hemen hemen herkesin küçükken sahip olduğu, bazılarının büyüyünce de.
ben çocukken peçete ve kalem kutusu koleksiyonu yapıyordum.
sevgilim buyukken sinema tiyatro bileti koleksiyonu yapıyor, gittiğimiz bütün filmler tiyatrolar tarihiyle onda var, romantik adam;)
bir sual. aşık olduğumuzun belirtilerini sorgulamada.
uğruna ölmek istediğinizde mi aşık olmuşuzdur? uğruna yaşamak istedigimizde mi?
bizi en büyük yaşam aşkıyla dolduran mıdır? en büyük acımız mıdır?
ardından en fazla agladigimiz mıdır? gidişinde bile bir zerafet olan mıdır?
bizi hiç bırakmayacak olan mıdır? gittikten sonra bile çok izlediğimiz mıdır?
kahkahalarimiz, sevinçlerinimiz mıdır? acılarımız, gözyaşlarımız, hayal kırıklıkları kız mı?
bizi hiç incitmeyen mıdır? en çok inciten mi?
çok sevmek mıdır çok sevilmek mi?
anlamak ve anlaşılmak mıdır?
beraber çok eğlenmek mıdır derdini bı tek onla paylaşmak mi?
beraber en fazla anın olan mıdır, kısa zamanda en çok şey söylediğin mi?
bize en çok benzeyen midir'? bizi en iyi tamamlayan mıdır?
Amerika da yasarken turk yemeklerini ozledim dedim diye amerikali sevgilim 300 km gidis, 300 km donus yol yapip supriz yaparak beni turk restauranina goturmustu;))
eski sevgiliyle hikayenizi anlatan filmdir.
benim o kadar çok filmim var ki özdeşim yaşadığım:
eternal sunshine of spotless mind, jeux d'enfants, the öne, twilight serisi, to the ali boys i loved before serisi, aşk tesadüfleri sever serisi, incir reçeli serisi, karışık kaset, acı tatlı ekşi, a star is born, marriage story, moonrise kingdom, edward scissorhands, crazy rich asians, modern life is rubbish, selvi boylum al yazmalım, casablanca, önce, in the search of midnight kiss, ps i love u, the notebook, eat pray love, volver, french kiss, before sunrise serisi, 2 days in paris, sen hiç ateşböceği gördün mü, salak ile avanak, celal ile ceren, ekşi elmalar, aşk tutulması, la la land, Alis Harikalar Diyarı serisi
ilk aklıma gelenler.
benim bı huyum vardır. hayatıma giren her adamın kalbimde kendi filmleri ve kendi şarkıları olur.
ben buna inanmiyorum. sizin basiniza benim basima gelenler gelseydi insanlara kin kusmaniz gerekirdi.
ama ben insanligi cok seviyorum ve iyi bi insan kalmaya ozen gosteriyorum. hayat secimlerindir.
ben eski eşimin bir dönem için doğru seçim olduğunu ama sonra farklı bakış açıları ve farklı farkındalıklarla ilerledigimiz için yanlışa dönüşüp ayrıldığımıza inanıyorum.
ben eski eşime ilk gittiğimde, sevgilim döneminin en basinda-yas 22- kafası leyla, son derece oynak bir kadindim. eski eşim yıllar içinde beni evcilleştirip dünyanın en sadık kadınına dönüştürdü. sana güveniyorum dedi, benim meleğim dedi, sen yapmazsın dedi. bı baktım onun güvenini boşa çıkarmama çabasında dört dörtlük olmuşum.
bazen ilişkilerde yöntemlerin çok uyuyor, o insanlar sizlik.
mesela ondan evvelki sevgilim bu masum ayaklarını bırak, az kaşar olmadigini bilmiyorum sanma diyordu. çok karanlik bı dönemdi, çok mutsuz.
iliskilerde tarz uyumu var bence.
Goreceli.
