Evlendiğimiz ilk yıl bir beyaz eşya mağazasında çalışıyordum. Akşam 21'de işten çıktım eve yürüyordum; peşimde çok uzun ve çok esmer bir adamın olduğunu farkettim. Yavaşladım beni geçip gitmedi. Yol çok ıssız ve karanlıktı. Hemen mahalle marketine attım kendimi. Adama durumu anlattım. Takip eden adam da yolun karşısına geçmiş dışarı çıkmamı bekliyordu. Marketin sahibi kapıya çıkıp kaş göz yaptı ona. Allah yaratmış ama yüzü o kadar korkunçtuki. Kim bilir ne yapacaktı? Sonra hep eşim almıştı işten beni. Bunun gibi bir kaç takip edilme anım daha var maalesef.
Az önce yolda yaralı bir kedi gördük. Önce ölmüş sandım. Her yeri sinek doluydu ve kaskatı duruyordu. Sonra hareket ettiğini farkettik. Hemen 153'ü aradık. Hayvanın videosunu çekin dediler çektik. Sizinle iletişime geçeceğiz dediler ama dönüş yapmadılar. Adresi aldılar. Umarım gidip almışlardır kediciği. Biz eve dönmek zorundaydık maalesef. Aklım kedide kaldı. Epey bir süre başında bekledik ağzı burnu kan içindeydi belliki iç kanama geçirmişti ve arka bacakları kırıktı. Sürüklüyordu onları. Muhtemelen araba ezmiş.
Şimdi aradı bir beyefendi kedinin başında bir vatandaş bekliyormuş. Görevliler uzak bir yerdeymiş ama geleceklermiş. Ne olur dayan kedicik, lütfen!
Günün herhangi bir saatinde karşınıza çıkabilecek, zombi gibi yürüdüğü halde yanınıza geldiğinde korkutan kişidir. Para isteyip almasa da yoluna devam eder. Ancak her zaman aklınıza şu gelir? "Ya bana bir şey yaparsa?" Kendimi hiç güvende hissedemiyorum bu tipleri gördükçe.
Bazen sevdiğim bazen hiç sevmediğim bir yer. Evimiz göl manzaralı ama böyle balkondan yarınızı aşağı sarkıtıp gözlerinizi hafif kısarsanız gölü görebiliyorsunuz.
Çarşı ve mahalle bekçisi bir tanıdık var. Geçenlerde sabaha karşı 4'te elinde bir torbayla yokuş yukarı yürüyen 7,8 yaşlarında bir çocuk görüyorlar. Çocuğun yanına gidip o saatte sokaklarda ne işi olduğunu soruyorlar. Çocuk elindeki torbayı gösteriyor; torbanın içinde su şişeleri. "Beni eve götürürseniz babam ve amcam beni döver" diyor. Hiçbir şey yapamıyorlar. Çok etkilendim bu olaydan.
Böyle mutsuz çocukların olduğunu bilmek yaşama hevesimi kaçırıyor.
On yıllık çaycım bozuktu. Kayınvalidem de idareten dandik marka bir çaycı vermişti. Şimdi o da bozuldu. Üç ay bile kullanamadım. Elektrik de çok pahalı zaten en iyisi çaydanlığa geçeyim.
Bugün gördüğüm en korkunç haber. O masum yavrulardan ne istedin be psikopat? Tansiyonum yerlere düştü. Eski bir polis memurunun gerçekleştirdiği saldırı da çoğu çocuk en az 34 kişinin öldüğü belirtiliyor. Allah'ım, ne korkunç bir dünya!
Hadis-i şeriftir. "Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Anne babaya iyilik, ömrü uzatır. Yalan rızkı azaltır. Dua kazayı geri çevirir. Aziz ve celil olan Allah’ın yaratıkları hakkında iki kazası vardır. Biri değişmez, diğeri ise değişir."
Ayrıca:
“Allah, dilediği hükmü iptal eder, dilediğini sabit bırakır. Ana kitap O’nun yanındadır.” (Rad, 13/39).
“Herhangi bir canlının ömrünün uzaması veya kısaltılması mutlaka bir kitapta yazılıdır. Bütün bunlar elbette Allah’a pek kolaydır.” (Fatır, 35/11)
Böyle bir baba tanıyorum ; ona sorsanız asla cimri değil kendisi "tutumlu" yalnızca. Çocuğu döner yemek istese almaz. Parka bile ayda bir götürür dışarıda dondurma yedirmez. Karı koca sinekten yağ çıkarırlar. Bir kaç yıla da kesin bir apartman dikerler ancak o üç çocuk her zaman "hayır, olmaz" cevabını duyacak. Zamanla da babasından bir şey istemeyi bırakacaklar. insanın parası olmaz anlarım da cimrilik çok itici bir şey. Çocuk dışarıda bir döner istediğinde almayacaksan neden çocuk yapıyorsun?
