Başrollerde Michael Keaton ve Robert Downey Jr.ın yer aldığı 2005 yapımı film. Michael Keaton filmde aynı anda bir beyzbol fanatiği olan Nicky Rogan isimli tiyatro oyun yazarını canlandırıyor. Oyunun galasının yapılacağı gün onun için çok şanssız bir gündür. Çünkü kendi oyunu ile Red Socks ve Mets arasında oynanacak ve şampiyonu belirleyecek kritik beysbol maçı aynı akşam aynı saatte başlayacaktır. Bir diğer şanssızlığıda yazdığı oyunu izlemeye gelecek olan ünlü tiyatro eleştirmeni Steven Schwimmer'dır. Zira Steven Schwimmer(Robert Downey Jr.) hiç bir oyunu beğenmeyen, yazdığı yazılarla da bir daha oynanmasına kadar ileri giden bir yazardır.
Film gerçek olaylardan beyaz perdeye aktarılmakla birlikte 1986 yılında bütün Amerika'yı televizyon başına kilitleyen Red Socks ve Mets maçı sırasında geçmektedir.
gerçek adı philip arnold heseltine olan 1894-1930 yılları arasında yaşamış iskoç kökenli ünlü ingiliz kompozitör. Aslında her iki isimle de yaşamış denilebilir çünkü çok kişilik bozukluğundan dolayı her iki kişiliğinin birbirinden haberi yoktur. philip heseltine olarak dönemin en ünlü müzik eleştirmenidir ancak diğer kişiliği olan peter warlock olarak ise ünlü bir besteci. Yıllar yılı kendiside dahil kimse öğrenememiştir. peter warlock'a en kötü eleştiriyide çalıntı eserler ürettiğini söyleyerek yıllar yılı philip heseltine yapmıştır.
2005 yapımı, başrolde Jose Garcia'nın herzaman ki gibi harikalar yarattığı bir Costa-Gavras filmi.
Jose Garcia film de Bruno isimli, 15 yıldır aynı kağıt fabrikasında çalışan yönetici vasfındaki bir kağıt mühendisi rolünde. Her yıl şirketteki en başarılı kişi ödülünü de evine götürüyor ancak 15. yılında aldığı ödülden birgün sonra şirketin daralma politikası yüzünden işten de atılır. Durum önce Bruno'ya o kadar da kötü gelmez. Sonuçta o üstün vasıflara sahip biridir değil mi? Nasıl olsa iş bulur. Ancak işsiz geçen 3 yıl bruno'nun işinin o kadar da kolay olmadığını gösterir. Başvurduğu hiçbir işyerinden cevap gelmez. Artık bunalımdadır. Olur olmaz şeyleri düşünmeye başlar. Ailesini de bunaltmaya başlamıştır. Kafası artık bulanan Bruno'nun aklına gelen çözüm çok daha korkunç birşeydir artık. Diğer işsiz kağıt mühendislerini ortadan kaldırmak. Ama kendisinden yakışıklı olanları.
film Kesinlikle izlenmesi gereken bir kara mizah örneği.
Başrolde tahar rahim ve niels arestrup'un oynadığı son dönem fransız yapımlarının en başarılı örneklerinden biri olan film, malik isimli 19 yaşındaki bir arap gencinin 6 yıla mahkum edilerek hapse girmesiyle başlıyor. Hapishane de arapların ve corsica'lıların çekişmelerinin arasında kendine yer bulamayan Malik tek başınadır. Ancak Cesar Luciani isimli Corsicalı mafya lideri ondan aynı hapishanede bulunan başka bir arabı öldürmesini istediğinde buna mecbur kalır. Çünkü öldürmezse kendi ölecektir. Adamı öldürdükten sonra corsicalıların himayesine girer. Ama Cesar'ın istekleri bitmez. Malik bir yandan onun isteklerini yerine getirirken diğer yandan da kendi işleri için de deneyim kazanmaya başlar. Hatta deneyim kelimesi bile onun için hafif kalır.
Cesar ödüllerine damgasını vuran film yönetmen Jacques Audiard'a en iyi yönetmen, Tahar Rahim'e de En iyi Aktör ve En iyi istikbal Vadeden Oyuncu ödülünü, Niels Arestrup'a da En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazandırmıştır. Bunun yanında En iyi Orijinal Senaryo ve En iyi Uyarlama dalında da pek çok ödül kazanmıştır. Film ayrıca Fransa'nın 2010 oscar adayıydı.