Geçen sene 1 ocakta atlamıştım Marmaray a bakırköy kitapçılar çarşısına gitmiştim. Okumadığım Jane austinlari, kırmızı ve siyah gibi birkaç klasik olmak üzere bı 10 kitap almıştım yeni yilda okumalik.
Sonra çok sevdiğim biı cafe restaurant var. Oraya gidip patatesli omletle latte içerek kahvaltı yapmıştım.
Bu benim için mükemmel başlayan bir gündü;)
ben son dönemde çoğu çok sevmeli şarkının diğerini daha çok seviyorum.
orjinalinde ki dislanmislik ve kibir yok.
pamuk gibi coverlar. sahiplendi, dahil edici, aşkına karşılık bulmalı, samimi, içten.
-ne olur kim olduğunu bilsem pia bin
ben bir şehre gittiğim zaman o başka şehre gitmiş olmasa
atilla ilhan
ingiliz kraliyet ailesinde kendine en yakın bulunan kisidir.
sonum benzemesin, benimki lady diana:
-gazeteci: kendinizi ingiliz kraliçesi olarak görüyor musunuz?
-lady di: hayır. çünkü her şeyi farklı yapıyorum, onların kurallarıyla değil. benim için önemli olan insanların kalbini kazanmak.
benim için çok kilit bir zaman dilimi olan.
aşklarım 10 sene sürüyor. 10 sene sonra yeniden aşık oluyorum.
en iyi kız arkadaşımla ilişkim 10 sene sürüyor. sonra onla yolları ayriyoruz, yeni bir en iyi arkadaşım oluyor.
bir fikrine çok önem verdiğim eski sevgilim demişti ki "bu halk için fazla asilsin. biraz halka karış."
geçen gün istanbul u dinliyorum gözlerim kapalı diye harika bir belgesel izledim. orda haydar ergulen yahya beyatlı için dedi ki hem halka karismayı seven halktan biriydi, hem de halkın çok ötesinde şairler üstü biriydi.
kendimi koskoca yahya beyatli ile karşılaştırmam tabi ki.
ama ben de kendimi çift yönlü hissediyorum.
bı yanım halka ekmek, okul, sağlık, bilgi, kültür götürmek istiyor, bir yanım nişantaşı nda lattesini yudumlamak.
Dunyanin daha fazla basarili insana ihtiyaci yok. Dunya umutsuzca hayalperestleri ve masal anlaticilarini bekliyor. Bana hayallerini anlat. Bana masalini, hikayeni anlat. Dinlemek icin sabirsizlaniyorum:)
bence kötü ilişkinin alacağı. sevmediginiz insanla ilişkide olmazsınız diye düşünüyorum. yer yer kavga da etseniz, yer yer iletişim bozukluğu da yaşarsanız, yer yer siz de o da toksik bir insana da donusseniz, yer yer birbirinize hatalar yapıp kalp kırıp kirilsaniz da o sizin canınız. zaten iyi ilişki çok ütopik. yalnızlığa kötü ilişkiyi tercih ederim.
the girl: ı think trust is even more important than love. u can always trust me. ı can tell u that. -guvenin asktan bile onemli olduguna inanıyorum. bana her zaman guvenebilirsin, bunu sana soyleyebilirim.
the boy: u can trust me too. sen de bana guvenebilirsin.
**
the boy: ı am happy there are no people around. etrafta insan olmadıgı icin mutluyum.
the girl: people are not so bad. we are good natured. its the world that does this to us. like in the arena. u always had to choose to be good. insanlar o kaddar da kottu degil. dogamız iyi. bizi dunya bu hale getiriyor. arenadaki gibi. hep iyi bir insan olmayı secmek gerekiyor.
**
sister: u just look like your father. baban gibi gozukuyorsun.
