içime bir sıkıntı geldi yerleşti.
Yüreğim daralıyor resmen.
Yine zamansız bir hüzün çöktü üstüme.
Adet edindi zaten son günlerde zamansız gelişlerini.
En son ne zaman içten güldüm diye düşünüyordum.
Hatırladım..
"Yok Böyle Dans" da Defne Joy Foster ı izlerken gülmüştüm.
Bir daha güldüm ama bu sefer acı acı ..
Uzun zamandır gülmeyede korkar oldum zaten, başıma birşey gelecek diye.
Öyle derler ya hep hani;
Doya doya gülerken biri çıkar "fazla gülme ağlarsın" der.
Küçüklüğümüzden beri bu frenlemeyle yaşarız hep.
Doya doya gülemeyiz.
Ağlarız çünkü..
Fazla gülmek te çok münasip bir davranış değildir zaten.
Ayıp diye öğretilmiştir oda..
Ne zaman gülmeye kalksak hep bi engel çıkmış karşımıza..
Oysa gülmek hani ömrü uzatırdı?
Yalan söylemişler bize yıllarca.
Demek bu yüzdenmiş hep daha çok güldürme çabalarım..
Aklımın hep bi köşesindeymiş
Bugün gülersem/ertesi ağlarım lar..
"Çok güldürenler, en çok ağlayanlardır" diye bir söz var hani;
Doğruluk payı var aslında..
Hep gülen değil de güldüren olmayı tercih etmişimdir.
Ne zaman mutsuz birini görsem dibinde bitmişimdir.
Yüzü gülsün diye uğraşmışımdır.
Ama gülmek için çok da çaba sarfetmemişim..
Nede olsa ucunda ağlamak var.
Hayatın denklemi basit;
Gülmessen Ağlamazsın.
Çok abartılı bulduğum bir reklamdır. şayet kaslı erkeklerden hiç hoşlanmam. neden çıplaklar onu da anlamış değilim ama bu kadar millet beğeniyorsa, ağızlarının sularını akıtıyorsa vardır herhalde bir bildikleri.
Haklı falan diyorsunuz da kerem altan ın evinden defne nin çığlıkları gelmiş. Ortalık çok dağınıkmış eşyalar devrilmiş komşularından alınan bilgiler bunlar. neye göre haklı buluyorsunuz çok merak ediyorum. bence haticeye değil neticeye bakıp yorum yapın. bir insanı karalamak bu kadar basitmidir? ne biliyorsunuz ki kadının hakkında da hak veriyorsunuz hıncal uluç denen kart zamparaya. bu kadar çabuk harcamayın insanları bu kadar basitleştirmeyin. Bu bir cinayet de olabilir. başka sebeplerden de olabilir. orada ne yaşandı ne oldu bitti hanginiz biliyor.
Sözlükleri meşhur eden sesini her yerde duyabileceğiniz -ki şu anda radyo da işini ciddiye alan bence bu işi iyide yapan hakikaten fenomen. Ukala falan ama yakışıyor adama yahu.
ilk Alacakaranlık filmiyle tanıdığım bir oyuncu. Zaten tanımam la bende bundan istiyorum demem bir olmuştu. Kendisini hiç takip etmedim, araştırmadım. Ama Edward karakteriyle gönlüme taht kurmuştur kendisi. Uğruna vampir de olurum valla dediğim ilk ve tek vampirdir.
ilk izlediğimde Allah'ım sana geliyorum dediğim görüntüsünden biraz tırstığım, zamanla şarkılarının sözlerini anlamaya başladıkça keyifli sohbetlerini dinledikçe birden kanımın kaynayıverdiği şimdilerde adamım ya o benim dediğim mükemmel bir yoruma sahip sevimli bir şarkıcı.
Bir süre güvenmeyeceksin kimseye.
Kendine sığınacaksın..
Aşk konuşulduğunda sen susacaksın.
Of larla ah larla başlayacaksın her cümleye.
...Çevrende senden başka herkes haksız olacak.
Yüreğinde bir ismin imzası var ve sen onu silemeyeceksin.
Söküp atamayacak, ne yapsanda bitiremeyeceksin.
Seninle beraber büyüyecek içindeki sızı,
"Ve kime dokunursan dokun, ilk önce onu hissedeceksin".
20 yaşındaki kızlarla düşüp kalkan bundan da hiç utanmayan ve ölen birinin arkasından demediğini bırakmayıp, üstüne vazife olmadığı halde kendisinde olmayan birşeyin "ahlak"ın dersini vermeye çalışan azgın teke sendromlu "entel" yazardır.