de karnımda bir şeyler oluyor seni görünce.
+ aşk değildir olum o gazdır gazdır hehe.
ve veledimiz bombayı patlatır:
- yani bu aşk denilen şey osursam geçer mi?
hayran olunası kızmış. sorsan hepsi doğal kızı severler makyaja karşıdırlar. ama dışarıda bir bakıyoruz nerede boya küpüne girip çıkmış, hele de saçını platin sarısı yapmış hatun var, etrafı hep gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalmış erkeklerle dolu.
neyse ya ben bir şey demiyorum.
şöyle bir şey olacak. mutsuzluğunuz günler, belki aylar, hatta benim gibi bir bahtsızsanız yıllar sürecek, tam vazgeçtiğiniz, tam benim hayatım böyle nihayet bulacak dediğiniz anda hayatınızın anlamıyla yeniden karşılaşacaksınız. o belki bir sevgili olacak, belki bir dost, bir uğraş falan filan. ne olduğunu bile anlamadan mutluluğu sanki hiç kaybetmemişsiniz gibi yeniden hissetmeye başlayacaksınız. çok beklenmedik bir şekilde, sizin bile anlamayacağınız bir hızda, aniden...
bana inanın. öyle olacak.
sevinemeyecek kadar ezik olmaktan iyidir.
nasıl sevinsin ki ona gelmemiş ki sneijder. bana gelmiş. bize gelmiş. ehehe mehehe.
haydi lililililililili yar diyoruz kuşcuklarımıza. hoşturun gidin.
kendini seçemiyorsun,
bırakıp kaçamıyorsun.
yazmadığın bir hikayede,
uzun ya da kısa vadede,
az biraz keşfediyorsun.
öteki olabilmeyi,
yerine koyabilmeyi,
geride durabilmeyi öğreniyorsun.
iddiasında haklı olan dindir. evet en güzeli en doğruyu emretmektedir, o yüzden herkes bizim gibi olsundur. sadece yobazlara bakan, mevlana gibi ' ne olursan ol gel' diyen müslümanları hesaba katmayan kötüniyet sahipleri tarafından kötülenmesi değerinden bir şey kaybettirmeyecektir.
lan çok basit örnek olacak ama futbolda da holiganlar var, ama hiç biriniz futbolu kötülemiyorsunuz mesela, ne iş?
süleyman karakteri için izlediğim dizi. daha fazla dayanamıyorum ama bu zulüme. adam yakışıklı, karizmatik, on parmağında on marifet, ama hep sonerin yancısı hep sonerin yancısı. soner dağıtsın, sülüman toplasın. yeter da. lafı hiç dolandırmayacağım. senarist muhteşem sülümanıma karı bul lan allahsız. sana bir kaç hafta süre, muhteşem sülümanıma bir gönüldaş bulmazsan bu diziyi izlemeyi bırakacam. bir kişi bir kişidir, zorlasam halam ve teyzemgilleri de ikna edebilirim hem, hehe. üzüntümden geceleri uyku uyuyamıyorum yahu. hep soner öpüşsün, hep mete koklaşsın. sülümanın başı kel mi?
gönül kimi severse dünya güzeli odur türküsünde belirtilen sevmiş erkektir. 'lan ben bunu seviyorum ama daha da güzeli var aslında' diye düşünen folloş erkek değildir yani.
benim gülizar teyze olabilir bu kadın. kadın konuşarak ülkeyi bölebilir yeminle. dedikodu konusunda ordinaryus profesör düzeyinde diyebiliriz. berlin duvarının yıkılmasında katkılarının olduğundan şüpheleniyorum.
benim annem ve babam evlendiğinde bir bavulla ayrılmışlar evden. başka hiç bir şeyleri yokmuş, adamlar sıfırdan bile değil, eksilerden başlamışlar hayata. roman gibi bir hayatları, deli bir aşkları vardır; annem babam olmalarına rağmen kıskanırım hep. onlar birlikte çalışıp kazanmışlar her şeylerini, ilk evlerinin, ilk arabalarının mutluluğunu hep birlikte sürmüşler. ben de onların ki gibi bir evliliğin hayalini kurmuşumdur hep, kuşlar gibi ikimiz bir yuva kuralım tarzı bir evlilik. çalışarak didinerek, her şeyi birlikte elde ederek, milat olarak onu tanıdığım günü kabul ederek.
o yüzden bu model kızlara hiç anlam veremiyorum. anlam verilemeyesi kız diyim tanım olarak da.