**
-its always that things we love that destroys us. bizi her zaman sevdigimiz seyler mahveder.
cocukken annemle babam cok siddetli kavgalar ederlerdi. ama cam cerceve indiren kavgalar.
ben odama kapanırdım. muzigi acar, dans ederdim.
o evden son derece saglıklı ve "normal" cıkmayı buna borcluyum.
cok uzunca sure herkesin ornek gosterdigi bir kızdım o donemlerde.
cocukluktan miras bana.
gordugum karelerde gerceklerin netlik ayarıyla oynuyorum. guzel yerleri koyultuyorum, kotu-acı-huzunlu yerleri cabucak geciyorum.
bilemiyorum ben hayatım boyunca acıyla barısık bir insan olamadım. bir acınız varsa once yasayın, sonra gecin diyorlar hep. ben hep acıyı unutturacak cıkıs yontemleri aradım.
cenazemde filan da kimse aglamasın bence. iyi kızdı, komik kızdı, neseli kızdı diye gule oynaya kadeh tokustursunlar. ben boyle istiyorum.
"Alışveriş merkezinin birinde kasada sıra beklerken iki sıra önümdeki çocuğun parasının aldığı şeye yetmediğini duydum. Kasada ki kız" içlerinden birini seçmek zorundasın" dedi.
Çocuk bir elindeki çikolataya bir de ucuz kolaya baktı, çikolatayı bıraktı kolayı alıp göğsüne bastırdı. Çikolatası belki 50 krş bile değildi. Hiç seslenmedim. Kasadan geçtim dışarda çocuğu yakaladım.
" Bu kola öyle kuru kuru içilir mi gel bir şeyler alalım yanına dedim. Tuttum elinden daldık tekrardan alışveriş merkezine. Kucağına doldurabildiğin kadar çikolata alabilirsin dedim.
-Kucağım küçük koynuma koyuyum mu dedi. -iyi fikir neden olmasın dedim.
Gördüğü ne varsa aklına düşenden ikişer tane aldı. Kasaya gittik...Yürüyen bandın üzerine oturttum.. .Kasadaki kıza bandı yürütmesini istedim. Elinde kola ile bandın sonuna kadar gülerek geldi. Ayağa kalktı karnını açtı çikolataları tezgaha düştü. Kız güldü çocuk güldü dünya güldü. Neyse hesabı ödedik, poşet alıp ne aldıysak koyduk içine. Dışarı çıkınca bana boynunu geriye atarak baktı...
"Keşke iki tanede bardak olsaydı" dedi.
- Ne yapacaksın kolayı berabermi içeceğiz, sağol ben içmem kola.
Hadi şimdi doğru evine dedim.
- Yok sana değil. Her şeyden iki tane ama kola bir tane. Kız kardeşim ağlar dedi.
Bir daha daldık markete. Bir kola daha aldık. Bir daha güldük. Bir daha mutlu olduk... Çocuk arkasına bakmadan koşarak eve gitti. Market kapısının önünde, arkasından bakarken kasadaki kız yanıma geldi.
- Tanımıyorsunuz dimi bu çocuğu dedi.
- Yoo dedim.
- Neden böyle bir şey yaptınız o zaman dedi.
- Çünkü çok zenginim ben dedim.
- Haa o zaman tamam dedi. Size dokunmaz. Ne iş yapıyorsunuz dedi.
- Çocukların gülüşlerine sebep oluyorum dedim...
:)
"
yaa lütfen yapma şunu
iyi oldu bende gelirken süt ve ekmek alayım tam olsun
...
yahu senin sigortan fakbadi olarak yatıyor
git dövme yaptır küfür et alkol iç filan
...
rahatça bir günaha giremiyoruz yaa *
arkadaslar bende abartma huyu var.
mukemmeliyetcilik de var.
asırı uc beklentiler beni hasta ediyor.
evden cıkmayıp kocasını bekleyen afgan kadını olma potansiyeli var bende, anlıyor musunuz?
bi salın beni.
ben kendim icin en dogru kıvam ne biliyorum.
ne bana iyi geliyor, biliyorum.