Richard Berry ve Pascal Elbe'nin başrolünde oynadığı 2008 yapımı fransız filmi. Richard Berry geçmişi pek çok başarılarla dolu, ancak son görevinde başarısızlıkla tanışmış vincent isimli bir polis rolünde karşımıza çıkıyor. Davası sürerken yıkılmak üzere olan eski bir sanayi bölgesindeki karakola gönderiliyor. işler görünürde çok kolay görünüyor. Çünkü buradaki diğer polislerde karakolda az zamanları kaldığını düşünerek işleri savsaklıyorlar. Çevrede çok ciddi olaylar döndüğünü düşünen vincent bunları inceledikçe bazı gariplikleride fark etmeye başlıyor. Önünde pekçok da engel var. Bunların başında da karakoldaki diğer polisler geliyor.
Heyecanı yüksek, başarılı bir polisiye filmi. Richard Berry'nin başarılı bir aktör olması da en önemlisi faktör.
Jane Austen romanlarından beyazperdeye aktarılan filmlerden farklı olarak bu sefer o dünyaya günümüzden bir bakışın anlatıldığı 4 bölümlük bir mini seri. Hikayemiz ise Aşk ve Gurur. Bu sefer kahraman ise Amanda. Amanda bir jane austen hayranı. En sevdiği kitapsa Aşk ve Gurur. Romanda ki her karaktere, her ayrıntıya tutkuyla hayran ve o da her kadın gibi Fitzwilliam Darcy'ye aşık. Gerçek zamanda bir sevgilisi olan Amanda onunla vakit geçirmektense her akşam koltuğunda uzanıp bu kitabı defalarca okumayı tercih ediyor. Bir akşam yine tam kitabını tekrar okumaya hazırlandığı sırada banyosundan gelen bir ses duyuyor. Gittiğinde karşısında kitaptan fırlamış Elizabeth Bennet'i karşısında bularak şok oluyor. Elizabeth evlerinin çatı katındaki bir kapıyı açarak geldiğini söylüyor. Amanda kendine gelemeden Elizabeth onu geldiği kapıdan iterek ve de kapıyı kilitleyerek Amanda'yı geldiği dünya ya yolluyor. Kendisini Elizabeth in dünyasında bulan Amanda önce bunun bir televizyon şakası olduğunu sanıyor ancak etrafında birden Elizabeth'in anne babası ve kardeşlerini görünce, üstüne de Mr. Bingley ve Mr. Darcy'yi görünce şoku daha da büyüyor. Belki de en önemlisi daha kitapta yazanlar gerçekleşmemiş, karakterler ve olaylar bildiği hikayeden biraz farklı.
2008 yapımı bu mini dizinin oyuncuları ise Jemima Rooper, Elliot Cowan, Hugh Bonneville, Alex Kingston, Tom Mison, Tom Riley ve Gemma Arterton.
2009 yapımı Romola Garai, Bill Nighy, Jeremy Northam, Julie Christie'nin başrollerde oynadığı ingiliz yapımı film. Filmde Romola Garai'nin canlandırdığı Anne 3 çocuklu iyi bir ailenin en büyük çocuğu. Aslında evlatlık ama aile onu kendi çocukları gibi seviyor. Parlamento üyesi olan babasına sürpriz bir doğumgünü düzenlemeye karar veriyor. Babası ise yanında hiç tanımadıkları bir adamla birlikte geliyor. Adamın tavırlarından hiç hoşlanmamakla birlikte sessiz kalmayı tercih ediyor. Arazilerindeki ahırda bulunan evraklarında bu adama ait olduğunu öğreniyor. Ertesi gün kaybolan kedisini ararken, kedinin sesini oradan duyuyor ve gittiğinde orada bulduğu müzik plağını alarak eve dönüyor. Dinlemeye başladığında ise duyduğu bir müzik değil bir toplantının kayıtları oluyor. Bir süre sonra etrafında garip şeylerin döndüğünden kuşkulanmaya başlıyor ve bu gariplikler ailesine kadar uzanıyor.
