5-6 senedir dinlemediğim gün yok desem yerdir bu şarkı hakkında. Belki de bu sebepten 5- 6 senedir kronik depresyon modunda geziyorum. Gelgelelim bu kadar haşır neşir olduğum bu şarkıyı coverlamak daha yeni nasip oldu
insanı içten içe eriten , çürüten , tüm yaşanmışlıkları utanmadan önüne seren şarkıdır.
Söylerken bile bu denli duygulandıysam eğer Damien ın bestelerken kafasında olup bitenleri düşünemiyorum.Kaydederken en keyif aldığım cover oldu ayrıca
o zaman ;
Şerefe dostlarım http://http://www.youtube.com/wa...GyZI&feature=youtu.be
Kola aromalı dudak nemlendirici ile masturbasyon yaptığını düşündüğüm hoş sesli ve her yönü ile hoş kadın.
(bkz: cola)
(bkz: my pussy tastes like pepsi cola)
Erken boşalma sorunu için kullanılan ilaç.Bazıları antidepresan sanar.Şaka maka ruhsuz yapar lan adamı. Beynin işlevini değiştirip herşeyi boşvermesini sağladığı gibi alt kattan , yetkili kişiden gelen emirlere de kulak asmaz.
orta okulda kas erimesi olduğu için tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşayan bir kız arkadaşımın sınıfta yalnız kaldığımızda '' benim gibi bir sevgilin olsun istermiydin ? engelli bir insana aşık olabilirler mi sence ? '' diye sorması ve ilk soruya cevap verememem, ikincisini de geçiştirip sınıftan çıkıp hüngür hüngür ağlamam...
Gökay adında otistik bir arkadaşım vardı anaokulunda. En yakın arkadaşımdı ve herkes dışlardı çocuğu. Ama biz çok iyi anlaşırdık. Onun uydurduğu belirli bir ezgiyle söylediği anlamsız cümleleri sabahtan akşama kadar canımız sıkılmadan söylerdik.Onunla dost olduğum için dışlanmıştım ama kimin umurunda. Çok eğlenirdik biz. Şimdi nerelerdedir ne yapıyordur çok merak ediyorum doğrusu.
insana birdaha aşık olamayacakmış gibi hissettiren acıdır.Bütün hayatınızı bir insana bağlarsınız ve her şey son bulur. Bitmeyeceğini düşünürsünüz, cidden iyi bir ilişkiniz vardır ama evdeki hesap çarşıya uymaz. Ve her zaman daha çok seven taraf kaybeder. Bu istisnasız bir şekilde yürür. Tanım yapmak gerekirse bu acı hayatın boyunca çalışıp didinerek kazandığın parayı şöminede yakıp ısınmaya benzer. Çabalarını atarsın çöpe, sevgini atmak zorunda kalırsın. Ona karşı sevginin bitmesini hiç istemezsin, onu sevmemeyi düşünemezsin bile. Ama üşürsün. Yokluğunda öyle üşürsün ki; hiçbir ısıtıcı derdine derman olamaz. Ve sen de sevgini, çabalarını, anılarını yakıp ısınmak zorunda kalırsın.Ölümden beterdir bu. Karşıdan karşıya geçerken araba çarpsın diye dua edersin. Hatta kimi zaman bodoslama yola çıkarsın bu beklenti ile. Çok kötüdür. En az bir yakınınızın ölmesi kadar kötü olduğunu düşünüyorum.
Ama hiç mi olumlu yanı yok diye sorarsanız vardır tabi.Eğer kendinizi antidepresanlara vurup unutmaya çalışmazsanız ve o acıyı doğal sürecinde gerektiği gibi yaşarsanız size çok şey katar. Yaptığınız hataları bir sonraki ilişkilerinizde yapmazsınız. Ama acınızı ilaçlarla veya alkolle kapatmaya çalışırsanız sonrasında dahada alevlenir.Bu aynı fiziksel acılarda olduğu gibidir. Ameliyattan sonra uygulanan lokal anestezi gibidir. Etkisi geçince daha derin hissedilir. Ayrıca her giden bir şey götürür. Eğer ilk aşkınız ise genelde götürdüğü şey çocukluğunuz olur. Olgunlaşmaya başlarsınız. Ve kabul etmesenizde eğer karşılıklı kötülüker yapılmamışsa ve nefret ile ayrılmamışsanız ileride her aklınıza geldiğinde yüzünüzde güzel bir tebessüm haline gelecek, hatta size dünyanın en tatlı duygusunu yaşatacak bir anı halini alacaktır.ilk aşkım aklıma geldiğinde az gözlerim dolmadı. Huzurlu olduğumdan oldu bu. Unutamadığımdan değil.
Dip Not: Şuan böyle konuştuğuma bakmayın. entry nin yarısını kendimi teselli etmek için yazdım resmen.Belki şaşıracaksınız ama ben bu acıyı çok derinlerden yaşıyorum şuan. Ölmek için can atıyorum. Ama yapamıyorum be sözlük. Ardımda bıraktıklarımı düşündükçe yapamıyorum. En çok ta onu düşündüğüm için yapamıyorum. Beraberken intihar girişiminde bulunmuştum 2 kere. Onun ve sevdiklerimin ne hale geldiğini gördüm. Ama şuan yaparsam vicdan azabı çekecek, kendini suçlayacak. Onun için yaşıyorum ama canlı değilim be sözlük...
