bu belgesel hayvanların nasıl avlandığı ve avladığını da nasıl yediğiyse işte orda başlıyor olay.. söz konusu insan abimdir.. ve bu işkenceyi bana uygulamaktadır.. yaklaşık yarım saat önce tabağımın üçte ikisini bırakıp odadan fırlamama sebebiyet vermiştir.. zayıflamak isteyen arkadaşlar varsa, kesin çözüm deneyin derim ben..
kalabalıktan.. işten güçten..derslerden.. birbirine benzeyen insanlardan.. boş boş konuşanlardan.. somurtkan tiplerden..* kaçıp gitme isteği uyanır ya insanda.. işte o zaman herkesin bi nefes aldığı sığınağı vardır..
beykoz'a gidip sahilinde oturmaktır.. *
konuşmadan..
sessizliği dinleyip.. denizin muhteşemliğin de kaybolmak..
evet evet bildiğiniz düşmek.. hani şu "küüütt" diye ses çıkaranından..
yer ulucamii ilk defa gidlilmiştir..
herkez huşu içinde sabah namazını kılmaktadır..
bende farzın ilk rekatındayım.. secdeden ayağa kalkarken doğrulamayıp, geri geri sırt üstü o malum "küüütt" diye sesi bir hayli fazla olarak çıkarmışımdır..
bi de hemen doğrulup devam etmeye çalıştım ki.. yanımda ki arkadaşlar artık krizden krize geçmiş durumdalar.. ee bende artık dayanamayıp bastım kahkahayı.. namazda bozulduu.. abdestte gittii..
tabii sonra bütün gezi boyunca şahsımla bi dolu makara çevrildi.. **
çok güzel bi başlığa iştahlı iştahlı başlanmıştır entry yazılmaya.. yazarsın da yazarsın bi konuyu anlatıyorsundur misal.. birden kafanın başka yerlere gitmesi.. akabinde ekrana boş boş bakmak.. ve ne diyorum ben ya diyip silmek o güzelim etryi.. hatta üstüne bir de sözlükten çıkmak.. daha sonra akıl başa gelir ama.. geçmiş ola.. *
an itibariyle yaşanan durum.. edirneye daha yakın olan ** kar yağmaya başlamıştır.. perşembeye kadar da devam edicek*
2006nın son karı olduğunu düşününce hüzünlendiren bi tablo..
edit:kendimden utanıyorum, haberciler gibi düşündüğüm için.. 2006 nın son karı ne demek? yazarken istanbul için düşündüm ama ne demek son? yani istanbula son kez yağınca her yere mi son kez yağıyo.. ah salak kafam.. hep haberlerde izlerken fıtık olduğum şeyi bende yaptım evet.. buraya iki üç gün kar yağar olay olur.. doğu bütün kış böyle.. ah bencil başım.. utan böyle bi başlık açtığın için..
lütfen başlığı,"istanbul da 2006nın son karı" diye okuyun..
dersinin ilk günüdür.. hakkında yorumlar yapılmıştır o gelmeden önce.. "ay ne garip ismi var" gibi.. bu da diğerlerinden farksız bi amcadır diye düşünülür.. ve derse girer.. genç olduğunu görünce biraz şaşırılır..*
buraya kadar herşey normaldir.. normal bi insandır boylu poslu ama dedim ya normal.. bu normallik konuşana kadar devam eder.. ve konuşmaya başladığı andan itiberen aşık olmakda değil tam aslında büyülenirsiniz.. böyle bilgi birikim.. böyle bi hitap şekli.. böyle bi zeka.. ve en son bitirende böyle bi gülüş.. **
artık büyülenilmiştir.. ne yapıcam ne edicem diye düşünülmez çünkü elinde yüzük yoktuur.. bi ümit vardır yani..
hocanın adı sayıklanır her yerde.. bi gün arkadaşlarla ondan bahsederken.. önlerden bi kız.. "aa o hocamı, eee o adam evliii".. der ve kısa süreli bi şok yaşanır.. "tabi kızım iki tanede çoçucuğu var.." der duble şok yaşanır..