Film 1939 yılından başlıyor ve 2.dünya savaşının nasıl planlandığını gözler önüne seriyor. Temposu ise bir an bile düşmüyor. Film için iyi bir yapım, Romola Garai içinse çok yetenekli diyebiliriz.
Freidoudune Sahebjam'ın aynı adlı kitabından sinemaya uyarlanan, Jim Caviezel, Shohreh Aghdashloo ve Mozhan Marno'nun başrolü paylaştığı 2008 yapımı film. Hatta gözlerinize inanamayacağınız bir film.
Süreyya, Ali isimli bir adamla evli erkek ve kız olmak üzere 7 çocuk annesi bir iranlı kadın. Kocası Ali idam mahkumu olan bir adamın 14 yaşındaki kızına aşık olunca, onu kurtarması karşılığında kızı istediğini söylüyor. Adamda kabul ediyor. Ancak tek engel Ali'nin evli olması. Süreyya ise Ali kız çocuklarını çocuktan saymadığı için onlara bakmayacağını bilerek boşanmayı kabul etmiyor. Molla ve muhtarla birlikte bir komplo hazırlayarak süreyya'ya iftira atmaya karar veriyorlar. Süreyya'nın namusuna leke getirdiğini söyleyerek onu recm cezasına çarptırıyorlar.
Jim Caviezel ise filmde iran asıllı bir fransız gazeteci olan Freidoudune Sahebjam'ı canlandırıyor.
Film iran'da ki kökten dinciler tarafından din düşmanlığı yaptığı söylenerek fazlasıyla kötülendi, filmi gösteren ülkeler protesto edildi ve recm cezası inkar edildi. Ancak bugün hala resmi bilgi olmasada hala uygulandığını çok iyi biliyoruz.
Herşey birbiriyle nasıl bu kadar bağlantılı olabilir dedirtecek kadar ilginç bir irlanda filmi. Cillian Murphy filmde John isimli bir market çalışanını oynuyor. Ve sevgilisi Deirdre yi denemek için ayrılmayı öneriyor. Onun buna itiraz etmesini beklerken Deirdre ilginç birşekilde bu öneriyi kabul ediyor ve ardından da kendisine yeni bir sevgili buluyor. Bu John için acı bir yıkım oluyor ve ardından da olaylar zinciri başlıyor. işin garibi John ve Deirdre ayrılığı etraflarındaki herkesi etkileyen bir olay oluyor. John un aşk acısından faydalanan soyguncu rolünde Colin Farrel, otobüste John ve Deirde ayrılığından bahseden şoför rolünde Brian F. O'Byrne,
John un en yakın arkadaşı olup ona ilişki tavsiyelerinde bulunan ve de tek sevgilisi bulunmayan David Wilmot, Deirdre rolünde Kelly Macdonald, Deirdre nin kalbi kırık bıyıklı kızkardeşi Sally rolünde Shirley Henderson ve kafayı yemiş polis memuru rolünde Colm Meaney filmde oldukça ilginç karakterler ortaya çıkarıyorlar. Filmin en ilginç karakteri ise pek çok olaya sebep olan bisikletli küçük çocuk. ortaya ise Yoğun irlanda aksanıyla çok keyifli bir film çıkıyor.
The Black Ballon filminde, ailenin otistik olan oğlu Charlie rolündeydi ve inanılmaz bir oyunculuk sergilemişti.
Onun oyunculuğunu görünce Oscarlı oyuncular bile birden insanın gözünde küçülüyor.
Rupert Everett ve Sharon Stone un başrolde olduğu 2004 yapımı film. Gerçek bir hikayeden beyazperdeye aktarılan filmde Sharon Stone aşık olduğu ingiliz gazeteci uğruna kocasını terkeden Sally isimli amerikalı bir kadını canlandırıyor. Yeni evlendiği kocası Leo ile ve de kendisinin 1, Leo nun da 2 çocuğu ile 3 yıl muhteşem bir hayat yaşıyor. Bir gün kocası aniden ortadan kayboluyor. Bu kaybolma ile birlikte Sally kocasının hiç tanımadığı yönlerini de farketmeye başlıyor. Sadece eski bir MI6 ajanı sandığı kocasının aslında KGB ile bağlantılı çifte ajan olduğunu ve de Sovyetler Birliğine kaçtığını anladığında ise onu tekrar ülkesine getirmek için çabalamaya başlıyor.
