yasanan trajikomik olaylardan ötürü kendi adima uzuldugum sahsiyet. sanirim simdiye kadar neden goz onunde olmadigi belli oldu. yazlik kosku ibadethane sanan somine ile mihrabi ayirt edemeyen kisiler ne guzel halki galeyana getiriyor. sirf moda diye dini degerleri istismar etmek bize ne kazandiracak tabi bazi kesmin cebi bu sayede bayagi doldu.
ustelik magdur olan kendisiymis gibi aciklamalar yapilmasi oldukca vahim. yavuz hirsiz misali... elbette insan her seyi elestirebilir kendi dogrulari yanlislari olabilir ama bu olay sadece elestirmek degil vandallik
Itiraf ediyorum izliyorum. Ne olutsa olsun kaliteli is cikariyor. Yani diger youtuberlerleri ileri ala ala izlerken duyguyu bastan sona tekrar tekrar izliyorum. Seviyorum kahretsin
ömer koç bu seneki mamut art projesinin jüri üyelerinden birisi olmuştur. seren kohen'le yapılan roportajın bir kısmı ise şöyle:
Bu sene Ömer Koç'un jüri üyesi olması daha fazla ses getirdi mi? Sanırım bu görevi Mustafa Bey'in vefatından önce kabul etmişti.
Evet. Çok daha önce başladık birlikte çalışmaya. Onu da rahatsız etmemek için çok fazla şey söylemek istemem ama herkes yoğunluğunu ya da konumunu göz önüne alarak “Az ilgilenir; bütün eserlere bakamaz” gibi varsayımlarda bulundu. Seçimlerde ne kadar ilgili ve hassas olduğunu anlatamam, çok ilgiliydi. Sadece bunu özellikle söylemek isterim.
Akkökler ne diyor bu duruma? Bir tarafta Koç'tan bir isim var projede…
Ömer Koç muhteşem bir koleksiyoner ve onun bizimle olması çok büyük şans. Akkökler için bu bir sorun değil çünkü onların kendilerine güveni tam. Bizim her sene başvurduğumuz çok uzun ve ayrıntılı jüri listelerimiz var, Ömer Bey'e götürdüğümüz teklif için herkes “Kabul eder mi?” diye düşünüyordu ama o kabul etti. Sonrasında Mustafa Bey vefat etti.
Gemiler kadınlara benzer... tipki kadinlar gibi gemiler de dogurgandir sahiplerine yeni gemiler kazandırır.
Bu sebepten oturu tuprastaki gemilere koc ailesindeki kadinlarin ismi verilmistir. Omer Koc'un cok sevdigi halasinin ismi sevgi gonul ismi de iki gemiye verilmistir. Bu gelenek mustafa kocun vefati ile istisnaya ugramis ve en son alinan gemiye onun adi verilmistir.
Aygaz piknik tuplerindeki cini motiflerini gordugumde ve gemi isimlerini ogrendigimde bu inceliklerin omer koc'a ait oldugunu dusunuyorum.
Ünlü işadamı Ömer Koç beslenmesine gösterdiği özenle de tanınır. Onun mutfağının dillere destan çorbalarında iki kişinin emeği var. Burak Aziz Sürük ve Cengiz Çakıt bu lezzetleri Adım Adım 62 Çorba adlı bir kitapta topladı. Genç aşçıların sırrı her tarifte yer alan yeşil elma.“Oğlum Ömer’e gittiğimde hemen aşçılarına ‘Bugün hangi çorba var’ diye sorarım, bilmediğim yeni bir çorba varsa bu kez de ‘Nasıl yaptınız, tarifi var mı’ diye eklerim. Ömer de benim gibi çorba düşkünüdür. Her öğünde sofrasında mutlaka bulundurur. Bu yüzden her iki aşçısı da değişik çorba tariflerini özenle denerler...”
