erkan oğur'un müziğinin kökenini kendi içinde, yaşantısında ve anadoluda aramak gerekir.
1954 yılında ankarada doğan ve elazığda büyüyen sanatçının müzik anlayışına bu bölgenin çok büyük katkısı oldu. 5 yaşındayken keman çalmaya başlayan oğur daha sonra bağlama (balta) ve cümbüş çalmaya başladı.
ankara üniversitesinde başladığı üniversite eğitimine almanya'da münih üniversitesinde fizik dalında devam etti. burada geçirdiği 3 senenin sonunda tamamen müzikle ilgilenmek istediğini anlayan oğur üniversiteyi terk ederek yaşamını sadece müzikle devam ettirmeye başladı. bu dönemde türk müziği seslerine olan ihtiyacı nedeniyle perdesiz gitarı yaptı.
1980de itü türk müziği devlet konservatuarı temel bilimler bölümünden 1984 yılından mezun oldu.
alıntı :crr konser broşürü
13 aralık uzaktaki müzik konserinde derya türkan ile beraber verdiği konserdi bizleri mest etmiş, su içerken utananlardan olan erkan oğur ilk defa konserde ışıkları söndürtmüş karanlıkta çaldığı parçasıyla bizi zaman,mekan kavramından alıkoymuştur..
büyük usta senle aynı topraklarda yaşadığım için gurur duyuyorum..
türk musikisi ile klasik barok müziğinin harika bir şekilde harmanlamarıyla,çalınan müziklerle,solistleri kontırtenor valer barna-sabadus ve ezgi köker ile biz dinleyenleri zevkli güzel saatler geçirmemizi sağlamış topluluk..
not: ahmet özhan'da dinleyicilerin arasındaydı.zannedersem konser veren sanatçılarla ortak bir proje üzerinde çalışıyorlar..
pera topluluğu,2005 yılında istanbullu mehmet cemal yeşilçay ve ihsan özer tarafından kuruldu.orkestra,adını istanbul'un antik çağlardan günümüze kadar farklı kökenlerden,ırklardan,dinlerden ve kültürlerden gelen insanların buluştuğu bir semtinden almaktadır.pera, osmanlı musikisinin seslerini sunarken ,bunları avrupanın hem tarihi hem de çağdaş müziği ile birleştiriyor.
orkestra üyeleri uluslararsı alanda çok sayıda konser vermekle ve eğitmenlik yapmakla tanınmaktadır.orkestra çok sıkı bir şekilde L'arte del mondo ile birlikte çalışmaktadır. la fate du serail,1 god ve pasticcio armida programları ile verilen bir çok konser , iki orkestranın işbirliğini derinleştirmiştir.
mehmet c. yeşilçey : müzik yönetmeni,ud,perküsyon
valer barna-sabadus: countertenor
ezgi köker: solist
mehmet ihsan özer: kanun,perküsyon
hasan esen: sinekeman (viola d'amore),kemençe
volkan yılmaz: ney
sandra sinch:obua,caccia
mechthild krakow: keman
michale party: keman ,viola d'amore
matthew cellan jones: barokgitar, theorbe
franziska grunze: viyolonsel
sabine erdmann: klavsen
ozan pars: perküsyon
alıntı:26-10-2010 crr konser salonu pera ensamble cafe konseri broşürü..
aykut kocaman'nın nasıl bir cadı kazanına düştüğünü yavaş yavaş idrak etmesini sağlayan maç.. teknik direktörlük macerası rıdvan'nın sonuna benzeyecek yazık..
lucy-selam yanlış mıydı ,pazarlamacı,vs... sayisal koldu. ulan bizim gibin sözel ögrencileri bu sınava almayın anasını satayım.deyin ki sözelciler siktirin gidin one lan!!! 70 tane soru soruyosunuz gerisi kol gibi mantık.bu sorularla kasımı beklemekte hava civa..lan master yapmak artık üniversiteyi kazanmak kadar zor..
artık ülkenin kurucularından ismet inönü'yü hitlere benzetecek bir vizyonla türkiye'ye bakan insan.. artık ben sana bir şey demiyorum sözün bittiği yerdir..
son yıllarda oranında boku çıkmıştır efenim..yanlışlıkla hafta sonu giderseniz eyvah deyim ben size.. öncelikle sağlam bir saglık sigortanız olması gerekmekte;zira faytonlardan yaya ve bisikletlilerin her an korkunç bir kazaya kurban gitmeleri faytonların altında kalmaları işten bile değil..afedersiniz göt kadar yollara yaya,bisiklet ve fayton trafiğinden ne yürüdüğünüzden ne gezdiğinizden bir şey anlıyosunuz.. aman dikkat!
askerlik yaptık kısa dönem, rambo mu olduk hayır, çok mu bilhakkın yaptık hayır; ama dedik ki herkes bu işi yapıyor, eninde sonunda yapılacak bitecek dedik.hayat şartları zaten zor, tarafı-etarafı olmayan zaten inim inim inliyor. bari burada bi eşitlik olsun, askerlik zorunluluksa herkes yapsın yok değilse kimse yapmasın.