Film ise Kim Philby ve eleanor brewer aşkının gerçek hikayesi.
2007 yapımı bir Jean-Jacques Annaud filmi. Filmin konusu antik yunan ve roma dan çok daha önce, insan ve hayvan ayrımının olmadığı bir dönemde ege de bir adada geçiyor. Jose Garcia annesi ve babası tarafından terkedilen ve domuzlar tarafından büyütülen minor u canlandırıyor. Minor adanın başkanının güzel kızını gördüğündeyse zevkten çılgına dönüyor. Vincent Cassel in canlandırdığı yarı insan yarı keçi Pan ise hayatını tamamen değiştiriyor. Jose Garcia nın zaten nerde acayip rol var orada olduğunu biliyordukta bu sefer Vincent Cassel da sizi şaşırtıyor.
Damien Sargue, Cecilia Cara, Gregori Baquet, Philippe d'Avilla, Tom Ross ve Frederic Charter in birlikte rol aldıkları William Shakespeare eseri ünlü müzikal.
Amy Adams ve Matthew Goode un oynadığı 2010 yapımı filmde Amy Adams 4 yıldır birlikte olduğu erkekten evlilik teklifi alamayınca Dublin de Kardiyoloji konferansına katılmaya giden sevgilisine 29 şubat ta kendisi evlenme teklifi yapmak için peşinden giden bir kadını canlandırıyor. Bu tarihin ona uğur getireceğine inanıyor. Kötü hava şartları yüzünden yolda kalıyor ancak taşra da bir barı olan Matthew Goode un oynadığı Declan dan yardım istiyor. Yol boyu başlarına gelenler insanda tebessüm uyandırıyor ve insanın içini ısıtıyor. Muhteşem irlanda manzaraları da cabası.
Bir apartman dolusu insanın para sözkonusu olduğunda nasıl psikopatlaştığını anlatan, Alex de la Iglesia nın hem yazım hemde yönettiği 2000 yılı yapımı ispanyol filmi. Başrolde Alex de la Iglesia nın olduğu gibi Almodovar ın da vazgeçilmez oyuncularından olan Carmen Maura oynuyor. Film bir emlakçıda çalışan Julia nın müşterisine göstermek için gittiği evde başlıyor. Müşteri fiyatı çok bulunca Julia da bari gelmişken bu güzel evde birkaç gün keyif yapmak istiyor. Yatak odasının tavanındaki yarıktan hamam böcekleri üzerine yağınca itfaiyeye haber veriyor ve üst kattaki komşunun kedi tarafından kemirilmiş olduğunu öğreniyor. Ölen adamın dairesini incelediğinde gizli bir yere saklanmış milyonları buluyor ve kimseye haber vermeden alıyor. Tabi herşey bu kadar kolay olsa ama değil. Bütün apartman o paranın peşinde. Hatta yıllarca bunun için beklemişler. Julia ya da kaptırmak niyetinde değiller.
Görüntüler de oyunculuklarda çok iyi ve kesinlikle izlenmesi gereken bir kara mizah.
Timothy Hutton ve Meg Ryan ın başrollerde olduğu komedi filmi. Hatta kara komedi bile denebilir. ikili evli bir çifti canlandırıyor. Kadın eve geldiğinde kocasının ona romantik bir sürpriz yaptığını düşünürken kocasının onu terketmeye hazırlandığını anlıyor ve kafasına saksıyı geçiriyor. Adam ayıldığında kendisini koli bantlarıyla bir güzel sarmalanmış bir şekilde klozetin üstüne yerleştirilmiş buluyor. Kadınınsa hiçbir şekilde adamı bırakmaya niyeti yok.
Başrollerde Fabrice Luchini ve ünlü fransız şarkıcı Johnny Hallyday in olduğu 2006 yapımı komedi filmi.