o günden sonra nefret edilir.. yüzük takmadığı için.. nefret edilir tanıtım kitapçığına evli olduğunu belirtmediği için.. ve nefret edilir o kadar muhteşem gülümsediği için..
evet bu entry tanım içermeli ama elimde az bilgi var.. cenk erenin söylediği bi parça tam adı ağla ince saz.. cenk eren diye burun kıvırmamalı..ince sazdan ziyade sizi inceden inceden zırlatıyo..*
cem karacanın söylediği "sen de başını alıp gitme" türküsünün en yakan sözüdür..
insanı duyduğu an hüzün denizine sokar.. dile dolanır.. sayıklar durursunuz..
genelde gece program yapan dj lerdir bunlar..
canınız mp3 falan dinlemek istemez, birileri seçsin de bende dinliyim dersiniz..
yatağa girilir kulaklık takılır..
hayaller bekler sizi kurulmak üzere..
rastgele bi frekans açılır..
ve bir ses.. ama ne ses allahım..
bi bayan.. evet sevgili gönül dostları diye başlar..
ne bu ya burnundanmı konuşuyo ne yapıyo diye iyice dinlemeye başlarsınız..
gülüş bile bi garip..
sanki sesi kısılmış..
şiirler okuyo falan..
bi de bunun erkek versiyonu var..gece rüyanıza girer sesiyle.. o derece..
insanı romantizmden soğutur bunlar..
edep çerçevesinde olsa bile kaldıramayan insanlardır.. kendinden emin insanların yapmıyacağı şeydir tabii.. eleştiri insanı zenginleştirir ama bunu bile göremiyecek kadar "ben" odaklı yaşarlar.. isimlerini versem şimdi bunuda sildirirler..*
bu ne zavallıktır bu ne hadsizliktir.. en anlamadığımda bunlar kendini ne zannediyor çok merak ediyorum.. cumhuriyetin arkasına sığınıp aslen cumhuriyetten çok uzaklaşan insancıklar.. linki veriyorum buyrun bakın..
bi gün yazıcağım kitabın ismi.. o zaman kaç yaşında olurum bilmem ama sözlüğe girip bakıyım şu yeni nesil neler yazmış kitabım için diyeceğim anı düşündümde.. ne farklı duygular kaplar insanı.. şimdi bu ekrana bakan gözler, sonra gözlükler vasıtasıyla bakıcak belkide.. * bu günleri çok arıycaz ya kıymetini bilmek lazım..
bütün gece ders çalışılıcaktır yani uyumamak lazımdır.. hareket ettikçe mideden garip sesler gelmeye başlar.. işe yararmı peki.. bana pek işlemiyo ne yazık ki.. ama yinede içiyomuyum.. içiyorum..* *
gecesi başka gündüzü başka güzel derler bu şehir için ama her söylendiğinde, yok yaa akşamı bi başka güzel dedirtir bana.. bu şehr-i istanbul.. nasıl tasvir etmeli..nasıl kelimelere dökmeli.. karalara bürünmüş hüzünlü bi kızdır belkide..
yanınızda sevdiğiniz..
gözleri ışığınız..
sessizce yürünmeli..
akşamını sevdiğimin istanbulunda..
aklınıza hayatta gelmiycek saçma sapan yorumlar yapan ve sorularıyla insanı dumurdan dumura sürükleyen vedee bunları söylerken çok ama çok ciddi olan "öğrenci"dir bu.. sizede çok tanıdık geldi dimi..** aslında çok aşinasınız bunlara ama ben yinede biraz tanıttım.. bunlar garip insanlardır.. çeşit çeşittir..bazen o zeka parıltılarıyla insanı yerlerde süründürebilirler..* en iyisi diyologla anlatmak, aslında çoğu zaman monolog olur ama neyse..
sosyal bilimler dersidir, hoca öyle bir hocadır ki bilgileri beyine kendi yerleştirir siz hiç uğraşmazsınız.. hoca maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini anlatır tam 20 dk.. ve olaylar gelişir..
hoca:işte maslow böyle anlatmıştır ihtiyaçlarımızı....
ü.i.z.g.ö: hocaaaamm tmm bunu anladıkta şu ihtiyaçlar hiyerarşisi ne kitap ismi mi??