korkmayın, garibanın yaptığı askerlikle ensesi kalın adamın yaptığı askerlik arasında zaten çok fark var.
galatasaray sözlük bünyesinde bulunan ve sözlük yazarlarının dj olarak gönüllü çalıştığı,gayet güzel müziklerin çalındığı, çok geniş bir müzik scalası bulunan çoğu profesyonel radyoya taş çıkaran, güzel vakitler geçirmenizi sağlayan güzel radyo...
ne diyeyim efem dizi başladı 90 dk. oldu bir kurşun atılmadı mirim.. aşk,dram vs.. bi ara baktım lan kanal d de aşk-ı memnu'yu mu izliyorum diye o derece fena...
iktidarın adamıdır. şimdi akp'liler bizim tarafımızda diye düşünmekteler; fakat iktidar el değiştirdiğinde emre aköz'ün bukalemun gibi fikir ve görüşlerinin değiştiğini görünce kendileride şaşıracaktır. her devrin adamı familyasındandır ör:mehmet barlas,sinan çetin,emre aköz,çengiz çandar ve en son takıma katılan ''sol''(!)cu hasan cemal.. gibi.
yıldız kenter'in oynadığı harika oyun.. kısaca seksenli yaşlarına gelmiş ve eşini kaybetmiş bir tiyatro oyuncusuyla ,annesini kaybetmiş gençlik hayalleriyle dopdolu bir kızın(sedef şahin) arasında geçmekte.. çelist ve kenter'in karşılıklı diyalogları harika..
seksen iki yaşında bir çınarın oyunda amuda kalkması ,biz seyircileri şaşkınlıktan alkışlamasına yol açtı efenim.. yıldız kenter'in iş disiplinini ve yaptığı işe saygısını görünce bizlerde hafif utanma duygusu oluşmakta..
sonuçta; fırsatı olanların muhakkak izlemesi gereken bir yapıt. izleyin de izleyin!..
galatasarayın hiçbir şey oynamadığı, kontrol futbolu mu korkak futbol mu adını siz koyun..
1-fenerbahçe akıllı oynadı.önceki yazılarda belirttiğim gibi galatasaraya karşı her takım leo franco olduğu müddetçe kaleye mesafe tanımaksızın şut atması muhakkak golle sonuçlanır. netekim selçuk uyanık çıktı.
2- leo franco'ya arjantin liginde başarılar dileriz.
3-elano galattasaray taraftarının sevgilisi(!) daha önceki taraftar sevgilisi futbolcuların içi sızlar valla..(hagi,tafarel,vs..) sorumluluk almayan,kaçak dövüşen,ağır ama ; kırk metre müthiş pas atarmışmış(o da senede iki maç geçmez)...
4-galatasarayın şampiyonluk iddiası bitmiştir.hepimize geçmiş olsundur.
5-gelecek sene dirençli,sert futbol ve baskıyla sinmeyecek bir orta saha kurmak gerek.
6-caner'e spartak moskova'da başarılar dileriz.
öncelikle kulübün artık liseli üye olayından kurtulması gerekmekte, başkan polat kulübe üye olmayı kolaylaştırmalı.. barcelona'ya baktığımızda kulübün yüzyirmibin üyesi var böyle yedibinle sekizbinle küçük olsun bizim olsun anlayışının sona ereceği günleri hayal etmekteyim..
adnan öztürk liseli fekat; daha önce de başkan adayı olmuş sonra geri çekilmişliği var ne kadar inandırıcı..
polat'ın şirket birleştirmeleri, telekom stadının tamamlanması, klubün gelirlerini artırma çabası başladığı işleri bitirme şansı eminim klübün üyeleri tarafından verilecektir. listedeki diğerlerini bilmem ama; haldun üstünel ve yiğit şardan hangi yönetim listesindeyse onun kazanması gerekmektedir.
genco erkal üstadın uyarladığı müziklerini fazıl say'ın yaptığı şiir-tiyatro türünün ülkemizdeki öncü yapıtlarındandır. üstadın mükemmel yorumuyla nazım'ın ölümsüz şiirlerinin harmanlanmasıyla ortaya dehşetengiz, tüylerinizi ürpertecek derecede etkili bir şiir-tiyatro çıkıyor karşınıza.. sıkıcı ve renksiz hayatlarımıza bir nebze renk katabilmek için izlenmesi gerekir. izleyin de izleyin..
gitgide fanatikleşen futbol dünyamızda sayısı çok az olan istisna şahsiyetlerinden biridir. eminim hayatında benim gibi galatasaray taraftarından daha çok galatasaray vardı. beyfendi duruşuyla fanatikliğimizin mahcubiyetini yüzümüze vuran akil adam, adam gibi adam özhan başkan..
geçen ankaragücü maçının en iyi adamı seçtiğimiz keita bu maçta en etkisiz oyunlarından birini oynadı malesef.. ortada hiç bir şey yokken, tribünden atılan su şisesi şarapnel özelliği gösterir gibi keita'nın numaradan kendisini yere atması, tribünlerin tansiyonunu arttırdı ve seyirciyi maçın etki alanına soktu..