Marmarisin tek rock bar ı. Müdavimi olduğum mekandır ayrıca.Bu yaz sahibi devretmiştir yeni hali çok daha başarılı olmuştur bana sorarsanız.Yazın haftanın 3-4 günü Asım Can Gündüz ve saz arkadaşları canlı müzik yapıyordu.Daha ne olsun ?
Chuck Palahniuk un en sevdiğim romanı.Enteresan bir şekilde çoğu insan tersini düşünür ama bence Fight Club dahil bütün romanlarından üstündür. Fight club ile benzer olay akışına ve benzer bir finale sahip olmasına rağmen daha çarpıcı buldum ben.
Bugün başladım bu kitaba.Daha 50 sayfa falan okudum ama daha başlarından karmaşık gelmeye başladı bana. belkide 3 senelik olayı 490 sayfaya sıkıştırmaya çalıştığı için olabilir bilmiyorum. Yazar her sayfada farklı otostop macerasını anlatıyor hemen hemen. Dikkatli okunması gerekir yoksa karakterler birbirine girmeye başlıyor bir süre sonra.Onun dışında çok hoş kitap. Beat kuşağı ve yeraltı edebiyatının kutsal kitabı sayılır.
ilişkinin bittiğini kabullenemeyip peşinden koşturması.
edit: beynimi s*kiyim bu erkek benim işte.Ayrılıp uzun süredir konuşmadığım eski kız arkadaşımı çok özlemem sebebiyle bu haftasonu haber vermeden 3 saat uzağa yanına gideceğim.Çünkü biliyorum haber verirsem gelmemi istemeyecek...
2 gün geçikmeli edit: gitim ve ebeminkini tersten gördüm.kızın evine gittim beni görmek istemediğini ve gitmemi istediğini söyledi.Halbuki tek isteğim birkaç saat görmekti.Kavgalıda ayrılmamıştık ve hayatında biri olmadığını biliyorum. En fazla 5 dakika durdum. evet toplamda 5 saatlik yol bunun içinmiş.Otogara gittiğimde beni aradı, ağlıyordu.Çok özür dilerim az önce bu kadar kötü davranmak istemezdim dedi.Sorun değil diyip telefonu kapattım ve tıpış tıpış geri döndüm.
Beyler gördüğünüz gibi seven mikiliyor , miken seviliyor. bu bakımdan beni iyi bir örnek olarak değerlendirebilirsiniz.
Kemik çerçeveli numaralı gözlük alıp 1 sene sonra herkeste görmemle beraber ''s*kerim böyle işi takmıyorum ben bunu'' diye fırlatıp attığım gözlüktür.Kısa bir süre sonra yuvarlak çerçeveli alacağım umarım buda 1 sene sonra moda patlaması yapmaz.
Herşey yaklaşık 2 sene önce bir videoda denk gelmemle başladı.Videonun başlarını geçip direkt olarak sadete gelmesi için ortalara biyere getirdim ve o vücut karşısında ağzım açık kaldı.Her şey çok güzeldi.Ta ki kadın yüzünü dönene kadar.Yüzünü döndüğü an videoyu ışık hızında kapattım ve aylarca vicdan azabı çektim.içim acıdı ve resmen ''Ona gireceğine bana girsin ben bu fedakarlığı yapmaya hazırım'' şeklinde bir cümle çıktı ağzımdan.Ulan bu kadın benim ciddi ciddi hayatımda gördüğüm en güzel kadın.Tartışmasız en güzeli bu.Telefonumda 90 küsür tane fotoğrafını barındırıyorum ama yanlış anlamayın beni!Cinsel bir amacım yok benim.Kadına baktıkça bir yaşama sevinci doğuyor içime.Ben bakmaya kıyamazken bu benim sevgilim olsa ne yaparım diye düşünüyorum.Yakında babasından bizzat istemeye gideceğim efendim.He bu arada yavşamayın s*kerim!
Grunge ne lan ? Grunge hiçbir zaman bir müzik akımı olmamıştır.Grunge sadece yaşam tarzıdır.Seattle ın umutsuz vakalarından oluşan ve sonunda tüm dünyaya yayılan bir düşünce ve yaşam biçimidir.Pear Jam,Nirvana,Alice in Cahins,Melvins,Mudhoney,Soundgarden,Stone temple pilots,Candlebox,Mother love bone vs. Söyleyin bana.Bu grupların hangilerinin yaptıkları tarzın birbiriyle uzaktan yakından alakası var? Hiçbirinin.Peki neden Grunge kelimesi ile anılıyorlar? Çünkü bu saydığım gruplar Seattle ın umutsuz vakalarından oluşan gruplar.Tek ortak yönleri hayatları...
Şimdi Grunge a müzik tarzı demeden önce tekrar düşünün.