Bir kaç kez denk geldim bu mallara; Hem de gündüz vakti. Başkalarının hayatını tehlikeye atmaya ne hakları var ki? Kırmızı ışıkta bira içiyorlar bu insanlar.
Umarım okursunuz ; insanların can güvenliğini tehlikeye atan sorumsuz, kötü insanlarsınız sizler!
Esasen haberin başlığı "köprüye çıkan genç kızı içeri çekmeye çalışırken kızın aniden köprüden atlaması" olacaktı. Bir vatandaş kadının dalgınlığından yararlanıp kadını tutup kurtarmak istemiş ama kadın saniyesinde kendini köprüden aşağı atmış.
Şimdi kadının durumu ağır adam ise gözaltına alınmış. Belki kadını konuşarak ikna edebileceklerdi ancak yanlış müdahale kadının sonu olabilir.
Birebir tecrübe ettiğim gerçek. Kayınpederim gırtlak kanseri olmuştu ve oğlum ek gıdaya yeni geçmişti. Kayınpederime her akşam oğluma yaptığım çorbalardan paylaştırdım. Genellikle de yanımdaydı. Karısı geziyordu ama bugün eski konular açıldığında kayınvalidem "ben olmasam geberiyordun ben baktım sana" diyor ve kayınpederim ağzını açıp bir laf bile söylemiyor. Hatta kimse söylemiyor, Bende söylemiyorum. Ben ne yaparsam zaten Allah için yapıyorum. Yine de yıllardır anladığım karşındaki insan kötüyse istediğin kadar iyi bir insan ol onun gözünde zerre kıymetin olmuyor.
Yeni nesil kız çocuklarının yaptığı şey. Tabi onlar zihin olarak ve hatta bedenen hâlâ çocuk olduklarının farkında değiller.
Kuzenim haftalardır annesiyle tartışıyor bu yüzden. Haklı olan kesinlikle annesi.
Sokaklarda çok görüyorum küçücük olup makyaj yapan kız çocuklarını. Yapmayın kızlar; Öyle itici bir görüntü oluyor ki tahmin dahi edemezsiniz. Annelerin bu konuda önlem alması şart!
Bilmiyorum başınıza geldi mi? benim babaannem beni korkutmuştu küçükken. Allah rahmet eylesin neden böyle bir şey yapma gereği duymuştu bilemiyorum. Anneannemde diğer torunlarına yapmıştı benzer bir şeyi.
Bir yaz akşamı çatıda okey oynuyorduk. Birden merdivenlerden korkunç bir şey göründü. Hemen ayağa kalktım. Annemler "kızım babaannen görmüyor musun?" Diyordu Ancak sanki görmüyordum. Panik olmuştum. O an yalnızca çatıdan aşağı atlamayı düşünmüştüm. Babaannem kafasına ten çorap geçirmiş üzerine de tülbent bağlamıştı. inanılmaz korkunç bir görüntü vardı. Sonra çorabı çıkartırmışlardı da normale dönmüştüm. Hayatım boyunca o kötü şakayı unutamam. Hınzır babaanne! Mekanın cennet olsun. Gece gece aklıma geldi güldüm. Yine de çocuklara böyle kötü şakalar yapmayınız lütfen!
Korkunç halüsinasyonlardır. Bir gece odanın kapısından içeri küçük simsiyah adamlar girip ranzanın üstüne tırmanmıştı ve aynı anda ben bağıramamıştım sesim çıkmıyordu. Üstte ablam uyuyordu.
Bir keresinde de gündüz vakti salona yatırdı annem beni. Alnımda bez üzerimde atlet klasik. Televizyon kocaman dişleriyle üzerime koşmuştu.
Ateşlenince gördüğüm halüsinasyonlardan bir kaç tane korku filmi çıkar esasen.
Bugünkü terapide bir "çökkünlük" dönemine girmiş olduğumu öğrendim. Halsizliğim, intihar düşüncelerim falan bu sebeptenmiş. Doktorum böyle şeyler düşündüğümde kendisini haberdar etmem gerektiğini söyledi. Adam çok haklı tabiki yaptığı işin karşılığını almak istiyor. Yalnız işte insan ölmek istediği zaman kimselere bildirmek istemiyor ki. Çok farklı düşüncelerle boğuşuyorsunuz.
Bursa ormangazi ilçesine (bir ara sokağa) henüz bilinmeyen bir nedenle uçak düştü. 4 araba uçakla birlikte alev aldı. Ölü sayısı şu an netlik kazanmasa da ilk haberlere göre 1 ölü var.
Uçağın eğitim uçağı olduğu ve içindeki 2 kişinin yanarak can verdiği bilgisi verildi maalesef.
Balkondan düşmek üzere olan çocuğu görüp koşan ve çocuğun kafasının yere çarpmasını engelleyen kahraman adamdır.
Allah bin kere razı olsun kendisinden ne iyi bir insanmış.