1- caner kötü oynadı ama o kanatda tek başına olduğundan elinden geleni yaptı.
2- sağ kanat mevcut galatasarayın en güçlü alanı zannediyorduk ;fakat doğru düzgün atak oynayamamız bir kenara, o kanatdan da çok atak yedik.
3- elano ben hariç taraftarın sevgilisi de bunu anlamak mümkün değil malesef.. çok ağır, dünya kupası yüzünden her topa dalamıyor,sakatlanmaktan korkuyor, kırkda bir gol pası atıcak da yirmi metre uzun pas atacakta takıma faydası olucak ama olmuyor malesef..
4- leo freanco vasat bir olduğu için karşı takım futbolcusu kalecinin iyi olmamasından dolayı aklına esen galatasarayın kalesine korkusuzca her yerden şut atmakta. kaleye gelen her şutu tenis maçı izleyen izleyici gibi topu kafasıyla takip etmekte..
5- dos santos kötü değildi.
6-emre güngör gollük bir hata yaptı; ama birçok pozisyonu engelledi.
7-sabri etkisiz ve güçsüz göründü.
8- jo maç boyu boğuştu fakat kondisyonu yetmediğinden mücadelesi yetersiz kaldı.
9- galatasarayın deplasman maçlarından galibiyet alamamasının en önemli nedeni orta sahasının düz ve kırılgan oyunculardan kurulu olması şöyle ki; mustafa sarp,m.topal,ayhan üçlüsü elano,keita'nın kırılgan yapıları deplasman da takımın işini çok zora sokmakta
10- trabzon alanzinho ve colman sayesinde gayet teknik bir takım görünümüne bürünmüş; ama ileri ikili burak ve umut düz oyuncu olduklarından skor yönünden düşük verim almaktalar.
11- trabzon topa hakim göründü iyi pas yaptı ve maçı hakederek kazandı.
eskiden direksiyonlar galatasarayın elindeyken artık direksiyon bursasporun elinde..
bütün düşündüklerimizin çıktığı kaşarlanmış kurtlar vadisi seyircisinin bu numaraları yemediği yine kanıtlanmıştır.
1-kurtlar vadisi tüyap kitap fuarı ''bozkırın sırrı türk peygamber, klinik hipnoz, ruhun şifresi miydi neydi , birde pana filmin senaryo kitabının reklamlarını gördük. bu arada ebru senaryo kitabını neden okur tvde dizilere senaryo yazacak anlaşılan..
2-kgt'nin başına cahil memati geçmesi oha dedirtti. aslanbey'lerden mematilere düştü koca kgt yazık!..
3-persil amca uzun bir aradan sonra tekrar dahil oldu gözümüz aydın..
4-ya hipnoz mipnoz ne lüzumu var, eski türk filmlerindeki gibi kafasına odunla vur abdülhey'in hafızası yerine gelsin..
maç için fazla söylenecek bir şey yok aslında bakarsanız. 6-7 haftadır maç kazanamamış, teknik direktörü belli olmayan ,i.melih ve ailesinin karabasan gibi ankaragücü'nün üzerine çöktüğü 60-70 futbolcudan oluşturulmuş bir takımla oynandı. tabi bu galatasarayın galibiyetini küçültmez o ayrı.. ben kendimce bir durum tespititnde bulundum sadece.. maça gelince;
1-keita,keita,keita... maçın adamı,her pozisyonda etkili oyunuyla fark yarattı ve güzel oyununu bir golle de taçlandırdı.
2-jo iyi yolda güçlendikçe takıma daha faydalı olacak.
3- baros takıma döndü sonunda.. aylardır yolunu beklediğimiz,beklemekten şaşı olduğumuz futbolcumuz döndü ve attığı golle hem moral buldu hem de takımı şampiyonluk için umutlandırdı.
4-ankaragücünün gol pozisyonu yok.
galatasaray şampiyonluk yolunda çok kritik iki maç oynayacak ve ligde çok şeyi şekillendirecektir.
raci şaşmaz-bahadır özdener abdülhey'i öldürdüklerinde ulan bir şeyler değişiyo mu diye sormaya başladık ;çünkü dizide artık vurulan ölmediği için karakterler cartoonlaştığından kaşarlanmış vadi izleyicisi bu senaryoları yemezler diyorduk.dizi akışı değişiyor mu diye demeye kalmadık dağ evinin kapısını açan abdülhey'le eski tas eski hamam senaryonun devamıyla karşılaştık yine..
1-fuller her yeri bbg tadında izliyordu. dağ evine gelince ağaçlar çok sık bir şey çekemiyoruz mantığı bu çağda ne kadar inandırıcı ey vadiciler..
2-sikender bey lafı yarmıştır.
3-zaza psikopatlıkla sempati arasında slalomlarıyla devam etmektir.
4-sikender bey yine ve yeniden ölmemiştir,ölmüyor malesef..