Mustafa, Ömer ve Ali Koç’un annesi Çiğdem Simavi’nin bahsettiği bu iki aşçı henüz 28 yaşındaki Burak Aziz Sürük ve Cengiz Çakıt... Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Koç’un evindeki bu aşçıların çorbaları ise dillere destan... Bilinen Türk tariflerinden geleneksel Japon çorbalarına, sebze karışımlarına hemen her lezzeti denemeye açık olan genç aşçılar bugüne kadar pişirdikleri en lezzetli çorbaları bir kitapta topladı. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Adım Adım 62 Çorba adlı kitabın en önemli özelliği sadece sebzeli tariflere yer verilmesi.
engiz Çakıt, Etiler Turizm O telcilik Meslek Lisesi mezunu. Aşçılığa çocukluğunda merak salan Çakıt, 14 yaşından beri yemek pişiriyor. Osmanlı, italyan, Fransız ve Uzakdoğu mutfağı üzerine uzman. Burak Aziz Sürük ise Mengen Aşçılık Okulu mezunu. Yurtdışında italyan mutfağı alanında eğitim görmüş. Aşçılığa Divan Pastanesi’nde başladıklarını belirten Çakıt’ın yolu yaklaşık dört yıl önce Ömer Koç ile kesişmiş: “Divan’daki müdürümüz, Ömer Bey’in evinde bir aşçıya ihtiyaç olduğunu söyledi. Önce Burak, ardından onun tavsiyesi üzerine ben başladım. Zaten o zamanlar Ömer Bey sürekli Divan’a geliyordu. Hem diğer aile üyelerine hem de kendisine yemekler yapardık ve beğenirdi. Şimdi de evde bir görev ayrımı yapmadan aşçılık yapıyoruz.”
Ömer Koç’un evinde çalışmaya başladıktan sonra neredeyse her öğünde farklı bir çorba pişirmeye başlamış genç aşçılar. Zamanla değişik tarifler denemiş, kendi lezzetleriyle karıştırıp yeni çeşitler üretmişler. Bu tarifler hem eve gelen misafirlerin hem de Ömer Koç’un çok hoşuna gidince Çiğdem Simavi’nin de teşvikiyle kitap hazırlamaya karar vermişler. Sürük, kitaptaki tarifleri 250 çorba çeşidinin arasından seçtiklerini anlatıyor: “Yaptığımız yemekler arasında en çok çorbalar sevildiği için bu kitabı hazırladık. Çoğunlukla Ömer Bey’in sevdiği en lezzetli çorbaları seçtik. 62 tarif bulunmasının nedeni ise Ömer Bey’in doğduğu yıl olması. Küçük bir jest yapmak istedik. Yaklaşık bir yılda kitabı hazırladık. Ömer Bey kitabın her aşamasına dahil oldu, kapak seçimine yardımcı oldu. O yüzden emeği büyük. Hatta kitabı yabancı arkadaşlarına hediye edebilmesi için ingilizce de basıldı.”
Kitaptaki tarifler Türk damak tadına uyması için her evde bulunabilecek malzemelerle hazırlanmış. Evde kırmızı et hiç yenmiyor, tavuk ise nadiren konuklar için pişiriliyor; Ömer Koç’un mutfağında ağırlıklı olarak sebze ve balık tüketiliyor. Bu yüzden kitapta da sadece sebze çorbalarına yer verdiklerini söyleyen Çakıt, tariflerinin lezzetinin sırrının ise yeşil elma olduğunu anlatıyor: “Her çorbaya yeşil elma doğruyoruz. Farklı, mayhoş bir tat veriyor. Kabuklarını soymadan sadece çekirdeklerini çıkarıp çorbaya ekliyoruz yeşil elmayı. Tariflerimizin diğer farkı çok kolay bulunan malzemelerden yapılması. Hiç yemek bilgisi olmayan biri bile mutfağa girip rahatlıkla pişirebilir. Tereyağı, bulyon, et ya da tavuk suyu asla kullanmayız. Sadece çorbada değil hiçbir yemekte kırmızı ete yer vermeyiz.”
Okuyanin uludag sözlük oldugunu varsayarsak. Bu caylaklik ne kotu bir seymis. Daha kac entry girmem lazim bu durumdan kurtulmak icin. Cunku sirf yaznak icin yazdığımdan sacmaladigimi dusunuyorum.
Aslinda bunu buyukler olarak icsellestiremedigimiz icin maalesef cocuklar kitap okumayi iskence olarak görüyor. Cocugun rol model alacagi kisiler kitap okumadigi surece bu oranlarin yukselecegini sanmıyorum.