Fabrice fransanın gelmiş geçmiş en büyük şarkıcılarından biri olan Johnny Hallyday in en büyük hayranı. Ancak kafayı tamamen Johnny ile bozmuş. Kızının adını bile Johnny nin kızı olan Laura dan almış. Birgün karısıyla kavga ediyor ve kendini bir bara atıyor. Bardan kafayı bulmuş olarak çıkıyor ve sokaklarda bağıra bağıra şarkı söylerek dolaşırken durumdan rahatsız olan biri tarafından tek yumrukla yere seriliyor. Hastanede kendine geldiğinde ise onu büyük bir şok bekliyor. Çünkü hayatı eskisinden tamamen farklı. Kızının adı Laura değil Marion. Johnny Hallyday adında birisi ise hiç olmamış. Tamamen serseme dönen fabrice ne şekilde olursa olsun Johnny Hallyday i var etmenin peşine düşüyor. Filmin en güzel sahneleri ise Johnny Hallyday in şarkı söylediği sahneler. Hele Stade de France de Allumer le feu şarkısını söylerken insanın havalara zıplayası geliyor.
Christopher Walken, Alessandro Nivola, Sharon Stone ve Amanda Peet i bir araya getiren 2008 yapımı oldukça eğlenceli komedi film. Alessandro Nivola nın oynadığı Flynn restoranlardaki olumsuzlukları teftiş eden bir görevli. Eski bir hükümlü olduğu öğrenilip işten kovulduğunda evin yolunu tutuyor. Yalnız evde onu bir sürpriz bekliyor. Kız arkadaşı artık onun tavırlarından bıktığını söyleyerek onu terkettiğini söylüyor. Ayrıca Flynn ın öldüğünü söylediği babasının da onu aradığını söylemeyi ihmal etmiyor. Hikaye ise böylece başlamış oluyor. Beleşçi baba rolünde Christopher Walken ı izlemek ise bambaşka bir keyif veriyor.
Lara Fabian'ın 2009 tarihli son albümü. Albüm tamamen ünlü şarkıların cover larından oluşuyor.
Soleil Soleil (Nana Mouskouri cover)
J ai 12 ans (Diane Dufresne cover)
Amoureuse (Veronique Sanson cover)
Göttingen (Barbara cover)
Il venait d avoir 18 ans (Dalida cover)
Mamy Blue (Nicoletta cover)
Ça casse (Maurane cover)
Une femme avec toi (Nicole Croisille cover)
L amour existe encore (Celine Dion cover)
Message Personnel (Françoise Hardy cover)
Toutes les femmes en moi
Nuit Magique (Catherine Lara cover)
L hymne a L amour(Edith Piaf cover)
Babacar (France Gall cover)
Kanadalı fransız şarkıcı Robert Charlebois ın Celine Dion, Lara Fabian, Garou, Isabelle Boulay, Natasha St-pier, Lynda Lemay ve pek çok kanadalı şarkıcıyla birlikte de söylediği meşhur şarkısı. http://www.dailymotion.co...viendrai-a-montreal_music
Başrolde Ewan McGregor un oynadığı 1999 yapımı film. Gerçek bir olaydan sinemaya aktarılan filmde Ewan McGregor ingiltere nin en eski bankalarından barings te çalışan bir hesap uzmanını oynuyor. Bankanın bir problemini çözmek için Jakarta'ya gönderiliyor. Burada başarılı bulununca Singapur da dış ticaret biriminin başına geçiriliyor. Bankanın borsadaki işlemlerinde başka bir çalışanının yaptığı hatayı telafi etmek için yine bankanın parasıyla oynarken açık oldukça büyüyor. Bir süre sonra bu açığı kapatsa da bu kumardan vazgeçemiyor. Banka yetkilileri bundan habersiz onun büyük kar sağladığını düşünüp ona çeşitli ödüller bile veriyorlar. Ve dönemin meşhur finansal çöküşüne bu adam sebep oluyor. 200 yıldan fazla hayatta kalmış olan bu bankayı ta singapur'dan batırıyor. Singapur'dan almanya aktarmalı uçağa atladığında almanya da yakalanıyor ve 6.5 sene hapisle cezalandırılıyor, 4.5 sene sonra da kanser olarak çıkıyor. Filmde insanı koparan sahne ise Almanya da yakalandığında etrafını çeviren gazetecileri borsa da ki tellallara benzetip artır artır artır diye bağırması. Ewan McGregor alkışlanılacak bir performansla karşımıza çıkıyor.
Hugh Grant ve Sarah Jessica Parker ın başrolde oynadığı çok çok eğlenceli bir komedi. ikili, anlaşamayan bir çifti oynuyor. Ancak bu çift bir cinayete tanık oluyor ve peşlerine de katili takıyorlar.